Yıllar içerisinde cildimiz dış etkenlerin de sayesinde elastik yapısını kaybediyor ve sarkmaya başlıyor. Biz kadınların ve erkeklerin aradıkları bakım ürünleri, yaptırdığı bakımların başında sarkma tedavileri geliyor. Uzun yıllar ülkemizde de hem kadınlar hem de erkekler tarafından tercih edilen bir yöntem var: Dolgular…
Bakalım nedir bu dolgu maddeleri, ayrıntıları, neden ve nasıl yapılır sorularını yanıtlayalım. Dolgu maddeleri; yaşlanma ve yer çekimi etkisi ile oluşan kırışıklıkların tedavisinde, ciltteki elastikiyet kayıpları sonucu oluşmuş alanların doldurulmasında ve dudak kalınlaştırmak amacı ile kullanılıyor. Dolguların akışkan özelliğe sahip olması enjektör yardımıyla uygulanmasını sağlıyor. Ayrıca dolgular hacim problemi olduğu düşünülen bir bölgeye hacim vermek amacıyla uygulanabilir.
Dolgularla dudak kalınlaştırma, kırışıklıkların belirginliğinin azaltılması, alın ve ağız çevresi çizgilerinin azaltılması, burunda bazı yükseklik problemlerin düzeltilmesi, yanakların belirginleştirilmesi, çenenin öne veya yanlara genişletilmesi, göğüslerin büyütülmesi, erkeklerde kaslı pektoral bölge oluşturulması, poponun şekillendirilmesi, baldırların kalınlaştırılması, ayak bileklerinin kalınlaştırılması, liposuction veya burun estetiği sonrası oluşmuş çökmelerin, düzensizliklerin giderilmesi yapılıyor.
Öte yandan dolguların içerisinde Hyaluronik asit bulunuyor. Hyaluronik asit normalde ciltte bulunan bir madde. Hyaluronik asit içerikli dolgular alerji problemi yaratmayan ürünlerdir. Enjekte edildiği bölgeye göre kalıcılık süresi değişiyor. Küçük bir anekdot vermem gerekirse dudak dolgusunun en kısa süre kalıcılık veren bölge olduğunu söyleyebiliriz.
Güzelliğize…
Yaz aylarının son demlerini yaşadığımız bu günlerde birçoğumuz işe, günlük hayatına dönme hazırlıkları yapıyor birçoğumuz bu rutine alışmaya başladı bile. Tatilde bölgesel fazlalıklarına fazlalık katanlarımız ise çaresini arıyor. Oysa birçoğumuz sıcak havalarda bölgesel fazlalıklarda incelmeler gözlemlediğini söylüyor. Fakat radyofrekans ile soğuk uygulanan bu yöntem sayesinde bölgesel fazlalıklar daha kolay bir şekilde eriyip gidiyor.
Soğuk radyofrekansta diğer sistemlerde olduğu gibi sıcak bir uygulama değil, aksine bu yöntemde daha güçlü bir yarı iletken soğutma yolu tercih ediliyor. Bu uygulama bölgesel yağlanma problemlerinde ve cilt sıkılaştırmada kullanılıyor. 10 günde bir uygulanabilen soğuk radyofrekansta tedavi süresi kişinin problemine göre değişiyor. Kişi incelmeyi her seans sonunda gözlemleyebiliyor.
Gelelim uygulamanın ayrıntılarına… Soğuk radyofrekans bölgesel yağlanmalarda ve yüz bölgesinde tercih edilen uygulamalar arasında. Bölgesel yağlanma uygulamalarında incelme elde edilirken derideki sarkmalar da toparlanıyor. Vücut şekillendirme, sellülit yok etme, popo ve göğüs kaldırma, kırışıklık azaltma, gıdı, üst kol, sırt bölgesi ve diz bölgesine uygulama yapılabiliyor. Yalnızca karın ve basen bölgelerine uygulanma yapılmıyor.
Bu uygulama sayesinde istenilen derinliğe inilerek istenilen seviyede yağlar eritiliyor. Soğuk radyofrekans iğnesiz bir uygulama yöntemi ve ortalama 10 – 15 dakika sürüyor. Tabi bu durum sabırsız hastaları mutlu eden avantajlarından. Fakat uygulama sırasında hafif bir sıcaklık artışı hissediliyor. Uygulamanın diğer bir avantajı ise anestezi olmadan, günlük yaşamı aksatmadan, rahat ve konforlu bir işlemdir.
Güzelliğinize…
Biz kadınları da erkekleri de daha güzel ve yakışıklı gösteren saçlarımız her zaman sağlıklı ve bakımlı olsun istiyoruz. Ama ne yazık ki zamanla dış etkenlerden ya da yanlış bakımdan dolayı saçlarımız zayıflayıp tek tek dökülmeye başlıyor.
Bazılarımızda dökülmeler normal düzeydeyken bazılarımızda saçlar o kadar çok dökülüyor ki saçta seyrelmeyeler görülüyor. Önlem alınmadığı, bakımları yapılmadığı daha da önemlisi uzman gözüyle kontrol edilmediği zaman bu seyrelme artarak kellik sorunu kendini iyiden iyiye gösteriyor. Saç dökülmesinin birçok nedeni olabiliyor. Bunun için bazı testler gerekiyor ki bu testler sonucunda uygun olan tedavi protokolleri probleminize göre hazırlanıyor. Saç dökülmesi ya da var olan saçların canlanması için tercih edile bilinecek uygulamalar saç mezoterapisi ve prp uygulamasıdır.
Saç Mezoterapisi
Saç dökülmesini durdurmak, azaltmak, var olan saçın kalitesini artırmak ve/veya yeni saç çıkışını aktif hale getirmek için belli periyotlarda saçlı deriye uygulanan bir tedavi şeklidir. İşlem ortalama 10 seans, her seans ise yaklaşık 15 dakika süren uygulama özel saç mezoterapisi iğnesi ve özel ilaç karışımları ile yapılıyor. Seanslar haftalık, on beş günlük ve aylık periyotlarla yapılıyor. Saç mezoterapisi, tüm dünyada saç dökülmesini önlemek amacıyla uygulanan bir yöntem. Amaca uygun olarak seçilen ilaç karışımları, bölgesel olarak küçük dozlarda özel iğneler ve özel bir teknikle cilt içine veriliyor ve derinin orta tabakasında bulunan kılcal damar uçlarına ulaşan ilaç süratle etkisini gösteriyor.
Saç Prp Uygulaması
Prp Uygulası saç dökülmesi, var olan saçın kalitesini artırmak, saç çıkışını aktif hale getirmek için tercih edilen bir diğer uygulama. Bu tedavi için sizden yaklaşık 10-15 cc kan alınıyor ve özel bir kit içinde santrifüj ile pür PRP elde ediliyor. Bu trombositten zengin plazma, hücreleri tedavi etmekte çok etkili olan büyüme faktörlerini, kök hücreleri, proteinleri barındırıyor. Bu elde edilen plazma saçlı deriye ufak iğneler ile yüzeysel enjeksiyon tekniği ile 1 cm’lik aralarla uygulanıyor. Daha sonra ise kalan miktar uygulama yapılan bölgeye püskürme tekniği ile verilerek işlem tamamlanıyor. Prp uygulaması 3-4 hafta aralıklarla probleminize göre 4-6 seans uygulanıyor. Bu uygulama biraz önce anlattığım saç mezoterapisi ile de kombine olarak da uygulanabiliyor.
Enjeksiyondan çekinenler için bu iki uygulamanın da roller, stamp yöntemleri ile yaoılabildiğini söyleyebilirim. Korkmadan, çekinmeden daha sağlıklı ve gür saçlara kavuşmak mümkün.
Güzelliğinize…
Bu kadar duygu belirtisi okunuyorken gençliğimiz, yılların yorgunluğu, gözaltına sakladıklarımız nasıl saklı kalsın? Çoğumuz bu durumları saklamak için elimizden geleni yapıyoruz. Neyse ki teknoloji emrimize amade…
Tüm gelişmeler sayesinde de bakışlarımızı gençleştirmek mümkün. Gençleştirmenin yanı sıra daha anlamlı ve etkileyici bakışlar hali hazırda bizi bekliyor. Bu hafta sizin için etkileyici bakışlara sahip olmak adına yapılabilecek bazı uygulamaları paylaşıyorum.
Genç gözler demek genç bakışlar demek. Ve evet genç bakışların daha etkileyici olduğu da büyük bir gerçek. Göz çevresi bakımımız için size önereceğim sistemlerle artık daha genç bakabileceksiniz. İşte size benden birkaç öneri.
Göz çevresindeki ince çizgilerde, gözaltı torbalanmalarında, morluklarda, elastikiyet kaybı olan üst ve alt gözkapağında göz çevresini korumak ve canlandırmak için Eyecell uygulamasını tercih edebilirsiniz. Göz çevresi için uygun olan botanik kök hücre ekstreleri; üzerinde saç teli inceliğinde iğnelerin bulunduğu roller ile gözaltları ve üst göz kapağına, çizgilenme problemi var ise göz çevresine yediriliyor. Ardından göz etrafına kolajen üretimini artıran göz çevresindeki ince deriyi yenileme özelliğine sahip zar şeklinde soğuk jel peptide pach uygulanıyor. Pachler ciltte 15 dakika bekletildikten sonra çıkarılıp uygulamanın devamı olan serum kullanılıyor. Ardından soğuk krem uygulanarak işlem sonlandırılıyor. Roller ile amaç hücre yenilenmesini artırmak ve kullanılacak ürünlerin cilt altına emilimini artırmak. Eyecell uygulaması yaklaşık 30-40 dakika sürüyor. Ve kişinin göz çevresi sorununa bağlı olarak 4-8 seans uygulanabiliyor. 10-15 gün aralıklarla yapılması yeterli oluyor.
En güzel yanı ise sosyal yaşantınızı etkilemeyen ve makyaj yapmanıza engel olmayan bir yöntem olması.
Bu uygulamanın dışında gözaltı ve üst göz kapağındaki yağ bezeleri, lekeler, benler, ince veya derin çizgiler, elastikiyetini, canlılığını yitirmiş deri için kullanılan bir lazer yöntemi var ki adı Fraksiyonel Karbondioksit CO2 Lazer. Bu yöntem gerçekten iç rahatlatıcı ve gözle görülür sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. İşlem genelde 1-2 seans uygulanıyor. İşlem öncesi göz içine genelde lens gibi bir aparat yerleştiriliyor ve daha sonra problemli bölgeye lazer atışları yapılıyor. Ağrısız bir işlem olduğunu söylemekte fayda var. 3-5 gün dinlenmeniz ve gözlerinizi korumanız gerekebiliyor.
Sıklıkla tekrar ettiğim gibi dünya daima biraz daha genç, güzel ve bakımlı olmanın peşinde. Her gün yeni bir sistem duyuyor, yeni bir gelişmeden haberdar oluyoruz. Ultra Lift de son zamanların en çok konuşulan kişisel bakım yöntemlerinden biri. Daha gergin ve genç bir cilt için önerebileceğimiz yöntemlerden biri olan Ultra Lift, uzman eller tarafından uygulandığında yüz güldürücü sonuçlar veriyor. Cildinizdeki kırışıklıklarınızdan bıktıysanız, sarkmalardan şikayetçiyseniz, kendinizi yaşlı ve cildinizi özelliksiz hissediyorsanız, ölü deriniz yüzünüzü soldurduysa, sivilce izleri ve vücut çatlaklarınızın azalmasını istiyorsanız Ultra Lift sizin için uygun olabilir.
Ultra Lift’in uygulanmasına gelince; lokal anestezi kremi uygulanan cildin üst tabakası mikro iğnelerle uyarılıyor ve bu alt tabakaya etkilerin iletilmesine yardımcı oluyor. Cildin alt tabakasına fraksiyonel radyo frekans enerjisi ve etkisi verilerek kolajen dokusunun yenilenmesi sağlanıyor. İnfini cildimizi gençleştirirken aynı zamanda cilde diğer sistemlere nazaran daha az hasar veriyor ve uygulama sonrası iz ve leke riski oluşturmuyor. Yüzde uzun kızarıklık, ödem ve işlem sonrası yanık gibi etkiler yaratmıyor.
İşlem toplamda 20-25 dakika sürüyor ve 15 gün arayla cildin sorununa bağlı olarak 3-4 defa uygulanması yeterli oluyor. İşlem sonrasında oluşan hafif kızarıklıklar da 4-5 saat içerisinde kayboluyor. Özellikle el üstü, dudak çevresi ve boyun kırışıklarında, istenmeyen sarkmalarda, yıpranmış cilt yüzeyinde, sivilce izleri ve vücut çatlaklarında yok edilmesinde etkili olan bu yöntem çok daha gergin, diri, genç bir cilde sahip olmanıza yardımcı oluyor. Ve tabi bakımlı erkekler için de son derece ideal.
“Dünyanın en güzel ve karşılıksız sevgisi nedir?” diye sorsam hepimizin aklına ilk olarak annelik gelir. Anne olmak her kadının yüreğinin en derininde yatan isteklerinden biri. Ama anne olmanın da bazı zorlukları yok değil. “Mesela ne gibi” dediğinizi duyar gibiyim.
Anne adaylarının dokuz ay boyunca canının parçasını kucağına almak için gün sayarken vücut da gün be gün gerilip çatlıyor. Cilt çatlakları bu zorlu ama sonucu eşsiz olan süreçten nasibini alıyor almasına da kelimelerle tarif edilemeyecek bu duygunun karşılığı çatlaklar olmamalı.
Gelelim çatlakların detaylarına. Cilt çatlakları; gebelik, ergenlik ve hızlı kilo alıp vermeye bağlı oluşan estetik açıdan birçok kişiyi rahatsız edebilen izlerdir. Çatlak izleri genelde yüzeyden çökük, yırtık şeklindedir. Yeni oluştuklarında renkleri mor, kırmızıya yakın bir renk alırken yıllar geçtikçe renkleri açılarak gri kurşuni veya beyaz bir renk alır. Cilt çatlakları karın, kalça, basen, sırt, kollar, göğüs üstleri, diz arkaları, baldırlarda en sık görülen bölgeler. Çatlak dokusu incelendiğinde bağ doku elemanları dediğimiz, dokuları sıkı tutan ve canlılık veren doku elemanlarının azalarak cildin sıkı esnek yapısını kaybetmiş olduğunu gözlemleriz.
Hemen hemen her kadının derdi olan çatlaklara uzun yıllar çare aranıp durdu. Yazdıklarımı okuduktan sonra kafasında “Peki, bu durumun çözümü ne ?” sorusu belirenlere işte yanıtım. Ciltte oluşan bu eskime ve gevşemeyi gidermek için dokudaki bağ doku elemanlarını tekrar oluşturmak gerekir. Fraksiyonel Karbondioksit co2 lazerler uygulandıkları alana yeni doku oluşumunu tetikleyerek etki ederler. Oluşan yeni bağ doku yavaş yavaş çatlak alanını doldurarak cildin yenilenmesine ve çatlak görünümünün azalmasına neden olur. CO2 lazerle birlikte “Altın İğne” uygulaması, fraksiyonel radyo frekans uygulaması ya da bazı enjeksiyon uygulamalarından da destek almak daha etkili sonuçlar almak mümkün.
Akıllarda oluşan bir diğer soru ise uygulamanın hangi aralıklarla yapıldığı. Seans aralıkları probleminize ve uygulanacak tedavi protokolüne göre değişiyor. Ama yıllarca çatlak izlerini kapatmaya çalışmaktan yorulan biz kadınlar için oldukça makbul bir uygulama.
Güzelliğinize…
Biz kadınlar alışveriş yapmayı çok severiz bilirsiniz. Saatlerce mağazalara girer, hiç üşenmeden her beğendiğimiz kıyafeti deneriz. Ama bazen kabinde bin bir heyecanla denediğimiz kıyafetler bazılarımızın üzerinde istediği gibi durmaz. Peki, neden mankenin üzerindeki gibi durmadı? Ben söyleyeyim: bölgesel fazlalıklar, bakımı yapılmadığı için artan selülitler yüzünden. İşte bu noktada hem cinslerime güzel bir haberim var. Soğuk Lipoliz sayesinde artık kıyafetler aklınızda değil üzerinizde kalsın.
Yağ hücrelerini dondurarak yok eden kontrollü ve bölgesel bir zayıflatma yöntemi olan Soğuk Lipoliz, yağ hücreleri soğuğun etkisiyle daraltıp büzülerek lenfatik sistem tarafından vücuttan atılmasını sağlıyor. Anesteziye ihtiyaç duyulmadan, rahat ve konforlu bir uygulama yapılıyor. Uygulama sonrası kişi aynı gün normal yaşama dönebiliyor. Kontrollü soğutma sistemi sadece yağ hücrelerini hedef alıyor ve yok ediyor. Sistemin en güzel yanı ise yağları eritirken aynı anda sıkılaşma sağlayabilmesi. Eğer yağ tabakasının kalın olduğu belirgin bölgelerde bir incelme elde etmek istiyorsanız ve cerrahi müdahale gerektirmeyen bu yöntemi tercih edebilirsiniz.
Soğuk Lipolizde bulunan ek bir terapi yöntemi ile kan dolaşımı hızlandırılıyor, vücuttan su ve ödem atımı sağlanıyor. Uzun iyileşme süreçleri içermeden, ağrısız, doğal görünümlü bir incelme ve aynı anda sıkılaşma sağlayan Lipoliz, yağ hücrelerinin fonksiyonlarının küçülerek geri dönüşümsüz kaybına yardımcı oluyor. Tedavi edilen bölgedeki yağ hücreleri metabolizma aracılığıyla vücuttan dışarı atılıyor. Bu sistemde soğuk uygulama ardından da sıcak uygulama yapılarak çok farklı bir tedavi ile başarı sağlanır.
