Kırıkkale'nin Delice ilçesinde, Erol Karadağ ile kavga sırasında başını yere çarpan Ecevit Anladı, 2 gün sonra evde rahatsızlanarak hayatını kaybetti. 12 gün sonra mezarı açılan Ecevit Anladı'nın başına aldığı darbe sonucu beyin kanamasından öldüğü belirlendi. Gerçeği günler sonra öğrenen Ecevit Anladı’nın eşi Müge Anlı ve ekibinden yardım istedi. Peki, Ecevit Anladı nasıl öldü? İşte Ecevit Anladı cinayetinin detayları...
#Ecevit AnladıKırıkkale'nin Delice ilçesinde, E.K. ile kavga sırasında başını yere çarpan Ecevit Anladı, 2 gün sonra evde rahatsızlanarak hayatını kaybetti. 12 gün sonra mezarı açılan Ecevit Anladı'nın başına aldığı darbe sonucu beyin kanamasından öldüğü belirlenince E.K. tutuklanarak, cezaevine gönderildi.
#Kırıkkaleİsmet İnönü, 20. yüzyıl Türkiye siyasetinin ve idaresinin geçirdiği evrimi temsil eder. Onu ne otoriter bir devletin başbakanı ne otoriter tek partili bir cumhuriyetin cumhurbaşkanı olarak görmemiz mümkün değildir. Zamana ve zemine göre etrafa uymayı bildi. Yer yer sabırlı yer yer haşin bir ana muhalefet lideri oldu. 1961’den sonra ise üçüncü dünyada görülmeyen bir hükümet idaresi, anlayış ve politika ustalığının şefiydi. Türkiye Cumhuriyeti üçüncü dünyanın tipik özellikleri içine düşmedi ve bunun dışında bağımsız bir kuvvet olarak devam edebildiyse bu başarılı yolun kaptanlarının en başında İsmet İnönü gelir.
#İsmet İnönüZONGULDAK İl Pandemi Kurulu Üyesi Dr. Bilgehan Açıkgöz, halkın normale geçiş sürecini biraz yanlış anladığını belirterek, "Süreci her şey bitmiş gibi algılayan vatandaşlarımız çok fazla. Salgının herkes ikinci döneminden bahsediyor, ancak biz halen birinci dönemin içindeyiz" dedi.
#ZonguldakCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gayrettepe’den İstanbul Havalimanı’na yolcu taşıyacak olan metro hattının ilk kaynak törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Gayrettepe'den İstanbul Havalimanı'na 35 dakikada gidileceğini söyledi.
#GayrettepeAdını Rize Lisesi’nin de kurucusu, Ruslarla uzun süren savaşta bir çete lideri, köyün de ağası olan dedesi koymuş Köksal Toptan’ın. Temennisi, “Her tarafa kök olsun”muş. İşte o çocuk, başarılı bir eğitim hayatının ardından siyasete de milletvekili, bakan, Meclis başkanı olarak adını yazdırmış. Köksal Toptan’ın hayatı Esra Güner Hacıoğlu’nun sorularıyla bir nehir söyleşi olarak karşımızda...
#KitapsanatKarşımda yarım asırlık diplomasi tecrübesiyle adeta ‘yürüyen bir tarih’ var. Dile kolay, eski başbakanlardan Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz’la birlikte çalışmış, yakın Türk dış politika tarihine birebir tanıklık etmiş duayen bir diplomat. Emekli Büyükelçi Yalım Eralp, yarım asırlık diplomasi tecrübesini “Perdeyi Aralarken - Bir ‘Monşer’in Hatıratı’ adlı kitabında topladı. Eralp’le, Özal’ın Türkiye’yle Kuzey Irak Kürt bölgesini ‘konfederasyon’ yapma düşüncesinden Türk dış politikasının ahval ve şeraitine kadar birçok şeyi konuştuk.
#Büyükelçi Yalım EralpCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz başkanlık sisteminin Türkiye'de tartışılmasının tamamen yapay bir tartışma olduğunu düşünüyoruz. Bugün Türkiye'nin dünya kadar sorunu var. Doğu, Güneydoğu'da kan gövdeyi götürüyor, her gün şehitlerimiz geliyor. Anayasa tartışmaları mı çok değerlidir, yoksa bu sorunu çözmek mi çok değerlidir? Biz bırakmışız orayı, kalkmışız bir kişiye göre rejimi değiştireceğiz. 'Onun keyfi olsun' diye. Yeter artık yani bu kadar da olmaz" dedi.
#CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu1 milyondan fazla satan ‘Şu Çılgın Türkler’ kitabı başta olmak üzere, Çanakkale’den Cumhuriyet yıllarına uzanan çalışmalarıyla Türk milletinin gönlünde taht kuran tiyatro ve edebiyat dünyasının duayen ismi Turgut Özakman 83 yaşında hayata veda etti. Özakman, yarın Kocatepe Camisi’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Mücadeleyle geçen ömrünün belki de tek hesap hatasını, Türkiye ile saat farkı yüzünden yaptı. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nı Bayrak Radyosu’ndan 1 saat erken duyurmuştu. Rum radyoları Türkçe, “Bekledim de gelmedin” şarkısını çalıyordu. Ama geldiler. Lefkoşa semalarında Türk paraşütçüleri gören Denktaş arkadaşlarına sarılıyor ve “Yağmur gibi indiler. En mutlu günüm” diyordu. O gün 20 Temmuz 1974’tü.
Türkiye, 7 Mayıs sabahına ‘Deniz Baykal kasedi’ ile “Günaydın” dedi. CHP Kurultayı’na 15 gün kala ortaya çıkan bu kaset başları döndürecek süratte gelişmelere neden oldu. Umulmadık bir zamanda Deniz Baykal koltuğunu Kemal Kılıçdaroğlu’na bıraktı. Bu süreçte pek çok ayrıntı sır kaldı. Bu yazı dizisinde, bu sırların hiç değilse bir bölümünü ortaya çıkarmayı amaçladım. Medyada yer alan bazı olayları, tekrardan kaçınmaya çalıştım. Süreci araştırırken, Deniz Baykal’a da ulaştım; ancak şu aşamada konuşmak istemediğini söyledi. Dizinin yayınından sonra belki bir değerlendirmesi olabilecek, o zaman bazı başka eksikleri gidermiş olacağız.
Siyaset bilimi profesörü Henri Barkey, Washington’ın en eski dış politika think tank’i Carneige Endowment’ın Türkiye uzmanı. Yıllardır Kürt sorunuyla ilgili makale ve kitaplar yazıyor. Ama bizler için onu başka bir merak ve prestij odağı haline getiren son yazdığı rapor. AKP hükümetinin Kürt açılımından söz etmeye başladığı ama içeriğini tam anlatamadığı günlerde ortaya çıkan raporun aslında Açılım’ın temelini oluşturduğu söyleniyor. Gerçekten de sorunun çözümüne dair Barkey’in raporda sıraladığı adımlar hükümetin attığı adımlarla birerbir örtüşüyordu. O yüzden Barkey bu konu üstüne düşünen, gazetelere yazan, tartışma programlarına katılan aydın ve siyasetçiler tarafından referans gösteriliyor. Onunla ABD’nin bu konuya dahlinden, DTP’nin kapatılmasıyla ilgili yapılan “Bu Kürt hareketinin 28 Şubat’ı olacak” analojisine kadar son durumu konuştuk.