O gece Hürriyet’te neler oldu?

1dk okuma

Darbeci askerler Hürriyet binasına baskın düzenlediği sırada onlarca gazeteci işinin başındaydı. Onlardan biri, Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin 15 Temmuz gecesi 03.30 civarı gerçekleşen baskın sırasında hem görevli yüzbaşıyla hem de gazeteye destek için gelen halkla diyaloga geçti. Yetkin’le o heyecanlı gecenin ayrıntılarını konuştuk.

Haberin Devamı

** O gece hareketlenme başladıktan sonra gazeteye geldiğinizde, Hürriyet’e baskın ihtimali aklınızdan geçiyor muydu?

- Hayır, nasıl bugünün Türkiye’sinde hâlâ darbe yapılacağına ihtimal vermiyorsam, ona da vermiyordum.

** Hürriyet koridorlarında askeri gördüğünüz ilk andaki hislerinizi nasıl tarif edersiniz?

- İcra Kurulu Başkanımız Çağlar Göğüş’le beraberdik, bir helikopter sesi duyduk. Tam o anda CNN Türk Haber Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, “Askerler geldi” diye telefon etti. Bizim bina girişinden de gürültüler gelmeye başlamıştı. Avluya askerlerin girdiğini gördüm. Görüntü almaya çalıştığım sırada silahlarını bana yönelttiler. Hemen aşağıya indim. Bir yüzbaşıya iki erbaşla birkaç er eşlik ediyordu. Tüfeklerini arkadaşlarımıza doğrultmuşlardı.

** Yüzbaşıyla en çok diyalog kuran isimlerden biriydiniz...

Haberin Devamı

- Evet. Önceliğim; namluları indirtmekti. “Biz gazeteciyiz, silahımız yok” sözleriyle bunu becerebildik. Sonra ne istediklerini sordum. “Binaya el koyuyoruz” karşılığını aldım. Ben de “Buna hakkınız yok. Bir darbe girişiminiz var, bunun haberini yapıyoruz” dedim. “Emir böyle” diye devam etti yüzbaşı.

** Ortamın daha da gerginleşmesinden korktunuz mu?

- Evet. Çünkü bir ara, bir yerden mesaj aldı, yüzü değişti, “Sinirlendirmeyin beni” diyerek elindeki tabancayı kaldırdı. Askerlere de “En küçük bir yanlışta ateş edeceksiniz” diye bağırdı.

** Çalışanlar çıkarıldıktan sonra bir çatışma oldu değil mi?

- İki defa oldu. İlkinde polisler kapıdan girmek istediğinde binayı işgal eden askerler ateşle karşılık verdi. İkincisinde de takviye amacıyla bir helikopter yaklaştı. Ancak polislerin ateşi üzerine inemedi. Etrafı rasgele tarayarak uzaklaştı.

** Protesto için gelenlerle ilginç bir olay yaşamışsınız...

- Aralarından biri beni tanıdı, “Ben” dedi, geçen sene sizi protesto edenler arasındaydım. Bir gün Hürriyet’i savunacağım hiç aklıma gelmezdi” dedi. “Ne değişti peki” diye sordum. “Siz bu akşam Cumhurbaşkanı’nın sesini duyurdunuz” diye karşılık verdi. “Demek ki” dedim, “Derdimiz habercilikmiş, değil mi? Demek ki gün gelir sokaktaki sizler gibi ülkenin Cumhurbaşkanı’nın da sesini duyuracak bir yere ihtiyacı olabilirmiş, değil mi?” “Valla bravo abi” dedi, Tokalaşıp ayrıldık. 

 

GAZETECİYİM!

Haberin Devamı


Çalışma arkadaşımız Selçuk Şamiloğlu o gece görevini yaparken hayatının en zor dakikalarını yaşadı.

Hürriyet fotomuhabiri Selçuk Şamiloğlu, köprüye gittiğinde saat 05.30’du. Polis, askerleri tutuklamış, çevik kuvvet otobüsüne bindirmişti. O sırada, kalabalığın, aracın içindeki askerleri dışarı çıkarmak için aracı sallayıp devirmeye çalıştığını gördü. Tutuklu askerler tek tek dışarı çıkarılıp tekmeleniyordu.
İşte Şamiloğlu, bu linç girişiminin fotoğrafını çekti. O sırada kalabalıktan biri geldi, “Sen kimsin” diye sordu, “Gazeteciyim” cevabını alınca makineyi kaptı, Selçuk’u iteledi, sonra herkes aynı anda vurmaya başladı. Makinesini parçalarken, bir yandan da “Sıra size de gelecek” diye bağırıyorlardı. Polis ayırmaya çalışsa da durduramadı. O sırada polis, onu bir nakliye kamyonuna bindirdi ve hastaneye götürdü.