İsmail Sarı

Sömestr tatilinde çocuklarınızla birlikte doğanın keyfini çıkaracağınız yerler

22 Ocak 2021
Bir süredir eğitimlerine evden devam eden çocuklar, üç haftalık sömestr tatiline girdi. Ailecek doğayla baş başa olmak için bu mola harika bir fırsat. Peki nereye gitmeli, neler yapmalı? İşte Sömestr tatilinde ailecek doğanın keyfini çıkaracağınız yerler…

Çocuklar çok sevecekOrmanya

Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde yaklaşık 4 bin dönüm alana kurulan Orman doğal yaşam alanı Ormanya, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise en büyük üçüncü doğal yaşam parkı olma özelliği taşıyor. 




Ormanya Doğal Yaşam Parkı 12 bölgeden oluşuyor. Çocuk hayvanat bahçesi, yaban yaşam alanı, kamp alanı, mesire alanı, yaban hayatı kurtarma ve rehabilitasyon merkezi, ormanköy, doğa parkurları, kuş gözlem alanı, doğa okului atlı binicilik, sportif olta balıkçılığı ve sergi salonu... Yalnız pandemiden dolayı 20 yaş altındakiler 13.00 ile 16.00 saatleri arası alanı gezebiliyor. Bir de pazartesi günleri bakım çalışmalarından dolayı kapalı. Pazartesi hariç hafta içi herhangi bir gün Ormanya’da keşfe çıkabilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

İstanbul'da dört mevsimin en çok yakıştığı yer

16 Ocak 2021
İstanbul’da dört mevsim doğayla baş başa kalıp harika fotoğraflar çekmek istiyorsanız en doğru adres Atatürk Arboretumu. Şehrin gürültüsünden uzakta biraz olsun temiz hava almak istiyorsanız, burası tam bir cennet. Genelde sonbahar aylarında çokça ziyaretçi çekse de kışın karla birlikte harika görüntüler de sunuyor. İşte dört mevsim harika fotoğraflar çekeceğiniz Atatürk Arboretumu gezi rehberi…

 ‘Arboretum nedir?’ 
Kuruluşları yüzyıllar öncesine dek uzanan arboretumların bir ağaç parkı olmaktan çok, çevre ve toplum yararına üstlendiği fonksiyonlar çeşitlilik gösteriyor. İlk ve orta dereceli öğretimden üniversite düzeyine dek öğrencilere ve çevre halkına otsu ve odunsu bitkiler hakkında bilgi vermek, bunları yetişme alanlarında tanıtmak ve çevre koruma bilincinin gelişmesine katkıda bulunmak olarak açıklanıyor.



Latince kökenli bir kelime olan arboretum, ‘ağaç’ anlamına gelen ‘arbor’ sözcüğü ile belli bitkilerin yetiştirildiği alan anlamındaki ‘etum’ son ekinin birleşmesinden oluşuyor. Ancak günümüzde Arboretum kavramı, ağaçlar ve ağaççık veya çalı gibi diğer odunsu bitkilerin yetiştirilmesine adanmış botanik bahçesi olarak kullanılıyor. Doğayı ve yeşili seven insanların en uğrak adresi konumuna gelmiş olan Atatürk Arboretumu, Orman Fakültesi ve Bahçeköy Orman İşletme Müdürlüğü’nün ortak çalışması sonucunda oluşturulmuş bir doğa harikası.

Yazının Devamını Oku

Memurluğu reddedip gezgin oldu... Otostopla Türkiye'yi geziyor

13 Ocak 2021
Furkan Kumkaya (27) hayata karşı sınırları olmayan ve özgür ruhla yaşamak için hayatını dönüştürmüş biri. Gazi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimini bitirdi. Çocukluğundan beri eczacı kalfalığı, garsonluk ve anketörlük gibi birçok işte çalıştı. En son KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) sınavında iyi bir puan yaptı. Sonra işe başlamak için evrakları hazırlarken bir anda her şeyden vazgeçti ve gezgin olmaya karar verdi. Otostopla Türkiye turuna çıktı ve 30’dan fazla şehir gezdi. Yolda resim yaparak bütçe oluşturdu, hatta bir kitap bile yazdı. Şimdi ise hedefi daha büyük. Kumkaya ile seyahat macerasını konuştuk…

