İleri yaş erkeklerde kısırlık sorunu

Günümüz şartları gereği baba olma yaşı gittikçe ilerlemekte. 70’li yıllarda erkeklerin %15’i baba oldukları zaman 35 yaşını geçmişlerdi. Oysa günümüzde çocuk sahibi olan erkeklerin neredeyse dörtte biri 35 yaşın üzerinde. 35 yaş, üreme başarısı bakımından erkekler için de kritik bir dönem. Yapılan araştırmalar, 40 yaş üzeri erkeklerde spermlerin de yaşlanmaya başladığını ve eşlerini gebe bırakma kapasitelerinin anlamlı şekilde düştüğünü ortaya çıkardı. Buna göre geçen her yıl için baba olma şansı %5 azalmaktaydı. Daha erken yaşlarda kısa sürede gebelik görülürken, 45 yaşına gelince bekleme süresi neredeyse 5 kat artmakta. Bahsettiğimiz bu durumu “sperm yaşlanması” olarak kabul ediyoruz.

Haberin Devamı

Spermlerin ilginç bir özelliği, yapıları gereği ölmeye programlanmış olmasıdır. Biz buna apopitoz diyoruz. Aslında bu bir bakma faydalı bir önlem olarak görülebilir. Çünkü erkekte her 3 ayda bir kök hücreler çoğalarak yeni spermler üretir ve bu ömür boyu tekrarlayarak sürer. Ancak yıllar geçtikçe gerek biyolojik bir sonuç olarak gerekse bozuk çevresel koşullardan kaynaklanan nedenlerden dolayı, üretilen spermlerde genetik hasarlar birikmeye başlar. İşte, hasarlı spermlerin anomalili bebekler dünyaya getirmesini önlemek için böyle spermler ölerek ortamdan temizlenirler. Ancak bazı koşullarda spermler daha erken yaşlanarak çocuk yapma kapasitelerini kaybetmektedir. Biz de spermlerin erken yaşlanmasını önler ya da sağlıklı yaşlanabilecekleri bir ortam sağlarsak bir kısım erkeğin kısırlık sorununu da çözebiliriz.

Haberin Devamı

Yaşa bağlı hücre hasarlarının temelinde oksidatif stres ve bununla ilişkili DNA hasarları bulunur. Spermleri de oksidatif stresten korumanın başlıca yolu sağlıklı beslenme ve çevreden gelebilecek zararlı etkenlere karşı düzgün bir yaşam tarzından geçer. Bu konuyu diğer yazılarımızda çok kez irdeledik.

Yaşlı spermlerin kısırlığa yol açmasının önüne nasıl geçilebileceği üzerinde çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bu amaçla senolitikler ve senomorfikler olarak adlandırılan tedavi alternatifleri tanımlandı. Senolitikler, hasarlı spermlerin ortamdan uzaklaştırılmasını hızlandırmakta, senomorfikler ise yaşlanmış spermlerin ölmesini geciktirerek çocuk yapma kapasitelerini artırmaktadır. Bunlar doğal besinlerle alınabildikleri gibi hazır ürünler şeklinde de kullanılabilirler.

Senolitikler arasında en tanıdık olanları daha çok soğan, şalgam gibi mor renkli meyve sebzeler ile elma kabuğunda yer alan quercetin (kuersetin) ve bitkilerin sarı, turuncu, kırmızı gibi parlak renklerini veren flavonoid pigmenti içeren domates, havuç, pancar, patlıcan benzeri besinlerdir. Bunlar dışında çok sayıda meyve, sebze ve kuruyemiş ürünleri de senolitikler içinde geçer. Senomorfik olaraksa en bilineni, kırmızı üzüm ve kırmızı üzümden elde edilen ürünlerde bulunan resveratroldür.

Haberin Devamı

Bunların dışında sperm yaşlanmasına karşı tedbir olarak probiyotikler de önerilir. Mide-bağırsak florasında doğal dengenin korunmasını sağlayan faydalı mikroorganizmalar ya da bakteriler olarak bilinen probiyotikler en fazla yoğurt, kefir, ayran ve peynirde bulunur. Ayrıca hazır formlar halinde dışarıdan da alınabilir.

Ancak şunu da belirtmekte fayda var, sperm sağlığını bozacak ancak günümüz teknolojisi ile tanı koyamadığımız daha çok sayıda faktör bulunmakta. Belki de bunların bir kısmı ancak laboratuvar ortamında muamele görecek spermler seçerek aşılabilecektir. Diğer yandan kadına ve yumurtaya ait yine tanı koyamadığımız sorunlar da eşlik ediyor olabilir. O nedenle, her türlü tedbiri almamıza rağmen doğal yolla gebeliğin görülememesi durumunda fazla zaman kaybetmeden tüp bebeğe geçilmesi uygun olur.

Haberin Devamı

Netice olarak, spermlerin biyolojik olarak yaşlanması nedeniyle yaş ilerledikçe erkeklerin baba olma şansları da azalır ancak kadında olduğu gibi tamamen kısır yapacak bir sınırı da yoktur. Gerek normal metabolik süreç gerekse çevresel koşulların etkisiyle spermler daha erken de yaşlanabilir. Sperm yaşlanmasının kısırlığa yol açmaması için her yönüyle sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürülmesi çok önemlidir.

Yazarın Tüm Yazıları