İsmail Sarı

Kelebek etkisi

12 Haziran 2019
Kozalarından çıkan yüzlerce kelebek türü, Anadolu’nun yaylalarında, vadilerinde uçmaya başladı. Şu sıralar onları izlemek, görüntülemek için en uygun zaman. Mersin, Türkiye’deki 450 endemik kelebek türünden 137’sine ev sahipliği yapıyor. Mersinli gazeteci Mustafa Ercan da onları görüntülemeye kendini adamış bir kelebek tutkunu. Günlerce peşlerinde koşuyor, ender türleri fotoğraflıyor. Yılın bu zamanı Mersin ve çevresinde görülebilecek türleri, kelebek fotoğrafçılığının püf noktalarını konuştuk.

Mersin’de görülebilen kelebek türleri hangileri? Nerelerde görülüyorlar?
- ‘Kırlangıç kuyruk’, ‘Balkan kaplanı’, ‘fisto’, ‘yalancı Apollo’ ve ‘Akdeniz öyuklu’ya Erdemli ilçesindeki Kanlıdivane antik kentinde rastlamanız mümkün. Mezitli ilçesine bağlı Durnaz Yaylası’ndaki sedir ormanında ‘çokgözlü mavi’, ‘dumanlı Apollo’, ‘Akdeniz melikesi’ ve ‘bahadır’ bulunuyor. Toroslar ilçesine bağlı Ayvagediği üzerindeki Karatepe Orman Gözetleme Kulesi civarında ‘Acem zıpzıpı’, ‘Akdeniz mücevher kelebeği’, ‘Anadolu gelinciği’, ‘Anadolu esmergözü’, ‘Anadolu turan mavisi’ ve ‘benekli bakır’ gibi türler yakından görülebilir. Tabii bir şartla; canlının uyku ve beslenme saatlerine dikkat ederseniz... Mut, Anamur, Aydıncık, Bozyazı Gülnar, Çamlıyayla ilçelerinde de bu saydıklarımı ve benim hâlâ fotoğrafını çekemediğim türleri görmek mümkün.




Hangi aydan itibaren görülmeye başlıyorlar?

Yazının Devamını Oku

Festival ateşi haziranda yanıyor

7 Haziran 2019
Yeşillikler içinde uzanmak, çılgınlar gibi eğlenmek ve doyasıya yüzmek için en güzel mevsimdeyiz. Deniz, kum ve güneş üçlüsü dışında festivallerle birlikte hareketli bir tatil istiyorsanız seçenek çok.

5-9 Haziran
Kapadokya Çadır Festivali
Göreme’deki Kapadokya Kaya Kamping alanında gerçekleşecek festivale katılmak için bilet ve çadırınızı kapıp gitmeniz yeterli. Alana kurulan stantlardan yeme-içme ihtiyaçları karşılanıyor. Günün erken saatlerinde balonların gökyüzündeki dansını izlemek, ATV turlarıyla biraz adrenalini yükseltmek ve akşamları yakılacak kamp ateşinin başında eğlenceli dakikalar yaşamak tüm stresinizi unutturacak. Festivalin her günü farklı DJ performansları olacak. Bilet fiyatı 175 TL. (cappadociarenklicadirfestivali.com)6-9 HaziranTekirdağ Kiraz FestivaliSüleymanpaşa Belediyesi’nin daha yılın başında hazırlıklarına başladığı festival, sahildeki dolgu alanında düzenlenecek. Bu yıl Zara, Buray, Mehmet Erdem, Tuğba Yurt ve Bengü sahne alacak. Kırmızının tüm tonlarını kapsayan kirazların her yanı sardığı festivalin en eğlenceli zamanı, kiraz yeme yarışması. Katılımın ücretsiz olduğu birçok başka etkinlik de sizi bekliyor. Birbirinden lezzetli Trakya lezzetlerinin tadına bakmadan, Altınova Halk Plajı’nda kulaç atmadan dönmeyin. 7-9 HaziranGola Gola Yemek FestivaliHer yıl İtalya’nın farklı bir kentinde düzenlenen festival, bu yıl Piacenza’da. Geçen yıl Parma’daydı. Geleneksel İtalyan mutfağının birbirinden lezzetli yiyeceklerini, artizan biraları ve daha fazlasını tadabilirsiniz. Programda 200’den fazla etkinlik yer alıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen şeflerle de tanışacaksınız. (golagolafestival.it)