Soğuk Lipolizdeki farklı cihaz, özel bir başlığa sahip. Uygulamada cildi soğuktan korumak için özel bir mendil uygulanır, uygulamanın ardından derinin üzerinde ince bir film oluşturulur. Yağ eritilmesi istenen bölgeye başlıklar yerleştirilerek tedaviye başlanır. Başlık konulduğu bölgeyi soğutur, herhangi bir acı, ağrı duymadan 30-60 dakika boyunca tedaviye devam edilirken, hasta bir yandan dinlenir. Üst ve alt karın bölgeleri, basenler, bel yan yağları, sırt bölgeleri, basenler, iç bacaklarda çok başarılı sonuçlar alınmaktadır. Vücut şekillendirme ve bölgesel incelme konusunda hem kadın hem de erkeklerde soğuk lipolizin kalıcı etkileri 3 hafta sonra ortaya çıkmaya başlar ve 8 haftada maksimum sonuca ulaşır. Seans sayısının az uygulama süresinin kısa olması vakit problemi yaşayan kişiler için de yüz güldürücü.
Güzelliğinize…
Işık cildimize doğru geldiğinde epidermisin en üst katmanı olan stratumcorneum’a çarpar. Eğer stratumcorneum nemi yeterli ise ışık pürüzsüz bir yapı kazanı ve parlak yüzeyler gibi ışığı yansıtır. Ya değil ise? Stratumcorneum kuru ve nemsizse, yüzeydeki hücrelerin düzenli yapısı bozulur ve ışık eşit olmayan açılarla yansıyacağı için gözümüz donuk, mat olarak algılar. Kısaca en başta da söylediğim gibi parlak ve ışıltılı bir güzellik yeterli neme sahip ciltten geçiyor.
Işık dolgusu kollajenin yapısına giren 8 aminoasid kollajen üretimi için hammadde oluşturuyor ve bunlardan 3 antioksidan, vitamin ve mineraller ile cildin dış etkenlere karşı savunmasının artmasını sağlıyor. Işık dolgusunda hyaluroniC asid ile diğer vitamin, mineral ve antioksidan etken maddeler mükemmel bir uyum sağlıyor. Aynı zamanda ışık dolgusunun enjeksiyonlarda içerdiği idokainanestezik maddesi ile de hasta konforu oldukça yüksek. Uygulamaya gelince, 3 hafta aralarla yapılan 3 uygulama ile ilk uygulamadan itibaren ve sonrasında birinci etki ile gözle görülür ışıltı sağlanıyor.
Gelelim ışık dolgusunun gözaltına neden uygulandığına. Cildin nemli olması hem daha sağlıklı hem de daha güzel görünen bir vücut için gerekli. Özellikle de göz çevresinin nemsiz, çukur, mor halkaların ve çizgilerin olması sizi yaşlı gösterecektir. Gözaltlarında nem sağlayan, çukurluğu azaltıp mor halkaların görünümünü azaltabilmek için birçok uygulamadan destek alınır. Gözaltları hassas bir bölge olduğu için çok dikkatli protokol hazırlanmalı ki ışık dolgusu, bu anlamda o bölge için hazırlanmış birçok probleme yönelik bir uygulama. Gözaltı ışık dolgusuyla; yanak ve gözaltları arasındaki oluklar, çöküklükler, alt göz kapağındaki torbalanmalar başarıyla tedavi edilebilirken gözaltı morluklarında da belirgin bir azalma sağlanıyor. Işık dolgusu verildiği alana homojen bir şekilde yayılarak etkisini gösteriyor. İçinde bulunan protein, vitamin, aminoasit, antioksidanlar sayesinde gözaltı morluklarına iyi geliyor ve gözaltları hassas olduğu için ışık dolgusu genelde ince uçlu kanüllerle yapılıyor.
Uygulama sonrası farkı hemen göreceksiniz ama en iyi sonuçlar yani farkın daha iyi anlaşılması, etkilerin daha anlaşılır hale gelmesi bir haftayı buluyor. Uygulamanın biz kadınları rahatlatan avantajı ise dolgunun 1 yıl kadar kalıcı olması. Bu sayede gözaltınızda bulunan torbaların, halkaların, morlukların gözlerinizi kapatmasına izin vermemiş oluyorsunuz.
Güzelliğinize...