GeriSağlık İş yerinde aşırı strese maruz kalmak kalp sağlığını tehdit ediyor... '42 yaşında kalp spazmı geçirdim, işten ayrılmama vesile oldu'
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

İş yerinde aşırı strese maruz kalmak kalp sağlığını tehdit ediyor... '42 yaşında kalp spazmı geçirdim, işten ayrılmama vesile oldu'

İş yerinde aşırı strese maruz kalmak kalp sağlığını tehdit ediyor... '42 yaşında kalp spazmı geçirdim, işten ayrılmama vesile oldu'

Çalışanların günlerinin büyük bir kısmını geçirdikleri iş yerlerinde kendilerini mutlu ya da aşırı stres altında hissetmeleri, ruh sağlıklarını, üretkenliklerini hatta zamanlarının geri kalanını bile etkiliyor. Yapılan araştırmalar, iş yerinde aşırı strese maruz kalmanın kalp sağlığını tehdit ettiğini, buna karşılık esnek çalışma saatleri olanlarda kalp damar rahatsızlıklarına yakalanma riskinin düşük olduğunu söylüyor. Biz de hem iş hayatındaki stresin kalbimize ve ruh sağlığımız etkisini uzmanlarla konuştuk hem de iş stresinden dolayı sağlık sorunu yaşayanların hikayelerini dinledik.

ABD'de Harvard ve Penn State üniversitelerinden araştırmacıların yaptığı güncel bir çalışmada, esnek çalışma saatleri olan kişilerin kalp damar rahatsızlıklara yakalanma riskinin azaldığı tespit edildi. 

Çalışma kapsamında 1528 kişinin sigara kullanımı, kolesterol seviyesi, vücut kitle endeksi ve tansiyon gibi sağlık verileri 12 ay boyunca incelendi. Sonuçta, esnek çalışma sisteminden en çok 45 yaş üstündeki kişilerle halihazırda kalp hastalığına yakalanma riskine sahip kişilerin fayda gördüğü anlaşıldı. Buna karşılık stresli iş ortamına sahip çalışanların kalp hastalığı risklerinin arttığı görüldü.

Harvard Üniversitesi'nden akademisyen Lisa Berkman, çalışmanın sonuçlarının özellikle kendisinden talep edilen işler ve uymaları gereken takvimler üzerinde daha az kontrole sahip orta ve düşük ücretli çalışanlar için önemli olduğunu belirtti.

Penn State Üniversitesi'nde görev yapan Orfeu Buxton ise işverenlerin personelin daha iyi bir iş-yaşam dengesi kurmasını sağlamasının önem taşıdığına, çalışanların özel hayatlarıyla iş yaşamları arasındaki çatışmanın azaltılması ve daha sağlıklı olmalarının sağlanması amacıyla iş yeri kültürünün kademeli biçimde değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Biz de önce iş stresi nedeniyle sağlık sorunları yaşayanları dinledik ardından da konuyu uzmanlarla masaya yatırdık...

'42 YAŞINDA KALP SPAZMI GEÇİRDİM, İŞTEN AYRILMAMA VESİLE OLDU'

Levent Ç. (45)

Ben 16 yıl aynı iş yerinde çalıştım. İlk zamanlar işi öğrenmek için zorlanıyor, stres yapıyordum. Zamanla normale dönmem gerekirken sorumluluklarım arttıkça omuzlarıma binen yükler uykularımı kaçırmaya başladı. İş yerinde yaşadığım stresi eve de taşıyordum ve hayatım bir müddet sonra çekilmez hale gelmeye başlamıştı. Karakter olarak da rahat biri olmadığım için aklımda sürekli iş oluyordu ve sürekli kendimi gergin hissediyordum.

Eşim de bu durumdan inanılmaz rahatsız olmaya başlamıştı ama işi bırakma lüksüm yoktu maalesef. Ta ki kalbim beni uyarana kadar...

Günlerden cumartesiydi... Hafta sonu işe gitmediğim için rahat rahat uyuyabilirdim ama sabah çok erken saatte göğsümde bir ağrıyla uyandım. Hemen en yakın hastaneye gittik eşimle. Yapılan tetkikler sonucunda kalp spazmı geçirdiğimi söylediklerinde işimin bana daha fazla zarar vermesine müsaade etmeyeceğime dair kendime söz verdim. Kalp krizinin erken uyarısı olan bu spazm beni kendime getirdi. Düzenli spor yapan, sağlıklı beslenen biri olarak kalp krizi geçirmemin tek nedeni vardı o da aşırı stres altında çalışmamdı. Doktorlar stresin kalbi olumsuz etkilediğini, bundan sonra stresimi yönetme konusunda daha dikkatli olmam gerektiğini söyledi. Eşim de "Dünyanın sonu değil, bu stresli işe daha fazla katlanmanı istemiyorum" dedi.

Onca zaman stresli çalıştığım günler için kendime kızdım, üzüldüm ama bu yaşadığım korku benim işten ayrılmama ve kendi işimi yapmama vesile oldu. Şimdi 3 arkadaşım ile birlikte açtığımız ofiste mutlu mesut çalışıyoruz. Elbette stresli dönemlerimiz oluyor, stresi tamamen hayatımızdan çıkarabilmemiz mümkün değil ama onu yönetmeyi öğrendim. 

İş yerinde aşırı strese maruz kalmak kalp sağlığını tehdit ediyor... 42 yaşında kalp spazmı geçirdim, işten ayrılmama vesile oldu

'BİZİM İŞ YERİNDE YAN HAKLAR OLARAK MİDE SORUNLARI VERİLİYOR'

Elif C. (42)

Benim işim kalbimi değil ama sapasağlam midemi mahvetti. Kalbime vereceği hasar da eli kulağındadır kesin.

Yaptığımız işten ziyade birlikte çalıştığımız insanlar ve yöneticiler bizim sağlığımızı bozuyor bence. Üzerimizde her türlü yetkiye sahip olduklarını düşünen işverenler yüzünden hasta oluyoruz. 

Ben bu işe başladığımda enerji dolu ve pozitif bir insandım, 7 yılda posamı çıkardılar. Son birkaç yıldır da yaşadığım stres mide rahatsızları olarak bana geri döndü. Gastrit, ülser ne ararsanız var…Yani anlayacağınız bizim işyerinin yan hakları mide sorunları...

"Takmayacağım" diyorum, "İşimi yapıp işi orada bırakacağım" diyorum ama iş benim peşimi bırakmıyor ki… Özellikle pandemi ile birlikte mesai kavramımız kalmadı, evden çalıştığımız dönemde mola nedir unuttuk. Akşam "İşim bitti hadi kapatayım bilgisayarı" deme lüksümüz olmadı, 7/24 ulaşılabilir olmamızı istediler.

İşsiz kalmayayım diye her türlü kötü muameleye boyun eğdim. Sonra ofislere geri dönünce sanki evden hiç çalışmamışız, yan gelip yatmışız gibi 'Artık daha fazla çalışacağız' dediler. 

Ne yapsak beğendiremiyoruz, övgü yok, doğru düzgün maaş yok, huzur yok. Kısacası bu iş beni mahvetti, ömrümden ömür gidiyor. Midemden sonra bakalım sıra neye gelecek? Bu strese ne kadar dayanacağım bilemiyorum. 

İş yerinde aşırı strese maruz kalmak kalp sağlığını tehdit ediyor... 42 yaşında kalp spazmı geçirdim, işten ayrılmama vesile oldu

'ESNEK ÇALIŞMAYA BAŞLAYINCA HAYATIM NORMALE DÖNDÜ'

Sema Ö. (44)

Ben tam 19 yıldır aralıksız çalışıyorum. Üç şirket değiştirdim. Bu son çalıştığım yerde gecemi gündüzüme katarak çalışmaya başladım. Sosyal hayatım bitti, eskiden sinemaya tiyatroya giden ben, bir müddet sonra kolunun altında bilgisayarla gezer hale geldim. Çünkü bizim işimiz öyle 9'dan 5'e değilmiş, her an bilgisayara erişimimiz olmalıymış, bir iş istendiğinde iki elimiz kanda da olsa yapılacakmış. Bu kadar iş yapıp karşılığını alsam ona da ses çıkarmayacaktım ama maalesef maaşım da yüz güldürmüyordu. Büyük bir şirket olsa hakkını arayabilirsin belki ama küçük patron şirketlerinde böyle bir şey söz konusu olmuyor. Ya o deveyi güdüyorsun ya o diyardan gidiyorsun.

