Süleyman Eserdağ

Vajinismus tedavi süreci nasıl olmalıdır?

7 Ocak 2020
Günümüzde kadınların hayatında olumsuz etkilere neden olan vajinismus hastalığı, türleri ve tedavi yöntemleri hakkında merak edilen tüm detayları Jinekolog Op. Dr. Süleyman Eserdağ, sizler için anlattı.

VAJİNİSMUS TÜRLERİ NELERDİR?

Vajinismus hastalığı, bazı durum ve faktörlere göre kendi içerisinde ayrılmaktadır. Yaşadığı korku ve kaygılar nedeniyle hiçbir cinsel birliktelik yaşayamayan hastalar, ‘’birincil vajinismus’’ olarak adlandırılmaktadır. Diğer hasta grubunda ise; doğum ve kürtaj gibi jinekolojik müdahaleler sonrasında oluşan korkular nedeniyle meydana gelmektedir. Bu hasta grubu ise ‘’ikincil vajinismus’’ olarak adlandırılmaktadır. Bir diğer tür ise; kısmi bir şekilde gerçekleşen ağrılı ve sancılı cinsel birliktelikleri temsil etmektedir. Bu da ‘’ağrılı cinsel birleşme (disparoni)’’ olarak isimlendirilmektedir.

VAJİNİSMUS TEDAVİSİ MÜMKÜN!

Cinsel işlev bozuklukları içerisinde tedaviyle en hızlı çözüme ulaşan hastalık, vajinismus hastalığıdır. Eğer ki, hastalığın nedenini psikolojik etmenler oluşturuyorsa; bütüncül cinsel terapi yöntemi uygulanmaktadır. Sistematik duyarsızlaştırma ile davranışsal bilişsel tedaviler, ayrıca destekleyici olarak hipnoz, akupunktur, EMDR gibi yöntemler oldukça etkili çözümler arasında yer almaktadır.

Bilişsel yaklaşımlar, yalnızca kadınlara değil, erkek eşlere de uygulanmaktadır. Hasta, genital organlar ve cinsellik hakkında bilgilendirilerek, yanlış inanışlardan kurtulması hedeflenmektedir. Hastalığın nedeni anatomik faktörlerden kaynaklanıyorsa; basit cerrahi girişimlerle çözümlenebilmektedir.

Vajinismus, dört ayrı dereceden oluşmaktadır; dört pozitif en ağırı, bir pozitif en hafifi ifade etmektedir. Tedavi süreci duruma ve dereceye göre değişir. Tedavi sonrası sonuçlar kalıcıdır.

TEDAVİ SÜRECİ NE SIKLIKLA YAPILMAKTADIR?

Vajinismus hastalarının tedavi süreci, her gün uygulanan seanslar sonucunda, ortalama 3 günde tamamlanmaktadır. İleri düzey hastalarda bu süreç 5-6 günü bulabilir. Kliniğimizde uyguladığımız yöntemler arasında parmak egzersizleri yoktur. Tedavi boyunca; kişinin kendini tanımasına olanak veren, ağrısız, hızlı sonuç alınabilen, kolay ve rahatlıkla uygulanan egzersizlerden yararlanılmaktadır.

VAJİNİSMUSTA ÖNERİLMEYEN METOTLAR NELERDİR?

Vajinismus hastalığında uygulanacak tedavi yöntemleri, mutlaka bilimsel olmalıdır. Pek çok çift kızlık zarını aldırma düşüncesine sahiptir. Anatomik bir engel yoksa kızlık zarının alınması problemi çözmez. Kızlık zarı sert, kalın veya yüksek kenarlı ise “himenektomi” adını verdiğimiz cerrahi işlem ile kızlık zarı çıkartılabilir. O yüzden ilk vizitteki jinekolojik değerlendirme son derece önemlidir.

Bunun dışında kas gevşetici, kayganlaştırıcı ve uyuşturucu jeller önerilmemektedir. Ayrıca; uyuşturucu ilaçlar ve alkol kullanarak cinsel ilişki denemeleri, genel anestezi, belden uyuşturma ile denenen cinsel ilişkiler ve sıcak su oturma banyoları doğru yöntemler arasında yer almaz.

Umudunu kaybeden bazı hastalar çözümü cinci hocalar ve büyü bozdurmada aramaktadır. Bu kesinlikle problemi çözmeyecek, hatta daha da kötüleştirecek bir arayıştır.

VAJİNİSMUS TEDAVİSİ İÇİN ‘’HİPNOZ’’

Birçok evliliğin dağılmasına neden olan, çiftler arası problemlerin yanı sıra sosyal hayatı da olumsuz etkileyen vajinismus hastalığının tedavisi oldukça aslında oldukça basittir. Ancak yanlış ve bilimsel olmayan yaklaşımlarla uygulanan tedavi yöntemleri, maddi ve manevi problemleri beraberinde getirmektedir. Vajinismus hastalığının yüzde 90’ını psikolojik etmenler oluşturmaktadır. Sistematik duyarsızlaştırma tekniği ile bilişsel- davranışsal cinsel tedavi yöntemleri dışında; günümüzde bilinçdışını rahatlatmaya yönelik hipnoz tedavileri (hipnoterapi) günümüzde önem kazanmaktadır. Hipnoz, bireyin ‘’içe bakış, farkındalık ve bilinçdışı bir şekilde yönlendirilme hali’’ olarak tanımlanabilir. Dikkatin odaklanmasıyla başlayan hipnoterapi, bir tedavi şeklidir. Bu tedavi yöntemi sırasında, farkındalık durumu ve verilen olumlu telkinlerle çarpıcı değişimler oluşturulmaktadır. Bu telkinler, vajinismus haricinde diğer bazı cinsel işlev bozukluklarında da iyi sonuçlar vermektedir.

VAJİNİSMUS HİPNOZ İLE TEK BAŞINA TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Hipnoz, tedavi sürecinde tek başına yeterli olmayacaktır. Diğer bir ifade ile cinsel terapilere beraber uygulandığında süreci hızlandırıcı bir etki yaratmaktadır. Hastanın, bu tedavi yöntemleri uygulanırken; kendisine, terapistine ve tedaviye güven duyması çok önemlidir. Ayrıca bu süreçte, eşler arasında hoşgörü, dayanışma ve destek oldukça son derece değerlidir. Hastanın tedavi boyunca; sabırlı, inançlı ve umutlu olması gerekir. Diğer tedavileri destekleyen hipnoterapiler, kişinin tedavi sürecini de hızlandırmaktadır. 

  

Vajinismus hastalığı, bazı durum ve faktörlere göre kendi içerisinde ayrılmaktadır. Yaşadığı korku ve kaygılar nedeniyle hiçbir cinsel birliktelik yaşayamayan hastalar, ‘’birincil vajinismus’’ olarak adlandırılmaktadır. Diğer hasta grubunda ise; doğum ve kürtaj gibi jinekolojik müdahaleler sonrasında oluşan korkular nedeniyle meydana gelmektedir. Bu hasta grubu ise ‘’ikincil vajinismus’’ olarak adlandırılmaktadır. Bir diğer tür ise; kısmi bir şekilde gerçekleşen ağrılı ve sancılı cinsel birliktelikleri temsil etmektedir. Bu da ‘’ağrılı cinsel birleşme (disparoni)’’ olarak isimlendirilmektedir.

