İlişkilerimizi onaran bayramlar…

Bayramlar, insan psikolojisi ve toplumsal huzuru açısından çok önemli dönemlerdir. Bayramlarımızın insan ilişkilerini onarıcı yönü vardır. 2 yıldır pandeminin gölgesinde bir yaşam geçirirken yaşamda pek çok şeyin değişmesine karşın bayram geleneğinin toplumumuzda değişmediğini söyleyebiliriz. Bayramın anlamını hissetmeli, büyüklerimizi ve sevdiklerimizi arayarak gönüllerini almalıyız. Bayramlar, yalnızlığın giderilmesinde önemli dönemler olduğu da unutulmamalı...

Haberin Devamı

Sosyal ve manevi boyutu yüksek olan Ramazan ayı, gösterdiğimiz fedakârlıklarımız, tahammüllerimizle nefsin terbiye edildiği, ego eğitiminin yapıldığı bir dönem… Hemen arkasından gelen bayram ise fıtri bir şey… Bayramların insanın beyindeki ödül ceza sistemine uygun ve ilahi bir şekilde ‘Bu dönemde sen manevi olarak ilahi rıza için fedakârlıklar yaptın, sosyal sorumluluklar aldın, insanlara yardım etmeye çalıştın. Bunun sonucunda bayram bir ödül’ tarzında bir de psikolojik boyutu var. Tatlı ve şeker çok verildiği için daha önceleri Şeker Bayramı da denilirdi. Bayramda şeker ikram etme, çocukları ve insanları sevindirme, bayram ziyaretlerinin olması gibi pek çok güzel geleneklerimiz var.

Dini ve Milli Bayramlar bir milleti millet yapan en önemli kültürel standartlardır. Ortak hikayeler, yaşantılar ve hayat senaryolarının yazıldığı günlerdir. Ortak kültürel hafıza, birlikte yaşanan günler ve ortaya çıkan hikayeler, gelecek ortak idealerin en önemli tecrübe alanı bayramlardır. Ne kadar çok ortak güzel yaşantı o kadar çok bağlılık demektir.

Haberin Devamı

Bayramın manasını kimse unutmadı…

Dünyada yaşanan değişimlerden ülkemizin de etkilenmesine karşın bayram geleneği toplumda değişmedi. Dünyada modernizmin oluşturduğu dalgalar etkiler Türkiye’ye de kendini gösterdi. Birçok şey değişti ama bayram geleneği toplumda değişmedi, hiç kimse bayramın manasını unutmadı. Çocukluluğumuza baktığımızda en güzel günler olarak bayramları hatırlarız. Çocukların güzel kıyafetler alması, o gün komşuları dolaşarak herkesin ödüllendirilmesi ve hoş karşılanması toplumsal bilinçaltına yerleşmiş durumlardır.

Ah o eski bayramlar…

Çevremize baktığımızda herkes ah eski bayramlar der dikkat ederseniz. Yüz sene öncesi de iki yüz sene öncesi de aynı şeyi söyler. Ah o eski bayramlar… Sosyolojik ve psikolojik değerlendirdiğinizde aslında kişi kendi çocukluğundaki bayramları özlediği için bunu söylüyor. Çünkü hemen hepimizin çocukluk bayramları güzel geçmiştir. Aile bağları güçlenmiş, şiddet öfke azalmıştır bu dönemlerde. Böyle bir dönemde ve ailede çocuk da kendini daha mutlu ve güçlü hisseder. O günleri hiç unutmaz. O nedenle kendi kültür ve değerlerimizin çocuklara aktarılması çok önemli. Böylece milli kimliğimiz ve değerlerimizin aktarıldığı bayramları korumuş oluruz.

Haberin Devamı

Toplumu birleştiren önemli değerlerdir…

Bayram geleneğinin devam etmesi, toplumun ortak kültürlerinin devam etmesi açısından oldukça önemli. Toplumu toplum yapan, ortak kültürel değerleri, gelecekle ilgili idealleri ve geçmişteki birikimleridir. Bunlar ne kadar çok ortaksa o toplum birlik oluyor, değilse de o toplum ufak bir krizde dağılan bir toplum oluyor. Bu nedenle bayramlar bütün toplumu birleştiren değerlerden en önemlisidir. Bunu canlandırıp yaşatmak gerekir.

İlişkilerimizi onarıyor…

Bayramların sosyal boyutta insan ilişkilerini onarıcı özelliği bulunuyor. Öyle ki bayramda kırgınlıkları gidermek, dostluğu tazelemek, çocuklarımıza bayramda standart günlerden daha sıcak yaklaşmak, onlara bayram hediyesi almak ve aile çevresinden çocuklara bayram harçlığı verilmesi o çocukların hayata güvensiz bakışını düzeltiyor. Günümüzde insan ilişkilerindeki en değerli değer güven duygusudur. Bu bilimsel olarak çalışmalarda da ortaya konuluyor. Güvenin oluşması için insanda korku duygusunun azalması gerekiyor. Korku duygusunu azaltan duygu ise sevgidir. Sevgiyi arttıran davranış birebir iyilik yapmaktır, sevgiyle yapılan iyilik korkuyu azaltıyor, güveni arttırıyor ve insan ilişkileri arasında pişmanlık duyguları yok oluyor. Onun için bayramlar toplumda huzur ve barış için çok önemli. Komşunun komşuya olan öfkesi ve kırgınlığı bayramlarda telafi ediilebiliyor. Akrabalar arasında bir kırgınlık varsa ‘Bayram artık boş ver’ denilerek barışma ve bağışlamalar sağlanabiliyor. Bayram bir fırsat oluyor.

Haberin Devamı

Sosyal sermayeyi artıryor…

Travma tedavisinde bağışlayıcılığı öğretiriz danışanlarımıza. Çünkü bağışlayıcılığı öğrettiğimiz zaman travmayı çözüyoruz. Bayram, kişinin bağışlamayı hayatında ön plana çıkartmaya çalışması demek. Negatif duygularını, korkularını, düşmanlıklarını giderecek. Karanlığın beş atlısı olarak nitelendirdiğimiz kin, öfke, kıskançlık, düşmanlık, nefret duyguları var. Bu duygular yerine bireysel olarak neşe, sevinç, barış, gibi olumlu duyguları koymak gerekiyor. Sosyal olarak da insanlarla olan ilişkilerde sevgi, güvenin çoğalmasına sebep oluyor ve aynı zamanda görünmeyen toplumsal barışa, huzura hizmet ediyor. Toplumsal barışı, huzuru, insan ilişkilerindeki sağlıklı ilişkiyi sağlayabilecek adımlar atmak önemlidir. Bayram ve düğün gibi ortak kültürel faaliyetlerin hepsinin sosyal sermayeyi arttırıcı özelliği vardır.

Haberin Devamı

Bayramlar yalnızlıkla mücadelede bir fırsat!

Modernizmin insana getirdiği en büyük tehlikelerden biri yalnızlık. Bayramlar, bu tehlikeyle mücadelede önemli bir araç. Yalnızlık, küresel bir sorun. Bayramlar aslında bunu değiştirmek için bir fırsat haline dönüşmeli. Hiç olmazsa bayramlarda büyüklerimizi ve yakınlarımızı arasak hem çocuklarımıza örnek olmuş hem de ileri yaştaki kişilerin yalnızlık duygularını gidermiş oluruz. Koronavirüsten sonra yalnızlık daha da arttı. Bayram gibi özel günler yalnız, yetim ve muhtaç olan dezavantajlı insanlara dokunmak için bir fırsat şu anda. Muhakkak çevremizde engelli yardıma muhtaç, ihtiyacı olan kişiler vardır. Onlara dokunmayı da ihmal etmemek gerekiyor.

Haberin Devamı

Bayram çocuğun sosyalleşmesine katkı sağlar

Çocuklara hayatla ilgili sorumlulukların verilmesi gerektiğini hepimiz biliriz. Beraberinde merhamet ve iyilik gibi duyguları anlatmak da çok önemli. İşte bayramlar, çocuğa kötü duygularla baş etme ve merhamet kavramının öğretilmesinde bizlere fırsatlar sunuyor. Özgürlük ve sorumluluk dengesinin öğretilmesi, küçük yaşlardan itibaren hayatın sorumluluklarının çocuğa verilmesi adına bayramlar fırsat sunuyor. Bayram çocuğun sosyalleşmesine katkı sağlıyor. Komşu ve akraba ilişkilerinin güçlendiği, bire bir iyilik yapma dönemi bayramlar, kişilerin tanımadığı insanlara yardım ettiği dönemler oluyor. Çocuk iyilik yapmayı da bu dönemde öğreniyor. İyilik yapmak öyle bir duygu ki hem karşı tarafı hem iyilik yapanı mutlu ediyor. Bayramda yardımlaşmak, ziyaretlerde bulunmak gibi unutulan geleneklerimiz çocuğun hayatı öğrenmesine vesile oluyor.

Bayramın dili ‘sevgi’ olmalı…

Bayramlarda duygu paylaşımı olur. O nedenle bu dönemlerde sevgi dilinin kullanılması çok çok önemli. Bu hediyeleşmek olur, takdir, onay ya da tebessüm dolu bir ifade ile olabilir. Dezavantajlı gruplar, engelli, hasta, çocuk, yetim, yaşlı, mağdur, mazlum, tutuklu, hükümlü kişileri düşünmek onları sevindirmek geri dönüşü olan bir yatırımdır. Hem onlar kazanır hem de siz. Hissedeceğiniz iç huzuru ve şükran duygusu para ile ölçülmez.

Gidilecekse önce gönül alınmalı…

Eğer çocuklar bayramda ailelerinin yanında olamayacak ve bir yerlere gitmek zorundalarsa kesinlikle büyüklerinin gönüllerini almalılar. Bayram öncesi de olsa onları ziyaret etmeliler. Onların gönüllerini hoş tutarak gitmeliler gidecekleri yere. Çünkü onların en büyük psikososyal sorunu o yaşlarda yalnızlık. Bir yaşlıya verilecek en büyük hediye aranarak fikrinin sorulması, ona danışılmasıdır.

Fikri sorulduğunda onun kadar mutlu bir insan olmayacaktır. Çocuğun yapabileceği en büyük hediye de budur. Bayramda iyi ki varsınız diyebilmek çok önemli. Bu davranış aslında geri dönüşümlü bir yatırım. Çünkü senin çocuğun da aynı davranışta sana bulunacaktır. Gördüğünü sana uygulayacaktır. Seni modelleyecektir. Bu noktada hassas olunmalı. Yaşlılarla empati yapılmalı. Bayramın eğlence yanı var tabii ki ama fedakârlık yanı da unutulmamalı. Bu sorumluluğumuzu unutmamalıyız. Zevk almıyor olabiliriz. Sorumluluk yerine getirilmeli.”

Bayramda beraber mutlu olma alışkanlığı unutulmamalı!

Bayramları duygusal ziyaret bayramı olarak görmeliyiz. Ve bu dönemde sevgi cömerti olmalıyız her birimiz. Özellikle çocuklara ve gençlere bu değerleri vermeliyiz. Eğlenceler yerine kişiler aileleriyle mutlu olmaya gayret etmeli. Bu da bayramda beraber mutlu olma alışkanlığını getiriyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları