Emek Külür

Çocuklarda ortodontik tedaviye ne zaman başlanmalı?

5 Şubat 2020
Çocuğunuzun dişlerinde çapraşıklık varsa ya da alt üst çene ilişkisinde bir anormallik hissediyorsanız mutlaka bir diş hekimine başvurmalısınız. Uzman bir ortodontist uygun tedavi yöntemi ile iskeletsel ya da dişsel bozuklukları tedavi edebilir. Diş telleri çapraşık diş tedavisinde dişleri ve çeneyi ideal hizasına getirmek için uygulanan en etkili tedavi aracıdır. Günümüzde dişe yerleştirilen metal braketlerin yerine şeffaf braketler kullanılmaktadır.

EN ERKEN KAÇ YAŞINDA ORTODONTİK TEDAVİ UYGULANABİLİR?

Çocuklarda ortodontik tedaviye başlamak için belirli bir yaş yoktur. Tedavi planı bireysel ihtiyaçlara bağlı olacaktır. Örneğin, dudak damak yarığı olan çocuklar ilk dişleri çıkmadan önce ortodontik tedavi desteği alırlar. Alt çene ya da üst çene gelişiminde problem olan cocuklarda ortodontik tedavi ilkokul çağında başlamalıdır. İskeletsel problemi olmayan çocuklarda ortodontik tedaviye istenilen zamanda başlanabilir. Tüm süt dişlerini kaybetmemiş olsalar bile, tedaviye 6 veya 7 yaşından itibaren başlayabilirler.

Erken tedavinin amacı, başka sorunların gelişmesini önlemek ve kalıcı dişlerin sürmesi veya büyümesi için daha iyi bir ortam hazırlamaktır. Bu dönemde uygulanan tedaviler sayesinde 9-14 yaş döneminde diş tellerine (braketlere) olan ihtiyaç azalır ve tedavi süresi kısalır.

Ortodontik tedavinin sonuçlar 3-4 ay gibi kısa bir sürede ortaya çıkmaya başlar. Tam düzelme sağlanıncaya kadar devam edilir. Diş tellerinden korkmayın. Ağrılı bir süreç değildir. Ayrıca değişen estetik algı artık ortodontik tedaviyi daha sempatik kılmaktadır.

Unutmayın çocuğunuzun ağız ve diş sağlığı tamamen sizin elinizde. Erken müdahale çocuğunuzun hayat boyu sağlıklı dişlere ve güzel bir gülümsemeye sahip olmasını yardımcı olur.

Çocuklarda ortodontik tedaviye başlamak için belirli bir yaş yoktur. Tedavi planı bireysel ihtiyaçlara bağlı olacaktır. Örneğin, dudak damak yarığı olan çocuklar ilk dişleri çıkmadan önce ortodontik tedavi desteği alırlar. Alt çene ya da üst çene gelişiminde problem olan cocuklarda ortodontik tedavi ilkokul çağında başlamalıdır. İskeletsel problemi olmayan çocuklarda ortodontik tedaviye istenilen zamanda başlanabilir. Tüm süt dişlerini kaybetmemiş olsalar bile, tedaviye 6 veya 7 yaşından itibaren başlayabilirler.

Erken tedavinin amacı, başka sorunların gelişmesini önlemek ve kalıcı dişlerin sürmesi veya büyümesi için daha iyi bir ortam hazırlamaktır. Bu dönemde uygulanan tedaviler sayesinde 9-14 yaş döneminde diş tellerine (braketlere) olan ihtiyaç azalır ve tedavi süresi kısalır.

Ortodontik tedavinin sonuçlar 3-4 ay gibi kısa bir sürede ortaya çıkmaya başlar. Tam düzelme sağlanıncaya kadar devam edilir. Diş tellerinden korkmayın. Ağrılı bir süreç değildir. Ayrıca değişen estetik algı artık ortodontik tedaviyi daha sempatik kılmaktadır.

Unutmayın çocuğunuzun ağız ve diş sağlığı tamamen sizin elinizde. Erken müdahale çocuğunuzun hayat boyu sağlıklı dişlere ve güzel bir gülümsemeye sahip olmasını yardımcı olur.

