Ağacın kurdu içinde olur!

ŞİMDİ "Ermeni soykırımını kabul edelim!" diyenler türedi. Bu konuda ülkemizin hassasiyetini unutup "Özür dileme kampanyası" açanlar var.

Ermeni diasporası onları "Dürüst ve cesur aydınlar" diye alkışlayacak!

Ne onur ama... Sevsinler böyle onuru!

Okurlarımdan bu konuda tepki mesajları yağıyor. İşte birkaç örnek:

"Erzurum’da, Van’da, Kars’ta, Erzincan’da, Malatya’da ve diğer birçok bölgede Ermeni çetelerin yaptığı toplu katliamların, öldürülen binlerce Türk köylüsünün özürlerini kim, kimler dileyecek? Kaypak özürcüler, söyleyin, bu coğrafyada sadece ve sadece Osmanlı vatandaşı Ermeniler mi acı çekti?" (gunay-76@hotmail.com)

"Tel örgüler gibi çevremizi saran Ermeni anıtları yetmezmiş gibi dedelerimizin Ermeni soykırımcısı olarak tanıtılmasını nefretle protesto ediyorum." (yturkel140@gmail.com)

D. Ali Ercan adlı bir okurumuz da "Ermenilerden özür dileyen densizlerin dikkatine! İşte ASALA’nın kahpece öldürdüğü 34 diplomatımız" diyerek bir liste yapmış, "Şehit diplomatlarımızı Ermenilerden özür dileyenlere hatırlatmak gerekir" diyor. (daercan@hotmail.com)

* * *

Ermenilerin kinleri bitmiyor. Yakında Amerikan Kongresi’nde "Sözde Ermeni soykırımı" tekrar gündeme getirilirse hiç şaşırmamak gerekir... Zaten seçilmiş Başkan Obama, seçim kampanyasında "Ermeni soykırımını tanıyacağım" demişti.

Dışişleri Bakanı olarak görev yapacak olan Hillary Clinton da aynı kafada!

Bunların, 1915 yılındaki olaylar hakkında yalan yanlış, kulaktan dolma bilgileri var. Yani fazla bir şey bilmiyorlar ama böyle düşünüyorlar! Ne hazindir ki, bu önyargılı insanlar önümüzdeki dört yıl dünyanın kaderini etkileyecek.

Bedrettin Dalan, İstanbul’da derin izler bırakan bir belediye başkanı... Onun 1984 ile 1989 yılları arasında İstanbul’a yaptığı hizmetler unutulmuyor.

Dalan’ın, renkli ve üretken bir kişiliği var. Şimdi, kurduğu Yeditepe Üniversitesi ve Yeditepe Hastanesi ile ülkeye hizmet ediyor.

Soykırım iddiaları konusunda son derece hassas olan Dalan, çeşitli konuşmalarımızda, bunun ahlaksızca bir yalan olduğunu söyleyip, "Türklerin binlerce yıllık tarihinde soykırım suçu yoktur. Türklerin tarihinde savaş alanında mertçe savaşmak vardır" dedi ve şunları ekledi:

"Asıl soykırımcı, kafataslarıyla kadeh tokuşturan Avrupalılardır. Şimdi tarihi saptırmaya çalışıyorlar. Onların Türkiye’deki işbirlikçileri de hainlik yapıyor.Üstelik bu kişiler ülkemizin bazı üniversitelerinde ’Tarih profesörü’ diye barınabiliyor. Çokseslilik bu değildir. Çokseslilik, hainlik yapmak demek değildir."

Dalan, bu iftiracı profesörler için, "Gelsinler halkın önünde tartışalım, ya da beni mahkemeye versinler, yargı önünde hesaplaşalım" dedi fakat buna yanaşan olmadı.

* * *

"Ağacın kurdu içinde olur" derler. Türkiye’nin kurtları da içinde... Gövdemizi sinsi sinsi kemirerek bizi güçsüz düşürmek ve son bir darbeyle yıkmak için fırsat kolluyorlar.

Bu oyuna gelmeyip, birlik içinde olmalıyız. Akılcı yol budur! Fakat o akıl nerede?

Türkiye’nin bütünlüğünü dinamitlemek isteyenlere "Hain"den başka bir sıfat verilebilir mi? Bu gidişe dur diyemezsek, 89 yıl önceki gibi "Bir kurtuluş savaşı daha" yapmak zorunda kalabiliriz!
Yazarın Tüm Yazıları