Uzun yıllar önce, cemiyet hayatının tanınmış ve bakımlı kadınları yaptırmaya başlayınca halk arasında popüler olmaya başladı Botoks. “Botoks yaptırdı” magazin programlarında da en sık duyduğumuz cümlelerdendi. Önceleri sadece sınırlı bölgelere uygulanan botoks, bugün ise hemen hemen her bölgeye yapılabiliyor.
Peki, aslında Botoks nedir, neden yaptırılır, hangi bölgelere yapılabilir? Botoks uygulamasında kullanılan madde, bir bakteri tarafından salgılanan bir protein aslında. Bu madde özel iğneler aracılığıyla yüzün sorunlu bölgesinde kas içine veriliyor, kaslara olan elektriksel iletiyi bloke ederek, uygulanan bölgedeki kasın fonksiyonunu geçici olarak azaltıyor veya yok ediyor. Böylece kas fonksiyonunu kaybedip kasılamayınca, üzerindeki ciltte oluşan kırışıklıklar da azalıyor.Alın çizgilerinde, kaşların yukarı kaldırılmasında, kazayağı çizgilerinde, kısık göz şikâyetinin düzeltilmesinde, burun ucunun kaldırılmasında, sigara içimi çizgilerinde, dudak köşelerinin yukarıya kaldırılmasında, çene cildinin daha pürüzsüz hale getirilmesinde, boyundaki yatay çizgilerin ve dikey bantların tedavisinde, eller, ayaklar, yüz ve koltuk altındaki aşırı terleme tedavisinde botoks uygulanabilir.
Çok ince uçlu özel iğnelerle kas içine enjekte edilerek yapılan bu yöntemin etkisi uygulamadan 3–7 gün sonra başlıyor ve üç-altı ay devam ediyor. Fakat hatırlatmakta fayda var, uygulama sayısı ve kalıcılık süresi kişiye göre değişiyor. Uygulamalardan hemen sonra yüz yıkanabilir ve her türlü makyaj ürünü kullanılabilir. Fakat, enjeksiyon yapılan bölgelere iki gün masaj yapılmamalı, özellikle makyaj temizlenirken o bölgeler fazla ovuşturulmamalıdır. Ayrıca iki gün için aerobik, step gibi egzersiz programlarına ara verilmelidir.
Özellikle de yaz aylarında hem erkek hem de kadınların başa bela terlemelerinde etkili sonuçlar veren botoks kol altına uygulanarak hem estetik görünüm sağlıyor hem de sağlığı koruyor. Bazen çok küçük bir efor, bazen ani bir heyecanla genellikle de sıcak ortamlarda ortaya çıkıyor. Aşırı terleyen alanlar bazen kişilerin yaşam kalitesini ve sosyal hayatını etkileyen ileri boyutlarda olabiliyor. Örneğin; koltuk altlarında aşırı terleme şikâyeti olanlar giysilerinin bu bölümlerinin hep ıslak olmasından, kokudan veya ortaya çıkan kötü görüntüden şikâyet ediyorlar. Bundan dolayı yanlarında yedek kıyafet bulunduracak kadar sıkıntı çekebiliyorlar. Bu derdin devası ise kol altına uygulanan botoks.
Her zaman dikkat çektiğim konulardan biridir uzman eller. Hastanın sağlığı, yöntemin başarısı için her uygulamada olduğu gibi botoks da bu konuda eğitim almış doktorlar tarafından uygulaması gerekiyor.
Güzelliğinize...
Güneş ışınları bir yandan kemiklerin gelişimi için oldukça önemli diğer yandan ise zararlı ışınlarına fazla maruz kalındığında bazı hastalıklara neden olabilir. Yazın bizi yakan güneş ışınları vücudumuzdaki su oranının terlemek gibi doğal yollarda dışarı atar. Tabi bu sırada vücudumuz susuz kalır ki bunu önlemek için mutlaka su içmeliyiz. “Ben su içenlerden değilim” diyorsanız küçük bir tüyo vereyim. Suyunuzun içine mevsim meyvelerini içine atarsanız su içmek daha kolaylaşacak. Hepimiz biliyoruz ki su içmek hem genel sağlığımızı korur hem de cildimizin daha canlı kalmasını sağlar.
Elbette biz ne kadar dikkat edersek edelim güneş yine ışınlarını cildimize ulaştıracak. Bunu en aza indirebilmek için güneş kremi kullanmak şart. Güneş koruyucuları, güneşin cildimizde yaratabileceği lekelenmeler ve cildimiz üzerinde yaratacağı etkileri engeller. Koruyucumuzu güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürüp her 2-3 saatte bir de tekrarlamak gerekecek. Kremleri seçerken üzerinde yazan SPF değerlerini dikkate alırsak daha etkili sonuçlar elde edebiliriz. SPF güneşten korunma faktörünü ve süresini belirler. Ayrıca güneş koruyucumuzun UVA ve UVB ışınlarına karşı korumalı olduğundan emin olmamız gerekir. Bu noktada bir önemli bir tavsiyem var. Yaz aylarında leke tedavileri yaptırmamalısınız. Aksi halde cildinizde tedavisi olmayan sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.
Gelelim sıcaktan kuruyan saçlarımıza. Saçın neme ihtiyacı var ama yaz aylarında saçımız nemini kaybeder ve bunu özellikle de yaz aylarında en aza indirmek gerek. Saçların nemini koruması için öncelikle bol su tüketmeliyiz. Su dışında ise nemlendirici ve saç bakım şampuanları kullanmak önemli. Şampuan ve saç durulama ürünlerindeki aktif maddeler moleküler yapıları sayesinde saçın içindeki nemi bağlar veya her bir saç telini koruyucu bir tabakayla kaplar. Bu da saçın nemini korumasını sağlar.
Bu basit dikkatler ile yazın sıcağınız az da olsa üzerimizden çekip kalıcı cilt ya da olası genel sağlık sorunlarını da ortadan kaldırmış olacaksınız.
Güzelliğinize…
Hem kadınlar hem de erkekler güzelliğine, karizmasına gölge düşüren bu perdeleri kaldırmak için çare arayıp duruyor. Lekelerden, izlerden, benlerden kurtulmanın yöntemi olduğu gibi yağ bezelerinin de bir çaresi var.
Genellikle 20 ile 40 yaşları arasında karşılaştığımız yağ bezelerinin oluşma sebepleri arasında genetik etkenler ya da kan yağlarının yüksek olması gibi sebepler yer alıyor. Yağ bezesinin kendiliğinden geçme şansı oldukça düşük. Böyle bir durumdan mustaripseniz yani yağ bezesi ile savaşmak durumdasınız mutlaka bir uzmana başvurmalısınız.
“Ne yapılabilir” diyorsanız size lazer ile yağ bezelerinden kurtulabileceğinizi söylemek isterim. Özellikle Fraksiyonel Karbondioksit CO2 lazer, gözaltı ve üst göz kapağındaki yağ bezeleri lekeler, benler, ince veya derin çizgiler, elastikiyetini, canlılığını yitirmiş deri için kullanılabiliyor.
Genelde 1-2 seans uygulanan uygulamada, işlem öncesinde göz içine lens gibi bir aparat yerleştiriliyor ve daha sonra problemli bölgeye lazer atışları yapılıyor.
Belki de uzun yıllardır sizi aynalara küstürecek kadar canınızı sıkan yağ bezeleri tedavisi için kullanılan bu uygulama ağrı yaratmıyor ama bu işlem sosyal hayatınızı 3-5 gün etkilese de kısa sürede sosyal hayatınıza dönebiliyorsunuz. Yağ bezelerinizden ağrısız- sancısız kurtulmanız mümkün.
Güzelliğinize…
Bazılarımız “ameliyat bu elbette iz kalacak” cümleleri ile kendini avuturken bazılarımız da çare arıyor. Güzel bir haber vereyim, ameliyat izlerinden lazerle kurtulmak mümkün. Hem de ağrısız sancısız, günlük hayatı sekteye uğratmadan. Peki, “hangi yöntemle, nasıl yapılıyor” diye sorarsanız işte cevabı. Ameliyat izleri tedavisinde fraksiyonel lazerler; fraksiyonel karbondioksit lazer co2 ,fraksiyonel radyofrekans ve bazı enjeksiyonlu uygulamalar tercih ediliyor.
Ameliyat izleri birçok operasyon sonrası görülüyor. Özellikle sezaryen ve tiroit ameliyatlarında yapılan kesileri kapatmak için atılan dikişler, alındıktan sonra geride izleri kalıyor. Bu izler doğal olarak da hemen hemen herkesi estetik açıdan rahatsız ediyor. Sezaryen, tiroit, estetik operasyonlar, dikiş izleri, yanık, yara izleri, akne, suçiçeği izleri, jilet izleri, kıl dönmesi gibi çeşitli operasyonlarından kalan izler kısmen veya tamamen iyileştirilebiliyor. Tedavide izlerin oluğu bölgeye lazer atışları yapılarak doku her seansta yavaş yavaş uyarılıyor. İzin hemen yanındaki yeni sorunsuz cilt dokusunun burayı tamir etmesi amaçlanıyor. Uygulamanın sonucunda izler her seansta küçülerek yok olabiliyor ya da kozmetik olarak rahatlatan bir hale geliyor.
Fraksiyonel karbondioksit co 2 lazer uygulamalarının seans aralıkları 4-6 hafta da bir olsa da kişinin cilt yapısı, izin derinliği ve büyüklüğüne göre seans sayısı değişebiliyor. Ama her uygulamada olduğu gibi ameliyat izlerinin tedavisinde de seans ve süreleri vakanın durumuna göre belirleniyor. Çok derin izlerde uzun süren bir tedavi öngörülürken çok derin olmayan ama görünüm olarak rahatsız eden izler kısa süren tedaviyle iyileştirilebiliyor. Uygulamanın en güzel avantajlarından biri günlük hayatınızı engellemiyor olması.
Güzelliğinize…
İster kadın ister erkek olsun bazı şeyleri yanımızdan- yöremizden yani çantamızdan eksik etmememiz gerekiyor. Özellikle yaza hazırlık yaptığımız bugünlerde bazılarımız tatil mekânları planlarına başladı bile. Bazılarımız ise rezervasyonunu yaptırırken diğerleri de çantalarını hazırlıyor. İşte çantalarımızda olması gerekenler.
Asla ve asla yanımızdan ayırmamamız gereken gerekliliklerin başında su geliyor. Artan hava sıcaklıklarında çeşitli yollarla vücudumuzdan attığımız suyu kazanmanın en iyi yolu bol bol su tüketmek. Su hem vücut sağlığımız için hem de cildimizin sağlığı için olmazsa olmazlardan. Yaz boyunca bakımlarımızı da ihmal etmemiz gerekiyor. Cildimiz ve saçlarımızın hem güneşten hem de havuzun, denizin suyundan etkileniyor. Cildimiz için unutulmaması gereken nemlendiricidir. Gün içinde kurumaya başlayan cildimizin nemlenmesi daha sonraki dönemlerde oluşabilecek sorunları da önleyecektir.
Saçlarımız genel sağlığımız için olduğu kadar estetik görünüm için de önemli. Öyle ki biz kadınları her zaman daha güzel gösteren saçlarımızdır. Bu noktada söyleyebileceğim yegâne şey tatile gitmeden saç bakımlarınızı yaptırmanız. Böylece saçın sağlığını korumak daha kolay olacaktır. Diyelim ki saç bakımınızı yaptırmadınız o zaman tatilden döndükten sonra ilk işiniz saç bakımınızı yaptırmak olmalı. Bu süreçte, tatilde saçlarınızın kurumaması için şampuanınızı size en uygunu olarak seçin ve saçınızı sıcaktan kuruyun. Saç kremi kullanmayı da ihmal etmeyin. Gittiğiniz tatil mekânı neresi olursa yanınıza güneş kreminizi almayı unutmayın. Güneş, bronzlaşmanızı sağlamanın yanı sıra cilde de zararlı olabilir. Aşırı güneşlenme cildinizi de yakabilir. Tatilinizi kötü geçirmek ya da köşe bucak saklanmak istemiyorsanız güneş kremi olmazsa olmazlardandır. Sağlığınız için en az 30 faktörlük krem seçmenizi tavsiye ederim. Daha hassas bir cildiniz varsa 50 faktör sizi güneşten koruyacaktır.
Çantanıza atacağınız her şey sizin sağlığınızı ve rahatlığınızı sağlayacaktır. Benden size uzman tavsiyesi; tatile gitmeden baştan ayağa bakımınızı yaptırmanız. Bu sayede hem sağlığınızı koruyacak hem de gönül rahatlığıyla plajda denizin, kumun ve güneşin tadını çıkarabileceksiniz.
Güzelliğinize...
Genelde selülit oluşumu fazla kilolara veya aşırı yağlanmaya bağlı zannedilir. Fakat selülitin oluşumunun temel sebebi; yağ hücrelerinin büyüyerek formunun bozulması sonucu, vücudun çeşitli bölgelerinde sıkışmasıdır. Selülit adı verilen deri yüzeyindeki çukurluklu görünümü; vücudun lenf kanallarında dolaşan fazla suyun dışarı atılamaması nedeniyle yağ hücrelerinin büyümesine neden olur. Büyüyen yağ hücreleri, aralarından bulundukları kolajen bantlarına baskı yaparlar ve kolajen bantları deriyi aşağı çekerek oluşturur. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle selülit görünümünde azalma elde edilebilir. Fakat selülit tedavisinde, ne düzenli bir egzersizin ne de iyi bir diyet programının yeterli olmadığı maalesef artık uzmanlar tarafından da kabul edilen bir gerçek. Ancak, uygun bir tedaviyle artık selülitlerinizden kurtulmanız mümkün olabilir. Geliştirilen yöntemlerden Lazerle Selülit Tedavisi; patentli teknolojisi ile tüm vücuttaki yağ hücrelerini hedef alarak deri yüzeyindeki selülit görünümünden kurtulmanızı sağlıyor. Son derece keyifli ve hiçbir rahatsızlık vermeden uygulanan tedavi yöntemi sayesinde selülit görünümünü giderilirken cilde daha sıkı ve pürüzsüz bir görünüm kazandırılmaktadır.
Lazerle Selülit Tedavisi komple bir vücut şekillendirme sistemidir. Vücutta selülit oluşumunu tetikleyen yağ hücrelerini lazer ve ışık enerjisi ile şekillendirerek daha sağlıklı bir yapıya kavuşmasını sağlar. Işık enerjisi ile önce formu bozulan yağ hücrelerini geçirgen hale getirir, ikinci aşamadaki lazer ışığı ile geçirgen hale gelen yağ hücrelerindeki fazla yağı sıvılaştırır. Son aşamada, vakum ve mekanik masaj uygulaması ile sıvılaşan yağ vücudun lenf kanallarına yönlendirilir ve buradan böbrekler vasıtası ile vücuttan atılır. Böylece, deri yüzeyindeki selülit görünümünde düzelme sağlanırken, cildin daha gergin ve pürüzsüz bir hal alması sağlanır.
Kadınların dertlerinden biri yüzündeki ve vücudundaki kıllar. Bu sorundan kurtulmak için ağda, jilet gibi yöntemler var da hepsinin şartı bir başka. Özellikle yaz aylarının hızla yaklaştığı bu günlerde kıl, tüy sorunundan kurtulmanın daha acısız ve uzun süreli bir çözümü olmalı. Tam da bu noktada daha sağlıklı ve zararsız çözüm lazer epilasyon. Peki, son dönemlerde en çok tercih edilen lazer epilasyon ayrıntıları neler? Vücuttaki melanin hedef seçildiği lazer epilasyonda, melanin yoğun olduğu koyu ve kalın kıllarda başarı oranı oldukça yüksek. Melanin sadece kıl yapısında değil aynı zamanda cildimizin üst tabakasında da yer alıyor. Uygulamanın başarılı olmasını sağlayan diğer bir faktör ten rengimiz. Ten renginiz koyu ise cildin yüzeysel tabakasındaki melanin fazla olduğu için uygulamanın yan etki riski yüksek olabiliyor. Bu yüzden lazer epilasyon amacı ile verilen enerji de dağılacağından başarı oranı düşebiliyor. Yüz, kol altı, bikini ve bacak bölgeleri en çok tercih edilen bölgelerin başında geliyor. Lazer epilasyon yaptırmak isteyenlerin seanslardan önce ve sonra dikkat etmesi gereken durumları sıralayabiliyoruz. Uygulamadan önce solaryum ve güneşlenmekten kaçınmalısınız. Uygulama yapılacak bölgeye 3 hafta kökten alım işlemi yapmamalısınız. Son 6 ay içerisinde Reacutone kullanan kişilere lazer epilasyon uygulaması yapılmamalı. Uygulama sonrası güneşlenmemelisiniz ama yüksek koruma faktörlü kremler kullanabilirsiniz. Uygulama sonrasında ılık duş alabilirsiniz ama kese, peeling gibi uygulamalardan önerilen sürelerde uzak durmak sizin avantajınıza olacaktır.
Lazer epilasyon sayesinde yazın plajda utanmak, saklanmak ya da pareoyla dolaşmak zorunda kalmayacaksınız ama unutmadan bir tavsiye vereyim. Lazer epilasyon uygulamasında açık ten koyu kıla sahipseniz daha şanslı olduğunuzu söyleyebilirim. Çünkü en iyi başarı sizde alınıyor. Lazer epilasyon tıbbi bir uygulamadır, sadece sağlık kuruluşlarında yapılabilir, kuaför güzellik salonu, güzellik merkezi gibi yerlerde yapılamaz, tercihinizi yaparken bunları da göz önünde bulundurmanız tedavinizin yarıda kalmaması için önemli…
Güzelliğinize…
Göz uygulamaları bizim bu dileğimizi gerçekleştirmek için biçilmiş kaftan. Bu uygulamalardan biri göz çevresi roller uygulaması. Bu uygulamada göz çevresi için uygun olan botanik kök hücre ekstreleri; üzerinde saç teli inceliğinde iğnelerin bulunduğu roller ile gözaltları ve üst göz kapağına, çizgilenme problemi var ise göz çevresine yediriliyor. Ardından göz etrafına kolajen üretimini artıran göz çevresindeki ince deriyi yenileme özelliğine sahip zar şeklinde soğuk jel peptide pach uygulanıyor. Pachler ciltte 15 dakika bekletildikten sonra çıkarılıp uygulamanın devamı olan serum kullanılıyor ve soğuk krem uygulanarak işlem sonlandırılıyor. Roller ile amaç hücre yenilenmesini artırmak ve kullanılacak ürünlerin cilt altına emilimini artırmak. İşlem 30-40 dakika sürerken seans sayısı probleminize göre 4-8 seans yapılabiliyor. Uygulama 7-10 aralıklarla yapılırken sosyal hayat etkilenmiyor.
Fraksiyonel Karbondioksit co2 lazer ile göz altı ve üst göz kapağındaki yağ bezeleri, lekeler, benler, ince veya derin çizgiler, elastikiyetini, canlılığını yitirmiş deri için kullanılabilir. İşlem genelde 1-2 seans uygulanır. İşlem öncesi göz içine genelde lens gibi bir aparat yerleştirilir daha sonra lazer atışları problemli bölgeye uygulanır. Uygulamanın en önemli avantajlarından biri işlem genellikle ağrısız- sancısız olur. Ayrıca sosyal hayatı kısa süre etkileyebilir.
Güzelliğinize.