İnternet ve sosyal medya hastalıkları: E-hastalıklar

Siz hiç facebook depresyonu yaşıyor musunuz?

Haberin Devamı

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI HAYATIMIZA E-HASTALIKLAR OLARAK GİRDİ

Çağımızda teknolojinin hızla gelişmesi, sosyal medyanın bilinçsiz kullanımı ve dijital araçların yaygınlaşmasıyla birlikte teknoloji bağımlılığı şekil değiştirerek hayatımıza “E-hastalıklar” olarak bilinen bazı olumsuzlukları taşıdı.

İnternet kullanım alışkanlıklarımıza göre faklılık gösteren bu yeni hastalıklar bireylerde nomofobi, siberhondrink ve facebook depresyonu gibi değişik şekillerde ortaya çıkıyor.

 İnternet ve sosyal medya hastalıkları: E-hastalıklar

ÇOCUK VE GENÇLERİN GELİŞİMİNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLİYOR

 İnternet ve sosyal medya hastalıkları: E-hastalıklar  

Çağın hastalığı olarak da nitelendirilen bu hastalıklar daha çok çocuklarda ve gençlerde görülüyor ve gelişimlerini olumsuz yönde etkiliyor. E-hastalıklar kişilerde kaygı, korku, huzursuzluk gibi duygular yaratırken, nefes darlığı ve baş dönmesi gibi birtakım fizyolojik yan etkilere de yol açabiliyor.

Teknolojinin aşırı kullanımıyla görülen bu yeni hastalıklardan nomofobi; cep telefonuyla iletişim halindeyken bu bağlantının kesilmesiyle ortaya çıkar. Kişi karşı taraftan haber alamaması durumdan korku ve panik halindedir. Paniklediği için de nefes darlığı ve baş dönmesi gibi belirtiler gösterir.

Sadece iletişimin kopması değil, aynı zamanda bireylerin internetteki son gelişmeleri takip edememe ve bir şeyleri kaçırmış olma kaygısı da günümüzde sık rastlanan bir durumdur ve bu fomo olarak adlandırılır. Bireyler gelişmeleri kaçırdıklarını düşündüklerinde kaygı duyarlar.

Günümüzde sıkça karşılaştığımız bir diğer sorun “Stalking” ya da ‘’Stalklama’’ olarak bilinen, başkaları hakkında bilgiye (çalıştığı, okuduğu, gezdiği yerler gibi) kişinin isteği dışında ve ona hissettirmeden ulaşmak anlamına gelen yeni nesil bir teknoloji hastalığıdır.

EGO SÖRFÜ YAPIYOR MUSUNUZ?

  İnternet ve sosyal medya hastalıkları: E-hastalıklar  

Bu e-hastalıklar farklı türlerde görülebilir. Kişinin çevresindeki insanları internet üzerinden araştırması ve incelemesi google takibi olarak adlandırılırken kişinin internette kendi ismini yazıp aratması ise ego sörfü olarak adlandırılır. Ego sörfü aynı zamanda online narsizm kavramıyla eşdeğer sayılabilir. Her ikisi de kişinin kendini beğenmesinden ve bunun internet ortamına nasıl yansıdığını araştırmasından dolayı ortaya çıkar.

FACEBOOK DEPRESYONU DA NE?

İnternet ve sosyal medya hastalıkları: E-hastalıklar

E-hastalık olarak nitelendirilebilecek bir diğer hastalık ise facebook depresyonudur. Facebook dünyanın en çok kullanılan sosyal medya araçlarından bir tanesidir.

2016’da yapılan araştırmalara göre, facebook’un kullanıcı sayısı 2 milyarı aşmış durumda.
Bu kadar çok insan tarafından kullanılmasına rağmen facebook, insanları en çok depresyona sürükleyen sosyal platformlardan biridir. Terör, intihar, tecavüz gibi kişiler için olumsuz etki yaratan haberlerin veya boşanma, ayrılık ve ölüm gibi duygusal hayal kırıklıklarının üzerine tekrar tekrar paylaşım yapılması ve konuşulması insan psikolojisini olumsuz yönde etkilerken aynı zamanda insanları mutsuz hissettirerek depresyona sürükleyebiliyor.

Bu durum ise e-hastalık çeşitlerinden facebook depresyonu olarak karşımıza çıkıyor.

Çeşitli sosyal medya platformları aracılığıyla, tanıdığımız veya tanımadığımız insanların fotoğraflarına saatlerce bakarak zaman geçirmek ve bunu alışkanlık haline getirmek de photolurking hastalığı olarak karşımıza çıkıyor.

Teknolojik aletlerdeki performans düşüklüğü ve anlık sorunların kişilerde stres yaratması da internet siniri olarak adlandırılıyor. Tüm bu hastalıkların yanı sıra, çok fazla bilinmese de kişilerin internette geçirdiği süre boyunca mp3 indirmesi de cheesepodding olarak adlandırılan farklı bir e-hastalık olarak literatüre girmiş durumda.

E-hastalıkları başlıklar halinde topladığımızda karşımıza çıkan tablo şu şekilde;

Fomo: Gelişmeleri takip edememe ve gelişmeleri kaçırma korkusu dur. Sosyal medyadaki gelişmeleri kaçırma kaygısıyla kişiler önemli bir eksiklik duygusu yaşarlar. Diğer insanların ne yaptığından, yaşanan gelişmelerden haberdar olamama korkusuyla paniğe kapılırlar.

