Ercan Saatçi

Önce 'Topal'ladı sonra toparladı

1 Aralık 2014
‘SADECE ilk yarıda üç dört fark olurdu’ cümlesi sanırım maçın özetiydi.

28 maçtır kendi sahasında yenilmeyen F.Bahçe ve son 8 maçında F.Bahçe’yi Kadıköy’de yenemeyen Eskişehirspor... Bu istatistikler mutlak favorinin F.Bahçe olduğunu söylüyor ama futbol bu, hiç belli olmuyor... Son yıllarda ne Eskişehir bu kadar pozisyon bulabilmiştir ne F.Bahçe bu kadar fazla pozisyon vermiştir...
Mehmet Topal’ın oyunda olmayışı, bu oyuncunun F.Bahçe için ne anlama geldiğini çok net anlattı herkese. Meireles ve Emreli orta sahanın Mehmet Topal’sız nasıl sendelediğini izledik resmen. İlk yarı F.Bahçe soyunma odasına 1-0 mağlup gitti ama ucuz atlattı da demeliyiz. Ve ikinci yarı İsmail Hoca M.Topal’ı oyuna aldı... Denge kuruldu, Eskişehirspor’un atakları kesildi. Üstüne bir de Emenike’nin yerine oyuna giren Webo’nun golü gelince, tansiyonu çok yüksek bir son 10 dakika izledik... Fakat... Emre’nin kırmızı kart görmesi, yan hakemlerin ‘yanlı’ olması, orta hakemin F.Bahçe’nin avantajlarını bozması derken son dakikalarda Eskişehirspor’un golü geldi. Maç tam gitti derken Sow’un penaltı golü bir puanı kurtardı...


GERÇEK TARAFTAR


BU soğuk havada maça gelen taraftarı gönülden alkışlıyorum, ancak hala boş koltuklarını doldurmayan Fenerbahçelileri de anlayamıyorum. Hiç bir stadın dolmadığı dönemde, F.Bahçe taraftarının Kadıköy’ü eskisi gibi doldurması çok anlamlı bir mesaj olurdu.


Yazının Devamını Oku

Güzel maç güzel puan

25 Kasım 2014
HER şeyden önce güzel maçtı... Zaten Bursaspor-Fenerbahçe maçlarının havası hep biraz gerilimli biraz heyecanlı oluyor.

Öyle de oldu... Oyunun başında gelen şok gol, Fenerbahçe’nin oyunda üstünlük sağlamasını geciktirdi. Zaten Şenol hocanın Bursapor’u da buna pek müsade etmedi. Kaldı ki Bursapor gerçekten iyi oynadı.
İsmail hocanın sahaya sürdüğü kadro iyidi ama Emenike’nin yalnız kalıyor olması, ya topları ezmesine, ya da bencilce oynamasına yol açıyor. Fırat Aydunus elinden geldiği kadar iyi ve otoriter bir maç yönetti. Bursaspor hücum organizasyonlarında Fenerbahçe’den çok daha iyidi. Zaten Volkan’ın bir iki önemli kurtarışı maçın sonucunu kesin olarak etkiledi. Bana göre Fenerbahçe önemli bir puan kazandı.


Caner’in Öfkesi…


Tamam oyun içinde böyle şeyler oluyor. Tamam insan bazen öfkesini de kontrol edemiyebiliyor... Fakat yan hakeme gereksiz bir kabadayılıkla gelen sarı kart ya oyundan atılmaya kadar gitseydi... Kaldı ki İsmail hoca, Caner’in kırmızı kart görme ihtimalini düşünerek oyundan aldı. Yani bir bakıma Caner’i korumaya aldı... Peki kendisini korumaya alan hocasına, milyonlarca kişinin gözü önünde böyle saygısızca davranmanın izahı var mı... Yok.


