Öznur Simav
Öznur Simav
Öznur Simav

Sevgiyi anlatmanın en iyi yolu

Çocuğunuzla aranızdaki bağı korumak için sadece sözlü iletişim kurmanız yetmiyor.

Haberin Devamı

Çocuğunuzla aranızdaki bağı korumak için sadece sözlü iletişim kurmanız yetmiyor, ten teması da kurmanız gerekiyor. Anne ve babaların çocuklarıyla yeterli düzeyde ten teması kurmaması birçok istenmeyen durumlara da sebep oluyor. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Öznur Simav, dokunmanın önemini ve gerekliliğini anlatıyor.

Etkileşim Doğanın Kanunu

Canlıların birliktelikten ve etkileşimden hoşlandığını belirten Durusoy, Afrika menekşelerinin bile birbirlerinden etkilenerek, renk değiştirdiklerine dikkat çekiyor ve devam ediyor:

“Özellikle bebekler, ait olma duygusunu en yoğun bir şekilde yaşamak, duygusal yönden doyuma ulaşmak ister. Güven içinde bulunma ihtiyacı, yaşamın ilk günlerinden itibaren yoğun şekilde doyurulması gereken gereksinimdir. Bebek, anne karnında son derece rahat ve güven dolu bir ortamdadır; travmalara karşı olabildiğince korunabileceği su kesesinin içinde gelişimini sürdürür. Isı ve beslenme koşulları neredeyse “otomatik” diyebileceğimiz şekilde karşılanır. Annenin güvenli vücudunda hayat bulur.”

Doğum Sonrası Bebeğin En Önemli İhtiyacı

“Bebek doğduktan sonra bu koşullara azami şekilde yakın fiziksel şartlar ister. En önemli ihtiyacı olan güven içinde olma ihtiyacı, çevre koşullarının bebeğe göre düzenlenmesi ile oluşur. Bebeğin odasının nemi, oksijeni, steril olma durumu ona göre ayarlanmalıdır. Bebek, anne sütü almasının desteği ile de çevre koşulları ile yavaş yavaş tanışmaya başlar. Onu hasta edebilecek mikroplara karşı direnç geliştirmeye çalışır. Eğer bebek anne sütü alamıyorsa bile annenin göğsüne dayanarak beslenmeli ve fiziksel temastan uzak tutulmamalıdır.

Anne ile bebek doğumdan sonra en kısa zamanda bir araya gelmelidir. Annenin ve bebeğin sağlık durumları uygun ise birliktelik göz ardı edilmeyecek kadar önemlidir. Bebeğin duygusal gelişiminde, anne ile bağlarının devam etmesinde, bebeğin kendini güven içinde hissetmesinde, anne sütünün bile çoğalmasında ten teması etkilidir.

Yetişkinler bile tehlike, üşüme durumlarında fark etmeden anne karnındaki pozisyonu alırlar ve kendilerini güven içinde hissedip korunurlar. Kendini güven içinde ve huzurlu hissetmek, insanı rahatlatır, bağışıklık sistemini güçlendirir. Duygusal yönden desteklenen çocuğun, karakter ve kişilik gelişimi olumlu yönden etkilenir. Güzel duyguları ve ten temasını yaşayarak büyüyen çocuk; sevgi duygularını yoğun yaşar ve çevresine, insanlara zarar vermek istemez. Çocuk, güven duygusu ile sakinleşir, hırçınlık, saldırganlık duyguları pasifsize edilmiş olur.”

Kızgınlık Anında Bile Dokunmak İşe Yarıyor

“Hiç ilgilenilmemekten dayağı tercih eden çocuklar vardır. Burada dayak için hiçbir zaman olumlama yapmamız mümkün değildir. Ancak ten teması ile çocuk, ilgilenildiğini hissederek tercih bile yapabilir. Bu nedenle ebeveynler, çocuklarına yakın temasta bulunmalı, saçını okşamalı, yanaklarından öpmeli, elini sağlam ve güvenli şekilde tutabilmeli, omzuna, sırtına dokunarak sözel ifadelerini desteklemeli, güven duygusunu yaşatmalıdırlar.

Çok kızgın insanlar, önce kendilerine dokundurmak istemezler. Daha sonra ten temasını sağlayabilmiş isek yavaş yavaş gerginliğin geçtiğini görmüşüzdür. Çocuklarında gergin anlarında, ten teması engelleyici ve sakinleştirici rol oynar.

Ten teması, aile bağlarının varlığını hissetmektir. Çocuk ve ailenin diğer bireyleri ten temasını yaşamıyorlarsa ya da yeterince yaşamıyorsa ailede sorun olabilir. Dokunmak, sevgiyi hissetmektir. Herkes sevgiye muhtaçtır. Sevgi, dışavurum ile kendini belli edebilmelidir. Çocuğumuza sevgimizi göstermediğimiz zaman çocuk ilgiyi dışarıda arayabilir. Bunun sonucunda da madde bağımlılığından, çarpık ilişkilere kadar giden süreçler yaşanabilir.”