Böyle diye diye tüm hayat enerjim tükendi. Üzerimde aşırı bir baskı ve stres vardı. İş yerim evime uzak olduğu için her gün saatlerce yol gidip gelmek de beni çok yoruyordu. Bir de altı gün çalışıyordum. Yani anlayacağınız ne maaşım iyiydi ne şartlarım ne de patronun tavırları… Kaç kez kalbime ağrı girdi, kaç kez kalp krizi geçiriyorum diye acile gittim sayamadım. Bu iş yüzünden panik atak hastası oldum ama mecburen çalışmaya devam ettim.

Pandemi döneminde halimiz daha da beter olacak diye düşünürken şirkette görev değişiklikleri oldu ve benim de bölüm şefim değişti. Meğer bizi köle gibi çalıştıran aslında patron değilmiş, başımızdaki şefmiş. Çünkü yeni gelen şef bizimle tek tek konuştu, dertlerimizi dinledi ve kendisinin olaylara hep sonuç odaklı baktığını, günün sonunda yapmamız gereken işi teslim ediyorsak bundan sonra bir sorun yaşamayacağımızı, işimizin özel hayatımıza etki etmesine izin vermeyeceğini söyledi. Önce 'Duy da inanma' dedim ve bu konuda hiç ümitlenmedim ama gerçekten de dediğini yaptı.

Ben o dönem de çok çalıştım ama çalışmaktan aşırı keyif aldım. İşimi severek yaptım çünkü takdir toplamaya başladım. İşe gidip gelirken yollarda geçen zaman bana kalınca kendime daha fazla vakit ayırmaya başladım. Dışarı çıkamasam da evde kendimi daha mutlu hissetmeye başladım. Önceden çamaşırları makineye atmak bile gözümde büyürdü, sadece bir gün izin yapabildiğimiz için o güne her şeyi sığdırmaya çalışmak da beni geriyordu. Evden çalışma döneminde bu işleri de daha kolay halletmeye başladım. 

Bu çalışma düzeninin en güzel yanlarından biri de esnek çalışabilmekti. Çünkü mesela elimde teslim için bir haftamın olduğu bir iş oluyordu. Bazen gündüz işi erken bırakıyordum ama akşam birkaç saat fazladan çalışıyordum. Bazı sabahlar çok erkenden kalkıp çalışıyor öğleden sonramı boşa çıkarıyordum ve bu bana inanılmaz iyi gelmişti. Hastane ziyaretlerim azaldı, psikolog seanslarım seyrekleşti, resmen yeniden doğmuşa döndüm. Hepimiz işlerimizi para kazanmak için yapıyoruz evet ama yaptığımız işi severek, stressiz kaygısız yapmak paha biçilmez bir duygu.

* * * * *

İş hayatının yoğunluğu, uzun çalışma saatleri ve trafikte uzun süre kaldığımız bir şehirde yaşamak gibi stres faktörleri, gergin, huzursuz, sinirli veya endişeli hissetmemize veya zihnimiz sürekli rahatsız olduğu için günlük işlevlerimizin etkilenmesine neden olabilir. Stresöre verilen ilk yanıt ile birlikte organizma alarm durumuna geçer, eğer tehdit devam ediyorsa, stres yanıtı devam eder ve organizma strese karşı direnir, bir süre sonra ise direnç azalır ve tükenme görülür. Çeşitli çalışmalarda kronik stresin kalp hastalıklarında hem hastalanmayı hem de ölüm riskini artırdığı gösterilmiştir.  (Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Taha Can)

-- Peki çalışma hayatımız kalp sağlığımızı nasıl etkiliyor? 
-- Yoğun stres, katı çalışma saatleri, trafikte uzun süre vakit geçirmek bize ne yapıyor?
-- İş stresi psikolojimizi nasıl etkiliyor? 
-- Bu stresi yönetebilmek için ne yapmalıyız?  

