Muhammet Kösle

Okullarda personel sorunu çözülmeli

20 Eylül 2022
Adının açıklanmamasını isteyen bir lise müdiresi, özetimle: “Okullarımızla ilgili olarak toplumumuzdaki herkesin bildiğini tahmin ettiğim sorunumuzu Hürriyet Bursa gazetemizdeki köşeniz aracılığıyla dile getirmek istedim. Yayımlarsanız gerçekten sevinirim.


Acılarımız çok mu çok ama bunları dile getirecek cesaretimiz yok! Yani 657 sayılı yasanın tarif ettiği memurdan olunca sorunları dile getirmek pek kolay olmuyor. Dertlerimizi kendi aramızda konuşmaktan öte gidemiyoruz.

PERSONEL SIKINTISI

Mesela; okullarımızdaki en ateşli sorunumuz hizmetli personel sıkıntısıdır! Aklıselim olan herkesin mutlak suretle takdir edeceği gibi okullarımız en hassas kurumlarımız arasında ilk sıradadır. Büyük Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de: “Okul genç beyinlere; insanlığa hürmeti, millet ve memleket sevgisini, şerefi, bağımsızlığı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için takip edilecek en uygun, en güvenli yolu öğretir. Memleket ve milleti kurtarmaya çalışanların aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer bilgin olmaları lazımdır. Bunu sağlayan okuldur.” diye söylediği gibi okullarımız asla ve asla sıradan bir iş yeri ya da hizmet binası olarak kabul edilemez. Dolayısıyla burada istihdam edilecek personellerde; çocuk sevgisi, sabırlı olabilme dirayeti, hijyenin önemini olmazsa olmaz olarak bilmesi, çocuklarımızla seviyeli ve saygılı bağ kurabilmesi gibi özellikler aranmalıdır. Böyle personeller bulunduğunda da personellerin çalışma süresinin hesabı yapılmamalı. Ayrıca mutlaka öğrencilerimizin sayılarına cevap verecek personel istihdamı yapılmalı.

NASIL YETSİNLER?

Özellikle ikili öğretim yapan okullara dikkat! Sabah saat 7.30 da ders başı akşam da saat 19.00 da paydos ve okul kapandı. Sonra maksimum 1,5 saat temizlikle sınıflar pırıl pırıl oluyor! Yapmayın Allah aşkına. Ben bu kadar zaman içinde arabamı dahi temizleyemiyorum. İşlerini bitirip okulu kapatıp evlerine dönen personelin durumu da üzücü… Üstelik bir ya da iki hizmetli onlarca sınıfa tuvaletlere, öğretmenler odasına, müdürlerin odalarına nasıl yetsin? Olmaz üstadım olmaz… Maksimum iki kişiyle bu işleri bitirtmeye çalışmak insan tabiatına da aykırıdır, insan haklarına da... En mühim bir konu var ki; bizler bazı velilerin gözünde hırsız olarak görülüyoruz! Çünkü hiç bir geliri olmayan okullarımızda okul aile birliklerinin zorla toplamaya çalıştığı ve zar zor da olsa toplamayı başardığı adını da ‘Bağış’ diye kılıf uydurulmuş olan paralarla yapıyoruz biz bu işleri. Ne acı değil mi? Çok bunalıyoruz ve bunu da üst mercilere anlatamıyoruz. Çünkü dikkate alınmıyoruz. Ama velinin biri “Bizden para istediler” diye şikâyet edince soruşturma geçiriyoruz! Diyeceğimiz o ki mutsuzuz… Bizlerdeki mutsuzluğun öğrencilere yansımaması için Pollyannacılık oynuyoruz!” diyor.
sarsıntı temele yansıdı!

Yazının Devamını Oku

Bir park var ama park denebilir mi

17 Eylül 2022
Hürriyet Bursa okuru mekatronik mühendisi İlge Akkılıç, özetimle şikayetini şöyle dile getiriyor:

“Osmangazi Belediyesi sınırları içinde bulunan ve yapımı Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafınca gerçekleştirilen Sultan II. Murat Parkı gerçekten çok güzel oldu. Ancak sistem hep aynı! Yaparken kaliteli malzeme ve kaliteli işçilik yok. Denetim zaten hak getire. Vaziyet böyle olunca da yazık oluyor onlarca şeye!

DEFORME OLDULAR

Bakınız; parkın girişinde bulunan tanımlayıcı tabelanın ahşap bedeni hava muhalefetlerine uygun seçilmediği için üzerindeki verniğin büyük bölümü soyulmuş. Ahşapları da şeklini kaybetmeye başlamış. Parkın içindeki oyun aletlerinin bazıları deforme olmuş. Beton alanda bulunan ve yaşamaları için kendilerine kafes dahi bırakılan bölümlerdeki ağaçlar nerede? Tarihi ağaçların gövdelerine ‘Yerlere çöp atmayınız’ yazılı demir plakalar çakılmış. Salıncakların bulunduğu alanda sivri uçlu tijler ve promosyonu olarak da enerji kabloları hediye edilmiş!

ELEKTRİKLİ PARK

Vatandaş elektrik enerjisi sonucu canlarını yitirmesin diye kablo uçlarına plastik şişe geçirilmiş. Şişe çıkmasın diye de hem bantlanmış hem de bağlanmış. Bazı alanlardaki kauçuk zemin kaplama malzemeleri yapıştırıcısının yetersiz ve kalitesiz olmasıyla alakalı olarak kopmuş. Hele bir durum var ki tam komedi! Güler misiniz ağlar mısınız? Elektrik direğinin enerjisi için kullanım mecburiyeti olan kablo, parkın demir çitlerine dolandırılarak ağaç dalları marifetiyle taşınmış. Beraberinde bu işe aracılık eden elektrik dağıtım kutusunun kapak kilidi yok. Ayrıca ardına kadar da açık. Çok yazık... Bir sorum olacak. Devamı, yani kontrolü ve denetimi olmayan hizmete hizmet denir mi?”

Yazının Devamını Oku

 4 muhtar yüzünden cenaze ortada kaldı

15 Eylül 2022
Hürriyet Bursa gazetesi okurlarımızdan olan YAZDER (Keles Yazıbaşı Köyü Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) Başkanı Emre Kahraman’ın e-postasını aldım. Bu, şu ana kadar tarafıma yollanmış olan en uzun konu anlatımı... Başınız sağ olsun diyorum ve yorumu siz kıymetli okurlarımıza bırakıyorum.

“KELESLİ olup yıllarca Ovaakça’da oturan akrabam, çok sevdiğim bir kardeşim 9 Eylül günü genç yaşta vefat etti. Kendisinin vasiyeti ve özellikle annesinin isteği ile Ovaakça Santral Mezarlığı’na defnedilmesini istedik. Bursa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı Mezarlıklar Şube Müdürlüğü yıkaması ve kefenlemesini gerçekleştirdi. Defin işlemlerine sıra geldiğinde; Ovaakça Santral Mezarlığı defin işleri için ilçedeki 4 muhtardan muvafakatname alıp imzalatın denildi.”

MUHTARLAR KAVGALIYMIŞ

“Buraya kadar sorun yok. Ovaakça’da biri merkez mezarlığı diğeri Santral Mezarlığı olmak üzere iki adet mezarlık var. Meğerse 4 muhtarın birbirleriyle araları açıkmış. Ovaakça Santral Muhtarı diğer üç mahalle muhtarını mahkemeye vermiş. ‘Ben cenazenin Santral Mezarlığı’na gömülmesine müsaade etmiyorum’ demez mi? İyi ya Merkez Mezarlığı olsun bari dedik. Bu sefer de diğer 3 muhtar ‘Merkez Mezarlığı Ovaakça Mahallesi yerlisine ait. Aslen Ovaakçalı olmayan yabancı kişilerin gömülmesine razı değiliz’ dediler. Yüreğinde evlat acısı, elinde ölüm kâğıdı bulunan baba, 4 muhtarlık arasında mekik dokuyor.”

İMZA ÜSTÜNE İMZA!

