İşyerinde bizi en çok, mobbing, kayırmacılık, görev tanımlarının net olmaması, bütün işi siz yaparken başkalarının yan gelip yatması öfkelendiriyor. Son aylarda yaşanan krizde iş yoğunluğumuz arttı, geçim zorluğu yaşıyoruz, yani öfkelenmek için daha çok sebebimiz var; oysa eskiden tepki gösterdiğimiz pek çok şeyi, şimdi, işsizlik korkusuyla sineye çekmek zorunda kalıyoruz. Bu da patladığında öfkemizin daha şiddetli ve yıkıcı olmasına sebep oluyor.
"Bir erkeğin düşünsel yeteneği, estetik birikimleri ne olursa olsun, hayatta durduğu kat, içine doğduğu kattır; tanıdığı ilk kadının annesinin onu bıraktığı kat. Birlikte olduğunuz kadın değiştiğinde, değişen yalnızca bir kadın değildir, hayatın neredeyse bütünü değişir. " (Ahmet Altan)
Kısa süre önce e-kolay.net tarafından Türkiye’ye getirilen mobil iletişim cihazı OGO, özellikle gençlerin sevgilisi oldu. OGO ile bugüne dek 51 milyon 200 bin kilobayt veri aktarımı sağlandı; sayıları 3 bini aşan OGO’cular her yerde ve her zaman MSN Messenger’da sohbet etmenin keyfini yaşıyor.
Önce ABD’de başladı, sonra Avrupa’ya sıçradı. Son bir yıldır da Türkiye’de. Chef’s Table deniliyor. Türkçesi, Şefin Masası. Nedir şefin masası derseniz, cevabı şöyle: Büyük otel ve restoranlarda Executive Chef olarak tanımlanan başaşçılar, mutfaklarında size özel yemek yapıyorlar. Mutfakta en fazla 10 kişilik bir masa hazırlanıyor ve masanın karşısına geçen büyük şef, servisini de kendisi yapıyor. Siz ve şef baş başa. Ödenecek para mı? Tabii ki, restoran kısmındakinin kat kat fazlası.