Her gezginin bir seyahat hikâyesi var ama sizin maceranızın başlangıç noktası gerçekten ilginç.  O kadar çalışıp KPSS’de yeterli puan alıyorsunuz, tam işe başlayacakken memur değil de gezgin olmaya karar veriyorsunuz. Bu süreci biraz anlatır mısınız? Aslında bu olay çocukluğuma kadar dayanıyor. Psikologlar sanırım bu yüzden hep çocukluğa inmek istiyor. Çocukluğumdaki tüm kitaplıklar karşıma Jules Verne, Gülten Dayıoğlu gibi yazarlar çıkardı. Okumayı öğrendiğimde beş yaşındaydım ve annem bana bir gazetenin hediyesi olan atlas vermişti. Uzun zaman boyunca o atlasa bakarak ülkelerin yerlerini bayraklarını ezberleyerek akşamlarımı geçirdim. Çoğunlukla okuyarak zihnimde dünyayı gezmeye başladım. Bu hayatım boyunca belgeseller izlemeye ve gezi içeren her şeyi ilgi ile takip etmeme kadar uzandı. Seyahat arzum hiç azalmadan devam etti. Sonrasında ise KPSS için yorucu bir çalışma yılı geçirdim. Sonra bir arkadaşımla bir haftalığına 150 lira bütçeyle yola çıktık. Bir haftalık turumuzdaki hayatlar ve kişisel tecrübelerim beni öyle etkiledi ki atanana kadar daha fazla gezmeye karar verdim. Kısa süreli işlerde çalışıp kazandığımın bir kısmı ile kitap alıp kalanıyla seyahatlere çıkarak epey bir şehir gezdim. Atanmama az bir süre kala Ukrayna’ya gittim ve yeni yıla başka bir ülkede girdim. Döndükten dört gün sonra işe başlama evraklarımı teslim etmem gereken bir kâğıt geldi. Kabul edilmiş ve 15 gün içinde işe başlamam istenmişti. Üç gün boyunca doğru karar vermek için düşündüm ve birçok kişiden fikirler aldım. Kendimi gerçekleştirmeliydim. O atlas elimdeyken kurduğum saf hayallerimin peşine gitmeye karar verdim.



Peki böyle bir karar verince aileniz bu durumu nasıl karşıladı? Çocuğunun kaygısız bir şekilde garanti altında bir hayat yaşamasını isteyen tüm aileler gibi benim ailemde beni kararımdan döndürmeye çalıştı. Zor bir hayatımız olmuştu ve onlar benim rahat etmemi istiyorlardı. Buraya kadar her şey doğruydu fakat atladıkları tek şey benim karakterim ve hayatımı nasıl yaşamak istediğimdi. Bana bu kararımdan dolayı epey kızdılar. Ben ise bunu başarmak için ne gerekiyorsa yapacağıma ve pişman olmayacağıma emin olarak yoluma devam etmeye karar verdim. Otostopla Türkiye turuna çıktım.

Yazının Devamını Oku

Atatürk'ün kurtuluş planlamasını yaptığı yer! 29 Ekim'de İstanbul'da gidilecek en özel adres...

28 Ekim 2020
29 Ekim'de İstanbul’un tam göbeğinde ‘Kurtuluş’ mücadelesinin temellerinin atıldığı ana tanık olmaya ne dersiniz? 29 Ekim tatilinde Mustafa Kemal’in silah arkadaşlarıyla birlikte Samsun’a ilk çıkış planını yaptığı Şişli’deki ‘Atatürk Müzesi’nde, Ulu Önder’in kişisel eşyalarını görebilir, daha önce bilmediğiniz yönlerini öğrenebilirsiniz

Bağımsızlık mücadelesinin başlama döneminde, Atatürk ve yakın arkadaşlarının uykusuz geceler sonunda planlar yaptığı, bağımsızlığa ilk adımların atıldığı, İstanbul sınırları içinde bir benzeri daha olmayan, Atatürk’ün anılarını ve ailesine ait izleri taşıyan tarihi bir ev burası...