Nomofobi: Cep telefonu yoluyla iletişim bağlantısının kesilmesi olarak biliniyor. Kişi telefondan uzaklaştığında haber alamamaktan korkar ve panikler. Bu kaygıya eşlik eden nefes darlığı, titreme, baş dönmesi gibi bazı biyolojik belirtiler de vardır.

Stalklama: Başkaları hakkında bilgiye (çalıştığı, okuduğu, gezdiği yerler gibi) kişinin isteği dışında ve ona hissettirmeden ulaşmak anlamına gelen yeni nesil bir teknoloji hastalığıdır. Kişi diğerlerinin ne yaptığını, nerede ve kimlerle olduğunu sürekli olarak takip etme isteğindedir.

Google takibi: Bireyin çevresindeki kişileri sürekli olarak arama motorları aracılığıyla araştırması, internet aracılığıyla neler yaptıklarını sürekli olarak incelemesidir.

Ego sörfü: Yine internet aracılığıyla kendi ismini arama motorlarında aratıp, hakkında yazılanları takip etme hastalığıdır. Ego sörfü, online narsizm olarak da bilinmektedir. Narsizm, kişinin kendini abartılı biçimde beğenmesi olarak tanımlanır. Online narsizm ya da ego sörfü de kişinin sanal alemde kendi hakkındaki gelişmeleri ve yorumları incelemesi olarak açıklanabilir.

Photolurking: Sosyal ağlarda paylaşım yapan diğer insanların fotoğraflarına saatlerce bakarak zaman geçirmek ve bunu takıntı haline getirmiş olmak Photolurking olarak biliniyor.

Facebook depresyonu: Facebook ve diğer bazı sosyal ağlar insanları depresyona eğilimli hale getiriyor. Özellikle genç kızların duygusal iletişimleri ve yaşanan hayal kırıklıkları üzerine konuşmaları, psikolojik olarak olumsuz etkilenmelerine yol açıyor.

Siberhondrik: Hastalık durumlarında öncelikle internette araştırmak ve tedavi yöntemlerini öğrenmek, hatta kendilerine teşhis koymaya çalışmak durumudur. İnternette doğru ya da yanlış her tür bilginin olduğunu biliyoruz. Ve en doğru bilginin ancak konunun uzmanından alınması gerektiğini de biliyoruz. Yine de merak ve öğrenme duygusuyla harekete geçmek ve ulaşılan bilginin doğru mu yanlış mı olduğunu ayırt edememek söz konusu olduğundan, elde edilen bilgi bazen insanları derin kaygı ve paniğe yöneltebiliyor. Özellikle teknolojik aletlere ve internete bağımlılık düzeyinde düşkün olan bireylerde kendi kendini kontrol düzeyleri düşük olduğundan kolaylıkla siberhondrik hastalığına yakalanabiliyorlar.

Cheesepodding: Bireyin internet başında geçirdiği süre boyunca internetten 'mp3' indirme hastalığı Cheesepodding olarak tanımlanıyor. Kişi mp3 indirmesine rağmen genellikle bu müzikleri dinlemiyor.

İnternet siniri: Mobil cihazlardaki veya bilgisayardaki arızaları, performans düşüklüğünü ya da kısa süreli ortaya çıkan sorunları önemli bir stres kaynağı olarak görüyor ve ciddi bir tahammülsüzlük geliştiriyor. Bu durum bir anlamda sosyal medya ve internetin temel işleyiş anlayışı olan hıza dayanıyor. Her an, hızlı biçimde birçok bilgiye ulaşma isteği ve beklentisi bireyleri İnternet Siniri olarak bilinen öfkeye ve sabırsızlığa itebiliyor.

E-HASTALIKLAR CİDDİYE ALINMALI

 İnternet ve sosyal medya hastalıkları: E-hastalıklar 

E-hastalıklar da diğer bağımlılık türleri kadar ciddiye alınmalıdır. Tıpkı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi, başa çıkmaktaki en önemli koşul, bireyin kendini kontrol etmeyi öğrenmesidir. Teknolojinin olumsuz yönlerinden etkilenmekten kaçınarak, olumlu yönlerini keşfetmeye çalışmak, karşılaşılabilecek zararları önlemek adına yararlı olur. Tüm bunların yanı sıra, bireyler kendi çabalarının yetersiz kaldığını düşündüklerinde bu konuyla ilgili psikolojik yardım almak bu bağımlılıkları aşmak adına çok önemli bir destek sağlar.

SAYISI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

 İnternet ve sosyal medya hastalıkları: E-hastalıklar 

Toplum tarafından çok bilinmese de e-hastalıklara sahip olan insanların sayısı her geçen gün artıyor ve bireyleri hem yalnızlığa iten hem de başkalarının hayatlarına odaklayan bir sorun olarak hayatlarımızı işgal ediyor. Sorunu aşmanın yolunun sorunun farkında olmak olduğunu hatırlatmak isterim.

Bilgisayarların ve sosyal paylaşım ağlarının hayatımızda bu kadar etkin olduğu ve giderek hepimizi daha çok etkileyeceği düşünüldüğünde teknolojiden uzak kalmanın mümkün olmadığını biliyoruz. Öyleyse bilinçli, sağlıklı ve doğru kullanma yöntemlerini de acilen öğrenmemiz gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları