Hem Büyüklerinin Sözünü Dinledi, Hem de Hayallerinin Peşinden Gitti

“Bileğimizden önce kelepçeyi boynumuza geçiriyorlar altın bileziği.”

Bu cümleler Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Ece Karaağaç’ın ağzından dökülüyor. Ece, Üniversite Giriş Sınavı’nın ikinci basamağı olarak bilinen Lisans Yerleştirme Sınavı’na girecek. Bir üniversiteyi bitirip, tekrar sınava girmesine neden ise sevdiği mesleğin peşinden gitmesi.

Kızının veya oğlunun doktor, avukat ya da mühendis olmasını büyük bir şevkle desteleyen anne babaların “Ben sana yapma demiyorum, istediğini hobi olarak yap” sözlerini birebir uygulamış Ece.

Ece de böyle düşünen büyüklerinin sözünü tutmuş. Geleceğini klasik bir mesleğin diplomasını alarak garantilemiş. Hiçbir zaman avukat olmayı, o cübbeyi giymeyi istememiş. Yazar, yönetmen, oyuncu olmanın hayalini kurmuş yıllarca. Sonunda da içindeki sesin peşinden gitmiş, dinlemeye devam etmiş. Sabırla dört yıl okuduğu Hukuk’tan mezun olmanın arefesinde konservatuvarda tiyatro eğitimi görmek ve yetenek sınavına girmek için hazırlıklarını tamamlamış.

Ne başarısızlıktan, ne aç kalmaktan korkuyor.

Çizdiği yolda şimdi yürüyor. Korkmuyor. Ne başarısızlıktan, ne aç kalmaktan. Şimdi kendini daha özgür hissediyor.

Ece gibi yüzlerce, binlerce genç var. Herkes onun kadar şanslı değil. Hayalinin peşinden gidemiyor. Kimi zaman önünde puan engeli oluyor, kimi zaman da büyükleri. Bazıları öğretmeninin, bazıları anne babasının, bazıları da çevrenin baskısıyla istemediği, sevmediği bir okulun diplomasını alıyor, onu yapmaya çalışıyor.

Hazır önümüzde Lisans Yerleştirme Sınavı var. 2 milyona yakın genç bu sınavlarda geleceğini belirleyecek. Belki birçoğunuzun çocuğu bu yaşlara gelmemiştir.

Yaşı ne olursa olsun, şimdiden çocuğunuzun hayaline ipotek koymayın. Onu sınırlamayın. Tam tersi, yeteneğini keşfetmesine, sevdiği alanı bulmasına yardım edin.