Cinsel işlev bozuklukları içerisinde tedaviyle en hızlı çözüme ulaşan hastalık, vajinismus hastalığıdır. Eğer ki, hastalığın nedenini psikolojik etmenler oluşturuyorsa; bütüncül cinsel terapi yöntemi uygulanmaktadır. Sistematik duyarsızlaştırma ile davranışsal bilişsel tedaviler, ayrıca destekleyici olarak hipnoz, akupunktur, EMDR gibi yöntemler oldukça etkili çözümler arasında yer almaktadır.

Bilişsel yaklaşımlar, yalnızca kadınlara değil, erkek eşlere de uygulanmaktadır. Hasta, genital organlar ve cinsellik hakkında bilgilendirilerek, yanlış inanışlardan kurtulması hedeflenmektedir. Hastalığın nedeni anatomik faktörlerden kaynaklanıyorsa; basit cerrahi girişimlerle çözümlenebilmektedir.

Vajinismus, dört ayrı dereceden oluşmaktadır; dört pozitif en ağırı, bir pozitif en hafifi ifade etmektedir. Tedavi süreci duruma ve dereceye göre değişir. Tedavi sonrası sonuçlar kalıcıdır.

Vajinismus hastalarının tedavi süreci, her gün uygulanan seanslar sonucunda, ortalama 3 günde tamamlanmaktadır. İleri düzey hastalarda bu süreç 5-6 günü bulabilir. Kliniğimizde uyguladığımız yöntemler arasında parmak egzersizleri yoktur. Tedavi boyunca; kişinin kendini tanımasına olanak veren, ağrısız, hızlı sonuç alınabilen, kolay ve rahatlıkla uygulanan egzersizlerden yararlanılmaktadır.

Vajinismus hastalığında uygulanacak tedavi yöntemleri, mutlaka bilimsel olmalıdır. Pek çok çift kızlık zarını aldırma düşüncesine sahiptir. Anatomik bir engel yoksa kızlık zarının alınması problemi çözmez. Kızlık zarı sert, kalın veya yüksek kenarlı ise “himenektomi” adını verdiğimiz cerrahi işlem ile kızlık zarı çıkartılabilir. O yüzden ilk vizitteki jinekolojik değerlendirme son derece önemlidir.

Bunun dışında kas gevşetici, kayganlaştırıcı ve uyuşturucu jeller önerilmemektedir. Ayrıca; uyuşturucu ilaçlar ve alkol kullanarak cinsel ilişki denemeleri, genel anestezi, belden uyuşturma ile denenen cinsel ilişkiler ve sıcak su oturma banyoları doğru yöntemler arasında yer almaz.

Yazının Devamını Oku

Cinsel ilişkide ağrı problemi: Disparoni

7 Eylül 2019
Disparoni, cinsel ilişki sırasında vajina girişinde veya kasık bölgesinde ağrı, acı, yanma, batma gibi hoşnutsuz duyguların hissedilmesidir. Cinsel ilişkide acı, ağrı sorunu yaşayan kadınlar, kesin tanı ve nedenlerin aydınlatılması açısından öncelikle bir jinekolojik muayeneden geçmek zorundadır. Aksi takdirde yanlış ve gereksiz uygulanılan psikolojik destek tedavileri başarısızlıkla sonlanabilir.

Toplumun % 10’nunda görülen bu cinsel işlev problemini yaşayan bazı kadınlar, ilk ilişkilerinden itibaren hayatları boyunca böyle bir sıkıntı ile karşı karşıya (primer disparoni) kalıyorken, bazıları sonradan böyle bir rahatsızlığa sahip olmuştur (sekonder disparoni). Oluş nedenine göre de ağrılı cinsel birleşme problemi organik veya psikolojik nedenlere bağlı olabilir. Diğer taraftan bazı kadınlar cinsel birleşme anı geldiğinde vajen giriş kısmında ağrıyı hissederken (yüzeyel disparoni), bazıları bu acıyı daha derinde, yani kasık ve karın bölgesinde (derin disparoni) yaşayabilir.

Vajinanın giriş kısmında ağrının hissedilmesidir. Yüzeyel disparoni nedenleri arasında vulvar vestibulit sendrom (VVS), kızlık zarı veya vajinanın doğuştan gelen yapısal problemleri, vajinal enfeksiyonlar, dış genitalyanın enfeksiyon ve cilt hastalıkları, vajen girişinin darlığı, menopoz, hormonal sorunlar, normal doğum izlerinin kötü iyileşmesi, geçirilmiş vajinal ameliyatlar ve vajinal kuruluk bulunur.

Derin disparoni, cinsel ilişki sırasında kasık veya karın bölgelerinde ağrının hissedilmesidir. Rahim, yumurtalık, tüpler ve alt karın bölgesi ile ilişkili jinekolojik hastalıklar derin disparoniye neden olabilir. Derin disparoni de daha çok jinekolojik hastalıklara bağlı olarak gelişmektedir. Derin disparoni nedenleri arasında endometriosis hastalığı, miyomlar, sistit, yumurtalık kistleri, batın içi yapışıklıklar ve pelvik iltihabi hastalıkları bulunur.

Jinekolojik muayenelerinde hiçbir organik neden bulunamayan hastalarda disparoni nedeni psikolojiktir ve bu sorun daha çok kadının bilinçaltını etkileyen psikolojik durumlar ile ilgilidir. Vajinismus yani “vajinal kasların cinsel ilişkide istemsiz kasılması” en sık olarak görülen psikolojik disparoni sebebidir. Özellikle vajinismus problemini tam olarak değil ama kısmen yenmiş olan pek çok kadında vajinal kasılmaların tam olarak geçmemesine bağlı olarak ilişki sırasında ağrı, acıma hisleri mevcuttur. Bu tür durumlarda tedavi yöntemleri de tamamen farklıdır.

Ağrılı ilişki problemini maalesef pek çok hasta uzun süreli yaşar. Hatta tedavi edilmezse hayat boyunca yaşamaya devam eder.
Disparoni, yani ağrılı cinsel ilişkinin tedavisi nedene yöneliktir. Altta yatan neden bir genital enfeksiyon ise bunun ilaçla tedavisi ile problem çözümlenebilir. Organik kökenli başka hastalıklar sonucunda cinsel ilişki ağrılı bir hale geliyorsa bunlar da tedavi edilebilir. Vajinismus sorunu olan kişilerde psikolojik olarak cinsel terapi yöntemlerine başlanır. Ancak pek çok disparoni durumunda organik kökenli bazı hastalıklar vardır ve bu durumlarda birtakım basit cerrahi işlemlerle tam bir kür elde edilebilir.

Cinsel ilişkide ağrı problemi tedavisinde nedene yönelik olarak ilaç tedavileri, cinsel terapiler ve cerrahi yöntemler de uygulanabilir. Vulvar Vestibulit Sendrom (VVS) daha sıklıkla evliliklerinin ilk dönemlerinde disparoni şikayeti olan kişilerde bulunmaktadır ve tedavisi cerrahi ile bu ağrıya hassas bölgenin çıkartılmasıdır. Bunun için ağrıya duyarlı bölgeler öncelikle bir “pamuk uçlu çubuk testi” yardımı ile basitçe tespit edilir. Diğer taraftan normal doğum sırasında kesilen bölgenin iyileşmenin kötü olması durumunda hem estetik yönden kötü görünüm hem de ilişkide ağrı problemi ile karşılaşılabilir. Bu durumda da uygulanan vajinal estetik operasyonlar ile bu dokular çıkarılabilir. Yine kızlık zarının doğuştan normalden kalın ve yüksek kenarlı olması durumunda da cinsel ilişki ağrılı olabileceğinden lokal anestezi eşliğinde 10-15 dakikalık basit bir cerrahi girişim ile bu durum da halledilebilir. Psikolojik nedenli cinsel ağrı tedavisinde ise vajinismus terapileri uygulanmaktadır.

