Zeynel Balcı

Düşüş... Kaçış mı fırsat mı?

22 Ekim 2023
Savaşın etkileri de riskler de sürüyor. Unutmamak lazım hisselerdeki geri çekilmeler orta ve uzun dönemli portföy oluşumu için aynı zamanda bir fırsat da verebilir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçen hafta da Paris’te dış finans çevreleriyle görüştü. Önümüzdeki hafta ise yine bir Körfez Ülkeleri ziyareti olacağını açıkladı. Gelecek olası bir yatırım haberi sert düşmüş borsada olumlu fiyatlamaya konu olabilir.

SAVAŞIN gölgesindeki borsalarda kayıplar sürerken yeni dengenin nerelerde oluşacağı önem kazanmış durumda. Bunun için öncelikle İsrail-Hamas çatışmasının yaygınlık gösterip göstermeyeceği konusundaki belirsizliğin azalması gerekecek. Ortadoğu’daki gerginlik sadece bölgenin değil çok daha geniş bir coğrafyanın sorunu haline geldi. ABD ve İngiltere İsrail’in yanında olduklarını, yardım edeceklerini beyan ederek olaya müdahil oldu. Rusya şimdilik çok ses vermiyor. Ama olası bir kara harekatıyla birlikte İran bir şekilde sürece dahil olursa Rusya da sessizliğini bozabilir. Ortadoğu aynı zamanda dünyanın en önemli enerji (petrol, doğalgaz) üretim bölgelerinden biri. Türkiye açısından ise ayrıca önemli. Ortadoğu’ya coğrafya olarak yakın, ticaret ve sermaye alış verişleri yoğun. Bu durum Borsa İstanbul’un dış borsalara göre daha fazla tepki vermesinin gerekçeleri. Diğer bir sebep ise, BIST100 Endeksi’nin savaşı zirve seviyelerinde karşılaması. ABD ve Avrupa borsaları son aylarda zaten satıcılı seyir izliyordu.

Olayın bir diğer tarafı, Türkiye’nin Körfez ülkelerinden yatırım beklediği bir döneme denk gelmesi oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birkaç ay önce Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ziyareti sonrası çok sayıda ticari anlaşma imzalanmış, piyasalarda bir beklenti de oluşmuştu. Şimdiye kadar bu yönde somut bir gelişme olmadı. İsrail-Hamas çatışmasının yarattığı gerginliğin bu beklentileri nasıl etkileyeceğini tahmin etmek biraz zorlaştı. Belki de etkilemeyecek. Piyasalar şimdilik savaşı ve olası sonuçlarını fiyatlamaya devam ediyor. Ekonomik veriler ve merkez bankaları bu dönemde çok etkili değil. Gelişmelerin seyrine göre borsalar dalgalı bir seyir izleyebilir. Sert düşüş yaşayan borsalarda yeni denge ve destek noktalarının nerelerde oluşacağını, çatışma ortamının şiddeti ve yaygınlık gösterip göstermeyeceği belirleyecek. Bu noktada teknik destek seviyelerinin takip edilmesi yararlı olacak. Hisselerdeki geri çekilmeler orta ve uzun dönemli portföy oluşumu için aynı zamanda bir fırsat da verebilir. Bu noktada Çinlilere atfedilen “kriz fırsattır” sözünü hatırlamakta yarar var. Karamsar veya iyimser olmaktan çok gerçekçi olabilmek yatırım fırsatları açısından önemli. Karamsarların kriz ve tehlike olarak gördüklerini iyimserler fırsat olarak bakabilirler. Ama süreci de iyi okumak ve yakından takip etmek gerekecek. Aynı zamanda riski de göze almak gerekecek.  Şartlar iyileşince fiyatlar da buralarda kalmıyor. 

ABD TAHVİL FAİZLERİ İVME KAZANDI

Piyasaların referans olarak gördüğü parametrelerden biri de ABD tahvil bono faizleri. Özellikle ABD 10 yıllık bono faiz oranlarının seyri diğer piyasa değerleri üzerinde oldukça etkili. Geçen hafta yüzde 5 seviyesine ulaştı. Geçtiğimiz günlerde acaba olur mu olmaz mı diye bu konuda çok tartışma yürütülüyordu. Test edilen seviye 2007 yılından sonraki en yüksek rakam. Fed Başkanı Powell’ın perşembe günkü konuşmasından sonra yükseliş biraz daha hız kazandı. Powell faiz konusunda her zamanki gibi net bir mesaj vermedi ama yüksek tahvil faizlerinin parasal sıkılaşma işlevi gördüğünden bahisle Fed’in faiz artırımlarına bu aşamada gerek olmadığı imasında bulundu. En azından piyasaların yorumu bu yönde. Fed’in 01 Kasım toplantısında faiz değişimi beklenmiyor. Ancak Ortadoğu’daki gelişmeler petrol fiyatlarını daha da yukarı çeker, bu durum enflasyonun tekrar yükselmesine neden olursa bu beklentiler aralık ve sonraki toplantılar için değişebilir. ABD 10 yıllık bono faizi yükselince paralel olarak Almanya 10 yıllık faiz oranı da etkilendi ve yüzde 2.92 oldu. Bu durum gelişen ülke bono ve risk primlerini de bir parça olumsuz etkiledi. Türkiye’nin 5 yıllık risk primi (CDS) 420 seviyesini geçerken Eurobond faiz oranlarını yukarı itti. Diğer yandan son gelişmeler ABD dolarında değerlenme, Euro’da ise zayıflamayı beraberinde getirdi. Ağırlıklı olarak dolar borçlanıp Euro üzerinden ihracat yapan Türkiye için bu istenilen bir durum değil. Ekonomi yönetimi büyüme beklentilerinde ihracat artışını önemli görüyor. Ayrıca Avrupa ekonomisinde yavaşlama sürüyor. Buna karşılık ABD ekonomisi son verilerden de görüleceği üzere daha güçlü. Özetle, son dönemde dış koşullar pek Türkiye lehine gelişmiyor. Türkiye içinde bulunduğu süreçte, yüksek enflasyon, cari açık ve dış finansman ihtiyacı gibi sorunlarla mücadele ediyor. Bu bakımdan iç piyasalar yabancı sermaye girişi bekliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçen hafta da Paris’te dış finans çevreleriyle görüştü. Önümüzdeki hafta ise yine bir Körfez Ülkeleri ziyareti olacağını açıkladı. Dileriz olumlu bir sonuçla döner. Gelecek olası bir yatırım haberi sert düşmüş borsada olumlu fiyatlamaya konu olabilir. 

ALTIN FAİZ ARTIŞINA RAĞMEN YÜKSELİYOR

Yazının Devamını Oku

Piyasalarda Gazze gerginliği sürüyor

19 Ekim 2023
Ortadoğu’da büyüyen savaş gerilimi piyasaların da ateşlenmesine neden oluyor. Bölgeden gelen son haberlerle altın ve petrol tekrar yükselişe geçti. Şimdi piyasalar Biden’ın ziyaretinin sonuçlarına ve gerilimin yayılıp yayılmayacağına odaklandı.

Piyasaların gündeminde İsrail-Filistin savaşı ilk sıralardaki yerini koruyor. Fiyatlamalar savaşın şiddetine göre şekilleniyor. ABD Başkanı Biden’ın “İsrail’in Gazze’yi işgali hata olur” açıklamasının ardından İsrail’i ziyaret edecek olması kısa süreli bir iyimserliğe neden olmuştu. Buna bağlı olarak borsalarda tepki yükselişi, petrol ve altın fiyatlarında kâr satışlarına bağlı gerileme, ABD tahvil faizlerinde hafif düşüş görülmüştü.

Ancak, salı akşamı Gazze’de hastanenin vurulması ve çok sayıda can kaybı havayı tekrar gerdi. Çok ciddi tepki alan bu saldırı sonrası piyasalarda risk iştahı biraz daha düştü.

ALTIN TEKRAR YÜKSELİŞTE

Borsalardaki tepki yükselişi yerini düşüşe bırakırken, güvenli liman olarak görülen altın fiyatı tekrar yükselişe geçti. Altının ons fiyatı 1.950 dolara yaklaştı. ABD tahvil faiz oranlarındaki yükselişe rağmen altın jeopolitik riskleri fiyatlamaya devam etti. İç piyasalarda ise gram/TL altın 1.760 seviyesini gördü. Ayrıca dolar/TL kurunun 28 seviyesini geçmesi yükselişi destekledi. Ortadoğu’nun önemli bir üretim bölgesi olması nedeniyle bu gelişmeler petrol fiyatı üzerinde de kendini gösterdi ve brent petrol 92 dolara ulaştı. Henüz petrol üretim ve sevkiyatında bir aksama yok. Ancak belirsizlik ve risk yüksek. Petrol fiyatlarındaki yükselişte beklentilerin üzerinde gelen ve yüzde 4.9 olarak açıklanan Çin büyüme verisinin de bir parça
katkısı var.

REKORU TEST EDİYOR

Diğer yandan ABD perakende satışları aylık yüzde 0.7 ile beklentilerin üzerinde geldi (beklenti yüzde 0.3). Bu rakam son beş yılın en yüksek rakamı ve ABD ekonomisinde talebin güçlü olduğu izlenimi verdi. Aynı zamanda Fed faiz arttırımlarını destekleyen bir veri olarak görüldü. Piyasalar için önemli bir referans olarak görülen ABD 10 yıllık bono faizi bu verinin de katkısıyla yükselişini sürdürdü ve yüzde 4.86’yı gördü. ABD tahvil faizleri 2007 yılından sonraki en yüksek seviyelerini test ediyor. Bu çerçevede ABD dolarında değerlenme, Euro’da ise zayıf görünüm hakim.

Yazının Devamını Oku

Piyasalarda ortadoğu fiyatlanıyor

15 Ekim 2023
Piyasalar İsrail ve Filistin çatışmasına odaklandı. Son hamlelerle savaşın bölgeye yayılma riski biraz daha arttı. Ortadoğu’daki gerginlik piyasalarda ekonomik gelişmelerin de önüne geçti. Borsa İstanbul da yaşananlardan payına düşeni aldı. BIST100 Endeksi’nin 8.000 seviyesinin üzerinde tutunma çabası sürüyor.

İSRAİL ve Hamas Hamas arasındaki çatışma ortamı piyasaların gündemini değiştirdi. Gerginlik, ekonomik gelişmelerin önüne geçti. Savaşın lokalize olması ilk aşamada olumsuz etkileri sınırlamıştı. Ancak İsrail’in Şam ve Halep havalimanlarını vurması, ABD’nin bölgeye uçak gemisi göndermesi savaşın bölgeye yayılma riskini biraz daha artırdı. Korkulan İran ve Suriye gibi ülkelerin de olaya dahil olmasıydı. Bundan sonra çatışmalar ne yöne evrilir, nasıl gelişir bunu zaman gösterecek. Ancak tedirginlik sürüyor. Borsa istanbul da bölgedeki gelişmelerden payına düşeni aldı. BIST100 Endeksi’nin 8.000 seviyesinin üzerinde tutunma çabası sürüyor.

BORSA İSTANBUL ZİRVEDE KARŞILADI

Mayıs sonrasındaki ralli ve çıkış trendiyle oluşan kârların bir kısmı geri verildi. Dış borsalara göre Borsa İstanbul’da kayıplar biraz daha fazla oldu. Bunun nedenleri arasında, BIST100 Endeksi’nin İsrail-Hamas olayını zirve seviyelerinde karşılaması sayılabilir. Pozisyonlar kârlı olunca satmak daha kolay oluyor haliyle.

Dış borsalar ise başta ABD ve Almanya olmak üzere öncü merkez bankalarının faiz artırımları nedeniyle bir süredir düşüş eğilimindeydi. Bu açıdan dış borsalardaki kayıplar daha sınırlı kaldı. Borsa İstanbul’un bir diğer yumuşak karnı, faiz oranlarındaki artışların artık hisse senetlerine rakip olup olmayacağı konusu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “pozitif reel faize yaklaşmış durumdayız” açıklaması dikkat çekerken bu durum “TCMB faiz artırımlarının sonuna yaklaşıyor” yorumlarını da beraberinde getirdi.

MERKEZ’İN KARARI ÖNEMLİ

26 Ekim’deki TCMB toplantısında faiz artırım beklentileri halen güçlü. Belki sonraki toplantılar ve faiz kararları için bir tereddüt olabilir. TCMB faiz politika oranının yüzde 30, enflasyonun (TÜFE) yüzde 61.53 olduğu düşünülürse makas bayağı açık görülüyor. Bir ve 10 yılık tahvil bono faiz oranları (DİBS) ise yüzde 30’un altında seyrediyor.

Banka mevduat faiz oranları özelllikle KKM dönüşlerinde bu seviyenin bir hayli üzerinde. Bazı bankaların kur korumalı mevduattan dönüşlerde yüzde 50’nin üzerinde faiz verdiği yönünde haber akışları mevcut. Muhtemelen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek mevduat faiz oranlarını kastediyor olabilir. Ayrıca cuma günü Şimşek’ten “İç talebi yavaşlatmayı hedefliyoruz. Türkiye’de mali konsolidasyon sağlandı. Para politikasının sonuçlarını almak için en az bir yıla ihtiyacımız var. Patikamızda kalacağımızdan eminim. Kurala dayalı para politikasına geri döneceğiz” açıklamaları geldi.

Yazının Devamını Oku

Savaş sesleri ile birlikte piyasalarda hareketlilik arttı... Gözler ‘altın’a çevrildi

13 Ekim 2023
Ortadoğu’da yanan savaş ateşi piyasalar tarafından yakından takip edilirken güvenli liman arayışında altın ve ABD tahvilleri öne çıktı. Altın fiyatlarının gelişimi bir süre İsrail ve Hamas arasındaki olayların yaygınlık durumu ile ABD tahvil faizlerinin seyrine bağlı olacak.

İsrail’de geçen hafta yaşanan olaylar piyasaları dalgalandırdı. Borsalar, tahvil faizleri, petrol, para birimleri ve altın fiyatlarında hareketlilik arttı. İlk akla gelenlerin başında altın ve petrol vardı. Ortadoğu’nun petrol üretim bölgesi olması nedeniyle İsrail’deki gelişmelerin petrol fiyatlarına etkileri olağan bir durum. Fakat üretim kesintisi veya sevkiyatı ile ilgili bu aşamada bir olumsuzluk yaşanmaması petrol fiyatındaki çıkışı zayıflattı. Güvenli liman olarak görülen ABD tahvilleri, dolar ve özellikle altın daha fazla öne çıkan yatırım araçları oldu. Enflasyon, faiz, merkez bankalarının yüksek miktardaki fiziki alım satımları, doların değerindeki değişimler ve jeopolitik riskler altın fiyatına etki eden başlıca parametreler.

NEDEN YÜKSELDİ

İsrail ve Hamas arasındaki çatışmalar jeopolitik riskleri tetikledi. Bu durum altının ons fiyatını 1.810 dolar seviyesinden 1.880 doların üzerine kadar taşıdı. Altın fiyatını yukarı çeken bir diğer gelişme, ABD tahvil bono faizlerindeki düşüştü. Yine güvenli liman ihtiyacına bağlı olarak tahvil ve bonolara alım gelince, 10 yıllık ABD bono faiz oranı yüzde 4.80’lerin üzerinden yüzde 4.50 seviyelerine kadar geriledi. Benzer durum Almanya tahvil bono faizleri için de geçerli. 10 yıllık Almanya bono faiz oranı yüzde 3.00’ün üzerinden yüzde 2.70 seviyelerine düştü. ABD ve Avrupa merkez bankaları (Fed, ECB) enflasyon ile mücadele için uzun süredir faiz arttırım ve parasal sıkılaşma politikaları uyguluyorlar. Bu durum (tahvil bono) piyasa faizlerini yükseltirken altın fiyatlarını baskı altına almıştı. Diğer yandan, yaşanan gerginlik nedeniyle öncü merkez bankalarının faiz arttırım politikalarını sürdürmesi olasılığı zayıfladı. Fed ve ECB yetkililerinden mevcut faizlerin yeterli olduğu yönünde “güvercin” ton açıklamalar gelmeye başladı. Faizlerin yüksek kalacağı beklentileri ve yıl sonuna kadar bir faiz artırımı daha gelebilir yönündeki beklentiler azaldı.

