İsmail Sarı

Özlem Daşgın (31) sınıf öğretmeni. Evlenmeden önce uçak fobisi yüzünden pek seyahat edemiyordu. Eşi Melih (32) hayatına girince üç kıtada 24 ülke ve 80’den fazla şehre ayak basan bir seyyah oldu. Maldivler’de muhteşem resiflerde de yüzdüler, Dubai’de çöl safarisi yapıp dünyanın en yüksek binasına da çıktılar. Hatta balina, köpekbalığı ve geyik etini bile tattılar. Özlem artık anne. Ama çocukları gezmelerine engel olmadı. Daşgın ailesi şimdi 2.5 yaşındaki Mete ile dünyayı geziyorlar. Mete 10 aylıkken Malezya ve Tayland’ı keşfe çıktılar. Yakın yerler şöyle dursun özellikle Norveç, İzlanda gibi soğuk ülkeleri gezmeyi tercih ediyorlar.

Asuman Çakıroğlu (30) iş geliştirme sorumlusu. Yoğun iş temposunda fırsat buldukça seyahat ediyordu. Sonunda hayali olan ‘küçük bir dünya turu’ için fırsat yakaladı. 705 TL’ye bulduğu ucuz Küba biletiyle macerasına başladı. Yanına 11 kiloluk sırt çantasını aldı ve yola çıktı. Yedi ayda beş kıtada 17 ülke gezdi. Hemen hemen her gittiği yerde birçok adrenalin dolu aktivite denedi. Belize’de köpekbalıklarıyla, vatozlarla yüzdü. Paraşütle serbest atlayış bile yaptı.

Gizem Sırmalı (21) henüz öğrenci. Şu sıralar Münih Teknik Üniversitesi işletme mühendisliği bölümünde okuyor. Erasmus ile yaşadıkları seyahate daha farklı bakmasına neden oldu. Hayallerini nasıl gerçekleştirebileceğini, gerçekten isteyip de yapamayacağı hiçbir şey olmadığını seyahatleri sırasında öğrendi. Fırsat buldukça yola koyuluyor. Bugüne kadar 15 ülke gezdi. Şimdiyse Münih’te yaşıyor. Sırmalı ile hem seyahat tutkusunu hem de Münih’i konuştuk.

Görkem Temelkaya (34) reklam satış direktörü. Yaklaşık 13 yıldır İstanbul’da kurumsal hayatın rutini içinde. Nefes aldığı tek zamanlar seyahatleri... Kazandığını gezilerine harcıyor. Gideceği yerleri izlediği filmlerden seçiyor. İspanya’ya da gitti âşık olduğu İtalya’ya da... Bugüne kadar 4 kıtada 27 ülke ve 73 şehir gezdi.

Yağmur Arat (25) özel bir şirkette şehir plancısıydı, şimdi ise tek başına dünya turunda olan bir gezgin. Üniversiteden mezun olduktan sonra Avrupa’yı Interrail biletiyle gezince seyahat virüsünü kapmış oldu. Sonrasında sıkıcı iş hayatı ve monotonlukla kendisini sorgulama sürecine girdi. İşinden istifa ederek mini bir Asya turuna çıktı. Döndüğünde artık hep aklının bir köşesinde olan dünya turunun zamanı gelmişti. Önce evini kapattı, bütün eşyalarımı sattı ve birikimiyle yola koyuldu. Macerasının ilk durağı Japonya oldu. Üstelik otostopla geziyor. Günlük harcaması ise ortalama sadece 38 TL.

Bugün 29 Ekim… Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının yokluk ve imkansızlıklar içerisinde kazandıkları Kurtuluş Savaşı sonrası hiç vakit kaybetmeden ilan ettikleri Cumhuriyet’in 94’üncü yılı… Böylesi özel bir günde size İstanbul’da mutlaka gitmeniz gereken bir yer önereceğim: Miniatürk Panorama Zafer Müzesi… Gezdikçe hem zaman tünelinde kaybolacak hem de yeni bilgiler edineceksiniz.

Haliç kıyısında İstanbul’un en özel yerlerinden Miniatürk. İçeri adım attığınızda devasa büyüklükte bir alana giriyorsunuz. Tıpkı masallar ülkesi gibi… Başınızı sağa çeviriyorsunuz Sümela Manastırı, Mardin evleri sola çeviriyorsunuz Galata Kulesi ya da Peri Bacaları… Adım başı ayrı bir güzellikle dolu. Sanki doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün ülkeyi bir anda dolaşmış gibi hissediyorsunuz kendinizi. Yalnız bu anlattıklarım işin bonusu… Asıl rotamız Miniatürk Panorama Zafer Müzesi.

Miniatürk’a giriş yetişkin 7.5 öğrenci 3 TL. Zafer Müzesi için ekstra bir ücret ödemiyorsunuz.
Etkileyici ses ve ışık efektleri
Bundan tam 14 yıl önce Cumhuriyet’in kuruluşunun 80. yılında açıldı Zafer Müzesi… İçeri adım atar atmaz kitaplardan okuyup öğrendiğim bağımsızlık savaşını sanki o günleri yaşıyormuşum gibi yakından hissettim. Burada Milli Mücadele’yi sadece cepheden seyretmiyorsunuz.

Cephe gerisinde süregiden günlük hayatı da ses ve ışık efektleri arasında canlanan maketlerle izliyorsunuz. Her bir maket özenle yapılmış, özellikle arka fondaki çizimler görülmeye değer. Ama kapıdan içeri girer girmez duyduğum sesler karşından tüylerim diken diken oldu. Seslerin özenle yapılan ışık unsurlarıyla bütünlenmeşi ortaya canlı bir kompozisyon çıkarıyor. 

Gülşen Güler Uyan (27) Boğaziçi mezunu İngilizce öğretmeni. Şimdilerde ise evde durmayan bir evhanımı… Eşi Melih Uyan (28) ile birlikte sürekli seyahat planı yapıyor. İlk kez birlikte gittikleri İngiltere gezisinden sonra seyahati hayatlarının merkezine koydular. Gülşen seyahatleri sayesinde “Asla yapamam, asla yiyemem, asla cesaret edemem” dediği her şeyi yaptı. Dünyayı gezmek onu İstanbul’daki sırça köşkünden çıkardı. Bora Bora’da köpek balıklarıyla yüzdü, Mısır’da çölleri aştı hatta kaplanın bulunduğu bir kafese bile girdi.

Burcu (33) ve Burçin (28) Ören kardeşler spor perakende sektöründe yönetici ve operasyon sorumlusuydu. İkisi de sabah sekiz akşam beş düzeninden sıkıldı. İstifa edip, evlerini kapattılar. İhtiyaçlarından kısarak para biriktirdiler ve hayallerini gerçekleştirmek üzere Asya’ya doğru yola koyuldular. Maceralarında şu an ikinci ayındalar. Günde 77 dolar (280 TL) harcıyorlar. İki kardeşi Tayland’da yakaladık. Asya’da gezgin olmayı ve serüvenlerini konuştuk.