Zeynel Balcı

Piyasalara beklenti lazım

2 Haziran 2024
Piyasaların beklenti ihtiyacı sürüyor. Borsada kâr satışları derinlik kazanırken çıkışın devamı için olumlu fiyatlamaya konu olabilecek yeni bir gündem ve beklenti gerekecek. Dış piyasalarda ise Avrupa Merkez Bankası faiz kararına odaklanacak. Faiz indirim sürecinin bu toplantıda başlaması bekleniyor. ABD Merkez Bankası için bu aşamada faiz indiriminin başlaması takvim olarak uzak görünüyor. Yarın TÜİK tarafından açıklanacak mayıs ayı enflasyon verisinde ise önemli bir viraja yaklaşıldı. Ekonomi yönetimi mali programda enflasyonda mayıs ayına kadar zirve, haziran sonrası düşüş öngörmüştü.

İYİMSERLİĞİNİ korumaya çalışan piyasalarda olumlu fiyatlamaya konu olacak yeni bir gündem ve beklenti ihtiyacının karşılanması önemli. Son dönemdeki dalgalanma ile birlikte patinaj görünümü veren Borsa İstanbul’da bu durum daha bariz şekilde kendini gösteriyor.

BIST 100 Endeksi’nde çıkış denemeleri kâr satışlarıyla karşılaşırken, yaşanan geri çekilmeler de toparlanmakta zorlandı. Bu görünüme neden olan gelişmeyi ise; yabancı yatırımcılardan gelen alımların yerini son haftalarda satışa bırakması, yerli yatırımcının ilgisinin de yüksek faize bağlı olarak zayıf kalması şeklinde yorumlamak mümkün.

YAPI KREDİ AÇIKLAMASI ETKİLİ OLDU

Diğer yandan, Yapı Kredi Bankası’nın yabancı bir ortaklığa yönelik satış görüşmeleri de borsanın dalgalanmasına neden oldu. Satış görüşmelerinin başladığı haberi Yapı Kredi Bankası ile Koç Holding başta olmak üzere bankacılık hisselerini ve BIST 100 Endeksi’nin yukarı taşımıştı. Görüşmelerin uzaması ve sonrasında da cuma akşamı piyasa kapanırken görüşmelerin sonlandırıldığı bilgisi bu defa satışlara neden oldu. Bu gelişmenin etkisi yarın da (pazartesi) hissedilebilir.

YABANCI HAREKETLİ

TCMB verilerine göre, 24 Mayıs ile biten haftada; yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 28 milyon dolarlık satış, tahvil bonoda 1.570 milyon dolarlık alım yaptılar. Yüksek faiz nedeniyle tahvil bonoya olan ilgileri artarak devam ediyor. Son beş haftalık tahvil bono alımları 7.1 milyar doları buldu. Aynı dönemde hisse senetlerindeki satışları ise 20 milyon dolar oldu.

Diğer yandan, KKM ve bankalar yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatlarında düşüş sürerken TCMB rezervlerinde toparlanma hızla devam ediyor. Ama en dikkat çekeni, TCMB rezervleri. 24 Mayıs haftasında TCMB brüt rezervleri 3.1 milyar dolar artışla 142.2 milyar dolar olurken swap hariç net rezervler 9.7 milyar dolar artışla eksi 5.1 milyar dolara yükseldi. Önümüzdeki haftalarda muhtemelen uzun bir aradan sonra net rezervlerin pozitife geçtiğini görebileceğiz.

Yazının Devamını Oku

Borsada çıkışa mola

26 Mayıs 2024
Borsa İstanbul’da çıkış rallisi kâr satışlarıyla karşılaştı. Satışlar sakindi ve teknik düzeltme boyutunda kaldı. Bir yandan enflasyon muhasabesi uygulamasının bilanço açıklamalarını aksatması bir yandan da bilanço kârlarının genel olarak beklentilerin altında gelmesi bazı lokomotif hisselerde satışa neden oldu. TCMB’nin ek sıkılaştırma kararıyla da piyasalardan 600-700 milyar TL’lik likidite çekilmesi bekleniyor.