KALP KRİZİ VE FELÇ RİSKİ ARTIYOR

Kardiyolog Doç. Dr. Beytullah Çakal, çalışma hayatımızın genel sağlığımızı etkileyen birçok faktörü içinde barındırdığını, bu faktörlerden birinin de kalp sağlığımız olduğunu, stresli bir ortamda çalışmanın kalp krizi veya felç riskini artırdığının bilindiğini söyledi. Çakal, çalışma hayatının kalp sağlığı üzerindeki olası etkilerini stres, uzun çalışma saatleri, iş-yaşam dengesi, fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve sosyal izolasyon olmak üzere 6 ana başlıkta topladı.

1) STRES

Çalışma hayatındaki yoğun iş temposu, baskılar, sürekli değişen şartlar ve işle ilgili sorumlulukların stresi artırabileceğine, kronik stresin kalp sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğine dikkat çeken Çakal; stresin vücuda etkilerini şöyle sıraladı: “Kan basıncını yükseltebilir, kalp atış hızını artırabilir ve kalp-damar sistemine zarar verebilir. İş stresi ayrıca plak oluşumuna yol açarak, damarları daraltabilir ve kan basıncını yani tansiyonu yükseltebilir.”

Çakal'ın aktardığına göre, Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı bir çalışmada araştırmacılar, halihazırda kalp hastalığı olmayan, yaş ortalaması 45 olan yaklaşık 3118 erkek ve 3347 kadın beyaz yakalı işçiyi 2000'den 2018'e kadar takip etti. İşçilerin sağlık ve iş yeri anketi bilgilerini incelenerek iş gerginliği ve çaba-ödül dengesizliği ölçüldü.

İş sıkıntısı ya da çaba-ödül dengesizliği yaşadığını bildiren erkeklerin, bu sorunları olmayanlara kıyasla kalp hastalığı riskinde yüzde 49 oranında artış olduğu görüldü. Hem stresli işleri olduğunu hem de ödül eksikliği yaşadığını bildiren erkeklerin, stres altında fazla kalmadığını bildiren erkeklere kıyasla iki kat daha fazla kalp hastalığı riski altında olduğu gösterildi. Doç. Dr. Çakal, bu sonuçların bize erkeklerde iş stresinin kalp damar hastalığı riskini artırabildiğini gösterdiğini ancak aynı stres faktörlerinin kadınların kalp sağlığını etkileyip etkilemediğinin bu çalışmada netlik kazanmadığını ifade etti.

Çakal, işverenlerin farkındalık veya rahatlama egzersizleri gibi stres yönetimi eğitimi ve destekleyici çözümleri çalışanlarına sunabilmeleri gerektiğini, çalışanların derin nefes alma, meditasyon veya yoga gibi stres yönetimi tekniklerini kendi başlarına da uygulamayı öğrenerek stresle başa çıkabileceklerini vurguladı.

Başka bir çalışmada, haftada 55 saat veya daha fazla çalışanlarda, haftada 35-40 saat çalışanlara kıyasla felç riskinin yüzde 35, iskemik kalp hastalığından ölme riskinin ise yüzde 17 daha yüksek olduğu gösterilmiştir. 

2) UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ

Uzun çalışma saatleri, düzensiz çalışma programları ve yetersiz dinlenmenin uyku düzenini bozabildiğini, bunun da kalp sağlığını olumsuz etkileyebileceğini belirten Çakal, yeterli uyku almanın ve düzenli dinlenmenin kalp sağlığı için çok önemli olduğunun altını çizdi.