Unutmayın ki sebebi ne olursa olsun doğru uygulanan yöntemlerle, ağrılı cinsel birleşmenin % 100’e yakın tedavisi mümkündür.

Yazının Devamını Oku

Anorgazmi (Orgazm Olamama) nedir? Nasıl tedavi edilir?

4 Eylül 2019
Anorgazmi diğer anlamıyla ‘orgazm olamama’, özellikle kadınlarda sıkça görülen bir problemdir. Cinsel hayatta bazı dönemlerde görülebildiği gibi, orgazmın hiç yaşanamaması da söz konusu olabilir. Günümüzde tedavisi mümkündür.

Orgazm olamama sorunu tedavi edilmediği takdirde kişilerde öz güven kayıplarına, konsantrasyon problemlerine, depresyona kadar giden psikolojik sorunlara yol açabilir. Hem kadın hem de erkek eşte mutsuzluklara ve evlilik sorunlarına yol açabilir.

Cinsel ilişki esnasında hazzın doruk noktasına ulaştığı ve rahim, vajina ve anüs çevresi kasların istemsiz ve ritmik şekilde yaşandığı evreye orgazm adı verilir. Cinsel uyarılma devam ederse kadınlarda birden fazla orgazm evresi yaşanabilir.

Orgazm, kadınlarda cinsel ilişki evrelerinde hazzın en üst noktasıdır, ruhsal bir boşalma ve rahatlama anıdır.

Orgazm, cinsel ilişki sırasında kadın ve erkek bedenleri arasında kurulan bağın ruhsal anlamda bütünleşmesini de sağlar. Bu şekilde partner ilişkilerini ve evlilik bağlarını güçlendirir. Evlilik, sosyal hayat, hatta iş yaşamında bile pozitif etkileri mevcuttur. Ayrıca ilişki sırasında gerçekleşen vakum etkisiyle gebe kalmayı da kolaylaştırır.

Cinsel uyarılarla beyin ve genital bölge ile eş zamanlı olarak çalışmaktadır. Beş algımız ile edindiğimiz cinsel uyarılar genital bölge kan akımını ve duyarlılığı arttırarak süreci gerçekleştirmektedir. Orgazm, tanımından da anlaşılacağı üzere beyinle gerçekleşmektedir, ancak genital organların duyarlılığı da orgazmı kolaylaştırmaktadır.

Anorgazmi, yeterli cinsel uyarana sahip olunduğu halde cinsel ilişki ve mastürbasyon gibi cinsel aktiviteler sırasında orgazm olunamaması, geç veya oldukça zor, zahmetli şekilde gerçekleşebilmesi durumlarıdır.

Klitoral Anorgazmi: Klitoris kadınlarda cinsel uyarılmanın en yoğun hissedildiği ve orgazm fonksiyonunu sağlayan ana organdır. Mastürbasyon ve ilişki esnasında klitoral orgazma ulaşamama durumuna ‘klitoral anorgazmi’ denir.

Yazının Devamını Oku

Kadınlarda en sık tercih edilen genital estetik ameliyatlar

10 Haziran 2019
Kadınlarda en sık tercih edilen genital estetik ameliyatlar arasında “labioplasti”yani iç dudak estetiği ile “vajinoplasti” yani vajina daraltma ameliyatları yer alıyor.

Kadınlarda en sık tercih edilen genital estetik ameliyatlar arasında “labioplasti”yani iç dudak estetiği ile “vajinoplasti” yani vajina daraltma ameliyatları yer alıyor. Tüm dünyada estetik ve fonksiyonel nedenlerle yapılan bu ameliyatlar özellikle son yıllarda hızla yaygınlaştı.

Labioplasti genital bölgenin “iç dudak estetiği” olarak bilinir. Ancak labioplasti, hem iç hem de dış dudaklara yapılan, estetik ve fonksiyonel kazançlar sağlayan operasyonlardır. Genelde doğuştan gelen ve ergenlik çağı ile genişleyen, uzayan, sarkan, düzensizleşen iç dudakların kesilerek estetik olarak küçültülmesidir. Labioplasti bazen “labial asimetri” dediğimiz bir dudağın diğerine göre daha uzun veya farklı yapıda olması nedeniyle de yapılabilir. Eş zamanlı olarak klitoris üzeri cilt fazlalıklarının alınmasında da yararlar vardır. Doğru teknikle uygulandığında cinsel hazzı azaltmayacağı gibi kendi gözlemlerimize göre artırabileceğini de söyleyebiliriz. Kozmetik jinekoloji alanında yer alan bu operasyonlar, ülkemizde ve dünyada sayılı özel merkez tarafından son yıllarda sıklıkla uygulanır.

Labioplasti sıklıkla estetik görünüm açısından tercih edilir. Ayrıca psikolojik, işlevsel, cinsel ve hijyenik açılardan pek çok yarar sağlar.
Kadınların kendi cinsel organlarından duydukları hoşnutsuzluk karşı cinse karşı utanmaya yol açabilir. Hatta kendisinde oluşan güvensizlikler evliliğin, arkadaşlık kurmaların veya sağlıklı flört dönemlerinin ertelenmesine kadar gidebilir. Diğer taraftan rahat bir şekilde dar pantolon, tayt, mayo ve bikini giyememe kişinin sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyebilir. Tarafımıza başvuran ve bu sorunu yaşayan pek çok kişi, havuza ve yazın denize girerken “sanki herkesin kendisini seyrettiği” izlenimine kapıldıklarını ifade etmektedir. Tüm bu nedenlerle yaşam kalitesi de düşer. Ayrıca bir dudağın diğerine göre daha farklı görünmesi, dış dudakların arasından sarkması da olumsuz psikolojik etkiler yaratır. Sonuç olarak; problemi yaşayan pek çok kadın cinsel ilişki sırasında kendisini eksik olarak görür, hazza odaklanamaz ve ilişki sırasında yeterince haz alamaz.

Labioplasti operasyonları ile özgüven artışına paralel şekilde ilişkideki konsantrasyon ve cinsel doyum da artar. Ayrıca küçük dudakların normalden büyük ve geniş olması ilişki sırasında gerilmeye bağlı olarak acı hissedilmesine de neden olabilir. Bu nedenle kısaltılıp estetik olarak düzeltilen iç dudaklar fonksiyonel açıdan da faydalar sağlar. Diğer taraftan çok katlantılı şekilde duran küçük dudaklar arasında biriken akıntılar ve bu bölgede oluşan terlemeler birtakım enfeksiyonlara da zemin hazırlar. Bakteriyel ve mantar enfeksiyonları özellikle yaz döneminde artarak bu bölgede kötü kokular üretebilir. Seksüel ilişki sırasında partner tarafından fark edilen bu durumlar cinselliği itici bir hale getirebilir. Ayrıca bu bölgede biriken mikroorganizmalar yukarı çıkarak vajina içine de yayılabilir. Bu nedenle labioplasti operasyonları kişilere hijyenik açıdan da faydalar sağlar.