BORSA İstanbul’da çıkış rallisi kâr satışlarıyla karşılaştı. Satışlar sakindi ve teknik düzeltme boyutunda kaldı. Son dönemde BIST100 Endeksi’nde oluşan primi dikkate aldığımızda yorgunluk emareleriyle birlikte gelen satışları olağan karşılamakta yarar var.

Geçen haftanın özel gündemi Yapı Kredi Bankası kaynaklı gelişmelerdi. Bankanın satışı konusundaki görüşmelerin devam ettiği, henüz somut bir gelişme olmadığı Koç Holding tarafından açıklandı. Ancak bu büyüklükte bir satış, borsadaki çıkışa katkı yapan bir durum olarak görüldü. Bu yönden gelecek açıklamalara karşı duyarlılık devam ediyor.

ENFLASYON MUHASEBESİ TRAFİĞİ

Diğer yandan 12/2023 ve 03/2024 dönem bilançoları enflasyon muhasebesi uygulaması nedeniyle iç içe geçti. 2023 yıl sonu bilanço açıklamaları tamamlanmadan bu yılın ilk çeyrek bilançoları yayınlanmaya başlandı. Ancak bilanço kârları genel olarak beklentilerin altında geliyor. Düşük kârlılık, fiyat kazanç oranlarının yükselmesine neden olduğu için bazı lokomotif hisselerde satışlar için gerekçe oldu. Bu durum borsanın geneline de kısmen yansıyor.

EK SIKILAŞTIRMANIN ETKİSİ

Geçen haftanın diğer önemli gündemi TCMB toplantısıydı. Beklendiği üzere faiz sabit bırakılırken toplantı sonrası yapılan açıklamalarda “enflasyon konusundaki endişeler ile yılın ikinci yarısında dezenflasyonun tesis edileceği” vurgulandı. Ayrıca; “Yurtiçi ve dışı yerleşiklerin Türk Lirası finansal varlıklara talebiyle oluşan likidite fazlası ilave tedbirlerle sterilize edilecektir” ifadeleri dikkat çekti. Sterilizasyon için karşılık oranlarını artıran TCMB kararları yayınlandı ve TL mevduat zorunlu karşılıkları yükseltildi. Ek sıkılaştırma içeren bu kararla piyasalardan 600-700 milyar TL likiditenin çekilmesi bekleniyor.

Ayrıca döviz kredilerindeki artış yüzde 2 ile sınırlandırıldı. TCMB döviz rezervi biriktirirken piyasaya TL vermek durumunda kalmıştı. Şartlara göre tedbirlerin gecikmeden alınması önemli ve olumlu. Son dönemde oluşan likidite fazlasına bağlı olarak bankaların mevduat faizlerinde görülen gerilemenin borsaya yansımaları ise takip edilecek.

MEVDUAT FAİZİNDE GERİLEME YAŞANDI

Yazının Devamını Oku

Yabancı bonoya koştu

19 Mayıs 2024
Geçen hafta yabancı yatırımcılar tahvil bonoda haftalık bazda 2.832 milyon dolar, hisse senetlerinde ise 84.7 milyon dolarlık alım yaptılar. Yüksek faize bağlı olarak özellikle tahvil bonodaki alım haftalık bazda 2013 yılından bu yana en yüksek rakamdı. Son üç haftalık tahvil bono alımı 4.2 milyar dolar oldu. Son iki haftada hisse senetlerindeki alım tutarı ise 393 milyon dolara ulaştı. Türkiye’nin gri listeden çıkması yönündeki beklentiler gerçekleşirse piyasadaki iyimser tutum daha da güçlenecek.

PİYASALARDA iyimserlik sürüyor. Olumlu havanın kaynağında ekonomik programa olan güven var. Buna bağlı olarak; Türkiye’nin kredi notundaki artış, ülke risk primindeki düşüş, TL’ye dönüşün hız kazanması, yabancı portföy girişleri (sıcak para), TCMB rezervlerindeki belirgin toparlanma, bankalarda döviz ve kur korumalı mevduatlardaki gerileme, tahvil ve Eurobond faiz oranlarındaki düşüşler gibi birçok gelişmeyi ardı ardına saymak mümkün...

Türkiye’nin risk primi (CDS) 260’lara gerileyerek Şubat 2020 tarihinden bu yana en düşük seviyelerini test etti. Kritik nokta olarak görülen 300’ün altında kalması kayda değer bir durum. Dış konjonktürün ve dış piyasalarda devam eden iyimserliğin de bu görünüme katkıda bulunduğunu eklemek gerekecek.

BORSA İSTANBUL OLUMLU AYRIŞIYOR

Borsa İstanbul son dönemde dış borsalardan olumlu ayrışma gösteriyor. Ekonomik programın uygulanmasındaki kararlılık, piyasalara ve ekonomik verilere yansıyarak kendini bariz şekilde belli ediyor. Marttan bu yana yazılarımızda, yabancı yatırımcı girişleri ve “carry trade” uygulamaları için Türkiye’de zeminin oluştuğunu birçok kez vurguladık. Yükselen faizlerle döviz kurlarındaki dengelenmenin sağlanması, ABD ve Avrupa’da faiz indirim beklentilerinin güçlenmesi, dış ve iç piyasalar arasındaki faiz makasının açılması, seçim gibi bir gündemin geride kalması, Borsa İstanbul’un primli yapısına karşılık dış borsalara göre pahalı görülmemesi, yabancı yatırımcıların bu zemini kullanmasına imkân veren gelişmeler.

ÜÇ HAFTADA 4.2 MİLYAR DOLAR

Türkiye’nin gri listeden çıkması ve yabancı yatırımcılar için swap kanallarının tekrar açılması çokça dillendirilen bir konu. Bu beklentiler gerçekleşirse bu durum daha rahatlatıcı bir görünüme imkân verebilir. Geçen haftanın en dikkat çeken gelişmelerinden biri TCMB’nin açıkladığı 10 Mayıs ile biten haftanın verileriydi. Yabancı yatırımcılar tahvil bonoda haftalık bazda 2.832 milyon dolar, hisse senetlerinde ise 84.7 milyon dolarlık alım yaptılar. Yüksek faize bağlı olarak özellikle tahvil bonodaki alım haftalık bazda 2013 yılından bu yana en yüksek rakamdı. Son üç haftalık tahvil bono alımı 4.2 milyar dolar oldu. Son iki haftada hisse senetlerindeki alım tutarı ise 393 milyon dolara ulaştı. Yine 10 Mayıs haftasında; TCMB brüt rezervleri 7.5 milyar dolarlık artışla 134.4 milyar dolara yükselirken swap hariç net rezervler eksi 23.6 milyar dolara çıktı. Bu rakamın geçen yıl eksi 65 milyar dolardan  geldiğini hatırlatmakta yarar var.

TL’YE DÖNÜŞ HIZLANDI

Yazının Devamını Oku

Beklentiler iyileşiyor

12 Mayıs 2024
Borsa İstanbul’da kâr satışlarına bağlı yorgunluk emareleri görülse de çıkış hareketi sürüyor. Döviz kurları ve tahvil faiz oranında gerileme söz konusu. Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yönelik portföy yatırımları sürüyor. İleriye yönelik beklentiler de iyileşmeye başladı. CDS’teki düşüş, notlardaki artış gibi tüm bu olumlu gelişmelerin arkasında ise ekonomik programa olan güven var.

Piyasalarda iyimserlik sürüyor. Borsa İstanbul’da kâr satışlarına bağlı yorgunluk emareleri görülse de çıkış hareketi sürmekte. Döviz kurları ve tahvil faiz oranında gerileme gözleniyor.

İyimser havaya katkı yapan gelişmeler neler;

- Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yönelik portföy yatırımlarının sürüyor olması,

- Dış borsalardaki olumlu hava,

- Türkiye’nin risk priminde (CDS) düşüş eğiliminin devam etmesi,

- Kredi not artışları,

- Bütün bu görünüme neden olan ise ekonomik programa duyulan güven.

Bu tabloya ek olarak, ileriye yönelik beklentiler de iyileşmeye başladı.

Yazının Devamını Oku

Borsa yükseldikçe güçleniyor

5 Mayıs 2024
Borsa İstanbul’daki yükselişte yabancı yatırımcılara yerlilerin de katıldıkları anlaşılıyor. BIST100 Endeksi’nde kâr satışlarına bağlı geri çekilmeler derinleşmeden alımların gelmesi ise yükseliş trendinin gücünü gösteriyor. Yani yükseldikçe güç kazanan bir borsa söz konusu. Psikolojik direnç noktası 10.000 seviyesinin üzerine yerleşen BIST100’de yılbaşından bu yana prim yüzde 37’yi aştı. “Prim var ama yükseklik korkusu yok” algısı güçleniyor.

Borsa İstanbul’da çıkış hareketi sürüyor. Yükselişte yabancı yatırımcıların katkısı hissedilirken yerlilerin de çıkışa katıldıkları anlaşılıyor. BIST100 Endeksi’nde gelen kâr satışlarına bağlı geri çekilmelerin derinlik kazanmadan kısa sürede alımlarla karşılanması yükseliş trendinin gücünün kanıtı gibi. Yükseldikçe güç kazanan bir görünüm var.

PRİM VAR YÜKSEKLİK KORKUSU YOK

-Psikolojik direnç olarak görülen 10.000 seviyesinin üzerine yerleşen BIST100 Endeksi’nde yılbaşından bu yana yüzde 37’yi aşan bir prim söz konusu. Bu getiri ocak-nisan döneminde yüzde 18.7 olarak gerçekleşen enflasyon ile altın, döviz, faiz, konut gibi yatırım araçlarının oldukça üzerinde. Borsada oluşan primli görünüme rağmen çıkış hareketinin gücünü koruması “Prim var ama yükseklik korkusu yok” gibi bir tanımlamayı beraberinde getiriyor. Bu primin oluşması ağırlıklı olarak yabancı olmak üzere yatırımcıların ilgisinin sonucu.

Yabancı ilgisi neden artıyor diye bakacak olursak şunlar öne çıkıyor; Türkiye ile dış piyasalar arasındaki faiz farkının oldukça açılması ve döviz kurlarının dengelenmesi, Borsa İstanbul’un dış borsalara göre halen iskontolu görünümünü koruyor olması, seçim gibi önemli bir gündemin geride kalması ve ekonomik programa olan güven...

Son haftalarda yabancı yatırımcıların hisse senetlerinde bir miktar satıcılı görünüp tahvil bonoda alım yapmalarını yüksek faize yormak gerekir. Son iki haftada yabancı yatırımcılar; tahvil bonoda 718 milyon dolarlık alım, hisse senetlerinde ise 298 milyon dolarlık satış yaptılar.

NOT ARTIRIMI SÜRPRİZ DEĞİL

-Portföy girişleri dışında Türkiye’nin risk priminin (CDS) kritik seviye olan 300’ün altına çekilmesi, kredi derecelendirme kurumlarından gelen not ve görünüm artırımları bir süredir program ile ilgili kabulün göstergeleri olarak gözleniyordu. Bu görünümün devamı olarak cuma akşamı piyasalar kapandıktan sonra uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye’nin kredi notunu B’den B+’ya yükseltirken not görünümünü pozitif olarak korudu. Beklenen bir gelişme olarak pazartesi piyasalara olumlu yansımaları görülebilir. Bir bakıma kısmen fiyatların içinde olan bir gelişme olduğu için çok abartılı tepkiler de beklememek lazım. Ancak ekonomik programa dış destek ve kabulün devam ettiğini göstermesi açısından elbette önemli bir gelişme. Yerli yatırımcı açısından ise yüksek faiz nedeniyle biraz gecikmeli bir yönelimden söz etmek mümkün. Gerçi yerli yatırımcıların çok yoğun ilgi gösterdiğini söylemek bu aşamada zor. Sınırlı bir yönelimden söz edilebilir. Finansal okur yazarlığın artması, pandemi sonrası Borsa İstanbul’un yüksek kazanç sağlaması ve borsa ile ilgili eski algının değişmesi, yüksek enflasyon nedeniyle tasarrufları koruma çabası yerli yatırımcıları borsaya yönelten etkenler olarak görülebilir.

Yazının Devamını Oku

Ekonomik program çıpaya dönüşüyor

28 Nisan 2024
Dış borsalardaki düşüşlere rağmen Borsa İstanbul’un daha dirençli kalması, döviz kurlarının dengesini ve yatay seyrini koruması ekonomik programın piyasalar açısından bir ‘çıpa’ işlevi görmeye başladığı izlenimi veriyor.

PİYASALARDA iyimserlik sürüyor. Borsa İstanbul’un dış borsalardan pozitif yönde ayrışması dikkat çekerken BIST 100 Endeksi yeni zirve denemeleriyle çıkışını sürdürüyor. Bu görünümün ardında; Türkiye’ye giriş yapmaya devam eden portföy yatırımlarıyla (sıcak para) ekonomik programın iç ve dış finans çevrelerinden kabul görmesinin önemli payı var. Hatırlanırsa, geçen haftaki yazımızda ‘ekonomik programın bir farkındalık ve hikaye oluşumu için henüz erken, bunun için enflasyondaki düşüşün görülmesi önemli’ diye bahsetmiştik. Aynı görüşü korumakla birlikte dış borsalardaki düşüşlere rağmen Borsa İstanbul’un daha dirençli kalması, döviz kurlarının dengesini ve yatay seyrini koruması ekonomik programın piyasalar açısından bir ‘çıpa’ işlevi görmeye başladığı izlenimi veriyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in IMF-Dünya Bankası Bahar toplantıları için gittiği ABD’de yabancı ilgisi için ‘mükemmel’ tabirini kullanması kayda değer. Türkiye’nin ülke risk priminin (CDS) 300 seviyelerine çekilmesi, yabancı para girişlerinin sürüyor olması, ülke kredi notundaki görünüm ve not yükseltilmesi gibi gelişmeler bir süredir bu ilginin emareleri olarak kendini gösteriyordu. 3 Mayıs Cuma günü S&P’den beklenen Türkiye’nin kredi notuna ilişkin değerlendirmelerde bu görünümün korunması bekleniyor.

1.3 MİLYAR DOLAR YABANCI GİRİŞİ

TCMB verilerinde son 5 haftalık periyotta; hisse senetleri ve tahvil bonodaki yabancı girişi toplamı 1.3 milyar doları geçti. Şimşek ise cuma günkü açıklamalarında; Haziran 2023-Şubat 2024 döneminde 17 milyar dolarlık net portföy girişinden söz etti. Ekonomi yönetiminin verdiği takvime göre, haziran ayından sonra enflasyonda düşüş öngörüldüğü üzere gerçekleşirse bu ilgi daha da artabilir; güven pekişebilir. Ancak enflasyon inatçı ve yapışkan görünümünü korur ise bu defa bazı tereddütler oluşacaktır. Gerek ekonomi yönetimi, gerekse piyasaların tavrı, programın başarısını büyük ölçüde enflasyona endekslenmiş gibi bir algı hakim. 

DENGELENME VE TOPARLANMA DÖNEMİ

İkiz açıklar olarak bilinen bütçe ve cari açık tarafında, cari açıkta ciddi bir gerileme söz konusu. Bütçe rakamlarında aynı şeyleri söylemek bu aşamada zor. Bu açıdan Şimşek’in ‘kamuda tasarruf’ söylemi daha çok anlam kazanıyor. Halen net rezervler ekside seyretse de son haftalarda TCMB brüt rezervlerinde toparlanma eğilimi sürüyor. Dışarıdan bir şok olmadığı takdirde geçtiğimiz aylara göre öngörülebilirlik artmış durumda. Enflasyon halen yüksek seyrini korumakla birlikte ekonomide genel bir dengelenme ve toparlanma eğiliminden söz etmek mümkün. Uygulanan ekonomik programın kararlılıkla sürdürülmesi ve enflasyon başta olmak üzere program hedeflerinin yakalanması piyasalara olumlu yansımalarını artıracaktır. Ancak programın uygulanması zorlu bir süreç. Şimşek’in söylediği gibi, ekonomide yavaşlama beklenirken parasal sıkılaşma ile dar gelirli geniş bir kesimin haklı yakınmalarının bir süre daha devamı olası görülüyor.

FAİZ MAKASI DAHA FAZLA AÇILACAK

Yazının Devamını Oku

Piyasa dostu ekonomik programdaki kararlılık etkili... Yabancı alımları sürüyor

21 Nisan 2024
Doğrudan yatırımlarda olmasa da sıcak para yönünden yabancı ilgisi devam ediyor. TCMB verilerine göre, 12 Nisan ile biten haftada yabancı yatırımcılar; hisse senetlerinde 160 milyon dolar, tahvil bonoda 38.2 milyon dolar alım yaptı. Hisse senetlerinde dört haftadır devam eden alımların toplamı 1.2 milyar doları buldu. Yerli yatırımcıların ise yüksek faiz nedeniyle borsaya ilgisinin fazla olduğunu söylemek bu aşamada zor.

PİYASALAR bayram tatilinin ardından Ortadoğu kaynaklı gelişmelerin etkisinde kaldı. Önce İran’ın İsrail’e, geçtiğimiz cuma günü de İsrail’in İran’a hava saldırısı haberleri piyasaları gerdi. Ancak çok derinleşen fiyatlamalar yapılmadı. Karşılıklı hava saldırısı ve misilleme boyutunda kalması, belki de iki ülkenin kara sınırının olmaması çatışma ortamının şiddetlenmesinin önüne geçti.

İç piyasalarda en fazla tepkiyi Borsa İstanbul verdi. BIST100 Endeksi 9 bin 800’den 9 bin 400 seviyelerine kadar gerileyip alımlarla karşılaştı. Para piyasaları (faiz, döviz) daha sakindi. Bu görünümde; uygulanan ekonomik programın kırılganlığı azaltan yönüyle yerli ve yabancı yatırımcılar nezdinde kredisi var. Bu meyanda ekonomik programın devamlılığı konusunda Hazine ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın IMF ve Dünya Bankası’nın Bahar Toplantıları’nda sıkı para politikası konusunda verdiği mesajlar önemliydi. Aynı mesajlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da verilmeye devam ediliyor. Ayrıca Türkiye’nin mevcut koşullarda çok fazla seçeneğinin de kalmadığı değerlendirilen bir konu.

YOLUMUZ UZUN İSTİKABET DOĞRU

Enflasyon ile mücadelenin en etkili yöntemlerinden biri parasal sıkılaşma. ABD ile Avrupa merkez bankalarının geçtiğimiz dönemde önemli ölçüde sonuçlar aldığı, ekonomi ve para teorisinin gereği olan politikalara dönülmesi ile bunun kararlılıkla uygulanması oldukça önemli. Bu durum Türk ekonomisini ve piyasaları olası gerginliklere karşı eskiye oranla daha dirençli yapıyor.  Bu görünümden Türkiye’ye özgü bir farkındalık veya bir hikaye çıktı demek için oldukça erken. Bunun için enflasyonda düşüşün görülmesi, bütçe, dış ticaret ve cari açıklarının kontrol altına alınması gerekecek. Bu açıdan bakınca yol daha uzun gibi görünüyor. Ancak gidilen yolun doğru istikamette olduğu konusunda iç ve dış finans çevrelerinde bir görüş birliği var. Türkiye’nin risk priminin (CDS) kritik eşik olarak görülen 300 seviyelerine çekilmesi ve yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yönelik portföy yatırımları (sıcak para girişleri) bunun emareleri.

RAKAMLAR NE SÖYLÜYOR?

TCMB verilerine göre, 12 Nisan ile biten haftada yabancı yatırımcılar; hisse senetlerinde 160 milyon dolar, tahvil bonoda 38.2 milyon dolar alım yaptılar. Hisse senetlerinde son dört haftadır devam eden alımlarının toplamı 1.2 milyar doları buldu. Aynı hafta; TCMB brüt rezervlerinde 1.6 milyar dolar, bankalar döviz mevduatında 0.9 milyar dolar artış yaşandı. Son haftalarda düşüş yaşayan TCMB brüt rezervlerindeki yükseliş önemli. Brüt rezervler 128.4 milyar dolara yükselirken eksilerde seyreden swap hariç net rezervlerde de biraz toparlanma görüldü. Geçen hafta açıklanan şubat ayı ödemeler dengesi tablosuna göre; Aylık cari açık eksi 3.2 milyar dolara, iki aylık toplam cari açık eksi 5.7 milyar dolara geriledi. 2023 ocak-şubat toplamı eksi 19.4 milyar dolardı. Bu daralmada dış ticaret açığındaki küçülmenin payı oldukça fazla. Aynı tabloda tamamına yakını tahvil bono olmak üzere iki aylık portföy yatırımları girişi 8.1 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 2.1 milyar dolar olarak görülüyor.

Diğer dikkat çeken nokta ise net hata noksan kaleminde eksi 6.8 milyar dolarlık çıkış olması. Rakamlardan da görüleceği üzere doğrudan yatırımlarda olmasa da sıcak para yönünden yabancı ilgisi devam ediyor. Yüksek faiz, seçim gibi önemli bir gündemin geride kalması, yabancı para girişlerinin sürüyor olması, cari açıktaki ve bireysel döviz talebindeki azalma, turizm mevsiminin yaklaşması döviz kurlarında yavaşlama ve dengelenmeyi beraberinde getirmiş durumda. Her ne kadar Türkiye kredi notu açısından yatırım yapılabilir seviyenin oldukça altında bulunmasına rağmen; dış piyasalarla Türkiye arasındaki faiz makasının oldukça açık olması, piyasa dostu ekonomik programı uygulamaktaki kararlılık yabancı yatırımcı için uygun bir alan açıyor. Devamının gelmesi yine mevcut programda kararlılık ve dış piyasa koşullarına bağlı olacak.

Yazının Devamını Oku

Piyasalar İran-İsrail geriliminde sakin kaldı

16 Nisan 2024
Hafta sonu İran’ın İsrail’e yönelik düzenlediği saldırılar piyasaları germişti ancak Ortadoğu’daki gerilimin son bulduğuna yönelik beklentilerin güçlenmesiyle piyasalar da haftaya pozitif seyirle başladı. Yaşanan gerilimin piyasalara etkisi sınırlı kaldı. Bu kapsamda borsadaki kâr satışları olağan. Ancak İsrail karşılık verir ve yeni bir saldırı başlarsa daha farklı yansımaları olacaktır.

