'Ottur zararı yoktur' demeyin... Bitki çaylarındaki tehlike!

Güncelleme Tarihi:

Ottur zararı yoktur demeyin... Bitki çaylarındaki tehlike
Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2021 13:29

Sonbaharın yüzünü göstermesiyle her yıl olduğu gibi bitki çaylarına talep artmaya başladı. Koronavirüs, grip gibi hastalıklara karşı kendini korumak isteyen, fazla kilolarından kurtulmaya çalışan soluğu aktarların kapısında alıyor. Ancak şifa niyetine tüketilen ve masum gibi görülen bitki çayları organ kaybından ölüme kadar çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Uzmanlar, "Biri 100 defa içer hiçbir problem olmaz, başkası ilk içişinde karaciğer nakline gidecek kadar şiddetli organ hasarı yaşayabilir" uyarısıyla bitki çayları konusunda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı...

Haberin Devamı

Doğal ve sağlıklı olduğu algısıyla son yıllarda hem ülkemizde hem de dünyada bitkisel ürünlere oldukça yoğun bir talep var.

"Bitkisel" ibaresiyle açıkta satılan bu ürünlerin içinde neler barındırdığı, ambalajın üstündeki etiketin içeriği ile uyuşup uyuşmadığı, yabancı maddeler ya da katkılar içerip içermediği tam bir muamma…

FAZLA TÜKETİLDİĞİNDE ZEHİR ETKİSİ YAPIYOR

Tıbba alternatif olarak gösterilen bitkisel tedavi, birkaç yıl evvel, ABD'de yaşayan bir vatandaşımızın ölümüne neden oldu. Chicago’da yaşayan yoga eğitimcisi Sedef Ölçer, rahatsızlandığında doktora gitmek yerine fazla tüketildiğinde zehirli olma özelliğiyle bilinen yüksükotu yaprağından yapılmış çayı içti. Ertesi gün katıldığı yoga dersinde fenalaşıp acil servise kaldırılan 46 yaşındaki Ölçer, hayatını kaybetti.

Haberin Devamı

HİBİSKUS ÇAYI KARACİĞER YETMEZLİĞİNE YOL AÇTI

İstanbul’da yaşayan Melek A. zayıflamak için diyetisyen tavsiyesi aldı. Birtakım tetkikleri yapılan kadına diyet listesinin yanında "hibiskus çayı" içmesi tavsiye edildi. Diyetinin 10'uncu gününde evde fenalaşan ve hastaneye kaldırılan kadının karaciğer enzimlerinde aşırı bir artış belirlendi. Melek A. tedavisi esnasında, içtiği bitki çayının karaciğer yetmezliğine yol açtığını öğrendi. Doktor raporu sonrası savcılığa başvuran genç kadın sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen diyetisyenden şikâyetçi oldu. 

ZAYIFLAMA ÇAYI KARACİĞER NAKLİNE NEDEN OLDU

İnternetten aldığı bitkisel zayıflama çayını içen hemşirelik bölümü öğrencisi S.Ç., 15 gün boyunca kullandığı çaydan sonra komaya girerek hastanelik oldu. Maalesef çay karaciğerlerini zarar vermişti ve karaciğer nakliyle hayata döndü.

Hasta olduğumuzda “İlaç alacağıma bitki çayı içerim” deyip şifa niyetine tüketiyoruz, fazla kilolarımızdan kurtulmak için çareyi yine onlarda arıyoruz ama çoğumuz tehlikenin farkında değiliz. Açıkta satılan bitkisel ürünlerin içinde zararlı otlar bulunabiliyor, saklama koşullarına dikkat edilmiyor, ilaçlar gibi denetim sürecinden geçmiyor. Bir de üstüne "Otun ne zararı olacak?" mantığı ile bilinçsizce kullanımı pek çok sağlık sorununa hatta ölüme bile davetiye çıkarıyor.

Haberin Devamı

Ottur zararı yoktur demeyin... Bitki çaylarındaki tehlike

Maalesef benzer olayları çoğaltmak mümkün. Peki bitki çayı satın alırken ve kullanırken nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Gıda mühendisi Ebru Akdağ ve iç hastalıkları uzmanı Aytaç Karadağ hurriyet.com.tr okurlarına özel sorularımızı yanıtladı. İşte bitkisel çayları tüketirken aklımızın bir köşesinde bulunması gereken 9 SORU 9 CEVAP…

DOĞADA 6 BİN ZEHİRLİ OT VAR

Açıkta satılan bazı bitki çaylarının içinde bulunan doğru ayrıştırılmamış zararlı otlar tehlikeli olabiliyor. Bu otlar ne tür sağlık sorunlarına yol açabilir? 

Aytaç Karadağ: Doğada datura bitkisi, şeytan elması, bambulotu, akrepotu, acıkarpuz ve engerekotu gibi 6 bine yakın zehirli diye adlandırılan ‘yabani ot’ bulunur. Bitki çaylarında kullanılacak bitkiler, doğru yöntemlerle hasat edilmediğinde alkaloid denilen son derece toksik zehirli maddeler içeren yabani otlar da bitki çaylarının arasına karışabilir. Bu zehirli otlar kanser, kalp krizi, felç, karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği, bağırsak ülserleri, mide kanaması gibi birçok önemli sağlık sorununa neden olabilir.

Haberin Devamı

Ebru Akdağ: İnsanlık tarihinin başından bu yana bitkiler şifa kaynağı olarak kullanılmıştır. Öte yandan bazı bitkiler, sağlığa olan ciddi olumsuz etkileri dolayısıyla zehir ve silah olarak da kullanılmıştır. Dolayısıyla doğru bitki türlerinin doğru dozlarda kullanılması hayat kurtarıcı olabilir. Diğer yandan en güçlü toksinler bitkilerde bulunabilir. Bitkilerdeki olumlu etkiyi yaratan etken madde diğerleriyle etkileşime girdiğinde olumsuz etki gösterebilir. Bu nedenle karışımların bilimsel çalışmalarla belirlenerek yapılması gerekir ki bilinen markaların yaptığı budur. Ancak açıkta satılan ürünlerden gelişi güzel karışımlar yapmak olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Haberin Devamı

Doğru bitki cinsi de çok önemli bir konudur. Örneğin çok sayıda papatya cinsi bulunur ve bunların hepsi birbirine görünüşte benzer olsa da kimyasal yapıları farklıdır. Bunların arasında tüketime uygun olanı mayıs papatyasıyken, üniversitelerde yapılan araştırmalar, açıkta satılan papatya bitkilerinin büyük oranının bu cinste olmadığını ortaya koyuyor. Bunlar, farklı kimyasal yapılara sahip oldukları için papatyadan beklenen faydaları sağlamadığı gibi, zararlı da olabilirler. Bunların arasında papatyaya benzeyen ve bilimsel adı "Senecio" olan bitkilerin çiçekleri de var ve bu bitkinin çiçeklerinde, karaciğerin yapısını ve çalışmasını bozan maddeler bulunuyor. Bu nedenle kaynağı bilinen ve kalitesine güvenilir bitkilerin kullanılması çok önemli.

Haberin Devamı

Ottur zararı yoktur demeyin... Bitki çaylarındaki tehlike

Geçtiğimiz yılarda laboratuvar ortamında yapılan bir çalışmada piyasada satılan poşet çaylar ve bitkisel çayların içinde böcek parçaları, kaş, kirpik gibi yabancı maddeler tespit edilmişti. Açıkta satılan her bitki çayı riskli mi?

Ebru Akdağ: Güvenilir markaların poşet çaylarında böyle olumsuzluklara rastlanmaz ancak açıkta satılan bitki çayları için riskler çeşitli ve büyüktür. Güvenilir markaların poşetli bitki çaylarında ilk adım kaliteli hammaddeye ulaşımla başlar. Bu doğru tohum seçiminden, tohum ekim rotasyonuna ve tarla bakımına, hasat zamanından, doğru hasat, kurutma ile ön hazırlık işlemlerinin uygulanmasına kadar uzanır. Bunları sağlayabilmek için firmalar tohum desteği ve eğitimler verir, sözleşmeli üretim yapar. Ardından hijyenik üretimin sağlanması gerekir. Açıkta satılan bitki çaylarındaki soru işaretlerini bilmemiz gerekir. Şöyle ki:

• Pestisit, ağır metaller, diğer bulaşanlar var mı?

• Taş, toprak, yabancı madde tamamen temizlenebilmiş mi?

• İstenmeyen bitkilerle karışık mı?

• Bitkinin kullanılmaması gereken kısımları ayrılmış mı?

• Böcekler, larvalar ayıklanmış mı?

• Mikroorganizma var mı ya da sonrasında mikroorganizma oluşumunu engelleyecek ortam sağlanabilmiş mi?

• Toplandığı yer, kirli toprak altı suyu veya egzoza maruz kalmak gibi istenmeyen koşullarda mı?

• Uygun şekilde saklanmış mı ve ne kadar zamandır saklanıyor?

Açıkta satılan bitki çaylarını tercih etmek demek tüm bu kuşkuların getirdiği riskleri almak anlamına gelir. Bu da gıda güvenliği ve insan sağlığı açısından kabul edilebilir bir risk değildir.

Açıkta satılan bitkisel çaylarda aflatoksin (zehirli küf mantarı) meydana gelebiliyor. Peki çayı eczaneden almak veya güvenilir firmaların paketlenmiş ürünlerini tüketmek sıfır riskli mi? Güvenerek tüketebilir miyiz?

Ebru Akdağ: Toplanan bitkilere başta kurutma aşaması olmak üzere doğru ön işleme yöntemleri uygulanmaması durumunda zehirleyici aflatoksin oluşumu meydana gelebilir. Bu da sağlığı tehdit eder. Ayrıca açıkta satılan ürünler ne kadar süredir saklanıyor, hangi koşullarda saklanıyor bilinemediği için de oldukça risklidir. Bu risklerden kaçınmanın yolu güvenilir ve bilinen markaların poşetli çaylarını tüketmektir. Bu firmaların üretimlerinde henüz daha çiftlikte başlayan kalite kontrol adımları, üretimin her aşamasında yapılan analizlerle güvenilirliği sağlar. Dolayısıyla, evet, bu ürünleri içiniz rahat olarak tüketebilirsiniz ancak her gıdada olduğu gibi aşırı tüketimden (günde 3-4 kupa üzeri) kaçınmalısınız.

Ottur zararı yoktur demeyin... Bitki çaylarındaki tehlike

'BİTKİSEL, DOĞAL, GELENEKSEL' İBARESİ GEREKSİZ BİR GÜVEN YARATIYOR

Bitki çayı tüketimi nedeniyle organ kaybı yaşanan vakaları duyuyoruz, bu nasıl mümkün oluyor?

Aytaç Karadağ: Bitkilerde de ilaçlarda olduğu gibi aktif etken maddeler vardır. Bunlar çoğunlukla ana detoks organlarımız olan karaciğerden veya böbrekten atılır. Kişinin karaciğeri veya böbreği hassassa atılması gereken bitki yıkım ürünleri atık organlarımızda birikerek yarardan fazla zarar vermiş olur. Metabolizması hızlı olan karaciğer, böbrek, bağırsak, beyin, kalp ve kas dokumuzda organ yetmezliğine gidecek kadar şiddetli hasarlar yaratabilir.

İnsanımızda "bitkisel, doğal ve geleneksel" ibaresi genelde gereksiz bir güven oluşturuyor. Tüketeceğimiz bir gıda bitkisel olmasına karşın bir insana şifa olabilirken, aynı aileden farklı bir bireyin yoğun bakıma alınmasına neden olabilir. Bitki çaylarının öngörülemez bu yan etki değişkenliğine "idiyosinkrazik reaksiyon" diyoruz. Yani piyango gibi, biri 100 defa içer hiçbir problem olmaz, başkası ilk içişinde karaciğer nakline gidecek kadar şiddetli organ hasarı yaşayabilir. 

HAMİLELER, EMZİREN ANNELER DOKTORA DANIŞARAK İÇMELİ

Kronik rahatsızlığı olanların ya da hamilelerin bitki çayı tüketmesi zararlı mı? İlaç kullanırken bitki çayı tüketmek riskli mi?

Aytaç Karadağ: Bitki çaylarındaki metabolitler, kronik hastalığı olan bireylerde hem organlara zarar verebilir hem de kullandığı ilaçlarla etkileşime girerek ilacın etkisini ortadan kaldırabilir ya da tam tersi ilacın tesirini artırarak ilaç zehirlenmelerine yol açabilir. Hamilelerde ve emziren annelerde de plasentaya ve süte geçerek bebeği olumsuz etkileyebilir. Unutulmamalıdır ki bebek doğduktan sonra dahi boşaltım sistemi 1 yıla kadar gelişmeye devam eder. Bu nedenle atık maddeleri tam olarak uzaklaştıramayan bebekler, zehirlenmelere daha yatkındır. O yüzden kronik hastalığı olanlar, ilaç kullananlar, hamileler, emziren anneler, 6 aydan büyük çocuklar bitki çayı kullananlar muhakkak doktoruna danışmalı ve herhangi bir yan etki durumunda doktorunu bilgilendirmelidir. 6 ayın altındaki bebeklere ise kesinlikle bitki çayı verilmemelidir.

Bitki çaylarının üzerinde fayda ve zararlarının yazması gerekmez mi? Yakın zamanda böyle bir düzenleme yapılacak mı? Yurt dışında bu tarz ürünlerin satışı nasıl yapılıyor?

Ebru Akdağ: Bu konuda gerekli yasal düzenlemeler var ve AB ile de bire bir uyumlu. Bunlara uygun olan bitki çaylarının tüketiminde oluşabilecek riskler ancak tüketici davranışı hatasıyla olabilir. Ancak açıkta satılan ürünler genellikle kontrol dışı ve yasal düzenlemelere uygunluğundan emin olunamayan ürünler; her gıdada olduğu gibi… Dolayısıyla sorumluluk sahibi tüketici oluyor.

Bizim gıda alanındaki ilgili yasal düzenlemelerimiz AB yasal düzenlemeleriyle bire bir uyumlu. Bu alandaki temel sorunlar bitki çaylarının kontrolsüz bir şekilde açıkta ve internetteki satışlarına ek olarak, yine bu satış noktalarında bu çayların mucizevi etki yaratabileceği algısının insanlarda oluşturulması.

BİTKİLER DE İLAÇLAR KADAR KARACİĞERİ YORAR

Bazı karışık bitki çaylarının karaciğeri yorduğu, bu nedenle bağışıklık sistemini güçlendirmek bir yana daha da zayıflatabildiği söyleniyor. Bu doğru mu? Hangi çaylar kesinlikle karıştırılmamalı?

Aytaç Karadağ: Bitki çayları eski dönemlerden beri bağışıklığı kuvvetlendirdiği düşüncesiyle, enfeksiyonların önlenme tedavisinde de kullanılır. Madalyonun diğer tarafına bakacak olursak; bitkisel ürün kullanımı, toksik hepatit denilen ilaca bağlı karaciğer hasarının en sık sebebidir. Çünkü ana detoks organı karaciğer olduğu için bitkiler de ilaçlar da en fazla karaciğeri yorar.

Örneğin bağışıklığı artırmak için kullanılan ekinezya bitki çayı, ilaçların karaciğerdeki yıkımını azaltır. Bu nedenle ilaç daha fazla tesir edebilir, yan etki yapma ihtimali artar. Bağışıklığı artırmak için kullanılan sarımsağın içindeki "allisin" maddesi AIDS hastalarında kullanılan proteaz inhibitörü virüs öldürücü ilaçların etkisini azaltarak hastalığın yayılmasını artırabilir. C vitamininden zengin olduğu için idrar yolu enfeksiyonunda kullanılan turna yemişi, kan sulandırıcıların etkisini artırarak kanın fazla sulanmasına ve kanamalara neden olabilir. 

Zayıflama amacıyla kullanılan karnıyarık otu psikiyatride kullanılan lityum ilacını bağlayıp emilimini azaltır. Aloe vera ishal yaparak digoksin ve varfarin gibi kalp ilaçlarının emilimini azaltır. Zencefil kanama zamanını uzatarak kan sulandırıcı ilaçların etkisini azaltır. Sarımsak ise kan sulandırıcı ilaçların etkisini artırabilir.

TAM BİR RUS RULETİ

Bitki çayı satılan yerler nasıl denetleniyor? Denetimler yeterli mi? (Aktarlar, internet siteleri vb.) Bu ürünlerin ruhsatlandırılması ve denetimi nasıl yapılıyor?