Vajinoplasti, vajina daraltma ve vajina oluşturma ameliyatları için kullanılan ortak bir terimdir. Doğumlar, yaşanan gebelikler, artan yaş, sigara içilmesi ve menopoza bağlı kolajen bağ dokusunun zayıflaması vajinanın genişleme sebebidir. Özellikle zor doğumlardan sonra vajinanın sarkması ve genişlemesi söz konusudur. Vajinoplasti ameliyatlarındaki amaç genişlemiş ve hissizleşmiş vajinada yeniden eski sıkılık ve yapının kazandırılmasıdır. Böylelikle kadın ve erkekte cinsel ilişkideki hazzın arttırılması hedeflenmektedir.

2000’li yılların başlarından itibaren pratiğimizde yer alan genital bölge estetik ameliyatlarında, uygulayacağımız operasyon tekniklerini hastanın beklentilerine ve dokusunun durumuna göre önceden planlamaktayız. Labioplasti operasyonları genellikle bölgesel uyuşturma ile yapılabilmektedir. Operasyonda fazla, düzensiz, sarkık görünümde olan dudak kısımları ile kıvrıntılar çıkarılır ve sonrasında da kendiliğinden eriyen estetik dikişler konulur. Labioplasti operasyonu hafif uyku anestezisi ile veya lokal anestezi ile son derece ağrısız bir şekilde gerçekleştirilebilir. Eğer mevcutsa, klitoris üzeri cilt katlantıları da düzeltilmelidir. Aksi takdirde klitoris üzerinde belirgin bir çıkıntılı görünüm kalacaktır. Genel olarak 1 saat süren bir operasyondan birkaç saat sonra hastalarımız evlerine gönderilir.

Yazının Devamını Oku

Vajinismus tedavisi için en ideal yöntem hangisi?

30 Nisan 2019
Vajinismus, kadın genital kaslarının istem dışı kasılması ve bunun sonucunda tam bir cinsel birlikteliğin yaşanamaması şeklinde kendisini gösteren önemli bir cinsel sorundur. Tüm cinsel problemler arasında en sık hekime başvuru nedeni olarak da bilinen vajinismus için günümüzde pek çok tedavi yöntemi uygulanıyor. Peki, vajinismus tedavisi için ideal yöntem, doktor ve merkez seçimi nasıl yapılmalıdır? Bu konuda kimlerden destek alınmalıdır?

VAJİNİSMUS TEDAVİSİNE BAŞLAMADAN ÖNCE NELER YAPILMALI?

Bir “erteleme ve kaçınma” sorunu olan vajinismus için tedavi öncesinde çiftlerin iyi bir araştırma yapmalarını önermekteyiz. Pek çok çift vajinismus sorunu ile karşılaştıklarında, utandıklarından dolayı en yakınlarına dahi söylemekten çekinmektedirler. Bu nedenle yakın çevreden bilgi almak çoğu zaman imkansızdır. Merkez araştırması yaparken internet, sosyal ve dijital medya yardımcı olabilir ancak yine de araştırırken çiftlere dikkatli olmalarını öneririz.

VAJİNİSMUSTA TANI NASIL KONUR?

Hastaların pek çoğu bize “cinsel ilişkiye girememe” sorunu ile başvuruyorlar. Biyo-psiko-sosyal yaklaşıma göre; tüm cinsel problemler kişinin kendisine, eşine veya çift ilişkisine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu nedenle “bütüncül bir bakış açısı” önemlidir. Tıpta “Psikoseksüel anamnez” olarak bilinen, danışan çift veya hastadan ayrıntılı öykü alma seansı sonrasında yapılan basit muayeneler ile kesin ve net bir şekilde tanı konulabilmektedir.

CİNSEL İLİŞKİYE GİREMEME SORUNU YAŞAYANLAR İLK ÖNCE HANGİ HEKİME BAŞVURMALIDIRLAR?

Kadınlarda görülen cinsel ilişki sırasında kasılma, ilişkiye girememe veya oldukça zor, acı duyarak girme gibi şikayetler vajinismus belirtileridir. Ancak kesin tanı için öncelikle bir jinekolojik değerlendirme şarttır. Bu nedenle bu tür sorunları yaşayan kadınların ilk adresi jinekolog muayeneleri olmalıdır. Tabi ki muayeneyi yapan jinekoloğun da cinsel sorunlar üzerine tecrübeli olması büyük önem taşıyor. Erkeklerle ilgili cinsel sorunlarda uzmanlık alanı androloji olan bir ürolog tarafından yapılan ürolojik muayene, hastanın daha net sonuçlara ulaşmasını sağlar.

VAJİNİSMUS TEDAVİSİNDEKİ JİNEKOLOJİK MUAYENE ZOR MUDUR?

Hayır asla değil. Sonuçta vajinismus hastalarının temel korkuları yalnızca cinsel ilişkiye girememe değildir. Bu hastalar genital bölgeleri ile ilgili her türlü girişimi reddederler. Jinekolojik muayene olamama, genital bölge içine parmak fitil, tampon gibi yabancı cisimleri kabul edememe bunlardan bazılarıdır.

Vajinismus hastaları ile ilk görüşmede yapılan “jinekolojik değerlendirme” 1 dakikadan kısa sürer ve herhangi bir alet kullanılmaz. Vajinismus için yapılan ilk muayene, yalnızca basit ve görsel bir izlemden ibarettir. Bu acısız değerlendirmede hem kasılmaların düzeyine, hem de buna eşlik eden anatomik bir sorunun olup olmadığına bakılır. Bazen psikolojik şikayetlere, doğuştan gelen veya sonradan kazanılan fiziksel problemler de eşlik edebilmektedir. Vajinismusta jinekolojik değerlendirme ve ayrıntılı öyküleme sonrası kesin tanı konur. Uygulayacağımız tedavi yönteminin seçimi için de bu ilk değerlendirme önemlidir.

VAJİNİSMUS TEDAVİSİ İÇİN UYGULANAN YÖNTEMLER NELERDİR?

Tüm dünyada en sık uygulanan tedavi yöntemleri arasında bilişsel, davranışsal ve cinsel terapiler ilk sırada yer alıyor. Kadının kendi vücudunu keşfetmesi, doğru bilgilendirme, cinsellik ile ilgili olumsuz davranışların giderilmesi ve vajinal kaslarını tam olarak yönetebilmeyi öğrenmesi gibi süreçler önemli tedavi aşamalardır. Ayrıca tedavilerde uygulanan cerrahi yöntemler, hipnoterapi, akupunkturoterapi, EMDR, biofeed back terapiler, eşe ait cinsel sorunlarının tedavileri, hatta evlilik tedavileri de mevcut.

VAJİNİSMUS TEDAVİSİ İÇİN EN İDEAL YÖNTEM NEDİR?

Aslında tek bir yöntem yoktur. Tedavilerde uygulanan pek çok metot var ve bu metotları tamamen çifte ya da kişiye özel bir şekilde hazırlıyoruz. Vajinismus tedavisinde en ideal yöntemler, kişinin düzeyine ve sorunun kökenine göre tasarlananlardır. Ayrıca bazı çiftler için bazen tek bir yöntem yeterli gelirken, bazı çiftler için birkaç yöntemin bir arada uygulanması gerekebilir.

VAJİNİSMUS TEDAVİ BAŞARISI NELERE BAĞLIDIR?

Tedavinin başarısındaki en büyük belirleyici, terapistin cinsel sorunlar üzerine bilgi ve tecrübesidir. Ayrıca çiftlerin sorunlarını çözmede gösterdikleri kararlılık ve güven duyusu da önemli bir başarı anahtarlarıdır.

VAJİNİSMUS TEDAVİLERİ NE KADAR SÜRER?

Günümüzde doğru tedavi tekniği ile çok kısa sürede kalıcı sonuca ulaşmak mümkün. Eğer bu konuda uzman bir ekibe ulaştıysanız, her gün üst üste alınan yoğunlaştırılmış bir tedavi programı ile ortalama olarak 3-5 gün arasında sonuca ulaşılabilirsiniz. Bu nedenle vajinismus sorunu yaşayan çiftlere tedavilerini ertelememelerini önermekteyiz.

Bir “erteleme ve kaçınma” sorunu olan vajinismus için tedavi öncesinde çiftlerin iyi bir araştırma yapmalarını önermekteyiz. Pek çok çift vajinismus sorunu ile karşılaştıklarında, utandıklarından dolayı en yakınlarına dahi söylemekten çekinmektedirler. Bu nedenle yakın çevreden bilgi almak çoğu zaman imkansızdır. Merkez araştırması yaparken internet, sosyal ve dijital medya yardımcı olabilir ancak yine de araştırırken çiftlere dikkatli olmalarını öneririz.

Hastaların pek çoğu bize “cinsel ilişkiye girememe” sorunu ile başvuruyorlar. Biyo-psiko-sosyal yaklaşıma göre; tüm cinsel problemler kişinin kendisine, eşine veya çift ilişkisine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu nedenle “bütüncül bir bakış açısı” önemlidir. Tıpta “Psikoseksüel anamnez” olarak bilinen, danışan çift veya hastadan ayrıntılı öykü alma seansı sonrasında yapılan basit muayeneler ile kesin ve net bir şekilde tanı konulabilmektedir.

Kadınlarda görülen cinsel ilişki sırasında kasılma, ilişkiye girememe veya oldukça zor, acı duyarak girme gibi şikayetler vajinismus belirtileridir. Ancak kesin tanı için öncelikle bir jinekolojik değerlendirme şarttır. Bu nedenle bu tür sorunları yaşayan kadınların ilk adresi jinekolog muayeneleri olmalıdır. Tabi ki muayeneyi yapan jinekoloğun da cinsel sorunlar üzerine tecrübeli olması büyük önem taşıyor. Erkeklerle ilgili cinsel sorunlarda uzmanlık alanı androloji olan bir ürolog tarafından yapılan ürolojik muayene, hastanın daha net sonuçlara ulaşmasını sağlar.

Hayır asla değil. Sonuçta vajinismus hastalarının temel korkuları yalnızca cinsel ilişkiye girememe değildir. Bu hastalar genital bölgeleri ile ilgili her türlü girişimi reddederler. Jinekolojik muayene olamama, genital bölge içine parmak fitil, tampon gibi yabancı cisimleri kabul edememe bunlardan bazılarıdır.

Vajinismus hastaları ile ilk görüşmede yapılan “jinekolojik değerlendirme” 1 dakikadan kısa sürer ve herhangi bir alet kullanılmaz. Vajinismus için yapılan ilk muayene, yalnızca basit ve görsel bir izlemden ibarettir. Bu acısız değerlendirmede hem kasılmaların düzeyine, hem de buna eşlik eden anatomik bir sorunun olup olmadığına bakılır. Bazen psikolojik şikayetlere, doğuştan gelen veya sonradan kazanılan fiziksel problemler de eşlik edebilmektedir. Vajinismusta jinekolojik değerlendirme ve ayrıntılı öyküleme sonrası kesin tanı konur. Uygulayacağımız tedavi yönteminin seçimi için de bu ilk değerlendirme önemlidir.

Tüm dünyada en sık uygulanan tedavi yöntemleri arasında bilişsel, davranışsal ve cinsel terapiler ilk sırada yer alıyor. Kadının kendi vücudunu keşfetmesi, doğru bilgilendirme, cinsellik ile ilgili olumsuz davranışların giderilmesi ve vajinal kaslarını tam olarak yönetebilmeyi öğrenmesi gibi süreçler önemli tedavi aşamalardır. Ayrıca tedavilerde uygulanan cerrahi yöntemler, hipnoterapi, akupunkturoterapi, EMDR, biofeed back terapiler, eşe ait cinsel sorunlarının tedavileri, hatta evlilik tedavileri de mevcut.

Aslında tek bir yöntem yoktur. Tedavilerde uygulanan pek çok metot var ve bu metotları tamamen çifte ya da kişiye özel bir şekilde hazırlıyoruz. Vajinismus tedavisinde en ideal yöntemler, kişinin düzeyine ve sorunun kökenine göre tasarlananlardır. Ayrıca bazı çiftler için bazen tek bir yöntem yeterli gelirken, bazı çiftler için birkaç yöntemin bir arada uygulanması gerekebilir.

Yazının Devamını Oku

Doğum kontrolünde 'spiral' yöntemi

1 Ocak 2019
Tıptaki ismi ‘Rahim İçi Araç’ uygulaması, olmasına rağmen ilk çıkan rahim içi araçların kıvrıntılı olması nedeniyle halk arasındaki ismi ‘spiral’ olarak yerleşen bu gebelik önleyici aparatlar doğum kontrolünün en önemli kısmını oluşturuyor. Jinekolog Süleyman Eserdağ, spiral hakkında merak edilenleri sizler için anlattı.


SPİRAL NE İŞE YARAR?

Spiraller, rahim içine yerleştirildikten sonra salgıladıkları bakır sayesinde spermleri öldürerek geçişini engelliyor. Diğer taraftan bir şekilde gebelik oluşsa bile yeni oluşan gebeliğin rahim içine yuvalanmasını engelleyerek de etki gösteriyor.

Genellikle T şeklinde yapıya sahiptir, böylelikle rahim içine uygun bir şekilde konumlanmıştır. Ayrıca alt ucundaki ipler ile spiralin rahim içine takılması ve çıkarılması sağlanabiliyor. 


HORMONLU SPİRAL KANAMAYI AZALTIR MI?

İç kısmındaki bölümdeki progesteron hormonu yerleştirilerek hem spirale bağlı adet kanamalarının fazlalığı riski ortadan kaldırılmış oluyor, hem de bazı jinekolojik hastalıkların tedavisinde kullanılabiliyor. Hormonlu spiraller rahim içi zarın kalınlaşması ve aşırı adet görme sorunlarında medikal amaçla da kullanılabilmektedir.


SPİRAL HAMİLELİKTEN NASIL KORUYOR?

Günümüzde kullanılan spirallerin ortalama ömrü 5 yıldır. Hormonlu spirallerde de bu süre aynıdır. Bundan sonra etkinlik azalır.Hiçbir doğum kontrol yöntemi %100 koruyuculuk sağlamaz. Bu arada spiraller dış gebelik riskinin arttırmaz. Ancak, spiralle birlikte gebe kalındığında özellikle dış gebelik açısından tetkik edilmelidir. 

SPİRAL NASIL TAKILIR?

Genelde anesteziye gerek yoktur. Jinekolojik muayene masasına yatan hastanın öncelikle dezenfektan ile vajina temizliği yapılır. Daha sonrasında rahim ağzı çekilerek, rahim içi araç içeriye yerleştirilir. Rahim ağzından çıkan fazla ipler kesilerek işlem sonlandırılır. Genellikle birkaç dakikalık bir uygulamadır. 


SPİRALİ KİMLER TAKTIRABİLİR?

• Son 12 ay içinde pelvik iltihabi hastalık, gonore ve klamidya enfeksiyonu geçirmemiş olanlar,• Cinsel yolla bulaşan hastalıklar için yüksek risk grubunda olmayan kadınlar,• Emziren anneler (doğumdan 40 gün sonra takılabilir),• Daha önceden en az bir doğum yapmış, rahim ağzında yarası ve adet düzensizlikleri olamayan bayanlar,• Sigara kullanımı ya da başka tıbbi veya sosyal nedenlerle doğum kontrol hapı veya diğer hormonal yöntemleri kullanamayanlar,• Yüksek etkili, uzun süreli ve geri dönebilen bir yöntem arayanlar için spiral uygun bir korunma yöntemidir.


HANGİ DURUMLARDA SPİRAL UYGULANMAZ?

Spiral kullanımının önündeki en büyük engel bilinen ya da şüphe edilen bir gebelik varlığıdır. Ayrıca:

• Geçirilmekte olan veya geçirilmiş bel soğukluğu veya klamidya türü pelvik enfeksiyonu olanlar,• Son 3 ay içinde endometrium (rahim içi zarı) enfeksiyonu veya enfekte bir düşük rahatsızlıkları geçirmiş olanlar• Çok sayıda cinsel eşe sahip olanlar,• Bağışıklık yetmezliği, AIDS, Lösemi gibi hastalıklar sonucunda vücut direnci (bağışıklık sistemi) düşük kişiler,• Kalp kapakçık hastalığı (bakteriyel endokardit riski) olanlar,• Nedeni belirsiz adet düzensizlikleri olanlar,• Rahimin konjenital (doğuştan gelen) problemleri veya sonradan oluşan yapısal anomalileri veya hastalıkları olanlar (çift rahim, bölmeli rahim, küçük ve kısa rahim, rahim içi myom, rahim ağzı darlığı gibi),• Şiddetli adet sancısı veya adet kanaması olanlar,• Bakır alerjisi olanlar,• Kontrol altına alınmamış rahim ağzı veya vajina enfeksiyonu olanlar,• Bilinen ya da şüphe edilen rahim ağzı veya endometrium kanseri olanlar,• PAP smear sonucunun normal olmaması• "Diatermi" adı verilen ısı tedavisi uygulanan kadınlarda RİA takılması doğru değildir. Çünkü tedavi sırasında ısınan bakır endometriumda kalıcı hasara neden olabilir.• Vücutta tehlikeli miktarlarda bakır birikimi ile karakterize, çok nadir görülen genetik geçişli bir hastalık olan "Wilson Sendromu" varlığı da RİA uygulanmaması gereken bir durumdur.• Spirallerin en büyük dezavantajları enfeksiyonlara yatkınlık yaratmalarıdır. Ancak uygun kişilere takıldıklarında enfeksiyona nadiren neden olurlar.


HANGİ DURUMLARDA DOKTOR KONTROLÜ GEREKLİ?

Spiral kullanırken adet gecikmesi, aşırı kanama, aşırı kasık ağrısı ve eşlik eden ateş, baygınlık hissi, kötü kokulu akıntı gibi durumlarda doktor kontrolünüz şarttır.

SPİRAL NE İŞE YARAR?

Spiraller, rahim içine yerleştirildikten sonra salgıladıkları bakır sayesinde spermleri öldürerek geçişini engelliyor. Diğer taraftan bir şekilde gebelik oluşsa bile yeni oluşan gebeliğin rahim içine yuvalanmasını engelleyerek de etki gösteriyor.

Genellikle T şeklinde yapıya sahiptir, böylelikle rahim içine uygun bir şekilde konumlanmıştır. Ayrıca alt ucundaki ipler ile spiralin rahim içine takılması ve çıkarılması sağlanabiliyor. 

İç kısmındaki bölümdeki progesteron hormonu yerleştirilerek hem spirale bağlı adet kanamalarının fazlalığı riski ortadan kaldırılmış oluyor, hem de bazı jinekolojik hastalıkların tedavisinde kullanılabiliyor. Hormonlu spiraller rahim içi zarın kalınlaşması ve aşırı adet görme sorunlarında medikal amaçla da kullanılabilmektedir.

Günümüzde kullanılan spirallerin ortalama ömrü 5 yıldır. Hormonlu spirallerde de bu süre aynıdır. Bundan sonra etkinlik azalır.

Yazının Devamını Oku

Genital bölge estetiğinde ‘genital prp’ uygulaması

9 Kasım 2018
Genital bölge ile ilgili uygulamalar özellikle son yıllarda oldukça hızlı bir şekilde artıyor. Labioplasti (iç dudak estetiği), vajina daraltma, doğum izlerinin silinmesi, lazer ve radyofrekans ile vajina gençleştirme en yeni teknolojiler arasında yer alıyor. Cerrahi olmayan diğer bir uygulama da genital bölgeye PRP (Platelet Rich Plasma) enjeksiyonu. Jinekolog Op. Dr. Süleyman Eserdağ, genital PRP hakkında merak edilen soruları sizler için yanıtladı.

PRP NEDİR?

PRP- İngilizce köken olarak ‘Platelet Rich Plasma‘ baş harflerinden oluşan bir tedavi şekli; kanın ‘platelet’ adı verilen pıhtılaşma hücrelerinden yoğun sıvı kısmını tarif ediyor. PRP diz, eklem, menüsküs tedavisinden kalp hücre yenilenmesine, dermatolojik bazı hastalıklardan kozmetik olarak dekolte cilt yenileme tedavilerine, ağız-diş sağlığından romatizmal hastalıklara kadar tıbbın pek çok alanında yıllardır kullanılıyor. Genital bölge gençleştirme amacıyla kullanımı ise oldukça yeni.

PRP NASIL YAPILIR, NASIL ETKİ EDER?

PRP hazırlığı için öncelikle koldan bir miktar kan alınıyor. Alınan kan santrifüj cihazı içinde belirli bir hızda döndürülüyor ve böylelikle kanın açık sarı renkli plazması ile alyuvarlardan oluşan kırmızı kısmı birbirinden ayrılmış oluyor. Plazma içinde alınan pıhtılaşma faktörlerinden zengin kısım enjektörle çekilerek vücudun belirli bölgelerine enjekte ediliyor. Enjekte edilen bölgelerde plateletlerin ortama saldığı ‘Growth Faktörler’(Büyüme faktörleri) ile dokuda hızlı bir şekilde kolajen bağ dokusu sentezi ile yenileme süreci de başlamış oluyor. 

GENİTAL PRP NEDİR? 

Genital PRP hem iç hem de dış genital bölgeye uygulanabiliyor. Dış genital alana yapılan PRP enjeksiyonları ile dış dudaklarda renk açılması, parlaklık ve dolgunluk elde etmek mümkün. Hafif düzeydeki kırışıklıklar da birkaç seansta giderilebiliyor. Genital bölgeye PRP enjeksiyonu genelde herhangi bir anestezi işlemi gerektirmiyor. Kullanılan çok ince uçlu enjektörler sayesinde işlem oldukça ağrısız bir şekilde gerçekleşiyor.

CİNSEL İLİŞKİDE HAZ VE ORGAZM İÇİN GENİTAL PRP NASIL ETKİ EDER?

İç genital alan ve klitoris çevresine yapılan PRP enjeksiyonları da yine bu bölgedeki bağ dokusu sentezini ve kan dolaşımını arttırıyor. Böylelikle kadınlarda cinsel isteksizlik, orgazm olamama, cinsel ilişkide hissetmeme gibi problemeler için çözüm üretebiliyor. Vajina sıkılaşma ve gençleşme tedavilerinde de kullanılabiliyor. Ayrıca vajinal kuruluk ve cinsel ilişkide ağrı sorunları için de oldukça yararlı sonuçlar veriyor.

Genital PRP tek başına bir tedavi seçeneği olabileceği gibi, genital bölgeye lazer, radyofrekans gibi uygulamalara ilaveten de yapılabiliyor. Kombinasyon tedavilerinde elde edilen sonuçlar da hastalar arasında oldukça yüz güldürücü olmakta. İsteğe göre tek bir seanstan birkaç seansa kadar periyodik bir şekilde uygulanmasının bir sakıncası yok. Enjekte edilen kısım kişinin tamamen kendi kanı olduğu için hiçbir komplikasyon oranı da içermiyor.

Genital PRP günümüzde hem iç hem de dış genital bölge için kadınlara uygulanan, hem estetik hem de işlevsel açılardan oldukça yararları olan yeni bir tedavi şekli olarak kabul ediliyor.

PRP- İngilizce köken olarak ‘Platelet Rich Plasma‘ baş harflerinden oluşan bir tedavi şekli; kanın ‘platelet’ adı verilen pıhtılaşma hücrelerinden yoğun sıvı kısmını tarif ediyor. PRP diz, eklem, menüsküs tedavisinden kalp hücre yenilenmesine, dermatolojik bazı hastalıklardan kozmetik olarak dekolte cilt yenileme tedavilerine, ağız-diş sağlığından romatizmal hastalıklara kadar tıbbın pek çok alanında yıllardır kullanılıyor. Genital bölge gençleştirme amacıyla kullanımı ise oldukça yeni.

PRP hazırlığı için öncelikle koldan bir miktar kan alınıyor. Alınan kan santrifüj cihazı içinde belirli bir hızda döndürülüyor ve böylelikle kanın açık sarı renkli plazması ile alyuvarlardan oluşan kırmızı kısmı birbirinden ayrılmış oluyor. Plazma içinde alınan pıhtılaşma faktörlerinden zengin kısım enjektörle çekilerek vücudun belirli bölgelerine enjekte ediliyor. Enjekte edilen bölgelerde plateletlerin ortama saldığı ‘Growth Faktörler’(Büyüme faktörleri) ile dokuda hızlı bir şekilde kolajen bağ dokusu sentezi ile yenileme süreci de başlamış oluyor. 

Genital PRP hem iç hem de dış genital bölgeye uygulanabiliyor. Dış genital alana yapılan PRP enjeksiyonları ile dış dudaklarda renk açılması, parlaklık ve dolgunluk elde etmek mümkün. Hafif düzeydeki kırışıklıklar da birkaç seansta giderilebiliyor. Genital bölgeye PRP enjeksiyonu genelde herhangi bir anestezi işlemi gerektirmiyor. Kullanılan çok ince uçlu enjektörler sayesinde işlem oldukça ağrısız bir şekilde gerçekleşiyor.

İç genital alan ve klitoris çevresine yapılan PRP enjeksiyonları da yine bu bölgedeki bağ dokusu sentezini ve kan dolaşımını arttırıyor. Böylelikle kadınlarda cinsel isteksizlik, orgazm olamama, cinsel ilişkide hissetmeme gibi problemeler için çözüm üretebiliyor. Vajina sıkılaşma ve gençleşme tedavilerinde de kullanılabiliyor. Ayrıca vajinal kuruluk ve cinsel ilişkide ağrı sorunları için de oldukça yararlı sonuçlar veriyor.

Genital PRP tek başına bir tedavi seçeneği olabileceği gibi, genital bölgeye lazer, radyofrekans gibi uygulamalara ilaveten de yapılabiliyor. Kombinasyon tedavilerinde elde edilen sonuçlar da hastalar arasında oldukça yüz güldürücü olmakta. İsteğe göre tek bir seanstan birkaç seansa kadar periyodik bir şekilde uygulanmasının bir sakıncası yok. Enjekte edilen kısım kişinin tamamen kendi kanı olduğu için hiçbir komplikasyon oranı da içermiyor.

Genital PRP günümüzde hem iç hem de dış genital bölge için kadınlara uygulanan, hem estetik hem de işlevsel açılardan oldukça yararları olan yeni bir tedavi şekli olarak kabul ediliyor.

Yazının Devamını Oku

Genital bölge estetiğinde yeni trend: Barbie vajina

8 Kasım 2018
Genital bölge ile ilgili ilk bilimsel yayınlar 70’li yılların sonlarında Kuzey Amerika kıtasından bildirildi. O tarihlerden bu yana pek çok yeni uygulamalar ile kadınlar hem estetik hem de işlevsel yönden bu tür operasyonları talep eder hale geldi. Konu ile ilgili olarak Jinekolog Op. Dr. Süleyman Eserdağ ile görüştük.

GENİTAL ESTETİK NEDİR? 

Bu alanda, genital bölge ile ilgili yapılan pek çok ameliyatlar ve cerrahi olmayan bazı prosedürler yer alıyor. Ülkemizde daha çok ‘vajina estetiği’ olarak biliniyor. 

Genital bölge estetiği ile ilgili ameliyatlar buranın anatomik bölgesi açısından jinekolog hekimler ve estetik operasyon grubunda yer aldığı için de plastik cerrahlar tarafından uygulanmakta. En sık yapılan operasyonlar arasında iç dudak estetiği (labioplasti), vajina daraltma (vajinoplasti) ve doğum dikiş izlerinin düzeltilmesi (perineoplasti) yer alıyor. Bu operasyonları büyük dudakları germe, küçültme, büyük dudakları yağ enjeksiyonu ile dolgunlaştırma, G noktası büyütme gibi işlemler izliyor. Ayrıca lazer ile vajina daraltma, radyofrekans ile vajinal kanal sıkılaştırma ve dış genital bölgenin düzeltilmesi, genital prp ile cinsel haz ve orgazm problemlerinin giderilmesi gibi uygulamalar da cerrahi ameliyat olamadığı için komplikasyon oranları oldukça düşük olan yeni prosedürler arasında yer alıyor.

LABİOPLASTİ NEDİR?

Labioplasti iç veya dış genital dudakların kısaltılması, küçültülmesi ve estetik olarak daha hoş bir görünüm kazandırılması amaçlarıyla yapılan yaygın bir operasyon. Sarkmış, uzamış, kırışmış ve rengi koyulaşmış genital dudaklar kadınlarda estetik kaygılar yanı sıra, hijyenik ve işlevsel yönlerden de pek çok sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca sık mantar enfeksiyonları, idrar yaparken zorlanma veya idrarın farklı yerlere sıçraması, ilişkide gerilmeye bağlı acı hissi gibi sorunları da beraberinde getirebiliyor. Estetik olarak hoş olmayan görünüm cinsel birliktelik sırasında partnere karşı utanma, endişe ve konsantre olamama sebebi. Labioplasti farklı tekniklerle yapılabiliyor. Özellikle tüm dünyada ve ülkemizde ‘barbie vajina’ artık çok sık tercih ediliyor.