Yazının Devamını Oku

Dondurma bahane, yemekleri şahane

5 Mayıs 2019
Maraş denilince akla hemen sakız gibi uzayan lezzetli dövme dondurma gelir. Ama şehrin mutfak zenginliği sadece dondurmadan ibaret değil. Tarhanasından kırmızıbiberine, her evde pişen eli böğründe ve keçi sütünden bembeyaz tereyağına kadar birçok lezzeti bünyesinde barındırıyor. Tek eksiği Gaziantep’in gölgesinde kalması ve yeterince tanıtılamaması.

Kent, eski çağlarda Mezopotamya’yı Anadolu’nun diğer kesimlerine bağlayan önemli kervan yollarının kavşağında bulunuyordu. Hititler, Asurlular, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Dulkadiroğulları, Osmanlılar hep bu topraklarda hüküm sürdü. Maraş, hepsinin kültürel zenginliğini harmanlayıp günümüze kadar taşıdı. Tüm bu zenginlik şehrin mutfağında da kendini gösteriyor. Akdeniz Bölgesi’nde olmasına rağmen, Osmaniye, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Sivas, Kayseri ve Adana’yla çevrelendiği için buraların mutfağından etkilenmiş. Bu nedenle hemen her yemekte kuzu eti kullanılıyor.




Türk ve Osmanlı mutfak kültürüne yönelik çalışmalarıyla tanınan şef Ömür Akkor ile kentin mutfağını keşfe çıktık. Ömür Akkor, 18 yıllık çalışmalarının meyvesi olan ‘Komili Lezzet Seyahatnamesi’nin üçüncüsünü yakında yayımlayacak. Kitap, Anadolu’nun doğu yörelerine ait özel lezzetlerden ve hikâyelerden oluşuyor. İlk rotası ise Kahramanmaraş. Biz de kitabın rehberliğinde düştük yollara. Sadece dondurmasıyla tanıdığım şehrin mutfağıyla tanıştıkça şaşırdım. Maraş; sarmaları, bulgurları, köfteleri ve tatlılarıyla tam bir gastronomi şehri. Şimdi size bir günde kahvaltıdan akşam yemeğine kadar tadabileceğiniz lezzetleri sıralayacağım.

Yazının Devamını Oku

İstanbul’dan Kuzey Kutbu’na okuma yolculuğu

5 Mayıs 2019
Yakın zamanda yayımlanmış seyahat kitaplarını bir araya getirdik. Kimi Mavi Yolculuk’un inceliklerini, kimi Svalbard’ın çorak topraklarında bile keşfedilecek şeyler olduğunu anlatıyor. İstanbul’dan başlayıp Kuzey Kutup Dairesi’ne varan bir okuma yolculuğu.

Yürüyerek İstanbul
Seyahat yazarı Melih Uslu’nun 10 yıllık emek ve titiz bir seçkiyle yayına hazırladığı kitapta, iki ile dört saatlik süreler arasında yürünebilen 34 İstanbul güzergâhı anlatılıyor. Haliç’ten Tarihi Yarımada’ya, Boğaziçi’nden Adalar’a kadar İstanbul’un en iyi yürüyüş rotalarını bir arada bulacaksınız. İllüstrasyonları ve detaylı içeriğiyle dikkat çeken kitaba Prof. Dr. İlber Ortaylı, Mario Levi, Selim İleri ve Saffet Emre Tonguç gibi isimler de katkı yaptı. Fiyatı, 24.50 TL.