Yazının Devamını Oku

O penaltıyı vermeyen hakem

9 Kasım 2014
ŞANSSIZ bir vuruşla Kadlec’in kendi kalesine attığı golle Fenerbahçe maça 1-0 mağlup başladı.

Ama maçın hakimi kuşkusuz Fenerbahçeydi. Aynı Kadlec’in bu kez rakip fileleri havalandırmasından önce bana göre yüzde yüzlük bir penaltı da verilmedi. Zaten verilen penaltıyı da Kuyt atamadı...
Emenike ve Kuyt’ın yine etkisiz olduğu, Diego’nun ilk 11’de maça başladığı, Serkan Kırıntılı’nın harikalar yarattığı bir ilk yarı izledik...
İkinci yarıya golleri atan Kadlec’in yerine Sow’la başlayan Fenerbahçe haliyle daha da hızlandı. Hasan Ali’nin ceza alanında bir dirsek darbesiyle indirilişine yine penaltı verilmedi. Hadi o pozisyonu da geçtim, fakat Emenike’nin düşürülmesine penaltı vermeyen hakem, derhal bu mesleği bırakmalıdır!


BU STAT BU KULÜP BUNU HAKETMİYOR


NEREDEYSE her halini hatırladığım ve bildiğim Fenerbahçe Stadı’nda böyle boşluklar gördükçe içim parçalanıyor... Bunun bir çok nedeni olabilir ama bu konuda en günahsız ve mağdur olan kulüp Fenerbahçe’dir. Kadın ve çocuk taraftarla bile full çeken bu stat, Türkiye’nin en mağdur stadıdır. Ve öte yandan bu stat dolmadan bir milyon üye projesi de hayal olur... O ya da bu nedenle, elli bin kişilik stadı doldurmanın neredeyse artık hayal olduğu bir iklimde, bir milyon üye bulmak ne yazık ki hayal gibi gözüküyor... Kendi takımının maçına gitmeyen bir taraftarın üye olması biraz tuhaf olur zaten. Ama şunu söylemeliyim ki, eğer bu proje 3 Temmuz döneminde, bütün Fenerbahçeliler’in kenetlendiği dönemde hayata geçirilebilseydi, bir yıl içersinde bir milyondan da fazla taraftar üye olabilirdi.

TOP 5

Yazının Devamını Oku

Gözyaşlarımızı bitti mi sandın

3 Kasım 2014
GEÇTİĞİMİZ hafta son dakikalarda gelen golden sonra İsmail Kartal’ın döktüğü o göz yaşı, Beşiktaş karşısındaki F.Bahçe’nin en büyük motivasyonuydu kuşkusuz...

Oyuncular o göz yaşının kıymetini bilircesine varlarını yoklarını koydular ortaya. Üstün olan F.Bahçe’ydi hep. Biraz Olcay’ın sağ tarafa geçmesi biraz da Necip’in kötü performansı F.Bahçe’nin işini kolaylaştırdı. Bilic, İsmail Kartal’ın takımına mı yoksa F.Bahçe’ye karşı mı bir taktik oluşturdu bilinmez ama derbide izlediğimiz takım gerçek F.Bahçe futbolu oynadı. Beklenildiği gibi (!) gerek Aziz Yıldırım’ın F.Bahçe idmanında Çebi’ye gönderme yapması, gerekse Orman’ın basın toplantısında dolaylı olarak Yıldırım’a gönderme yapması gerilimli derbi olacağını işaret ediyordu. Bir de bunun üzerine hakem Bülent Yıldırım’ın acemi yönetimi eklenince gerilim daha da tırmandı, kartlar havada uçuştu, Olcay kırmızı gördü, Beşiktaşlılar öfkelendi... Oysa o Beşiktaş taraftarı aylar önce F.Bahçelilerle omuz omuza Gezi kardeşliği yapmıştı. Biber gazına karşı birlikte göz yaşı akıtmışlardı... Ama bir demeç, arkasından bir demeç daha ne dostluk bıraktı ne de kardeşlik. Bu satranç oyununu anlayamayan herbir taraftar da haliyle etkilendi bu durumdan.

EMRE HER ZAMANKİ GİBİ

İLK yarıda maçın en iyi oyuncularından biri Emre’ydi. 2. yarıda Emre’nin baldırının çekmediği bir maç izlemeyi umut ederken, Emre sekmeye başladı ve yerini Sow’a bıraktı. İşte o Sow, Emenike’ye ‘al da at’ dedi ama Emenike işte... İnanılmaz bir gol daha kaçırdı. Beşiktaş 10 kişi kaldıktan sonra ilk yarıda zevkle izlediğimiz F.Bahçe’ye bir şeyler oldu; ya İsmail Hoca yenilmekten korktuğundan ya da soyunma odasında bu duygusunu oyuncularına geçirmiş olma ihtimalinden, F.Bahçe de korkak futbol sergiledi. Ama F.Bahçe avantajı değerlendirdi ve kazandı. Sonuç olarak liglerin en iyi iki takımı bir derbiyi geride bıraktı ama geride çok da hasar bıraktı.