BARBIE GÖRÜNÜMLÜ VAJİNA NEDİR?

İç dudakların oldukça kısa olması, hatta klitoris üzeri tümsekciğin de ’klitoral hudoplasti’ operasyonu ile inceltilmesi, böylelikle dış dudaklardan dışa çıkan sarkmanın tamamen giderilmesi ABD’deki yeni popüler ismi ile ‘barbie vajina’ olarak biliniyor. Bu şekilde kadınlar hem psikolojik hem de fiziksel açıdan kendilerini çok daha iyi bir şekilde hissettiklerini ifade ediyorlar.

BARBIE GÖRÜNÜM HER KADININ TERCİHİ Mİ?

Barbie görünümü her kadının tercihi değil. Genital bölge estetiği olan daha az sayıdaki bazı kadınlar ise daha ‘doğal’ bir görünümden yana. Yalnızca iç dudakların dışta kalan esmerleşmiş kısımlarının çıkarılmasını, çok fazla dokunun alınmamasını tercih ediyorlar. Bu da ayrı bir tercih şekli tabii ki.

İÇ DUDAKLARIN BİR FONKSİYONU YOK MU, FAZLACA ÇIKARILMASININ BİR ZARARI OLUYOR MU?

Uygun bir cerrahi teknik ile yapıldığında fazlaca bir doku çıkarılmasının bilinen olumsuz bir yan etkisi yok. Normalde iç dudaklar kadınlarda genital alan kayganlaşması için bazı salgılar salgılamakta. Ancak bu salgılar vajinanın giriş kısmındaki pek çok bez tarafından da üretilebiliyor. Bu yüzden ameliyat sonrası bir kuruluk sorunu yaşanmıyor. Ancak burada önemli olan; operasyonun ilk baştan hem hastanın dokusunun durumuna hem de kendi beklentilerine yönelik olarak dizayn edilmesi. 

GENİTAL BÖLGE ESTETİĞİNDE HASTA MEMNUNİYETİ 

Genital bölge estetiği ile ilgili uygulamalar doğru cerrahi tekniklerle uygulanıldığında hastalar açısından oldukça tatmin edici sonuçlar veriyor. Özellikle yapılan kombine cerrahiler ile hastaların tamamına yakın bir oranında memnuniyet elde etmek mümkün. Yani aynı seansta hem labioplasti, hem vajina daraltma, hem de doğum dikiş izlerinin düzeltilmesi ve renk açma yapılabiliyor. Bu bölgenin anatomik lokasyonu nedeniyle iyileşme hızı oldukça yüksek. O yüzden en geniş çaplı operasyonlardan birkaç gün sonra bile hastalar sosyal hayatlarına dönebiliyorlar. Tabi ki; operasyonu uygulayan hekimin bilgi ve tecrübesi son derece önemli.

Bu alanda, genital bölge ile ilgili yapılan pek çok ameliyatlar ve cerrahi olmayan bazı prosedürler yer alıyor. Ülkemizde daha çok ‘vajina estetiği’ olarak biliniyor. 

Genital bölge estetiği ile ilgili ameliyatlar buranın anatomik bölgesi açısından jinekolog hekimler ve estetik operasyon grubunda yer aldığı için de plastik cerrahlar tarafından uygulanmakta. En sık yapılan operasyonlar arasında iç dudak estetiği (labioplasti), vajina daraltma (vajinoplasti) ve doğum dikiş izlerinin düzeltilmesi (perineoplasti) yer alıyor. Bu operasyonları büyük dudakları germe, küçültme, büyük dudakları yağ enjeksiyonu ile dolgunlaştırma, G noktası büyütme gibi işlemler izliyor. Ayrıca lazer ile vajina daraltma, radyofrekans ile vajinal kanal sıkılaştırma ve dış genital bölgenin düzeltilmesi, genital prp ile cinsel haz ve orgazm problemlerinin giderilmesi gibi uygulamalar da cerrahi ameliyat olamadığı için komplikasyon oranları oldukça düşük olan yeni prosedürler arasında yer alıyor.

Labioplasti iç veya dış genital dudakların kısaltılması, küçültülmesi ve estetik olarak daha hoş bir görünüm kazandırılması amaçlarıyla yapılan yaygın bir operasyon. Sarkmış, uzamış, kırışmış ve rengi koyulaşmış genital dudaklar kadınlarda estetik kaygılar yanı sıra, hijyenik ve işlevsel yönlerden de pek çok sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca sık mantar enfeksiyonları, idrar yaparken zorlanma veya idrarın farklı yerlere sıçraması, ilişkide gerilmeye bağlı acı hissi gibi sorunları da beraberinde getirebiliyor. Estetik olarak hoş olmayan görünüm cinsel birliktelik sırasında partnere karşı utanma, endişe ve konsantre olamama sebebi. Labioplasti farklı tekniklerle yapılabiliyor. Özellikle tüm dünyada ve ülkemizde ‘barbie vajina’ artık çok sık tercih ediliyor.

İç dudakların oldukça kısa olması, hatta klitoris üzeri tümsekciğin de ’klitoral hudoplasti’ operasyonu ile inceltilmesi, böylelikle dış dudaklardan dışa çıkan sarkmanın tamamen giderilmesi ABD’deki yeni popüler ismi ile ‘barbie vajina’ olarak biliniyor. Bu şekilde kadınlar hem psikolojik hem de fiziksel açıdan kendilerini çok daha iyi bir şekilde hissettiklerini ifade ediyorlar.

Barbie görünümü her kadının tercihi değil. Genital bölge estetiği olan daha az sayıdaki bazı kadınlar ise daha ‘doğal’ bir görünümden yana. Yalnızca iç dudakların dışta kalan esmerleşmiş kısımlarının çıkarılmasını, çok fazla dokunun alınmamasını tercih ediyorlar. Bu da ayrı bir tercih şekli tabii ki.

Uygun bir cerrahi teknik ile yapıldığında fazlaca bir doku çıkarılmasının bilinen olumsuz bir yan etkisi yok. Normalde iç dudaklar kadınlarda genital alan kayganlaşması için bazı salgılar salgılamakta. Ancak bu salgılar vajinanın giriş kısmındaki pek çok bez tarafından da üretilebiliyor. Bu yüzden ameliyat sonrası bir kuruluk sorunu yaşanmıyor. Ancak burada önemli olan; operasyonun ilk baştan hem hastanın dokusunun durumuna hem de kendi beklentilerine yönelik olarak dizayn edilmesi. 

Genital bölge estetiği ile ilgili uygulamalar doğru cerrahi tekniklerle uygulanıldığında hastalar açısından oldukça tatmin edici sonuçlar veriyor. Özellikle yapılan kombine cerrahiler ile hastaların tamamına yakın bir oranında memnuniyet elde etmek mümkün. Yani aynı seansta hem labioplasti, hem vajina daraltma, hem de doğum dikiş izlerinin düzeltilmesi ve renk açma yapılabiliyor. Bu bölgenin anatomik lokasyonu nedeniyle iyileşme hızı oldukça yüksek. O yüzden en geniş çaplı operasyonlardan birkaç gün sonra bile hastalar sosyal hayatlarına dönebiliyorlar. Tabi ki; operasyonu uygulayan hekimin bilgi ve tecrübesi son derece önemli.

Yazının Devamını Oku