İş yerinde aşırı strese maruz kalmak kalp sağlığını tehdit ediyor... 42 yaşında kalp spazmı geçirdim, işten ayrılmama vesile oldu

3) İŞ-YAŞAM DENGESİ

İşverenlerin, iş-yaşam dengesini geliştirmek için esnek çalışma programları, uzaktan çalışma seçenekleri ve ücretli izinleri sunabilmeleri gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Çakal, çalışanlara da iş ve kişisel yaşam arasında sınırlar belirlemelerini, rahatlamayı ve stresi azaltmayı teşvik eden faaliyetlerde bulunmalarını tavsiye etti.

4) FİZİKSEL AKTİVİTENİN AZALMASI

Doç. Dr. Çakal, ofis ortamlarında uzun süreli oturma ve masa başında çalışmanın, fiziksel aktiviteyi azaltabileceğini, düzenli egzersiz yapmamanın obezite riskini artırarak kalp sağlığını olumsuz etkileyebileceğini ifade etti.

Aslında işverenlerin spor salonu üyeliği veya tesis bünyesinde fitness dersleri sunarak fiziksel aktiviteyi teşvik edebilmeleri ileriki zamanlarda oluşabilecek birçok sağlık sorununun da önlenmesine katkıda bulunabilir. Çalışanlar da öğle yemeği molalarında yürümek veya asansör yerine merdivenleri kullanmak gibi fiziksel aktiviteleri günlük rutinlerine sokmalılar. (Doç. Dr. Beytullah Çakal)

5) SAĞLIKSIZ BESLENME ALIŞKANLIKLARI

Doç. Dr. Çakal yoğun çalışma temposunun, fast food tüketimi ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarının kalp sağlığını olumsuz etkileyebileceğini, düzensiz ve sağlıksız beslenmenin, kolesterol seviyelerini artırabileceğini ve obeziteye yol açabileceğini belirtti.

6) SOSYAL İZOLASYON

“Çalışma hayatındaki yoğun tempolu günler, sosyal ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Sosyal izolasyon, stresi artırabilir. Bu da kalp sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir” diyen Doç. Dr. Çakal, sosyal izolasyon ve yalnızlığın aynı zamanda kardiyovasküler sağlığı ve beyin sağlığını olumsuz etkileyen yaşam tarzına da yol açabildiğini sözlerine ekledi.

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Taha Can ise iş stresini yönetebilmek isteyenler için şu tavsiyeleri sıraladı:
 
-- Öncelikle zihnin şimdiki ana odaklanması stres düzeyimizi azaltabilir, geçmiş ve gelecekle ilgili sürekli düşünmek stres düzeyimizi artırabilir. Şimdiki ana odaklanmaya yardımcı olması için farkındalık egzersizleri yapılabilir. 

-- Uyku düzenine dikkat etmek, belli saatlerde yatıp kalkmak, melatonin salınımını artırarak daha kaliteli bir uyku için yatmadan bir iki saat önce loş ışıkta ve dinlendirici, zihni yormayacak aktiviteler yapmak, yatak odasının karanlık olması, sabah kalkınca yarım saat balkona çıkıp güneş ışığından yararlanmak, beslenme düzenine dikkat etmek stres düzeyimizi kontrol etmemize yardımcı olabilir. 

-- Hayatta değiştirebileceğimiz faktörlere odaklanmak, değiştiremeyeceğimiz faktörlerle zihnimizi meşgul etmemek stres düzeyimizin artmasını engelleyebilir. 

-- Sosyalleşme ve sosyal aktiviteler stresle baş etmemizde yardımcı olacak faktörlerden birisidir. Yeni hobiler edinmek, yardım ve dayanışma faaliyetlerine katılmak, evcil hayvan edinmek stres düzeyimizi azaltabilir. 

-- Düzenli fiziksel egzersiz, örneğin haftada beş gün yarım saat tempolu yürüyüş stresle baş etmemizi kolaylaştırır ve ruhsal dayanıklılığımızı arttırır. 

-- Nefes ve gevşeme egzersizleri yapmak stresli durumlarla baş etmede yardımcı olabilir.

False