“Bu arada Keles Köy Derneği, üst üste yok oraya gömülecek, yok buraya gömülecek diye mesaj yayınlıyor. Haliyle de taziyeye gelenler bir oraya bir buraya koşturuyor. En sonunda 3 muhtar kendilerini mahkemeye verdi diye inat yaparcasına Santral Mezarlığı’na gömülsün diye imza veriyor. Ovaakça Santral Muhtarı inada inatla cevap verip yazıdaki Santral kelimesinin üzerine çizgi çekip Merkez Mezarlığı diye düzelterek ve altına paraf atarak imzalıyor. Cenazeyi Merkez Mezarlığı’na getireceğiz deyince bu 3 muhtar ‘buraya getirmeyin kan çıkar’ diyor. Kanımıza dokundu.”

PINARBAŞI’NA GÖMÜLDÜ

“Osmangazi İlçe Kaymakamı’na çıkıp olan biteni arz ettik. Kaymakam Bey Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni aradı ve ‘işinizi oradan çözün’ dedi. Belediye ne yapsın, muhtarlar biz kabul etmeyiz olay çıkartırız diyerek karşı gelince... Muhtarların gerekçeleri 40 yıldır Ovaakça’da oturan, Bursa’nın yerlisi olan Kelesli ailenin yabancı olmasıymış. Simdi sizlere soruyorum. Vicdanınızla cevap vermenizi istiyorum. Bursa’da Çanakkale Savaşı’nda en çok şehit veren dağ yöresi olarak Çanakkale’de şehitliklerimiz var. Demem o ki yabancı kavramına bir türlü akıl sır erdiremedik. 4 ayrı muhtarın aralarındaki şahsi meselelerinin günahını neden biz halk olarak çekiyoruz. Karpuz bostan değil, cenaze bu... İkindi ezanına ramak kala baktık işin içinden çıkamıyoruz cenazemizi ücreti ile Pınarbaşı Mezarlığı’na, son dakikada defnettik. Cenazemizi, yani kardeşimizi Pınarbaşı Mezarlığı’na; 4 muhtarın vicdanını sinemize gömdük! Bu ayıp da Ovaakça muhtarlarına yüz yıl yeter. Saygılarımı sunarım!”

ŞEHRİN GÖBEĞİNDE GÖRÜNMEZLİK PERDESİ

Yazının Devamını Oku

Sağırlar’dık Altıntaş olduk, olduk da ne bulduk?

13 Eylül 2022
Osmangazi ilçesine bağlı olup, eski adıyla Sağırlar, yeni adıyla da Altıntaş olan mahallenin (Köy) sakinlerinden Ramazan Uğur şikayetini şöyle dile getiriyor:

“Köyümüz yani eskiden köy olan ve köy kimliğinden çıkartılıp mahalle statüsüne geçirilen Altıntaş Mahallesi’nde hizmetin ‘A’ sına yaklaşan bir hizmet bile yok! Ama yine de hak yemeyeyim. Her seçim öncesi köyümüzün yani mahallemizin siyasetçi akımına uğruyor olmasını görmezden gelmeyeyim. Son olarak da 2019 yılı seçim öncesiydi... En az iki yüz siyasetçi bizleri ziyaretleriyle şereflendirdi. Seçim öncesi belediye otobüsü çalışmayan köyümüze belediye otobüs kabinleri monte edildi. Kimi tepeye, kimi tümseğe, kimi de kimsenin geçmediği yere. Bazıları devrildi devrilecek; bekliyoruz...

TAŞINDA ALTIN YOK!

Bir de çocuk oyun parkı yapılmıştı. Buna da kulp bulayım. Parktaki aletlerin çoğu kullanılmaz hale geldi. Sebebi çocuklarımız değil. Gereksiz ve kalitesiz malzeme kullanılarak gönülden yapılmayan işçiliğin neticeleri bu demeye utanıyoruz. Bizim siyasilerden bir ricamız var. 2024 seçimleri öncesinde bize uğramasınlar. Çünkü bizler ‘sağırız.’ Ayrıca taşlarımızda da altın yok. Yani denildiği gibi Altıntaş falan değiliz biz. Özetle, Sağırlar’dık Altıntaş olduk; olduk da ne bulduk? Bu esnada BURULAŞ’ın efsane durak kabinlerimizi tanımlanmasını rica ediyoruz” diyor.

ARIZA GEREKÇESİNE KAÇ KERE İNANILIR

ADININ açıklanmasını istemeyen bir kamu çalışanı Aysel A. şöyle diyor: “Mudanya ilçemizde ikamet ediyoruz. Şehir merkezindeki iş yerime gidiş ve gelişlerimde Mudanya şehir merkezi arasında hizmet veren ve midibüs olması itibarıyla aşırı kalabalık mı kalabalık olan ‘1 SY’ numaralı belediye otobüsünü kullanıyorum. Bu midibüslerin çoğu miadını doldurmuş. Çünkü her hafta bir kez arıza yaptıklarına tanık oluyorum.

Yazının Devamını Oku

Yokluğu varlığından daha güzel

11 Eylül 2022
Adını, Fadıllılı Osman olarak yazmamı rica eden okurumuz özetimle bakınız ne diyor:

“Osmangazi Metro İstasyonu girişinde yine bir çalışma başladı. Çalışmalar bir türlü bitmedi gitti. Bu kez çalışma alanında müthiş bir şeyler oldu ama! Alana; onlarca gereksiz mi gereksiz, büyük mü büyük safi demirden yapılmış tabelalar getirilmişti. İsrafın daniskasından başka bir şey değil... Tabelaların üzerinde de: “bu alanda sürdürülen çalışma Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmaktadır” yazıyordu.

TAŞIRKEN CANI ÇIKTI

Çok mu gerekli bir yazıydı bu? Sonra tabelaların çoğu rüzgârın etkisiyle devrildi. Devrilme hiçbir yetkilinin de umurunda değil. Çünkü yokluğu varlığından daha güzel bir durumla karşı karşıyaydık! Oldukça da ağır olan bu fuzuli tabelaların taşınması dahi işçi kardeşlerimiz için tam bir işkenceydi aslında. Taşıyan çalışanları gördüm çünkü. Canları çıktı bunları taşırken. Aksini iddia eden ve bunları yalanlayacak olan yetkili çıkarsa o tabelaları kamyon kasasından indirip taşısın bakalım?

BİRİNİN ÜZERİNE DÜŞSE?

Hem, mademki bu tabelalar gerçekten çok mühimse günlerdir yerde iki seksen uzanıyor. Neden yetkililerin ve orada çalışanların umuru olmuyor? Bir husus daha... Oradaki yaya trafiği arı kovanı gibi. Ya o tabelalardan birisi alana giren bir çocuğun üzerine devrilseydi... Ne olurdu acaba?”

Yazının Devamını Oku

‘İhbarlarımız dikkate alınmıyor’

8 Eylül 2022
Hürriyet Bursa gazetesi okurlarımızdan olan iş insanı Eren Sevil’in otuz iki arkadaşının da imzası bulunan e-postasını okudum.

Gerçekten çok ilginç işler oluyor Bursa’mızda. Şikâyetlerini aktardıkları e-postanın özetini çıkarttım, yayımlıyoruz. Bakalım Nilüfer Belediyesi bizi de mi duymazdan gelecek?

GEÇİŞTİRİLİYOR

“Muhammet Bey. Nilüfer Belediyesi’nden şikâyetçiyiz. Çünkü telefonla yaptığımız ihbarlar dikkate alınmıyor. Yazılı ihbarlarımızı da laf olsun cinsinden otomatiğe bağlanmış klişe cevaplarla oyalıyorlar. Herkese noktası noktasına aynı yanıt verilmiş. Yani bizi duymazdan geliyor.

PARK İSTİLA EDİLDİ

Mevzu şu; 153/2 Parsel Hasanağa Kızılcıklı Mahallesi Osmangazi Caddesi Yörekent Sokak’ta bulunan 221 projesi parselinin dışında kalan park istila edildi. Bu da yetmezmiş gibi ana caddeyi de 3 metrelik paravanla engellediler. Bir sohbet anında ilgili zaptın akıbeti için dört arkadaşımın farklı günlerde; 132073, 132076, 2639221, 2640585 numaralı kayıtlarla Nilüfer Belediyesi’ne kayıt oluşturmuş olduklarını öğrendim. Sıkıntı bizden mi kaynaklanıyor yoksa sizlerden mi onu da bilemedik.”

KIZILAY VERME DİYOR AMA...

Yazının Devamını Oku

O kovalar felaketin habercisiydi

6 Eylül 2022
Geçtiğimiz haftaydı. Türkiye gündeminde ilk haber arasında bizim Bursa Terminal Binası yerini almıştı. Mevzuyu bilmeyenimiz kalmamıştı.


Terminal binası çatısının yıldırım düşmesi sonucu çöktüğü haberiyle şok olmuştuk! Ancak nasıl bir hikmetse bu yıldırım yangına sebep olmamıştı. Ayrıca bir milyar voltluk elektrik akımının boşalması sonucu dahi o an terminal binasında bulunan binlerce yolcudan bir kişi dahi hayatını kaybetmemişti .Bu gerçekten bir mucizeydi!

ÇATI ‘ALARM’ VERİYORDU


Vaziyet böyle olunca evliyalar kenti Bursa bir kez daha farkını göstermişti! Neyse; bir hususa değinmek isterim aklıma gelmişken. 16 Haziran 2022 tarihli köşemde neredeyse sayfanın tamamını kaplayan bir haberimiz vardı. Konu başlığı da; ‘BURSA TERMİNALİ’NDE KOVA KRİZİ’ olmuştu. Haberimizde, her yağmurla birlikte çatının yüzlerce noktasından akan suları kontrol altına almak için terminal esnafının bina içine serdikleri yüzlerce kovalara dikkat çekmiştik. Yani çatı ‘alarm’ veriyordu aslında. Ya da ‘imdat’ diyordu! Nitekim de çatının bir bölümü geçtiğimiz hafta zararsız yıldırım düşmesi sonucu çöktü!

AYRI BİR MUCİZE

Hürriyet Bursa gazetesi olarak dikkat çekmeyi başaramadığımız kova krizi terminal meselesi çatısını uçurdu gitti! Bu olayda kimsenin canının yanmamış olması da ayrı bir mucize! Teselli aramak ve bu teselliyi de bulmak o da ayrı bir meziyet bence… Aslına bakarsanız o kovalar bu çatının zarar göreceğinin habercisiydi. Çünkü fizik kanunu da bunu söyler. Mesela; aracın motor kısmından bir yerlerden sızan su damlasının sebebini önemsemezsek ne olur? Bu durum o aracın ileriki günlerde ama çok ama orta boyutta zarar vereceğine ya da kazaya sebebiyet vereceğine yönelik haberci değil midir? Bu da böyle oldu işte. Kovaların dili yok ki derdini anlatsın!

DENETÇİLERİ DENETLEYEN YOK!

Yazının Devamını Oku

Sürücülerin halini düşünemiyorum

3 Eylül 2022
Adının açıklanmasını istemeyen Hürriyet Bursa gazetesi okuru olan 1. Sınıf Emniyet Müdürü Bursa Polis Başmüfettişi, özetimle diyor ki:

“Altıparmak Caddesi’nde asfalta çizilmiş olan yön işaret oklarını kim ve neye göre çizdi acaba? Oklar; araçların şehir merkezi yönünde hareket etmesi gerektiğini gösteriyor. Yani araç sürücüleri araçlarını belirtilen istikamete doğru sürmek zorunda. Üstelik bu işaretler evrensel uygulamadır.

GERÇEKTEN ÇOK İLGİNÇ

Şehrimizi ziyarete gelen ve o an Altıparmak Caddesi’nde bu işarete uymak isteyen yerli yahut yabancı bir turist sürücünün halini düşünemiyorum. Vaziyet bu kadar netken araç sürücülerinin yüzde yüzü okun göstermiş olduğu yönün zıddına doğru araçlarını sürsünler; gerçekten çok ilginç! Onca yıl emniyet teşkilatımızın çeşitli makamlarında vazife yaptım. Trafik Şube Müdürlüğü görevimde bulundum. Tüm bunlara rağmen buradaki trajikomediye bir anlam verebilmiş değilim. Veren varsa beni arasın da ben de ‘tüh yanlış biliyormuşum’ diyerek kendi kendime sitem edeyim!”

 

Posta Sokak’ta taşları posta posta atıyoruz

 

Yazının Devamını Oku