TOP 5

1-Fenerbahçe maçı kazanmayı haketti.
2-Bülent Yıldırım bu maçı yönetmeyi haketmedi.
3-Emre her zamanki gibi maçı tamamlayamadı.

Yazının Devamını Oku

Stres tavan yaptı

26 Ekim 2014
F.BAHÇE istekli mi, istekli. Mücadele ediyor mu, ediyor..

Ama inanılmaz gergin ve bu yüzden birşeyler eksik. Oyun disiplini mesela... Sonra o sistem dedikleri... Hani şampiyon takımı bozmayıp, sistemi koruma hadisesi var ya, ondan bahsediyorum. Fakat ne yazık ki, Kocaman’la başlayan o sistemden de eser yok. Avrupa’da cezalı olmanın avantaj olduğu bir sezonda, dördüncü yıldıza bu kadar yakınken bu avantajı kaybetmek büyük bir hüsran olur doğrusu.
Maça gelince; solda Caner’in olmaması, sağda Gökhan’ın sekerek oynaması, yaşanılan pozisyon disiplisizlikleri az daha puan kaybına neden olacaktı. Sonradan yapılan oyuncu değişiklikleri tartışılır ama bir gerçek var ki stresli de olsa özellikle ikinci yarıdaki Fenerbahçe tecrübesiyle kazanmayı bildi. Ama tecrübe her zaman kazanır mı bilinmez..
Öte yandan taraftarların homurdanmaya başlaması, sadece sezona değil, “Bir Milyon Üye” kampanyasına da sekte vurur. Bu nedenle ne olursa olsun, içlerinde sadece Fenerbahçe sevgisi taşıyan gerçek taraftarların bu duruma engel olmaları gerekir.

DİEGO’NUN SUÇU NEG.SARAY’la oynuyorsunuz, Diego yok, Gençlerbirliği ile oynuyorsunuz Diego yine ilk 11 de yok. Peki Neden?.. Sistem mi bozuluyor yoksa sisteme mi uymuyor?.. Eğer öyleyse, ne sistemmiş be arkadaş... Tek bir transfer yapıp onu da oynatmayınca, ne tribünler renkleniyor ne de oyun bence... Forma satışı deseniz, oynamayan adamın formasını taraftar neden alsın ki... Yıldızlar topluluğu Barcelona ya da Real Madrid her yıl yine de bir kaç yıldız transfer ediyorsa bunun mutlaka bir nedeni vardır..


TOP 5Fenerbahçe’nin Kadıköy’de zor kazanması.

Yazının Devamını Oku

Sneijder mi yoksa Alves mi?

19 Ekim 2014
SON zamanların en kötü Galatasaray’ını Alves ateşledi mi desek, yoksa son zamanların en iyi Fenerbahçe’sini Alves katletti mi desek bilemedim...

Rakibini perişan eden ve oyunu istediği gibi yönlendiren Fenerbahçe, ilk yarıya damgasını vurdu resmen. İkinci yarıda maçın tamamen çözülmesi beklenirken, bu kez Portekizli çıktı sahneye... ‘Hayır’ dedi, ‘Galatasaray’ı yenmenize izin vermem’ dedi!
Yani yaptığı akıl almaz hareketle her şeyi berbat etti... Alves bana göre ağır bir cezayı da hak etti. Emre’nin sakatlanması, Emenike’nin beceriksizlikleri ve Alves’in sorumsuzluğu, Fenerbahçe’nin ateşini söndürdü resmen. Buna rağmen 10 kişilik Fenerbahçe iyi mücadele etti.
Hatta maçın en net pozisyonu Kadlec’in kafasından dışarıya gitti... Ama maçın son dakikalarında gelen şok goller Fenerbahçe’yi alt üst etti. Galatasaray açısından maçın kahramanı Sneijder mı yoksa Alves mi diye sorsam ne dersiniz?