Türkiye’nin Kelebekleri Arazi Rehberi
Kelebek gözlemcisi Ahmet Baytaş tarafından hazırlanan kitap, Türkiye’de görülebilen 377 kelebek türü hakkında bilgi veriyor. Her birinin Türkçe ve Latince adları, arazide tanımlamada kullanılabilecek ipuçları ve uçuş dönemleriyle ilgili detaylar var. Doğa Koruma Merkezi tarafından BM Kalkınma Programı Küresel Çevre Fonu Küçük Destek Programı (UNDP GEF SGP) desteğiyle basıldı. Fiyatı, 45 TL.

İki Durak Bir Çıkmaz/Memleket Havaları -1

Yazının Devamını Oku

Kıbrıs’ta Kıbrıslı gibi...

15 Nisan 2019
“Kıbrıs sadece lüks otel, kumarhane, Sibel Can, Ebru Gündeş ve eller havaya muhabbetinden ibaret değil. Yıllardır gidip de Karpaz’ı görmeyen o kadar çok insan var ki! Nelerden mahrum kaldıklarını bir bilseler...” Kıbrıslı gazeteci ve fotoğrafçı Kutup Dalgakıran bize memleketini, Kıbrıs’ta Kıbrıslı gibi yaşamanın ipuçlarını anlattı. Gelin adanın kuzeyindeki eşsiz koyları ve lezzetleri onun rehberliğinde keşfe çıkalım.

Nisan-mayıs ayları Kıbrıs’ı keşfetmek için ideal. Henüz kavurucu sıcaklar yok. Portakal ve limon çiçeklerinin kokusuna papatya ve gelincik tarlalarının eşsiz görüntüsü eşlik ediyor. Adanın çok popüler olmayan iki bölgesi var: Güzelyurt-Lefke ile Magosa-Karpaz. Turistlerin büyük çoğunluğu Girne ve Lefkoşa civarında konaklar. Günübirlik turlar ile Magosa şöyle bir gezilir. Karpaz’ın adı bile anılmaz. 8-10 yıl öncesine kadar Magosa’da yeme-içme mekânları kısıtlıydı. Son dönemde Kıbrıs mutfağı da dahil olmak üzere birçok yer açıldı. Adada toplu taşıma çok kısıtlı. Trafiğin soldan olduğunu unutmamak koşuluyla araç kiralamanızı öneririm. Türkiye Cumhuriyeti ehliyeti Kıbrıs’ta da geçerli. Araç kiraları, mevsime ve sterlinin durumuna göre günlük 120 TL civarında.

Bu aralar deniz suyu biraz serin olabilir ama gelirken yanınıza mayonuzu mutlaka alın. Akdeniz’in en güzel sahil ve koylarını keşfetme vakti. Lüks bir otelde kalıyorsanız bile bu bakir koyları görün, pişman olmazsınız. Ya da bölgelerdeki küçük otel veya pansiyonlarda kalarak farklı bir Kıbrıs yaşayabilirsiniz. Doğduğum Magosa’nın MÖ 3’üncü yüzyılda Ptolemus krallarından Philadelphus tarafından kurulduğu söyleniyor. Magosa Kalesi günümüze kadar ulaşan en sağlam kalelerden. Bir zamanlar 365 kilisenin olduğu bilinen kent, bir açık hava müzesi. Birçok tarihi yapı restore edilerek ziyarete açıldı. Ayrıca bazı eski evler de restore edilerek konaklama tesisine dönüştürüldü. Kente altı kilometre uzaklıktaki Salamis ören yeri de bütün görkemiyle ayakta. Katedralden dönüştürülen Lala Mustafa Paşa Camii, Akdeniz’deki en önemli gotik eserlerden. Güneşin son ışıkları sarı Kıbrıs taşına vurduğunda eski katedral altın rengine bürünüyor.

