Bira Tadimi
bira-tadimi’a ait tüm site haberleri
Türkiye’nin ilk bira hakemleri anlatıyor: Bu işi yapabilmek için obsesif olmak gerekiyor
1985’ten bu yana uluslararası bira turnuvaları düzenleniyor. Bu turnuvalarda jüriler binlerce tadı değerlendiriyor. Buna da ‘bira hakemliği’ deniyor. ABD’de 5 bin 500, Avrupa’da 350, Türkiye’deyse çok yeni iki hakem var.
#Gazetehaberleri
36 saatte Oaxaca
Pek çok deprem atlatsa da Meksika’daki Oaxaca şehrinin tarihi dokusu büyük oranda ayakta. Son yıllarda kimi iyi kimi kötü yönde yaşanan değişimler, ılık yarı tropikal iklimi, sömürge döneminden kalan İspanyol mimarisi, zengin mutfak kültürü ve zanaatları, heyecan verici sanat atmosferi pek çok yabancının şehre yerleşmesine neden oldu. Baş dönürücü hızla sanat galerileri, butik oteller, kaliteli restoranlar, gözde mezcaleria’lar açılıyor. Meksika’nın dalgalı demokrasisini, karmaşık tarihini güzellik ve acımasızlıklarıyla tanımak için ideal mekân olan şehir cazibesini gün geçtikçe artırıyor.
#Seyahat
Birayı doğru tatmak da aslında bir sanat
Bira tadımında, aynı şarapta olduğu gibi takip edilmesi gereken, belirli bir sıra ve kurallar silsilesi var. Teknik sıralama, önce görüntüden, sonra burundan, ardından tattan ve en son da ağızda kalıcılıktan geçer. İşte bira tadımında yapmanız ve kesinlikle yapmamanız gerekenler...
#Bira
Havana yolcularına 30 öneri
Karayipler’in sezonu başlıyor. Castro hayattayken Küba’nın başkentini mi görmek istiyorsunuz? Okyanus aşıp, Türkiye’den kuşuçumu 10 bin kilometre uzaktaki adaya gittiğinizde bu geziden güzel anılarla ayrılmak için önceden hazırlık yapmanızda yarar var. Tuba Köseoğlu Okçu gitti, önerilerini yazdı.
#Havana
Vergi vurdu, Türk Tuborg yatırıma fren koydu
Danimarka Prensi Joachim, Tuborg Türk ve Carlsberg fabrikalarındaki üretim için ‘Bizimkisi kadar iyi’ dedi. Tuborg ve Carlsberg’in CEO’su Barry Marshall, biradaki vergi politikasını eleştirerek ‘Hükümet adına vergi toplar gibiyiz, bu ortamda daha fazla yatırım düşünmeyiz’ dedi.
Lezzetli ve eğlence dolu sonbahar
Sonbaharın kendini iyice hissettirdiği günler geldi çattı. Artık deniz, kum ve güneş üçlüsüne bir süreliğine veda edip şehirlerde olup bitenlere göz atma vakti. Ekimde “Ne yapsak, nereye gitsek” diye planlar içindeyseniz işinizi kolaylaştıracak bir festival listemiz var. Kiminde lezzetli yemekler, kimisinde de müzik ve dans sizi bekliyor.
#Ekimde Gidilecek Festivaller
Eğlencenin başkenti: 36 saatte Atlantic City
Amerika’nın New Jersey Eyaleti’ndeki bu renkli sahil şehri, dev eğlence parkları ve kumarhaneleriyle ünlü. Diğer özelliği 10’ar yıllık kriz döngüleri: Piyasa canlandığında birbiri ardına yeni restoranlar, barlar, oteller, kumarhaneler açılıyor. Ülkenin ekonomisi tökezleyince hayat durgunlaşıyor. Eğlence parkları ve restoranlardan zaman kalırsa butik viski üreten damıtım evlerine, happy hour’da sürprizler hazırlayan istiridyecilere, Afrika kökenli Amerikalıların öyküsünü yansıtan müzeye uğramayı ihmal etmeyin.
#Atlantic City
Dünyayı su üzerinde keşfet!
Daha önce gördüğün bir şehri bu kez su üzerinden keşfetmek nasıl olurdu? Ya sadece su üzerinden ulaşabilen bir karaya ayak basmak... Su üzerinde seyahat etmek daha yavaş bir tempoda yolculuk yapmanızı, yerel kültürü tecrübe etmenizi ve etrafınızda olan biteni daha çok fark etmenizi sağlıyor. Deniz, nehir, kanal, göl... Su üzerinde olmayı sevenler için birbirinden farklı seyahat alternatiflerinden bahsetmek istiyorum.
#En Güzel Deniz Rotaları
36 saatte New York, Greenport
New York’tan Atlas Okyanusu’na uzanan Long Island Yarımadası’nın kuzeybatı ucunda, 2 bin nüfuslu bir balıkçı köyü Greenport. Geçmişte balina avcılığıyla geçinen halkı şimdi bağları, şarapları, istiridyeden ıstakoza tüm deniz ürünlerinin sunulduğu restoranları, yürüyüş ve bisiklet parkurlarıyla turizmin hizmetinde. Kent merkezinden tren, otobüs, vapurla ulaşılabilen köyün Viktorya çağından kalma evleri, kiliseleri, okulları özenle korunuyor.
#36 Saatte New York
36 saatte Kopenhag
Bir şehrin çehresinde 10 yıl ne kadar büyük değişim yapabiliyor. Kopenhag, mimariden tasarıma, restoran trendlerine pek çok konuda adeta kutup yıldızına dönüştü. Artık geçmişin uyuşuk İskandinav başkenti değil. Kışın en soğuk döneminde bile sokaklar bisiklet dolu. Geçmişin çıplak topraklarında yeni restoranlarla yepyeni bir mutfak kültürü yeşerdi. Danimarka, Avrupa’nın ünlü bağlarına çok uzak olsa da Kopenhag dünyanın en önemli doğal şarap şehirleri arasında. Tek sorun baş döndürücü hızla çoğalan yeni mekânları takip etmek, keşfetmek...
#Danimarka
36 saatte Mendoza
Masmavi gökyüzü, uzaklardaki And Dağları, çevredeki bağlar öylesine kışkırtıcı ki bu manzaradan sonra Mendoza’nın meşhur şarapları ikinci planda kalıyor. Bölgenin şaraphanelerini hakkını vererek gezmek için şehrin güneyine ve doğusuna, yani Uco Vadisi ile Maipu’ya gitmeniz gerekiyor. Fakat kent merkezinde konaklamanız harika restoranlardan, eğlence yerlerinden yararlanmanızı da sağlayacaktır. Gastronomik gelişmeye paralel sayıları artan şarap tadım ünitelerinde müthiş malbec’lerin yanı sıra bonarda, torrontes gibi diğer türleri de deneyebilirsiniz.
#Mendoza
36 saatte Washington, D.C.
Günlük yaşamın dinamizmi Amerikan tarihinden öykülerle birleşip başkenti özel şehre dönüştürüyor. Washington son yıllarda epeyce değişti. Artık New York usulü biftek yemek ve federal hükümet binalarının mermer kaplı koridorlarında adımlamak dışında yapacak çok şey var. Hatta unutulmaz birkaç gün geçirmek mümkün.
#Seyahat
36 saatte Sapporo / Japonya
Ülkenin en kuzeyindeki Hokkaido Adası’nın başkenti Sapporo, 1972 Kış Olimpiyatları’yla dünyaya sesini duyurmuştu. O günden bu güne çok şey değişti. Sanat galerileri, mağazalar, deniz ürünlerinin bolluğu, heyecan verici restoranlar, sakuraların açtığı geniş parklarıyla şehir uluslararası cazibe merkezine dönüştü. Portland, Oregon gibi Amerikan şehirleriyle karşılaştırılan Sapporo’nun cazibesi ultra hızlı trenlerin servise girmesiyle iyice arttı. İşte 36 saatte Sapporo...
#Seyahat
Alman usulü Fransız Noel
Her yıl Avrupa’da birbirinden renkli pazarlar kuruluyor. Fransa’nın Alsas bölgesinde kurulan Noel pazarında özel şarap evlerindeki tadımlardan Michelin yıldızlı lokantalara, sokaktaki peynirciden aile işletmesi harika yerel lokantalara kadar inanılmaz çeşitli bir deneyim sizi bekliyor.
#Seyahat
36 saatte Mendoza
Arjantin’de 2002’de patlayan ekonomik kriz yerel şarap endüstrisinin gelişmesini sağlamıştı. Peso’nun değeri düştükçe yüksek kaliteli şarap, ucuz fiyatlarla satılıyordu. Yıllar sonra canlı bir şarap piyasası, farklı damaklara uygun şarap seçenekleri, yaratıcı şarapçılarla karşı karşıyayız.
#Seyahat
Türkiye’nin açtığı şarap yolunu Gürcistan geçti
DÖRT yılda dünyada Türk şaraplarının bilinirliğini artıran Masters of Wine Weekend İstanbul etkinliği artık yapılmıyor. Daha önceki etkinlikleri düzenleyen Yunus Emre Kocabaşoğlu “Türkiye’nin yaptığı sofistike tanıtımları Gürcistan, Moldovya ve İsrail örnek alıyor. Şu anda dünya Gürcü şaraplarını konuşuyor” dedi.
Gezi'ye orayı kirletirim korkusuyla gitmedim
Ertuğrul Özkök, yeni kitabı ‘Bir Beyaz Türk’ün Hafıza Defteri’nde kendi yaşamından yola çıkarak, Türkiye’deki ayrışmayı ve çözümünü anlatıyor. Formülü basit: Herkesin kendi hayat tarzı ve inançlarıyla yaşayacağı ‘melez’ bir Türkiye. En büyük engelin Başbakan Erdoğan’ın kişiliği olduğunu düşünüyor, “Şansı varsa unutulur yoksa hiç iyi hatırlanmayacak” diyor.
36 Saatte Porto
Porto, Portekiz’de şarabın ve romantizmin başkenti. Douro Nehri’yle okyanusa açılan kentin sloganı “Şaraplarımızı tatmıştınız, şimdi sıra şehrimizde.” Son birkaç yılda merkezdeki eski binaların yaratıcı sanat mekanlarına dönüşmesiyle şehrin şöhreti yemek sonrası içilen tatlı şarabının şöhretini gölgede bıraktı.
ETA bitti, yemeğe ve sanata hücum
Kayseri’ye bilet almak için THY’nin web sitesine girmesem, İspanya’nın kuzeyindeki Bilbao’ya bir süre daha yolum düşmeyebilirdi. Aynı gün, gidiş dönüş Bilbao biletleri 320 TL, Kayseri ise 480 TL’ydi! 4,5 saatlik uçuş için hiçbir zaman bu kadar ucuz bilet bulamazdım, hemen aldım. Avrupa’nın bir ucundaki, kıtanın en ilginç kültürünü keşfetmek, meşhur restoranlarını ve müzesini görmekti amacım.
Sonbaharda Alaçatı’ya gitmeniz için 12 neden
Türkiye’de çoğunluk için yaz üç ay sürer, haziranda başlar, ağustosta biter. Oysa Ege ve Akdeniz’in en güzel günleri sonbahara saklanmıştır. Yakmayan güneş, klimaya ihtiyaç duyulmayan geceler ve gereksiz kalabalıkların el ayak çektiği sahil kasabaları sonbaharda bir başka güzeldir. Buna bir de doğanın devinimi, renklerdeki değişim şenliği eklenince tatiller unutulmaz olur.