Yazının Devamını Oku

Diş implantı zor mu?

30 Ocak 2020
Gelişen teknoloji sayesinde diş implantı, günümüzde, eksik diş tedavisinde kullanılan en etkili, ideal ve konforlu çözüm yöntemidir. Modern teknikler ile bir diş implantı ortalama 5 - 6 dakika içinde hızlı bir şekilde yapılabilmektedir. Bilgi eksikliğinden dolayı tereddütleri olan hastalar, alanında uzman diş hekimlerinden destek alarak diş implantı tedavisinden faydalanabilirler.

Diş implantı kaybedilen dişi restore etme de kullanılan en ideal çözüm tekniğidir. Sanıldığı gibi zahmetli değil, gelişen teknoloji sayesinde oldukça zahmetsiz bir işlemdir.

Herhangi bir sebepten kaybedilen dişleri yerine koyabilmek için kök görevi görür. Doğal diş gibi davranma özelliği vardır. Alerji, tahriş vs. gibi yan etkileri yoktur. MR ya da tomografi gibi görüntüleme yöntemleri için herhangi bir şekilde engel oluşturmaz.

Diş çekimi sonrası bölgede bulunan kemik, yavaş yavaş erimeye başlar ve bu durum büyük bir kemik çöküntüsüne yol açabilir. Tedavi edilmediği takdirde komşu dişler çenede oluşan boş kısımlara doğru ileri/geri ya da öne/arkaya doğru hareket eder. Ancak implant yerleştirilmesi, bu yıkımı durdurur ve kemiğin sağlıklı kalmasını sağlar. Diş çekimi sonrası implant tedavisinin çok uzun süre geçmeden uygulanması, tedavinin kalitesini artırır ve maliyetini düşürür. Diş çekimi ile diş implantı tedavisi arasında 3 – 4 aydan daha uzun bir süre olmamalıdır.

Günümüzde ağrısız ve acısız diş implantı yaptırmak mümkün. Diş implantı, basit bir diş çekiminden bile daha kolay bir işlemdir. Bir implantın ağız içine yerleştirilme süresi ortalama 6 dakika sürer. Diş dolgusunda da kullanılan anestezi tekniği kullanılır ve tamamen ağrısız bir işlemdir.
İmplant, radyoterapi görenler özel kemik hastalığı olanların dışında herkese uygulanabilir. Gelişen teknoloji sayesinde ağızda hiç diş olmayan ya da kemik yetersizliği durumlarında bile uygulanabilmektedir. Diyabet hastalarında şeker oranına bakılmaksızın HgA1C testi yapıldıktan sonra; kalp hastalarında da antibiyotik profilaksisi yapılarak implant uygulaması yapılabilir. Diş implantı ağız ve çene gelişimi gerçekleşmiş olan gençlerden kemik kalitesi uygun olan yaşlılara kadar herkese kolaylıkla uygulanabilmektedir.

Cerrahi müdahaleden sonra diş hekiminin tavsiyelerine tam olarak uyum sağlanırsa operasyon sonrası herhangi bir komplikasyon yaşanmaz.
Diş implantı korkulacak bir şey değil, aksine hasta konforu yüksek olan diş tedavisi yöntemlerinden biridir.  

Yazının Devamını Oku

Diş beyazlatma dişin yapısına zarar verir mi?

21 Ocak 2020
Dişlerimizin rengi saç ve göz rengimiz gibi kişiden kişiye değişiklik gösteren bir özelliğe sahiptir. Bazı kişiler beyaz diş rengine sahip olma konusunda doğuştan şanslıyken bazı kişilerin dişleri maalesef sarı tonlarındadır.

Diş estetiğinde uygulanan beyazlatma işlemleri ile herkesin daha beyaz ve ışıltılı dişleri kavuşması mümkün. Diş beyazlatma prosedürü kozmetik bir işlemdir. Dişin yapısına zarar vermez ve kişinin ihtiyacına göre belirli aralıklar ile tekrarlanması mümkündür. Diş beyazlatma işlemi iki aşamalıdır: Ofis tipi ve ev tipi olarak ikiye ayrılır.

Ofis tipi diş beyazlatma prosedüründe klinik ortamda dişlerin dış yüzeylerine beyazlatma ajanları uygulanır. Mavi ışık teknolojisi ile beyazlatma ajanlarını dişleri daha hızlı ve daha etkili bir şekilde nüfuz etmesi sağlanır. Ofis tipi diş beyazlatma süresi ortalama 1 saat süren bir işlemdir.

Klinikte uygulanan beyazlatma işlemin ardından beyazlatma işleminin ikinci aşamasına geçilir. Evde beyazlığı korumak ve artırmak için kullanabilecek özel plaklar ve beyazlatma ajanları verilir. Nasıl uygulanması gerektiği konusunda hasta ayrıntılı olarak bilgilendirilir.

Diş beyazlatma işlemi sonrasında dikkat edilmesi gereken en önemli şey sigara, çay, kahve, kırmızı şarap gibi diş rengini boyama özelliği olan gıdaların en az bir hafta boyunca tüketilmemesidir.

Diş beyazlatma işleminin ardından elde edilen sonuçların uzun ömürlü olması için kişisel bakım çok önemlidir. Günlük diş temizliği bakımlarının düzenli ve doğru olarak yapılması gerekir. Bunun yanı sıra diş sağlığı açısından diş hekimi ziyaretlerinin, diş kontrollerinin de düzenli olarak yapılması gerekir. 

Yazının Devamını Oku

Diş implantında 24 saatlik uygulama

13 Ocak 2020
Dental implant tedavisi, ağzında hiç dişi olmayanlara da uygulanabilir ve sadece 24 saat içinde geçici implantlar takılabilir. Yani ağzınızda hiç diş olmasa bile implant yaptırabilir, aynı gün gülümsemeye başlayabilirsiniz.

Sadece dört parça implant ile alt ve üst dişleriniz tamamlanabilir. Dental implant teknolojisindeki yeni gelişmeler sayesinde 24 saat içinde dişsiz gezmek zorunda kalmadan diş implantı tedavi süreciniz başlayabilir.

Yaş aldıkça dişleri kaybetmek maalesef doğal bir süreçtir. Diş implantı ile doğal diş gibi işlev gören rahat ve estetik görünümlü dişlere sahip olmak mümkün. Protezlerin rahatsızlığı ve zorluklarıyla yaşamak yerine, birçok insan diş implantını tercih ediyor. Klasik implant teknikleri ile hastalar için zorlu geçen bu süreç her geçen gün daha zahmetli ve konforlu hale getiriliyor.

Diş implantı, çene kemiğinin içine oturan ve eksik bir dişin kök kısmını değiştiren küçük bir titanyum vidadır. İmplantları yerleştirmek için küçük bir cerrahi işlem gereklidir. İmplant yerleştirildikten sonra, dişe gerçekçi görünümlü ve fonksiyonel bir protez diş vermek için bir taç takılır.

"All on four" tekniği ile eksik dişlerin her biri için diş implantına ihtiyaç olmaz. Tam gülümsemenin geri kazanılması için ağzın üst kısmına dört, alt kısmına da dört adet tam olarak yerleştirilmiş implant kullanılır. Bu tam implant uygulaması canlı kemikle kaynaşma ve bunun bir parçası olarak işlev görme yeteneğine sahiptir. Sonuç olarak, diş implantı çene kemiğinin bir parçası haline gelir ve yeni dişler için güçlü, uzun ömürlü bir temel görevi görür.

İmplantların kalıcı olarak sabitlenmesini sağlamanın yanı sıra, bu kemik füzyonunun bir başka önemli yararı daha var: çenede gelecekte oluşacak kemik kaybını önlemektir. Bu, daha genç bir yüz yapısının oluşmasına ve daha iyi ağız sağlığına sahip olunmasına yardımcı olur. All on four diş implantı tekniği ile sadece bir günde parlak ve yeni bir gülümseme elde edilebilir.

Ağzında hiç dişi olmayan hastalar da aynı gün içinde implant yaptırıp geçici sabit dişlerle estetik ve konforlu bir iyileşme süreci yaşayabilir. Rutin prosedürde implant işleminden sonra üzerine diş yerleştirmek için ortalama 2 ay beklenmesi gerekir. Ancak “all on four” tekniğinde implantların üzerine yerleştirilen multi unit parçalar sayesinde hem iyileşme süreci hızlandırılıp hem de 24 saat içinde geçici dişlere kavuşulması sağlanabilir.

Cerrahi müdahale sonrası implantların üzerine yerleştirilen bu özel parçalardan ölçü alınır ve güçlendirilmiş kompozit malzeme ile üretilen geçici restorasyonlar implantların üzerine vidalanarak sabitlenir. 3 ay sonra daimi protezlerin yapımına başlanır ve hasta tüm bu süreci dişsiz geçirmek zorunda kalmaz.

Dental implant teknolojisi, doğal dişe en yakın işleve ve görünüme sahip hızlı ve konforlu çözümlerle ağız ve diş sağlığını koruma imkanı sunmaya devam ediyor.

Yazının Devamını Oku

Şeffaf plaklarla ortodontik tedavi

6 Ocak 2020
Ortodonti (telsiz diş düzeltme) tedavisi çapraşık dişleri düzeltmek için uygulanan bir yöntemdir. Şeffaf plaklarla (aligner) ortalama 6 ila 8 ay süren bir tedaviyle çapraşık dişler ve diş eti tedavileri kombine bir şekilde düzeltilebilmektedir. Görünüm olarak kişiyi rahatsız eden diş teli kullanımına gerek olmadan kişiye özel şeffaf plaklarla dişler düzgün hale getirilebilmektedir.

Çapraşık diş tedavisinde kullanılan diş teli uygulamasının kişilerde yarattığı rahatsızlığı gidermek için geliştirilen ve kişinin dişlerine uygun olarak hazırlanan şeffaf plaklarla görünürlük sorununu ortadan kaldıran etkili bir tedavidir.

Şeffaf plaklarla ortodontik tedavide dişlerin hareket edilmesi istenen pozisyona göre invisalign plak serisi üretilir. Her bir plak yaklaşık 0,05 mm.lik düzeltme oluşturur. En az 20 saat dişlerde kalması gereken bu plaklar, yeme içme esnasında çıkarılabilir. Dişlerdeki hedeflenen düzeltmeye ulaştıkça şeffaf plaklar yenilenerek değiştirilir. Ortalama 15 günde bir CAD-CAM sistemi ile 3 boyutlu ağız ve diş ölçüleri alınarak yeni şeffaf plaklar üretilerek dişlerin 0,05 mm daha hareket etmesi sağlanır.

Şeffaf plaklarla ortodontik tedavi eğer kişinin tedavi edilmesi gereken başka ağız, çene ya da diş sağlığı problemi yoksa çocukluktan itibaren her yaş grubuna uygulanabilir. Tedavinin uygunluğunun belirlenebilmesi için önce hastanın ağız muayenesinin yapılması gerekiyor.

Çocuklarda şeffaf plaklarla ortodontik tedavi için süt dişlerinin düşmüş, ikinci büyük azı dişlerinin sürmüş olması gerekmektedir. Çocuğa göre diş gelişimi farklılık gösterse de ortalama 13 yaşlarında tedavi uygunluğu için diş hekimine başvurulabilir. 60 yaş grubu da dahil olmak üzere tüm yaş grubundaki hastaların sonuçlardan memnun kaldığı bir tedavi yöntemidir.

Şeffaf plaklarla ortodontik tedavisi günlük yaşamı olumsuz yönde etkilemeyen ve konfor sağlayan bir yöntemdir. Şeffaf plaklar ağızda görülmediği için tedavi süresince fark edilirliğin sebep olduğu sıkıntılar yaşanmaz.

Şeffaf plaklar yeme-içme sırasında çıkarılabildiği için konfor sağlar. Dişler plaklar çıkarılarak fırçalanabilir, temizlenerek takılabilir. Yumuşak plaklar kullanıldığı için diş etlerini rahatsız etmez, kolayca çıkarılıp takılabilir.

Unutmayın, şeffaf plaklarla ortodontik tedavi hem gençlere hem de yetişkinlere rahatlıkla uygulanabilir.

Yazının Devamını Oku

Laminate veneerler nedir?

30 Aralık 2019
Dental kaplamalar (porselen kaplama veya dental porselen laminatlar olarak da adlandırılır), görünümünüzü iyileştirmek için dişlerin ön yüzeyini kaplamak üzere tasarlanmış, ince, diş rengine göre özel olarak hazırlanan laminantlardır. Bu laminantların rengi, şekli, boyutu ve uzunluğu kişiye özel tasarlanarak dişlerin ön yüzlerine yerleştirilir.

Laminantlar porselen veya kompozit reçine malzemelerden yapılabilir. Porselen laminantlar, lekelere karşı daha iyi direnç gösterir ve doğal dişlerin ışığı yansıtan özelliklerini daha iyi taklit eder.

Laminantlar genel olarak lekeli, yıpranmış, kırık, bozuk hizalı, düzensiz şekilli ve aralarında boşluk olan dişlerin tedavisinde kullanılır.

Laminate veneer prosedürü için ortalama üç seans süren bir işlem gerekebilir. Biri konsültasyon için diğerleri de laminant yapmak ve uygulamak için. Bir veya birden fazla diş için işlem yapılabilir.

Teşhis ve tedavi planlaması tedavinin ilk aşamasını oluşturur. Bu randevu sırasında diş hekiminiz, laminantların sizin için uygun olduğundan emin olmak için dişlerinizi inceler ve prosedürün neleri içereceğini ve aşamalarını anlatır. Gerekli kontrollerin yapılmasını sağlar.

Dişleri kaplamaya hazırlamak için, diş hekiminiz, eklenecek olan laminant kalınlığına eşit olacak şekilde diş yüzeyinizi yeniden şekillendirir. Bu işlem sırasında hiçbir şey hissetmemeniz için lokal anestezi uygulanabilir. Daha sonra, diş hekiminiz geçici bir model hazırlar. Bu model, diş laboratuvarına gönderilir. Laboratuvardan hazırlanıp gelmesi için belirli bir süre beklenmesi gerekir. Bu sırada geçici diş kaplamaları ile görünüm estetik hale getirilebilir.

Laminate veneerler, kalıcı olarak dişinize yapıştırılmadan önce diş hekiminiz uygunluğunu ve rengini incelemek için geçici olarak dişinize yerleştirir. Uygun oturumu elde etmek için gerektiğinde laminantı tekrar tekrar çıkarıp kesebilir. Laminantların rengi diş hekiminiz ile birlikte en doğal görünümü sağlayacak şekilde belirlenir. Daha sonra, laminant takılma işlemine hazırlamak için dişiniz temizlenir, cilalanır ve kazınır. Bu şekilde dişleriniz prosedür için hazır hale getirilir. Laminanta özel bir yapıştırıcı uygulanarak dişlerinize yerleştirilir. Yapışma işlemini hızlandırmak için dişlerinize özel bir ışık uygulanır. Böylece sertleşme işleminin çok hızlı olması sağlanır. Son adımlar ise fazlalık olan macunun çıkarılmasını, ısırığınızın değerlendirilmesini ve laminantların son ayarlamaların yapılmasını içerir. Diş hekiminiz, birkaç hafta sonra laminantlarınızın diş ve diş etlerinizle uyumunu kontrol etmek için tekrar muayeneye çağırabilir.

Laminantlar doğal bir diş görünümü sağlarlar. Porselen laminantlar leke tutmaz. Porselen laminantlarınızın rengi, koyu dişlerin daha beyaz görünmesini sağlayacak şekilde seçilebilir. Laminantlar diş rengini ve şeklini değiştirmek için koruyucu bir yaklaşım sunar. İşlem geri dönüşümlü değildir. Laminantların kalıcılığı genellikle 7 ila 15 yıl arasındadır. Kişinin diş hekiminin tavsiyelerine tam uyum sağlaması sayesinde bu süre mümkün olan en uzun süreye çıkabilir.

Yazının Devamını Oku

Ağrısız implant mümkün mü?

25 Aralık 2019
Evet. Ağrısız acısız implant mümkün. İmplant, kötü deneyim yaşamış hastaların abartarak anlattığı gibi korkutucu ve zor bir tedavi değildir. Hatta, basit bir diş çekiminden daha kolaydır. Bir implantın ağız içine yerleştirilme süresi 6 dakikadır. Diş dolgusunda kullanılan anestezi kullanılır ve tamamen ağrısız bir işlemdir. Diş çekimi ile kıyaslandığında daha kolay bir işlemdir.

KEMİK YETERSİZLİĞİNDE BİLE UYGULANABİLİR

İmplantın başarısı, kemiğin kalitesiyle doğru orantılıdır. Gelişen teknoloji ile artık kemik yetersizliğinde bile, cerrahi sırasında kemik tozu eklenmesi ve üzerine implant yerleştirilmesi mümkün hale gelmiştir. Volumetrik tomografi yöntemiyle, kemik yapısının zorladığı birçok durumda bile implant başarısı sağlanabilmektedir. Kemik durumuna göre implant yerleştirildikten 1 veya birkaç hafta sonra üst yapı tamamlanarak diş kullanılabilir hale getirilebilir.

DİŞ ÇEKİMİNDEN SONRA BOŞLUKLAR HEMEN KAPATILMALI

Eğer diş çekimi sonrası boşluk oluştuysa, implantın bu boşluğu en kısa zamanda kapatması önerilir. Çünkü diş çekimi sonrası bölgede bulunan kemik, yavaş yavaş erimeye başlar ve bu durum büyük bir kemik çöküntüsüne yol açabilir. Ancak implant yerleştirilmesi, bu yıkımı durdurur ve kemiğin sağlıklı kalmasını sağlar. Diş çekimi sonrası implant tedavisinin çok uzun süre geçmeden uygulanması, tedavinin kalitesini artırır ve maliyetini düşürür.

HERKESE UYGULANIR MI?

İmplant, radyoterapi görenler özel kemik hastalığı olanların dışında herkese uygulanabilir. Diabet hastalarında, şeker oranına bakılmaksızın HgA1C testi yapıldıktan sonra; kalp hastalarında, antibiyotik profilaksisi yapılarak implant uygulaması yapılabilir. Ağız ve çene gelişimi gerçekleşmiş olan gençlere, kemik kalitesi uygun olan yaşlılara, implant, kolaylıkla uygulanabilmektedir.

İmplantın başarısı, kemiğin kalitesiyle doğru orantılıdır. Gelişen teknoloji ile artık kemik yetersizliğinde bile, cerrahi sırasında kemik tozu eklenmesi ve üzerine implant yerleştirilmesi mümkün hale gelmiştir. Volumetrik tomografi yöntemiyle, kemik yapısının zorladığı birçok durumda bile implant başarısı sağlanabilmektedir. Kemik durumuna göre implant yerleştirildikten 1 veya birkaç hafta sonra üst yapı tamamlanarak diş kullanılabilir hale getirilebilir.

Eğer diş çekimi sonrası boşluk oluştuysa, implantın bu boşluğu en kısa zamanda kapatması önerilir. Çünkü diş çekimi sonrası bölgede bulunan kemik, yavaş yavaş erimeye başlar ve bu durum büyük bir kemik çöküntüsüne yol açabilir. Ancak implant yerleştirilmesi, bu yıkımı durdurur ve kemiğin sağlıklı kalmasını sağlar. Diş çekimi sonrası implant tedavisinin çok uzun süre geçmeden uygulanması, tedavinin kalitesini artırır ve maliyetini düşürür.