Burada mideniz de gözünüz de doyar

Bu doyumsuz manzarayı etraftaki kafe veya restoranlarda soluklanıp seyredebilirsiniz. Çevrede birçok kaliteli restoran ve meyhane var. Kıbrıslılar bol mezeli et yemeği çok sever. Küçük bir yer olduğu için de buralarda kötü ün yapan bir mekânın ömrü çok uzun olmaz. Aspava en eski et restoranlarından. Burada et çeşitleri zengin mezelerle servis edilir. Hidden Wall ise müzikli meyhanelerden. Son dönemlerde çok popüler. Eski bir taş ambar olan Castello da yeni mekânlardan. Ginko Restoran, katedral manzarası ile dünya mutfağından örnekler sunuyor. İncir Ağacı ve Othello meyhaneleri için önceden rezervasyon yaptırmakta yarar var. Venedik Evi, adından anlaşılacağı üzere Venediklilerden kalma tarihi bir evde hizmet veriyor. Gündüz ve akşam yöresel yemekleri tadabilirsiniz. Liman girişindeki balıkçılar barınağındaki salaş Denizciler Lokali’nde taze balık yiyebilirsiniz. Meyhanelerde genelde 15 civarında soğuk meze, ara sıcaklar ve bol miktarda et çeşidi için içki hariç 70–100 TL arasında ücret alınıyor. O kadar çok meze ve et geliyor ki, insanın midesi de gözü de doyuyor.

Karpaz’ın saklı cenneti Ayfilon

Adanın sivri ucu olan Karpaz’ın son yerleşim yeri, Dipkarpaz Köyü. Burada ekoturizm de yapılıyor. Restore edilen taş evlerde konaklayıp çevreyi gezebilirsiniz. Köye 3-4 kilometre uzaktaki Ayfilon gerçekten saklı bir cennet. Antik dönemden kalma liman ve küçük bir manastırın eteklerindeki koyda denize girmenin keyfine doyulmuyor. Yanınızda mutlaka şnorkel bulunsun; anfora kırıklarının üzerinde yüzerken kendinizi asırlar öncesinde bulacaksınız.

Koyda yemek ve konaklama imkânı tanıyan Oasis isimli küçük bir tesis de var. Elektriği güneş enerjisinden sağlanıyor. Günbatımında taze balık keyfi yapabilirsiniz. Daha çok Avrupa’dan gelen turistlerin rağbet gösterdiği yerde kalmak isterseniz mutlaka önceden telefon etmeniz gerek. Dipkarpaz’dan çıkıp Zafer Burnu’na doğru devam ettiğinizde Blue Sea ile karşılaşırsınız. Burası da küçük bir balıkçı limanı. Daima taze balık bulunur. Konaklama yeri ve plajı da mevcut. Biraz ilerideki bir başka koyda ister rüzgârın ve dalgaların sanat eseri gibi şekillendirdiği kayalıklardan, ister altın sarısı kumsaldan denize girebilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Nisan bereketiyle geliyor

2 Nisan 2019
Doğayla birlikte içimizin de kıpır kıpır olduğu günlerdeyiz. Nisan ayı renkleri ve güzelliği kadar etkinlik bereketiyle de kapımızda. Yemek, müzik, dans, karnaval, hareket… Seyahate çıkmak için bahane yaratmak isterseniz, bu ayın takvimini gözden geçirin.