NERDE O ESKİ RAMAZANLAR
NE alaka diyeceksiniz ama öyle işte... Hep anlatılır ya; ‘Ah o eski bayramlar, eski ramazanlar, nerde o eski şarkılar...’ Sanırım bu özlemlerin arasına ‘Nerde o eski derbiler’ sözü de eklenecek.
Futbolu yerin dibine soktukları aşikar ama bir Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin, stadın bu kadar boş statta oynanacağını ve bu kadar ruhsuz olacağını beklemezdim doğrusu...

Yazının Devamını Oku

Fener’i kızdırmayın

5 Ekim 2014
İLK yarıda iştahsız futbol, ruhsuz mücadele, vasat hamleler derken, Metin Kalkavan çıktı sahneye...

Sarı kartlık bir pozisyona direk kırmızı kart gösterince, haliyle ortalık da karıştı Kadıköy’de. İyi ki de öyle oldu. Uyuyan Fenerbahçe uyandı, haksızlığa uğradıklarını düşünen Fenerbahçe’li futbolcular hakem Metin Kalkavan sayesinde müthiş bir motivasyon yakaladı.
İkinci yarıya kızgın boğalar gibi çıkan oyuncular, 10 kişiyle öyle bir mücadele sergilediler ki alkışlıktı...
Geçtiğimiz sezonlardaki alıştığımız Fenerbahçe’yi izledik bu sayede.

YANLIŞTAN DOĞRU ÇIKTI

BU nedenle haksız da olsa kimse o kırmızı karta kızmasın...
Çünkü o kırmızı kart oyunculara kendilerini hatırlattı.
Stadın ancak dörtte birini dolduran taraftarı ateşledi.

Yazının Devamını Oku

Suretleri oradaydı ruhları değil

29 Eylül 2014
İNSANI düşündüren bir kötü oyun vardı F.Bahçe açısından. Ya ‘azizsilin’ vücuda etki etmiyordu artık ya da başka bir sıkıntı vardı...

Zaten sıkıntılar bu ikisinden oluşuyorsa çok daha büyük bir sıkıntı var demektir... Çünkü alıştığımız F.Bahçe’den eser yoktu sahada. “Saldım çayıra mevlam kayıra” duygusu hepimize geçti. Bu oyuncular maçlardan önce rakiplerin maçlarını izleyeceklerine, geçtiğimiz yıl oynadıkları maçlarda kendilerini izleseler, aradaki farkı net olarak görürler. 34 yaşındaki Gekas’tan bu golleri yiyen F.Bahçe bütün hücreleriyle şapkayı önüne koyup düşünmelidir biraz...! “Ben karar verdim İsmail Kartal Fenerbahçe’nin hocasıdır” diyen Aziz Yıldırım mı, İsmail Kartal mı, yoksa futbolcu grubu mu... Bilmiyorum ama hata nerdeyse derhal düzeltilmeli. Yoksa 4. yıldıza bu kadar yakın olan camia olarak sezon sonunda çok üzüleceğiz.
Bütün bunlar olurken maçın orta hakemi de geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi hisli kalben vuku kararlarıyla F.Bahçe’yi yıpratmaya devam edince kaçınılmaz son skor olarak yüzümüze yapıştırıldı. Öyle ki hakem dizilerdeki oyuncu koçu mu yoksa futbol hakemi mi diye düşünmeden kendimi alamadım. Zira kendini Hollywoodvari yere atan her oyuncuya saygı gösterip düdük çalan hakemin ta kendisiydi. Ama yine de ne olursa olsun, ruhsuz oynayan F.Bahçe’nin kaçınılmaz sonudur bu...

EMENİKE AYARI

‘EMENIKE ilk 11’de oynamasın gerekirse ikinci yarıda oynatırsın mı’ dedi biri? Yoksa Emre’yle tartışmanın cezası mıydı bu durum bilinmez ama, hal ve tavırlarını beğenmediğimiz Emenike oynamalıydı bu maçta... Çünkü ispat etmesi gereken bir şey vardı, çıkması gereken maç değil...

TOP5

1-Son yılların en ruhsuz, isteksiz Fenerbahçe’sini izledik.
2-Yaşı 40’a yaklaşan Gekas’a mağlup olan bir Fenerbahçe izledik.

Yazının Devamını Oku