Engel değil, destek olun

Çoğumuzun belki fark etmeden, anlamadan, empati yapmadan, iletişim ve bağ kurmadan yanından geçtiğimiz kişiler onlar… Onlar ki tıpkı bizler gibi hayatlarına devam ederken sonradan engeli oluşmuş veya doğuştan bazı nedenlerle fiziksel veya zihinsel rahatsızlıkları bulunan kişiler… Yani bu açıdan baktığımızda aslında hepimiz potansiyel engelli bireyleriz demek yanlış olmaz sanırım.

Haberin Devamı

Peki, ya toplumda önemli oranda yer alan engelli bireylere yönelik tutumumuz nasıl seyretmekte ve nelere dikkat edilmesi gerekmektedir?

Öncelikle engelli bireyler ve aileleri için en önemli noktalardan biri toplum içinde destek görmeleri ve yaşam sistemi, sosyal işlevsellik noktasında hayatını sürdürebilmeleri, dışlanma hissetmemeleri, kendi başlarına hepimizin yapabileceği eylemleri yapabilir duruma gelmeleridir.  Ancak olması gerekenler sadece bunlarla sınırlı değil. Ruhsal olarak engelli bireyin duygusunu anlamak, onun toplum içinde normal döngünün içinde olduğunu sözel ve sözel olmayan davranışlarımızla da kabullenmek, yardımda bulunmak, daha da özel ilgi göstermek gibi birçok yapılacak, dikkat edilecek unsur var. 

Düşünün engel kavramı  gündelik yaşantımızda bile o kadar önemli bir kavram ki engellenmeye gelemediğiniz durumları bir anımsayın. İlişki, iş, sosyallik, aile ilişkileri, trafik, pandemi süreci önlemleri, maddi yetersizlikler, sağlık sorunları vs. gibi birçok durum engellenme hissi ve dolayısıyla öfke, çaresizlik, mutsuzluk, ümitsizlik, çökkünlük, kaygı, korku gibi birçok duyguyu beraberinde getirebiliyor. Yani o kadar anlamı ve önemi olan bu kavramın fiziksel veya zihinsel bir engel durumuyla var olduğunu düşündüğümüzde bu daha da üzerine hassasiyetle yaklaşmamız gereken bir durum olduğunu ortaya koymaz mı?

Haberin Devamı

Olabildiğince hassas olmalıyız ancak en önemli ve dikkat edilmesi gereken konulardan biri de bu kurmamız gereken empatiyi onlara yönelik acıma duygusunu yansıtacak şekilde davranışa dökmememizdir. Zaten hali hazırda topluma fiziksel ve ruhsal şartlar anlamında uyum sağlamaya çalışan engelli birey bir de acınma duygusu ile baş başa kaldığında bu onun acısını tekrar hatırlatmaktan ve üzmekten başka çok da bir işe yaramayacaktır. 

Hayata tutunma noktasında zorlu aşamalardan geçen engeli olan kişilerin yaşayabileceği özgüven eksikliği, utanma, umutsuzluk, çaresizlik, üzüntü, içe kapanma, kaygı gibi duygularının olduğunu bilerek saygı ve ilgi göstermek, onların hayatını kolaylaştırmaya çalışmak yapılması gerekenler arasında yer alıyor.

Haberin Devamı

3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla farkındalığımızın artması adına günün önemini kavramak bu vesile ile önce engelli bireylerin ve ailelerinin yaşayabileceği psikolojiyi, duyguları anlamak, sonrasında ise engelli kişilerin toplum içinde kendimizden farklı olmadığını anlamalıyız. Onların hayatlarını kolaylaştırabilmek adına saygı ve sevgiyle eyleme geçmek anlamlı olacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları