Acıyın şu boşanmış babalara

Bugün dünyada çocuğunu göremediği için canını tehlikeye atan yüzlerce baba var. İşte, kızı eşi tarafından Amerika’ya kaçırıldı diye Kardak kayalığında eylem yapan Mustafa Yılmaz.

İşte boşandıktan sonra çocukları gösterilmiyor diye Batman kılığında kraliçenin balkonuna, ya da papaz cübbesiyle katedral tepelerine tırmanan İngiliz babalar... Hatta İtalya’da boşandıktan sonra aile çevresinden tamamen uzaklaştırılan babalara sığınma evleri bile açılıyor.

Savunma Bakanı Vecdi Gönül geçen hafta, Avrupa Birliği’nde nüfusun yüzde 27’sinin gayrimeşru olduğunu söyledi. Maksadı, Avrupalı kadının aslında ne kadar ezildiğini anlatmaktı.

Aslında Avrupa’nın özellikle kuzey kesimlerinde kadınların evlilik dışı çocuk doğurmaları tamamen kendi tercihleri. Çünkü ya koca derdi istemiyorlar, ya da bu yolla daha iyi sosyal yardım alıyorlar. Avrupa’da kadın esas kariyer alanında ayrımcılığa uğruyor. Erkeklerle aynı işi yapıp daha düşük ücret alıyor, kolay kolay terfi ettirilmiyorlar.

Ancak iş medeni hukuk alanına gelince esas ezilenler erkekler oluyor. Hukuk, evlilik birliğinde kadını kolladığı için, boşanma halinde bu dünya erkeklere dar ediliyor. Burada en sivri örnek İngiltere. Justice 4 Fathers (Babalar için Adalet) adı altında örgüt kuran boşanmış babalar, kadınları cebirden korumak amacıyla çocuklarının yanına ya hiç yaklaştırılmadıkları ya da sınırlı haklara sahip oldukları için yıllardır inanılmaz bir mücadele veriyorlar. Matthew O’Connor adlı bahtsız bir babanın kurduğu örgütün üyeleri, yoksul, sefil ve çocuksuz bir hayata mahkum edildikleri iddiasıyla kamuoyunun dikkatini çekmek için Batman, Spiderman gibi çizgi karakterlerin kılıkları içinde, önemli ‘mevkilere’ tırmanıp duruyorlar. Biçare babaların yoksulluğu da, anne ve çocukların tüm giderlerini karşılama hükmünden kaynaklanıyor.

Babaların eylemleri zaman zaman güvenlik skandalına da yol açıyor. Örneğin geçen eylül ayında Buckingham Sarayı’nın balkonuna tırmanan Batman baba Jason Hatch, polisi dört saat süreyle uğraştırmış ve kraliçenin balkonu bu kadar savunmasız mı diye basında kıyamet kopmuştu. Ancak Hatch bu eylemi sayesinde eski karısının bir kıyağıyla ödüllendirildi. Üç yıldır oğluyla kızını göremeyen babaya, çocuklarının müsameresini izleme izni verildi.

Sonra aralık ayında David Pyke, Noel Baba kimliğinde gidip kendini sarayın parmaklıklarına zincirledi. Çünkü çocuklarını sadece hafta sonları görebiliyor, Noel’de birlikte olamıyordu.

Babalar için Adalet savaşçılarının eylemleri İngiltere’yle de sınırlı kalmıyor. Örneğin gidip Lahey’de de adliye sarayının tepesine tırmandıkları oluyor. Eylem çeşitleri arasında Başbakan Tony Blair’e un çuvalı fırlatmak, kendilerini demiryollarının sinyalizasyon direklerine bağlamak, Londra’daki Milenyum Tekerleği’ne çıkmak, devletin aile politikasıyla ilgili toplantıları basmak var.

Babalar, kiliseye de kızgın. Geçenlerde papaz cübbesiyle Londra’daki St. Paul Katedrali’ne tırmanan 23 yaşındaki Darry Westell, kilisenin yasaları değiştirmek için yeterince uğraş vermediğini söylüyordu. Katedraldeki iki kişilik eylemin kahramanı olan babalar yanlarında yiyecek-içecek de getirmişti. Niyetleri Paskalya pazarını orada geçirmekti. Ancak tutuklandıkları için pazarı polis sorgusunda geçirdiler.

Geçen hafta, Ege’de kendi halinde bir kayalık olmakla birlikte siyasi açıdan önemli bir ‘mevki’ sayılan Kardak kayalığına çıkıp pankartlı eylem yapan Mustafa Yılmaz da muhtemelen bu eylemleri örnek aldı. Ancak İngiliz babalar örgütlü, o ise tek başına.

Babalar için Adalet örgütü, İngiliz aile mahkemelerinin boşanan anne ve babaya çocukların yetiştirilmesinde yarı yarıya hak ve zaman tanıması için bastırıyor. Ayrıca çocukların görüşünün de alınmasını istiyorlar. Konuyla ilgili parlamento komisyonu ise talebi reddediyor ve 1989 tarihli Çocuk Hakları Yasası çerçevesinde ‘Çocukların anne ve babayla tam bir ilişki içinde olması gerektiğini’ söylemekle yetiniyor. Bu görüş de mahkemelere vız geliyor. Boşanan anne, babanın çat kapı gelmesi huzurumuzu kaçırıyor dediği an mahkeme, babayla çocuk arasındaki tüm ilişkiyi koparıveriyor.

BOCELLI’NİN MÜCADELESİ

Örgütün verilerine göre her gün 650 çocuğun ebeveyni boşanıyor ve her gün 100 çocuğun babayla ilişkisi kesiliyor. Bu gidişle 14 yıl sonra topluma topyekûn bir babasızlığın hakim olacağı tahmin ediliyor. Çünkü boşanan babaların yüzde 40’ı iki yıl içinde çocuğuyla bütün bağlantısını kaybediyor.

Örgütün önde gelen destekçileri arasında Bob Geldof ve Pierce Brosnan da yer alıyor.

Erkeklerin 40’ında bile ‘mamma’larından kopamadığı İtalya’da da babaların durumu kanayan yara. Anaerkil hakimiyetin sürdüğü bu ülkede boşanan baba bütün mali yükü sırtlamakla birlikte duygusal ortamdan tamamen men ediliyor. Çocukları için birer yabancı olmaya mahkum ediliyorlar. Ama, onlar da savaşmaktan geri kalmıyorlar. İki yıl önce eşi Enrica’dan boşanan ünlü tenor Andrea Bocelli, iki oğluna çok sınırlı erişimi olduğu için, boşanan babalara çocuklarının yetiştirilmesinde daha fazla hak sağlayacak bir yasa çıkarılması amacıyla kampanya başlattı. Bocelli’ye göre bu kampanya aslında, çocukların haklarını korumak için başlatılmış bir mücadele.

İtalya’da boşanmaların yüzde 90’ında çocuk anneye bırakılıyor. Evi de doğal olarak anne alıyor ve baba evin bütün giderlerini karşılamakla yükümlü kılınıyor. Bu şartlarda finansman krizine giren erkekler öyle zor durumda kalıyor ki, bazı babalar hafta sonları çocuklarını alabileceği doğru dürüst bir ev bile bulamıyor. Boşananlara yardım amacıyla kurulan Asdi adlı örgüt, evsiz kalan erkeklere sığınma evleri açmak için kolları sıvıyor. İlk sığınma evi de Bolzano’da açılıyor. Tabii bu evde yaşamak bedava değil, aylığı 200 Euro.
Yazarın Tüm Yazıları