Piyasalar tatil dönüşü ilk işlem gününe jeopolitik gelişmelerin etkisinde başladı. İran’ın misilleme olarak İsrail’e hava saldırısı düzenlemesi piyasaları gerdi. Ancak İran’ın İsrail karşılık vermez ise saldırının devamının gelmeyeceğini açıklaması, İsrail’in karşılık için uygun zamanı bekleyeceği ve ABD Başkanı Biden’ın İsrail’e karşılık vermemesi konusunda telkinde bulunması gerginliği azalttı. Bu durum, olayın piyasalara yansımalarını sınırladı. Ancak İsrail karşılık verir yeni bir saldırı başlarsa daha farklı yansımaları olacaktır. Pazartesi borsada bir miktar kâr satışları görülmesi olağan karşılanabilir. Zira Borsa İstanbul bu olayı zirve seviyelerinde karşıladı. Yaşanan gelişme bu aşamada kâr satışı ve teknik düzeltme bahanesi olarak görülüyor. Döviz kurları ve gösterge tahvil faizindeki etki çok daha zayıf kaldı. Saldırıların devamı gelmez ise piyasalar olağan gündemine geri dönecektir.

YABANCI İLGİSİ SÜRÜYOR

Yerel seçimlerin ardından yabancı yatırımcıların Türkiye mali piyasalarına ilgisi devam ediyor. Hisse senetleri ve tahvil bonoda son birkaç haftadır yabancı yatırımcılardan gelen alımların yanı sıra Türkiye’nin 5 yıllık CDS primi 300 seviyelerinde yatay seyrediyor. Son hareketlere bakıldığında BIST100 Endeksi’ndeki yükselişe yerli yatırımcıların da kayıtsız kalmadığı anlaşılıyor. Faizlerdeki yükseliş ciddi bir alternatif gibi görülse de enflasyona karşı tam bir koruma sağladığını söylemek zor. Ancak ekonomi yönetiminin yıl sonu hedeflediği seviyeler yakalanırsa pozitif bir getiri imkanı sağlanabilir. Bunun için enflasyon hedefinin tutturulması önemli olacak. Mayıs ayına kadar enflasyonun zirve yapması, haziran sonrası ise düşüşe geçmesini öngörülmüştü. Bu aşamada piyasalar bu takvime inanmış görünmekle birlikte son aylarda enflasyon verileri beklentiler civarında geliyor. İleriye yönelik netlik henüz yok.

ALTIN CAZİBESİNİ KORUYABİLİR

Mevcut faiz oranları enflasyonun altında seyrediyor. Yani negatif faiz söz konusu. Bu durum doğal olarak Borsa İstanbul’a alternatif olarak ciddiyet kazandırıyor. Borsa dışında altın ve gayrimenkul gibi geleneksel yatırım araçlarına bakılacak olursa; gayrimenkulde yüksek faiz nedeniyle bir süre daha durgunluğun devam etmesi beklenebilir. Yüksek faiz talebi zayıflatmaya devam edebilir. Konutta yabancı alımları ve ipotekli satışlar düşmeye devam ediyor. Altının dış piyasalardaki yükselişi ise korunuyor. İç piyasalarda dolar/TL kurundaki yükselişin kısa bir durgunluk sonrası tekrar devam ediyor olması gram/TL altını yukarı çekmiş durumda. Kısa vade bir ivme kaybı yaşansa da orta ve uzun vadede altının bir süre daha cazibesini koruması beklenebilir.

DIŞ PİYASALAR TEMKİNLİ

Dış piyasalarda ise temkinli bir görünüm var. ABD ve Avrupa merkez bankalarının (Fed, ECB) faiz indirim beklentileri iyimser bir hava sağlamıştı. ABD’de enflasyondaki düşüşün durması, ekonomik verilerin beklenenden daha canlı bir görünüm vermesi Fed’in faiz indirim beklentilerini zayıflatan bir gelişme olarak algılandı. Euro Bölgesi’nde ise bunun aksi bir durum söz konusu. Enflasyon düşmeye devam ediyor ve resesyon riskinden söz ediliyor. Buna bağlı olarak ECB’nin Fed’den daha önce faiz indirimine gideceği beklentisi güçlenmiş durumda. Fed için faiz indirim öngörüleri ise ağırlıklı olarak eylül ayına sarktı. Haziran için beklentiler yüzde 20 civarında.

‘FAİZ İNDİRİMİ İÇİN ERKEN’

Yazının Devamını Oku