Engin Kratzer

Buz ve sahanda yumurta

21 Ocak 2014
AVUSTRALYA Açık’ın birinci haftasında 40 dereceyi aşan aşırı sıcaklar sadece tenisçileri değil top toplayan çocukları ve çizgi hakemlerini de olumsuz etkiledi.

Oyuncuların bazıları yine buz dolu yelek giyerek rahatlamaya çalıştı. Birçok tenisçi kortta fenalaştı. Tsonga ve Wozniacki’nin ayakkabı tabanları eridi, pet şişeleri bile büzüldü, hatta seyircilerin arasında güneşin ısısı ile sahanda yumurta pişiren bile oldu.
Turnuvanın 4. gününde karşılaşmalara sıcak nedeni ile 4 saat ara verildi. Bazı maçlarda merkez kortların çatısı kapatıldı. Kadınların kural gereğince 2. ve 3. set bitiminde 10 dakikalık ek ara almalarına izin verildi. ‘Hızlı’ nitelendirilen topların kısa sürede şişip ağırlaşması, tenisçileri ortama uygun raket tellerinin gerginliklerini sürekli değiştirmek mecburiyetinde bıraktı. Oyuncular topların sekişine göre raket değiştiriyor. Toplardan şikâyetçi olmayanların başında Nadal geliyor. Nadal aşırı falsolu vuruşları sayesinde süratli gelen topları çok iyi kontrol edebiliyor.

IVANOVIC’İN DÖNÜŞÜ
Nadal servis ve back-hand vuruşlarını geliştirdi. Djokovic, 2. servislerini de etkili atmaya başladı. Federer ise yeni koçu Edberg sayesinde artık maçlara önceden kararlaştırılmış bir taktiksel planla çıkıyor. Ve daha fazla file önünde puan arayışına giriyor. Ayakkabı tabanlarının ısınmasına da kendince önlem aldı. Maçlarda iki çift çorap giyiyor. Murray daha istikrarlı. En büyük eksikliği ise; zihinsel açıdan maçın ortasında aniden bir şeylere takılıp oyundan kopması.
2008’de kadınlar dünya 1 numarası olan Ivanovic saldırgan oyunu ile muhteşem bir geri dönüş yaparak gelmiş geçmiş en iyi kadın tenisçisi kabul edilen Serena Williams’ı yenmeyi başardı. Turnuvanın favorisi iki numaralı seribaşı Azarenka çeyrek finalde kadınlarda en iyi taktiksel oyunu sergileyen Radwanska ile karşılaşacak. Geçen sezon başarılı bir dönem geçiren Halep de sürpriz yapabilecek güçte.

Yazının Devamını Oku

Efsanelerin savaşı

12 Ocak 2014
ALTI kez Grand Slam şampiyonu olan 46 yaşındaki Alman Tenisçi Boris Becker’in dünya 2 numarası Novak Djokovic’in antrenörü olacağı kimsenin aklına gelmezdi.

Djokovic, Avustralya Açık’tan itibaren Becker ile çalışmaya başlıyor. Djokovic, Becker’den birçok şey öğreneceğine inanıyor ve kendisini böylece geliştirmeyi planlıyor. Sırp tenisçi öncelikle Nadal’ın tahtına göz dikti. Ama ondan önce Becker’in bilhassa zamanında oynadığı maçlardaki zor durumlarda nasıl mücadele ettiğini kendisine öğretmesini istiyor. Becker’in inanılmaz konsantrasyon özelliklerinden faydalanmak ve onun tecrübelerinden yararlanmak niyetinde. Becker, dört Grand Slam ve birkaç önemli turnuvada Djokovic’in koçluğunu yapacak. Zaten bu tarz koçluk sözleşmeleri sezonun birkaç haftasını kapsıyor.

AKILLI HAMLELER

DÜNYA 6 numarası Roger Federer de sürpriz bir şekilde 47 yaşında ünlü efsane İsveçli tenisçi Stefan Edberg ile koçluk anlaşması yaptı. Altı Grand Slam kazanan ve daha ziyade servisten sonra file önünde oyun kuran mütevazı kişiliği ile bilinen Edberg, Federer’e bu oyun tarzını benimsetmeye çalışacak. Böylece Federer daha kısa süren puanlar oynayıp sonuca gitmeye çalışacak. Edberg, zamanında Federer’in örnek aldığı tenisçilerin en başında geliyordu.
Dünya 4 numarası Andy Murray ve koçu Çek asıllı 53 yaşındaki efsane oyuncu Ivan Lendl’ın beraberliği ise verimli bir şekilde sürüyor.Üç efsane tenisçinin eskiden kortlardaki olan amansız rekabetleri bu sene kort dışı antrenör olarak, profesyonel tenisine büyük heyecan katacak. Djokovic, Federer, Murray üçlüsü tecrübeler ile dolu koçları sayesinde, yeni sezonda yerlerinde sayacaklarına, oyunlarını geliştirmek ve zirveden kopmamak için akıllıca kararlar aldılar.

Yazının Devamını Oku

Ulusal değer

24 Aralık 2013
BÜYÜKLER Türkiye Tenis Birinciliği geçtiğimiz hafta Ankara Tenis Kulübü kapalı kortlarında oynandı.

Millî maçlardan sonra ulusal anlamda en değerli etkinlik olan Türkiye Birinciliği ilk kez 1926 yılında (kaynak; Tenis Dünyası) yapıldı. 87 yıllık maziye sahip olan bu turnuvaya katılabilmek ve ülke şampiyonu olabilmek her tenisçiye nasıp olmuyor. Eskiden fazla turnuva yoktu. Türkiye Birinciliğine katılmak bir ayrıcalıktı Ülkenin gerçekten en iyi tenisçileri ilk turdan itibaren kıyasıya mücadele ederlerdi.
Türk Tenisi artık milyonlarca dolarlık bir sanayii haline geldi. Yüzlerce turnuva organize ediliyor, binlerce kişi tenis oynuyor...Tenisimiz her ne kadar amatörlükten profesyonelliğe doğru yol alsa da tenis tarihimizi unutmamalı ve ulusal değerlerimizi günümüzün şartlarına uygun hale getirmeleyez. Ankara’daki Türkiye Birinciliği günümüzün şartlarına uygun değildi!

Çağla ve Pemra yoktu

Kadınlar kategorisinde ana tabloda oynayan 32 tenisçiden 9’u henüz 13-14 yaşlarında. Çağla, Pemra ve diğer iyi kadın tenisçiler yoktu. Kimi başka ülkede turnuvada puan ve para ödülü kovalıyor, kimi ise yeni sezona hazırlık yapıyor. Bu oyunculara Türkiye Birinciliği’nde dünya klasmanına puan verilemeyeceğine göre, katılmalarını sağlayabilmek için tek seçenek var; günümüzün şartlarına uygun para ödülü koymak. Belki Marsel İlhan da katılır. İki sene önce Turkcell bu turnuvaya sponsor olmuştu hareketlilik vardı. Geçen sene Federasyon para ödülü koydu. Bu sene ödül yoktu. Maçları TRT yayınlayabilirdi. Ayrıca diğer ülkelerin de yaptığı gibi ulusal birinciliğini bundan sonraki yıllarda açık kortlarda, örneğin ağustosta oynatılması; tanıtım açısından ise Anadolu da organize edilmesi verimli olur. Türkiye Birinciliğini biraz daha sahiplenelim.
Türkiye Birinciliği: Tek Erkekler Birincisi: Tuna Altuna, ikincisi: Anıl Yüksel. Tek Kadınlar Birincisi: İpek Soylu, ikincisi: Gülben Güldaş. Çift Erkekler Birincisi: Barış Ergüden-Anıl Yüksel, ikincisi: Sarp Ağabigün-Ergun Zorlu. Çift Kadınlar Birincisi: İpek-İrem Soylu, ikincisi: Cemre Anıl-Talya Köken.

Yazının Devamını Oku

Başarılı olduk

28 Ekim 2013
TEB BNP Paribas WTA Championships Turnuvası dünkü final maçı ile üçüncü ve son yılını İstanbul’da doldurdu.

Bu süreçte seyirci rekorları kıran turnuva Kadınlar Tenis Birliği (WTA) ve uluslararası medya tarafından büyük takdir topladı. Dünyanın en iyi oyuncuları İstanbul’a çok istekli geldi. Kısacası etkinlik olumlu ses getirdi.

DERS ALMAMIZ LAZIM

ANCAK bizlerin de bu turnuvadan bazı dersler almamız gerektiğini düşünüyorum. Bilhassa özel sektörün, spor sponsorluğu yönündeki ilgisi ve bakış açışı yönünden. Bu konudaki kültürümüz maalesef yurtdışına göre eksik... Turnuva süresince yabancı yetkililer ile yaptığım görüşmelerde onların tespiti şöyle oldu: “Üç sene boyunca dünya çapında bir etkinliğe ev sahipliği yaptınız. Başarılı bir organizasyon oldu ve tribünler full dolu idi. Bu turnuva bizde yani yurtdışında olsa idi, hükümetimizin desteği olsa olsa birinci yıl az bir miktarda olurdu. Diğer masrafları tamamen özel sektör üstlenirdi. Hatta son sene turnuva kara bile geçerdi.”
Evet, bundan sonra ülkemizde organize edilecek bu tarz organizasyonlarda hatta tüm Türk tenisinde özel sektörün ana destekçi olması gerektiğini düşünüyorum. Yeter ki Tenis Federasyonu bu konuda ciddi bir pazarlama stratejisi hazırlasın.

EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR...

SİZLER ekran başında ve tribünlerde canlı olarak hep tenis kortunu, aydınlatmayı ve diğer görselleri izlediniz. Ancak bu dev organizasyonun asıl arka planında yüzlerce çalışanın ne kadar özverili, istekli ve heyecanlı çalıştıklarını biliyorum. Top toplayıcısından, organizatöre, ışıkçıdan, grafikere, güvenlikçiden, dekorcusuna, teknisyenden şoföre kısacası emeği geçen herkese ve tabii ki Spor Bakanı, turnuvaya destek olan tüm sponsorlar ve de Tenis Federasyonu’na teşekkür ederiz.

Yazının Devamını Oku

Olabilecek en iyi son

27 Ekim 2013
TEB BNP PARİBAS WTA Championships İstabul Turnuvası başlamadan önce antrenman yaparken kortta izlediğim, hedefe odaklanmış Li Na’nn Sinan Erdem arenasında sürpriz yapabileceğini yazmıştım.

Çinli tenisçi finale kadar sadece mükemmel tekniği ve vurduğu derin topların yanı sıra seyircinin de sempatisini topladı. Li Na dünkü ilk yarı final maçında bana göre Petra Kvitova’yı mağlup ederek, turnuvanın en tehlikeli oyuncusunu elemiş oldu. Li Na ayrıca bu galibiyet ile dünya sıralamasında üçüncülüğe yükseldi ve yedinci kez karşılaştığı Kvitova’yı da 4. defa yenmiş oldu.
Li Na’nın finaldeki rakibi beklenildiği gibi Serena Williams oldu. Ancak dünya bir numara Serena dün rakibi Sırp tenisçi Jelena Jankovıc karşısında hayli zorlandı. Esasen Serena bu yıl Jelena ile oynadığı iki maçta da yenilmemişti. Fakat Jelena öyle hafife alınacak bir tenisçi değil. Dünya bir numarası Serena’nın sergilediği kötü oyununun temel nedeni sezon sonu yorgunluğuydu.
Bugünkü Serena, Li Na şampiyonluk maçı olabilecek en iyi final eşlemesi oldu. İki oyuncu da formda. Li Na, Serena’nın olası süratli servislerini karşılayıp arka çizgiye yakın derin toplar vurur ve Serena’ya oyun hakimiyeti fırsatı tanımaz ise, finale yakışır bir maç olabilir.

ÇİFTLER KEYİFLİDİR

Li Na‘nın bugün final oynaması yüz milyonlarca Çinliyi de ekran başına kitleyecek. Ancak Li’nin dışında bugün ayrıca iki Uzakdoğulu tenisçiyi canlı izleyebileceğiz. Çinli Shuai Peng ve Tayvanlı Su-Wei Hsieh.
Bu ikili çift kadınlar finalinde kortta mücadele edecek. Çiftler karşılaşmasını seyretmek inanılmaz keyiflidir. Hele kadınlar çift maçlarında daha az süratli ve kontrollü değişikken vuruşlar, ayrıca vole yani file önü vuruşları görebiliriz. Bugün sosyal veya müsabık tenis oynayan yaşlısı genci, herkes bir şekilde çift yani double oynamakta. Bundan dolayı tavsiyem bugünkü final maçını izlemeniz.

Yazının Devamını Oku

Serena ve diğerleri

23 Ekim 2013
KIRMIZI Grup’ta bulunan Serena Willimas İlk maçında Alman Angelique Kerber’i çok üstün bir oyun ile rahat yendi.

Serena gerçekten farklı bir tenis oynuyor. Ancak dünyanın diğer en iyi 7 tenisçisi her an patlamaya hazır birer saatli bomba. Kimin ne yapacağı belli olmayabilir. Favorilerden herhangi biri beklenmedik şekilde yenilebilir. Fakat turnuva eleme usulü değil. Yani bir maç kaybetsen bile bavulları toplayıp İstanbul’dan ayrılmıyorsun. İki maçta yenilsen bile averaj ile gruptan çıkıp şampiyon dahi olabilirsin.
Serena‘nın bu sene turnuvalardan kazandığı para ödülü 9 buçuk milyon dolar. Dün korta bastığı andan itibaren banka hesabına 500 bin dolar daha aktarıldı. Böylece 10 milyon dolara ulaşmış oldu. Eğer İstanbul’dan hiç maç kaybetmeden ayrılır ise ilaveten 2 milyon dolar daha kazanacak.

Dünyanın en iyi kadın tenisçilerini saha kenarından sadece bir iki metre uzaklıktan antrenmanlarını izlemek bana büyük keyif veriyor. Oyucuların gergin olmuyorlar, toplara daha rahat vuruyorlar, Çok daha mütevazi hareket ediyorlar ve en önemlisi onlar da gülebiliyorlar...

Lİ NA SÜPRİZ YAPABİLİR

Turnuva başlamadan önce Li Na’yı antrenman yaparken izledim. Geçen yıl geldiğinde Li’yi eski bir tenisçi olan eşi çalıştırıyordu. Fakat zamanla bu eş ve aynı zamanda koçluk ilişkisi Li Na’ya zarar vermeye başladı. Çünkü her şey çok monoton ve heyecansız devam ediyordu. Li Na ani bir karar alarak Fransa Açık’ta eski dünya bir numara Justine Henin’nin antrenörü Arjantinli Carlos Rodrigez ile anlaştı.

Bu sefer eşi tribünde oturuyordu. Li ise Carlos ile kortta çalışıyor, antrenörü onu sağa sola koşturuyordu. Li Na büyük bir istek ve kararlılık ile toplarına vuruyordu. Mola esnasında ise Carlos’un söylediklerini hararetle dinliyordu. Gördüğüm şu ki Li Na yeni antrenörü sayesinde İstanbul’da sürpriz yapabilir.

Yazının Devamını Oku

Buyurun Tenis Olimpiyatı'na

23 Ekim 2013
Kadınlar tenisinin en prestijli turnuvasını bugünden başlayarak pazar gününe kadar Ataköy Sinan Erdem Spor Salonu’nda canlı izleyebileceğiz.

Resmi adı ile TEB BNP Paribas WTA Championships İstanbul etkinliğinde en yüksek puanlı 8 tekler oyuncusu ve en yüksek puanlı 4 çiftler takımı toplam 6 milyon dolar para ödülü için mücadele edecek. 2020 Olimpiyatları’nı İstanbul’a getiremedik ama en azından bu mini ‘tenis olimpiyatı’ takribi 160 ülkede izlenecek. Ayrıca sadece WTA’nın sosyal medya ile dijital platformu aracılığı ile yaklaşık 45 milyon tenissever korttaki maçları ve sahne arkası görüntüleri takip edebilecek. Sonuç itibarı ile İstanbul’un tanıtımı tüm dünyaya ulaşacak.
Geçen yılın şampiyonu 32 yaşındaki Serena Williams yine favori. Serena kariyerin en üst seviyesine ulaştı diyebiliriz. Yılların verdiği tecrübe, özgüven ve fiziksel gücü Serena’yı diğer rakiplerine göre adeta farklı bir cinsiyet havasına büründürmekte.

WTA’NIN 40. YILI1973 yılında efsane tenisçi Billie Jean King ve diğer sekiz kadın oyuncu, yoğun girişimleri sonucunda WTA Kadınlar Birliği’ni kurudular. Amaç ise “Kadın tenisçilerin maddi manevi haklarını tek bir çatı altında korumak”tı. Bugün ise WTA’ya bağlı 92 ülkede 2 bin 500 tenisçi bulunuyor. Her yıl turnuvalarda 118 milyon dolar para ödülü dağıtılıyor. Geçen sene 5.4 milyon kişi maçları canlı izledi. Yüz milyonlarca tenissever de ekran başında kadın tenisi seyretmekte.

KOÇLUK SERBESTTURNUVA süresince oyuncuların koçları korta gelerek taktik verebilecek. Tenisçiler her sette bir kez olmak şartı ile antrenörlerini sahaya çağırabilecekler. Eğer oyunculardan biri tuvalet molası alır ise rakip oyuncu o süre içerisinde antrenörünü ikinci kez kortta davet edebilir.

Yazının Devamını Oku

Osman Kermen...

10 Ekim 2013
TÜRK sporuna, özellikle tenisimize büyük katkıları olan Osman Kermen hocamızı kaybettik.

Bir asra yaklaşan yaşamı boyunca son yıllarına kadar Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi Yüksekokulunda tenis bölümünü yöneten Kermen Hoca, bugün kortlarımızda başarı ile çocuklarımızı eğiten, tenisi seven onlarca antrenörü yetiştirdi. Bu, Osman Kermen hocamızın sportif kişiliğinin bir yüzü. Diğer yüzü ise yine başarılarla dolu.

Çok yönlü spor adamıydı

Ülkede ilk basketbol oynayan gençlerden biri olmuş; kitaba göre tenis stiline sahip bir tenisçi, ayrıca basketbol ve tenis milli takımlarımızın başında bulunmuş. Esas mesleği kimya mühendisliliği olmasına rağmen bir ilki daha başarmış. İlk günlük spor gazetesini çıkarmış. Ziya Işıküstün ile birlikte ilk tenis dergisini de çıkaran o.
Kermen, düşüncelerini sonuna kadar savunan, inatçı, kavgacı, zamanı gelince de küfür eden dinamit gibi bir karaktere sahip idi. Ve her zaman bilhassa ruhunun genç kalmasını sağlayan gençler ile kurduğu arkadaşça muhabbetleri unutulmazdı. Osman Ağabeyimizin renkli kişiliğini böyle birkaç satırla anlatmak mümkün değil. Başarılı kariyerinde onu her zaman destekleyen eşi Gönül Teyzemizin ve spor camiamızın başı sağ olsun.

Yazının Devamını Oku