Portakal Çiçeği Karnavalı
3-7 Nisan

Adana’yı rengârenk boyayan eğlence, aynı zamanda Türkiye’nin ilk ve tek sokak karnavalı… Şovlar, sergiler, söyleşiler, yemek yarışmaları, koşular, rekor denemeleri ve çevre turları her yıl olduğu gibi bu yıl da olmazsa olmazları. Programın en özel günü, kortej yürüyüşünün gerçekleşeceği 6 Nisan. O gün renkli kostümler giyilecek ve Adana sokaklarında çılgınlar gibi eğlenilecek. (www.nisandaadanada.com)



Yazının Devamını Oku

Birçok ilki başaran gezgin kadınlar

8 Mart 2019
Herkes Christoph Colomb ya da Vasco De Gama gibi kaşiflerin adını duymuştur. Peki dünyayı gezen ve birçok ilki başaran gezgin kadınlardan kimi tanıyorsunuz? Örneğin, 72 günde tüm dünyayı gezen Nellie Bly’i tanıyor musunuz ya da dönemin şartlarına göre dünyayı gezmek için erkek kılığına giren Jeanne Baret’i? Peki hem Kuzey hem de Güney Kutbu’na ulaşan ilk kadın Barbara Hillary’i… 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gelince dünyayı gezip birçok ilke imza atan seyyah kadınları listeledik. Bu hikâyeler sizi çok şaşırtacak…

Hepimiz bir yerlere gitmek, dünyayı gezmek istiyoruz ama bunu yapmamıza engel gibi görünen ilk şey para oluyor. Kimi parayı bahane edip hayallerinden vazgeçiyor, kimi de yeni kültürler keşfetmek istiyor ama korkuyor… Kimiyse de sadece hayalleri için yaşıyor. Hemen hemen her hafta sonu Hürriyet Seyahat’teki ‘Gezgin’ köşemizde dünyayı gezen seyyahlarla söyleşiler yapıyorum. Hepsinin birer hikâyesi ve hayalleri var. Onları dinlemek ve hikâyelerini dokunmak çok heyecan verici…

Gözlemlediğim kadarıyla daha çok kadınlar seyahat konusunda hayallerinin peşinden gidiyor. Kimi en çok seyahatlerini planlarken kimi de gideceği yerleri araştırırken mutlu olduğunu söylüyor. Son zamanlarda dünyayı gezenlerin sayısının çokça arttığı da bir gerçek, özellikle kadınlar… 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden yola çıkarak, “Acaba  seyahat konusunda bazı ilkleri başaran kadınlar var mıdır?” diye araştırınca bakın ortaya nasıl hikâyeler çıktı.

72 günde devr-i alem / Nellie Bly
Nellie 1890 yılında 72 günde dünya turu yaparak bir rekora imza atmış. Böylesi bir maceraya atılmasında en büyük etkense Jules Verne’nin ‘80 Günde Dünya Turu’ kitabını okuması… Okuduğu bir kitabın izinde dünyayı gezene denk geldim hatta izlediği filmin izinde gezene de… Yalnız Nellie Bly’in yaptığı çok ilginç… Kitabı bitirince kendisine bir hedef koyuyor, 80 günden kısa bir sürede dünya turu yapmak! "Olmaz canım, başaramazsın" diyenler çıkıyor elbette ama sonuç ortada... Nellie aynı zamanda dünya turu yapan ilk kadın gezgin... ‘72 Günde Dünya Turu’ adında da bir kitabı var.

Yazının Devamını Oku

Adrenalin peşinde dünyayı geziyorlar! Hayalleri 'hortum avı'na çıkmak...

22 Şubat 2019
Kübra Karatatar Diker (29) endüstri ürünleri tasarımcısı. İstanbul’da 12 yıl yaşadıktan sonra geçen sene işinden ayrıldı ve eşi Uğur (36) ile doğup büyüdüğü İzmir’e geri döndü. Şimdiyse hayatlarında çok köklü bir değişiklik onları bekliyor. Bahreyn’e yerleşecekler. Diker çiftinin ortak noktaları seyahat. En çok kendilerini zorlayacak rotaları tercih ediyorlar. Adrenalin olmazsa olmazları… Okyanusta dalış da yaptılar, Namib Çölü’nde dünyanın en yüksek kumullarından Dune 45’e de tırmandılar. Hatta en büyük hayalleri ise Kuzey Amerika’da hortum avına çıkmak…
Yazının Devamını Oku