Şişli’nin meşhur Halaskârgazi Caddesi’nde yürürken hemen iki bakımsız binanın arasında bir güneş gibi parlıyor ev. Bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hakkını teslim etmek lazım. Gerçekten de çok güzel bir restorasyon çalışması ortaya koymuş. Önceden evin rengi pembeydi, son çalışmadan sonra sarı renk, hem eve hem de caddeye ayrı bir hava katmış.

Peki burayla Atatürk’ün yolu nasıl kesişti?

Mustafa Kemal Atatürk, Suriye Cephesi’nden ayrılarak 13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelmiş ve Pera Palas Oteli’nde bir daireye yerleşmiş. Bir süre Şişli’de farklı yerlerde konakladıktan sonra Madam Kasabyan’ın üç katlı bu evini kiralamış. Müzeye girerken ilk dikkatimi çeken, giriş kapısının üzerindeki ‘Atatürk vatanın kurtuluşunu 1919 senesinde bu evde hazırladı’ yazısıydı. 1924’te eski İzmir Valisi ve milletvekili Tahsin Uzer’in eşi Hatice Mediha Hanım’ın evi satın almasından sonra, 14 Kasım 1925’te törenle yazılmış. 

‘Atatürk’ün kurtuluş planlamasını yaptığı yer’

Yazının Devamını Oku

Otostop çekip pijamayla dünyayı geziyor

19 Ekim 2020
Berker Işıldak (23) Kırklareli Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümü mezunu ‘çılgın’ bir gezgin... Son birkaç yıldır otostop çekip kamp kurarak ve en önemlisi ‘pijamayla’ dünyayı geziyor. Üç yılda dokuz ülke ve yüzden fazla şehir gezdi. Ayrıca gittiği yerlerde çalışıp seyahat bütçesini oluşturuyor. Bugüne kadar tezgâhtarlık ve garsonluk da yaptı, inşaat ve tarlalarda da çalıştı. Genç gezginle pijamayla gezme hikâyesini ve seyahat tutkusunu konuştuk...

Pijamayla gezme fikri nasıl gelişti?
Üniversitede voleybol takımında oynuyordum. Takımda şöyle bir gelenek vardı: Sezon sonunda yeni kaptan eski kaptana bir hediye verir ve bu hediye törende kullanılır. Ben de ev arkadaşıma ve takım kaptanına kırmızı ve pembe çorap aldım. Tabii bunun intikamı olacaktı. Sonra İstanbul’a, arkadaşımın evine gittim. Bana bir hediye aldığını söyledi ve aldığı pijamayı giyerek gezmemi istedi. Ben de gaza geldim ve “Ne olacak ki gezerim” dedim. İlk önce Kadıköy’de gezdim. Bir pantolondan farkı olmadığını anladım, sadece renkli bir kıyafetti ve çok rahattı.




Sonra?

Yazının Devamını Oku

Bozuk para biriktirerek 6 ülke, 20 şehir

20 Eylül 2020
Emre Çelik (26) muhasebeci ve bir gezgin. Onun seyahatleri “Böyle olur muhasebecinin gezmesi” dedirten türden. Bazen para üstü olarak ‘kalsın’ dediğimiz, yere düşse almaya üşendiğimiz madeni paraları kumbarada biriktirip ülke ülke gezen Çelik’in hikâyesi size de ilham ve cesaret verecek.

Herkesin öncesiyle, sonrasıyla bir seyahat hikâyesi var. Ancak sizinki çok farklı... Bozuk para biriktirip sonra o paralarla yolculuk yapıyorsunuz. Nasıl başladı bu hikâye?
Küçüklükten beri para biriktirip bir şeyler alırım. Her zaman evimin bir köşesinde kumbara olur. O paralarla istediğimi almak beni hem mutlu eder hem de sanki bedava almışım gibi bir his uyandırır. Bir gün bilgisayarda ülkelere bakarak “Ah be! Ben de orda olsam” derken gözüm kumbarama takıldı. Ve kendime “Neden olmasın” dedim. O günden sonra biriktirdiğim bozuk paralarla altı ülke gezdim.




Para biriktirip bir şey almak da mümkünken siz gezgin olmayı seçtiniz...

Yazının Devamını Oku

Acemi kuzenlerin 11 günlük karavan maceraları

7 Temmuz 2020
Kadir, Emre, Yalçın ve Behzat Doğrubakar kuzenler, daha önce hiç denemedikleri karavan tatili için kolları sıvayıp yola çıktı. Dört acemi karavancı 11 gün boyunca Ege’nin altını üstüne getirdi. Çok güzel manzaralara uyandılar ancak bazı küçük aksiliklerle de karşılaştılar. Böyle bir maceraya atılmak isteyenlere ilham verecek tecrübelerini konuştuk…

Beraber sık sık seyahat eder misiniz? Kadir Doğrubakar: Her birimiz farklı işlerle uğraştığımız için her zaman denk getirmek mümkün olmuyor. Ama sık sık yola çıkmaya çalışıyoruz. 2020’de her ay bir ülke gezelim diye düşünmüştük. İlk durağımız da ata toprağı Makedonya olsun dedik. Mart ayının başında gittik. Kısa bir seyahatti. Üsküp’ü gördük. Döndüğümüzde gelecek ay nereye gitsek diye düşünürken salgın baş gösterdi. Pandemi dolayısıyla karavan ve çadır tatiline büyük ilgi var. Amatörler için çadır çok zorlayıcı olmasa da karavan oldukça düşündürücü… Sizin böyle bir yolculuğa çıkmanızda koronanın etkisi var ama hep de aklınızda olan bir şey miydi?
Özellikle Emre kamp ve çadır tatiline bayılır. Benim ve Yalçın’ın kamp tecrübesi Emre kadar yok ancak dediğiniz gibi pandemi sebebiyle bizim de kampa ve çadır tatiline ilgimiz arttı. Karantina dolayısıyla evlerimizde vakit geçirirken bu seneki planlarımızın suya düştüğünü konuşmaya başladık. Sonra kamp-çadır derken konu karavan seyahatine geldi. Daha önce de olsa güzel olur diye düşünüyorduk ama hiç adım atmamıştık. Şehirlerarası yolculuk yasağı kalkar kalkmaz “Hadi” dedik.




Piyango Ege’ye vurmuş. Neden bu bölgeyi tercih ettiniz?

Yazının Devamını Oku

Dünyayı beş yıldır yürüyerek keşfediyor

30 Mart 2020
Dicle Doğan, koreograf. Şu anda Japonya’da ve 1200 kilometrelik ‘Shikoku Budist Hac Yolu’nu yürüyor. Doğan ile macerasını ve Japonya’daki koronavirüs salgınının günlük hayattaki yansımalarını konuştuk.

Blog’unuzda “2015 yılından beri hiçliğin özgürlüğünü aramak için yürüyorum” yazmışsınız. Bu ne anlama geliyor?
Dünyanın her yerinde isimlerimizin önüne sıfatlar koyuluyor. Sanatçı, mühendis, doktor, vegan... Saymakla bitmez. Kendi adıma basit ve sıradan bir insan olmayı öğrenmek, doğayla uyumlu yaşamak için yürümeyi seçtim. Doğada kim olduğumun, nereli olduğumun hiçbir önemi yok. Böyle düşünmek beni özgürleştiriyor. Sade ve basit, tanımların içinde sınırlanmayan bir hayat. Bir ülkede nerede gezilir, ne yapılır falan pek bilmem, bu nedenle kendimi gezgin olarak tanımlamıyorum. Bu bir meditasyon benim için.




İlk tecrübeniz de bugün salgın nedeniyle zor günler geçiren İtalya olmuş. Ne kadar zamandır yollardasınız?

Yazının Devamını Oku