ÇİFT YÖNLÜ DESTEK

Altın fiyatlarındaki çıkışa beklentilerdeki değişim ayrıca katkı yaptı. Faiz ve jeopolitik gelişmelerle çift yönlü bir destek söz konusu. Dileriz olmaz ama, İsrail ile Hamas arasındaki olayların İran ve Suriye gibi diğer bölge ülkelerine taşması halinde artacak gerginlik altın fiyatlarını daha da besleyebilir. Diğer yandan olayların İsrail ile Gazze bölgesinde lokalize olması ve ABD tahvil faizlerindeki düşüşün durması ise altın fiyatlarındaki yükselişi sınırlayacak bir gelişme olacak. Teknik açıdan bakıldığında; devam eden yükselişte kısa dönem için 1.900 ve 1.920 dolar önemli direnç seviyeleri olarak görülürken geri çekilmelerde destekler 1.845-1.835 ve 1.810 dolar noktalarında bulunuyor. İç piyasalarda gram/TL fiyatında; 1.695 ve 1.720-1.730 seviyeleri kısa vadeli ilk direnç noktaları, 1.650 ve 1.600 ise tutunma ve destek seviyeleri olarak görülüyor. Altın fiyatlarının gelişimi bir süre İsrail ve Hamas arasındaki olayların yaygınlık durumu ile ABD tahvil faizlerinin seyrine bağlı olacak.

 

Yazının Devamını Oku

Piyasalarda Ortadoğu tedirginliği

10 Ekim 2023
Ortadoğu’da yükselen gerilim dün piyasaları da tedirgin etti. Borsalarda derinlik kazanmayan düşüşler, altın ve petrolde ise yükselişler yaşandı. İlk tepkilerin ardından gözler İran başta olmak üzere diğer aktörlerin olaya dahil olup olmayacağına çevrildi.

Piyasaların dikkati sürpriz bir şekilde cumartesi günü İsrail’de gerçekleşen olaylara çevrildi. Olayın hafta sonu gerçekleşmesi piyasalarda bir paniği önlerken tahribatı azaltan diğer gelişme, İran başta olmak üzere bölgeye yaygınlık göstermemesi oldu. İsrail’in misilleme olarak Gazze’yi bombalaması ve çatışmaların bu aşamada lokal kalmasıydı. Ancak bu görüntü ve ilk tepkiler yanıltıcı olabilir. İsrail kaynaklı açıklamalarda, çok sert karşılık verileceğinin yanı sıra açıkça “savaş” ilanı var. ABD, her türlü desteğe hazır olduğunu söylerken, İsrail’e yardım için uçak gemisi gönderdi. Çatışma ortamının devam edeceği ve genişleyeceği konusunda çok fazla görüş mevcut.

PANDORANIN KUTUSU

Pandoranın kutusunun açıldığı benzetmesi yapacak ölçüde uç yorumlar da var. Buna karşılık haftanın ilk günü olan pazartesi sabahı borsalarda derinlik kazanmayan düşüşler, altın ve petrol fiyatlarında çok abartılı olmayan yükselişler vardı. Piyasaların öncelikle baktığı çerçeve, çatışmaların yayılıp yayılmayacağı konusu olacak. Kesinlikle temenni etmemekle birlikte olay İran’a veya bölge ülkelerine uzandığı takdirde piyasaların tepkisi farklı olabilir.



FAİZ ADIMLARI DEĞİŞEBİLİR

Ortadoğu aynı zamanda dünyanın en önemli petrol üretim bölgesi. Petrol arzını veya sevkiyatını sekteye uğratacak bir gelişme olursa bu küresel ekonomi için olumsuz bir durumu ortaya çıkaracaktır. Geçtiğimiz günlerde ‘brent petrol’ 95 doları görürken bazı yatırım bankaları tarafından 100 dolar tahminleri yapılmıştı. 95-100 dolar seviyeleri geçilirse petrol fiyatları farklı bir eksene kayabilir. Bu aşamada 90 doların altında ve bunca gelişmeye rağmen sınırlı bir tepki söz konusu. Bilindiği üzere ABD ve Avrupa Merkez Bankaları aylardır enflasyonu kontrol altına almak için parasal sıkılaşma politikası uygulayıp faiz artırıyorlar. Enerji fiyatlarının yükselmesi maliyet enflasyonunu yukarı çekecektir. Bu durum merkez bankalarının mevcut para ve faiz politikalarını gözden geçirmelerine neden olabilir. Yavaşlayan ekonominin üzerine bir de yüksek enflasyon gelirse bu defa “‘stagflasyon’ söylemlerini daha sıkça duyabiliriz. Savaş ortamı haliyle ekonomileri zayıflatacak bir gelişme olacak. Böyle bir durumda faiz artırmak da zorlaşabilir.

Yazının Devamını Oku

Piyasalarda yönü faiz belirliyor

8 Ekim 2023
Borsa İstanbul’da kâr satışları alım fırsatı olarak görülürken dış borsalar ile uyumsuzluk sürüyor.

Yatırımcının derdi, enflasyona karşı getiri arayışı ve onu yenmek. Enflasyonun altında faiz BİST100 Endeksi’nin yeni rekorlar kırmasının en önemli sebebi. Diger yandan Ortadoğu’daki son gelişmelerin piyasalara etkilerini yarından itibaren görebileceğiz.

Borsa İstanbul’da dalgalı seyirle yükseliş hareketi devam ediyor. Hisse değişimleri sıklaştı. Lokomotif görevini bazen banka hisseleri, bazen holdingler veya çimento şirketleri alabiliyor. Kâr satışları alım fırsatı olarak görülürken dış borsalar ile uyumsuzluk sürüyor. Uyumsuzluk sadece borsa ile sınırlı değil. Diğer parametrelerde de görülebiliyor. Piyasaların seyrini faiz belirliyor.

BİST 100 YENİ REKORLAR DENİYOR

Türkiye’de mevcut faiz oranlarının enflasyonun altında kalması (eksi faiz) yatırımcıları hisse senetlerine yöneltirken BIST100 Endeksi yeni rekorlar deniyor. TCMB, 26 Ekim toplantısında yeni bir faiz artırımı yaparsa tahvil ve mevduat faizlerinin daha üst seviyelere yükselmesi olağan bir gelişme gibi duruyor.

Bazı yatırım bankalarından (Morgan Stanley) 500 baz puanlık faiz artışı tahminleri gelmeye başladı. Bu durumda faiz mi, borsa mı sorgulamaları daha da artabilir. Mevcut durumda ise borsa yatırımcısı konumunu muhafaza ediyor.

Öte yandan ABD’de ise tam tersi bir durum var. Faizler enflasyonun üzerinde. Pozitif faiz söz konusu olunca borsalar düşüş eğiliminde. Aynı şeyleri Almanya için de söylemek mümkün.

Yazının Devamını Oku

Faiz mi borsa mı ikilemi belirginleşiyor

1 Ekim 2023
Piyasalarda iyimserlik hâkim. BIST100 Endeksi’ndeki geri çekilmeler alım fırsatı olarak görülüyor. Bir yandan da dokuz aylık bilançoları bekleyen yatırımcılar, bir yandan da para piyasalarındaki yükselişi takip ediyor. Önümüzdeki aylarda TCMB faiz oranlarını artırırsa bu mukayaseler biraz daha faiz lehine dönebilir. Henüz ibre ağırlıklı olarak borsadan yana. Mevcut şartlarda bu durum korunsa da borsada seçicilik daha artacak. Hisseler belli bir prime ulaştı. Pahalı mı primli mi ayrımı yapılacak. Bazı hisseler için ‘primli ama pahalı değil’ tanımı rahatlıkla yapılabilir.

Piyasalarda özellikle borsada iyimserlik devam ediyor. BIST100 Endeksi’nde yaşanan geri çekilmeler alım fırsatı olarak görülürken hisse bazlı hareketlilik yoğunlaşmış durumda. Önümüzdeki günlerden itibaren dokuz aylık bilanço beklentilerinin de fiyatlamalara konu olmaya başlamasıyla bu görünüm devam edebilir. Sermaye piyasalarında (hisse senetleri) çıkış trendine karşılık para piyasalarında da (faiz, döviz) yükseliş sürüyor. Oysa birbirine alternatif iki piyasanın aynı yönde hareket etmesi piyasa işleyişiyle uyumlu bir durum değil. Ama zaman zaman bu gibi gelişmeler olabiliyor.

BORSAYI DESTEKLEYEN ZEMİN HÂKİM

TCMB faiz artırımları tahvil bono ve mevduat faiz yükselişini beraberinde getirdi. Yeni ekonomi yönetiminin para politikası faiz artırımı ve parasal sıkılaşma eksenli. Enflasyon ile mücadele açısından bu politika gerek dış, gerekse iç finans çevrelerinden olumlu tepkiler aldı. Bu durum henüz para girişi bakımından somut olarak etkisini göstermese de kredi derecelendirme kuruluşları, yabancı yatırım bankaları ve Türkiye’nin risk primi açısından pozitif değerlendiriliyor. Hal böyle olunca Borsa İstanbul’u destekleyen bir zemin de oluşuyor. Bir bakıma beklenti ihtiyacına cevap verip besliyor. Diğer yandan faiz artışı ve parasal sıkılaşma yeni ekonomik modelin omurgasını oluşturmakla birlikte faiz, tasarruf sahipleri açısından bir alternatif olarak daha belirgin bir hal almaya başladı. Fakat mevcut faizler enflasyonun altında, negatif faiz durumu devam ediyor.



İBRE BORSADAN YANA

Yazının Devamını Oku

Faiz kararı olumlu algılandı

24 Eylül 2023
Piyasaların geçen haftaki gündemi merkez bankalarının faiz kararlarıydı.

TCMB, beklendiği üzere; faiz oranını 5 puan artırarak yüzde 30’a çekerken toplantı sonrası yapılan duyuru da önemliydi. Öte yandan hem yüksek faiz artırımı hem de toplantı sonrası yapılan açıklamalarda parasal sıkılaşmanın süreceği vurgusuna rağmen Borsa İstanbul’a gelen alımlar dikkat çekti. Piyasada mevcut faiz oranlarının henüz borsaya alternatif olacak seviyeye ulaşmadığı uyarıları geldi. Ayrıca PPK toplantısı gibi önemli bir gündemin atlatılmış olmasının da piyasaya bir rahatlama getirdiği yorumları yapıldı.

Piyasaların geçen hafta gündemi merkez bankalarının faiz kararlarıydı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), beklendiği üzere; faiz oranını 5 puan artırarak yüzde 30’a çekerken toplantı sonrası yapılan duyuruda “Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” vurgusu yapıldı.

BORSA İLGİSİ DEVAM EDİYOR

Hem yüksek montanlı faiz artırımı hem de toplantı sonrası yapılan açıklamalarda parasal sıkılaşmanın süreceği vurgusuna rağmen Borsa İstanbul’a gelen alımlar dikkat çekti. TCMB faizi yükseldikçe mevduat faiz oranlarının da yükseleceği bilinen bir durum. Buna karşılık borsadaki yükselişin nasıl algılandığı noktasında farklı değerlendirmeler geldi. Ekonomi yönetiminin rasyonel politikalara devam edeceği mesajıyla birlikte yabancı yatırımcılar nezdinde kabul görebileceği beklentisi dillendirildi.

Hatırlanırsa geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD ziyaretinde yabancı yatırımcılar ile görüşmelerin iyi geçtiği bildirilmişti. Bu ziyaretin ardından gelen faiz artırımına yapılan pozitif değerlendirmelere biraz da bu açıdan yaklaşmak gerekecek. Bunun dışında mevcut faiz oranlarının henüz borsaya alternatif olacak seviyeye ulaşmadığı uyarıları da geldi. Diğer yandan çok önemli bir gündemin geride bırakılmasının verdiği rahatlık ve baskının kalkması dikkate değer bir gelişmeydi.

BÜYÜK PARA HAKLIDIR

TCMB kararının açıklandığı gün bir aracı kurumun yüksek miktarda alım yapması yine bir başka ayrıntıydı. ‘Büyük para haklıdır’ noktasından sonuç odaklı bakıldı. ‘Fiyat önden gider haber sonradan gelir’ yaklaşımı, yine piyasalarda kabul gören bir durum. Perşembe gününe kadar yükselen mevduat faizlerinin hisse senetlerine alternatif olabileceği algısı hakimdi. Bu algı TCMB kararı sonrası biraz zayıflamış görülüyor. Ancak şimdi olmazsa da daha geniş zaman diliminde faiz artırımları sürerse, faizin hisse senetlerine alternatif olması halen geçerliliğini koruyan bir tahmin. Bir süre sonra Borsa İstanbul’un yükseliş potansiyeliyle risksiz getiri (mevduat faizi) kıyaslamalarını yine duyabiliriz.

Yazının Devamını Oku