Ebru Akdağ: Kontrolsüz ve açıkta satılan bitki çaylarının riskleri yüksektir. Açıkta ve internette satılan bitki çayları güvenilir bir kontrol mekanizması içerisinde yer almıyor. Zaten bunlar genellikle “merdiven altı” tabir ettiğimiz, kayıt ve kontrol dışı ürünlerin yoğun olduğu alanlar. Dolayısıyla buralardan yapılacak seçimler tam bir Rus ruleti, bir diğer deyişle sağlığı tehdit edecek bir kumar diyebiliriz. Kendisinin ve sevdiklerinin sağlığını düşünen hiçbir tüketici, bile bile bu riski almaya gönüllü olmaz. Bu nedenle riskler konusundaki farkındalığımızın artması çok önemli.

AKTARLAR 110 SAATLİK EĞİTİMDEN GEÇECEK

Aktarlar söz konusu olduğunda da, hepsi için geçerli olmasa da, bazılarının yeterli bilgi birikimine ve hijyenik koşullara sahip olmadığı şüphesi uyanıyor. Bu alandaki güncel bir gelişme Ankara Ticaret Odası’nın hazırlanan ve Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından kabul edilen standartların 11 Ağustos 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi oldu. Bu kapsamda halihazırda mesleğine devam eden ve mesleğe yeni adım atacak aktarların 110 saatlik eğitimlerden geçip, yeterlilik belgesi sahibi olması gerekecek.

Sonuçta hem hijyenik gereklilikleri karşılaması hem de doğru bitki cinsleriyle, doğru dozlarda karışımların sağlanması dolayısıyla, bitki çaylarında en doğru seçim güvenilir markaların poşetli ürünleridir. Bu firmalar işletmeye gelen hammaddelerin kontrolü ve üretimin her aşamasında yapılan analizlerle güvenlik ile kalitenin korunmasını sağladığı gibi Bakanlık, rakip firmalar, tüketici başvuruları ve ilgili Sivil Toplum Kuruluşlarının kontrol ve denetimleri altında. Bu da tüketiciye güven veren bir durum.

Bitki çaylarının faydalarından maksimum yararlanmak için dikkat edilecek hususlar neler?

Ebru Akdağ: Öncelikle gıda güvenliği sağlanmalı; hiçbirimiz içinde böcek parçaları, larvalar, pestisit kalıntıları olan veya toprak altı suyuna lağım karışmış, etrafı egzoz dumanlarıyla sarılmış bir bitkinin çayını içmek istemeyiz. Bir de kurutulması, saklanması vb. gibi ön aşamalarının hijyenik olmasını bekleriz. O halde açıkta satılan bitki çaylarından kesinlikle kaçınmalıyız.

• Ölçüsünde tüketmek her gıda maddesi için geçerli bir kuraldır; aşırıya kaçmayalım.

• Özel sağlık durumlarında veya ilaç etkileşimleri için doktorumuza danışmamız gerektiğini unutmayalım.

• Bitkiler bizim dostumuzdur, riskli durumları yaratan bizim hatalı seçimlerimizdir. Bilinçli tüketici olalım.

Bu çaylar gerçekten bağışıklığı güçlendiriyor mu ya da kilo vermeye yardımcı oluyor mu?

Aytaç Karadağ: Zerdeçal, zencefil, meyan kökü, ekinezya, ıhlamur, kuşburnu, hibiskus, nane, limon, papatya, yeşil çay gibi bitki çayları doğru kullanımda bağışıklığı güçlü tutup, soğuk algınlıklarını kolay atlatılmasını sağlar. Ama bu bitkiler karışım şeklinde kullanıldığında birbirleriyle etkileşime girip, son derece toksik metabolitlere dönüşebilir ve organlara zarar verebilir. Obezitede etkili olan çemen otu, acı biber, berberis, zencefil, kekik, ginseng, zerdeçal, karabiber, tarçın, yeşil kahve çekirdeği özü, karnıyarık otu, açlık otu, yeşil çay, kimyon, kakule gibi birçok bitkisel ürün vardır. Bunlar kombine olarak alındığında yan etki riski artar.

Ebru Akdağ: Bitkisel ürünlerin bağışıklığa olumlu etkileri vardır ancak hiçbir gıda tek başına mucizevi olarak tanımlanamaz. Benzeri şekilde bitkisel ürünlerin metabolizma üzerinde olumlu etkileri olabilir, fakat tek başına tüketilmesiyle kilo verdirici olduğu inancı yanlıştır. Güçlü bağışıklık sistemi, sağlıklı beslenme, kilo kontrolü dengeli, çeşitli ve bünyeye özel olmalıdır.

BAKMADAN GEÇME!