İmplant, radyoterapi görenler özel kemik hastalığı olanların dışında herkese uygulanabilir. Diabet hastalarında, şeker oranına bakılmaksızın HgA1C testi yapıldıktan sonra; kalp hastalarında, antibiyotik profilaksisi yapılarak implant uygulaması yapılabilir. Ağız ve çene gelişimi gerçekleşmiş olan gençlere, kemik kalitesi uygun olan yaşlılara, implant, kolaylıkla uygulanabilmektedir.

Yazının Devamını Oku

Çocuğa diş fırçalama alışkanlığı nasıl kazandırılır?

16 Aralık 2019
Diş fırçalama alışkanlığı çocuklukta kazanılır. Bunun için çocuklarda, dişler ortaya çıkar çıkmaz temizlenmelidir. Erken başlayarak bebeğiniz günlük rutine alışır. Parmağınızın etrafına sarılmış temiz ve yumuşak bir bez, en başlarda fırça yerine kullanılabilir. Çocuğun diş sağlığına göre arka arkaya dört diş çıkana kadar beklenmesi önerilir; bazı çocuklarda ise 2 veya 3 yaşına kadar beklemeniz önerilebilir.

Çocuğunuzun diş bakımı için küçük, çocuk boyutlu, yumuşak kıllı bir diş fırçası seçin. Fırçayı fırçalamadan önce birkaç dakika ılık suya batırmak kılları daha da yumuşatabilir. Çocuklar için özel macunlar kullanabilirsiniz. Bunun için diş hekiminizden destek almalısınız.

Çocuğunuzun dişlerini günde iki kez fırçalayın, hem sabah hem de yatmadan hemen önce. Bu zamanın önemli kısmını arka azı dişlerine yoğunlaşıp 2 dakika fırçalayarak geçirin. Bu, boşlukların genellikle ilk kez geliştiği alandır. Bu sırada çocuğunuza arada fırçayı kullandırabilirsiniz. Diş fırçasını her 3 veya 4 ayda bir veya aşınma belirtileri varsa daha erken değiştirin. Diş fırçasını asla başkalarıyla paylaşmayın.

Diş hekiminize çocuğunuzun florit ihtiyacını sorun. İçme suyunuz florlanmamışsa, florür takviyesi veya florür tedavisi gerekli olabilir. Diş hekiminizden diş macunları hakkında bilgi alın. Macunlar, arka dişlerin çiğneme yüzeylerini dolduran ve onları diş çürümelerine karşı koruyan özellikte olmalıdır.

Çoğu çocuk 6 ya da 7 yaşlarına kadar dişlerini fırçalamak ya da diş ipi kullanmakta olan koordinasyondan yoksundur. Bu zamana kadar, çocuklara dişlerini fırçalamayı öğretmenin en iyi yolunun örnek olmak olduğunu unutmayın. Çocuğunuzun dişlerinizi fırçalamanızı izlemesine izin vermek, bu ağız hijyeninin önemini öğrenmesine yardımcı olur.

Florür, vücudumuza doğal yollarla girer. Su şebekesinden kullandığımız su, soda, şarap, işlenmiş gıdalar, hazır çorba, soslar ve bebek mamaları florür içerir. İster istemez birçoğuna maruz kalırız.

Yetişkinlerde %50, bebeklerde %15-20 florür miktarını böbrekler sayesinde dışa atsak da, fazla florür kemiklerde birikerek eklem rahatsızlıklarına sebep olur ve bağışıklık sisteminde direnci düşürür.

Yapılan araştırmalarda vücuda fazla yüklenen florürün, sperm kalitesinde, IQ seviyesinde ve melatonin salgısında düşüşe neden olduğu kanıtlanmıştır. Kurşun emilimini, tümör ve kanser oranını artırır; tiroid fonksiyonunu düşürür, kolajen sentezini bozar. Katkı maddelerinden ne kadar uzak kalıyorsak, diş sağlığımız için kullandığımız ürünlere de bir o kadar dikkat etmeliyiz.

Yazının Devamını Oku