Yöntem Yurtsever

Yin Yoga Üzerine

4 Haziran 2020
Merhaba... Bu hafta itibariyle online olarak yin yoga uzmanlık programına başladım. Bu çalışma için türlü kitaplar okuma fırsatı bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum.

Tao, Yin ve Yang felsefesi, tarih, sembolizm, meditasyon, enerji tıbbı derken, kitapların yazarlarına, çeviri yapan arkadaşlara karşı içimde takdir ve sevgi duyguları ile teşekkür ettiğim bir akşamın ardından oturup kendi yorumum ile yazdım.

Binlerce yıldan bugüne kadar gelmiş olan yoga anlamı köküyle birleştiricidir. Yuj kökünden gelen kavram zaman içinde görüyoruz ki kişiyi kişisel olan insani doğal ve öze ait her şeyle birleştiriyor.

Bunu bir şeyin üzerine başka bir şeyi geçirir gibi değil, bir şey ile bir başka şeyi kapatmak için değil en içeriden gözlemleyerek yapıyor. Bir tür ip gibi, ağ gibi bilinç ile onun temas ettiği her şeyle bağlanıyor.

İnsana ait olan ve olmayan şeyler arasında gözlemle oluşmuş bir köprü kuruyor.

Bizim o köprü ile katı ve canlı öğelere bedene, kemik, kas, damar ve dokulara aynı zamanda formsuz, hissi ve tasavvur edilebilir öğelere yani, nefese, yaşamdaki deneyimlerin his, algı ve düşünce oluşlarına, enerji kanallarına bağlanmamızı sağlıyor. Köprüdeki yol oluyor. 

Yoga, yaşama ve insana ait her şeyi içine alan bir kavram, düşünme ve yaşama pratiğidir. Bundan dolayı bir anlamı bir başka anlamını da çağrıştırır.

Farklı yoga tarzları uygulayarak deneyimlediğimiz anlamlarda değişecektir.

Aktif, bedensel güç ve performans odaklı bir yoga tarzı uygularken ki bu genelde başlangıç için seçtiğimiz bir yoldur, bedenimize ait zindelik ve güç ile kendi deneyimini aşmak için efor sarf ederiz. Bu bir yandan kendi bedensel gücümüzü hissettiğimiz için cesaretimizi destekler. Kendi sınırlarımızı keşfedip bunun üstüne çıktığımız için dengemizi yeniden gözden geçiririz. Böylece gündelik yaşam alışkanlıklarımızda doğal olarak değişmeye niyetlerimiz için sürdürülebilir motivasyonumuz da içeride uyanmaya başlar. Bu yoganın Yang tarafıdır; bizi harekete geçirir, bizi kendimizle sınar, sabrımız ve isteğimizin çabamıza eşlik etmesini ister ve bunlar hep güçlü şeylerdir. Kendi içimizdeki enginliği burada keşfederiz. İstek, istikrar ve incelikli bir rehberlik ile yöntem geliştiririz.

Yazının Devamını Oku

Yoganın Kadim Yolu / Aydınlanma

17 Nisan 2020
Aydınlanma kelimesi sözlükte kişinin geleneksel görüşler, bağlılıklar ve ön yargılardan kurtarıp sadece kendi akıl yürütmesine dayanarak yaşamı kavramaya ve anlamaya çalışması olarak açıklanmış.

Klasik anlamda aydınlanma kelimesi metafizik bir kavramdır. O zaman metafizik ne demek bir de ona bakalım. Metafizik Yunanca, sonra, öte, üst anlamına gelen meta ve doğa veya fizik, Aristotales tanımıyla duyularla kavranan bilgi anlamına da gelen phusika sözcüklerinden meydana gelmiştir.  Kelime anlamı olarak doğaötesi anlamına gelse de bunu doğaüstü terimiyle karşılaştırmamak gerektiğine vurgu yapılır.  Metafizik deyimini ilk olarak Rodos’lu Androkinos kullanmış olmasına rağmen Aristotales ders kitapları arasında da bu konuya yer vermiştir. Metafizik kavramı zamanla İdealizm (düşüncecilik) ve Spiritüalizm (ruhçuluk) kavramları arasında dar bir alanda sıkışıp kalmıştır.  İslam felsefesinde de İbni Rüşt metafizik kavramından bahsetmiştir.

Aydınlanmaya dönecek olursak bu kavram Alman düşünürü İmmanuel Kant’ın Aydınlanma nedir? kitabında tanımlanmıştır. Kant, aydınlanmayı kısaca, kişinin inanmadan bilmeye yönelmesi olarak açıklıyor ve aklın sınırları dışında asla bilinemeyecek olan metafizik gerçekler alemi bulunduğunu ifade ediyor.

İnsanın kendi gördüğünden öte bir şeyi araması evren ve tanrı üzerine bir bilgiye ulaşması M.Ö.2000’lere dayanıyor. İlk din kitabı M.Ö. 2000’lerde Hindistan’da düzenleniyor. Tarihte bilinen bu ilk kutsal kitap Rig -Veda’dır. Tek tanrılı dinlerin temel niteliği olan yaradan ve onun kitabı düşüncesi ilk olarak Hint düşüncesinde ortaya çıkmıştır.

Aydınlanmaya giden yolun bütün bu tarihsel sürecinden geçtiysek o zaman yoganın kişiyi içsel aydınlanmaya nasıl bir yolla götürdüğünden bahsedebiliriz.

Yoganın sistematik olarak yazılışını ise M.Ö.400’lerde Patanjali tarafından olmuştur. Daha önce sözlü aktarımla insanlara ulaşan yoga bilgisi Yoga Sutraları olarak bir kitapta toplanmış ve dört ana bölümden ve yüz doksan altı sutra’dan oluşturularak yazılmıştır.

B.K.S iyengar’ın tarifiyle Yoga pratiği doğa ile değişmez olan (içimizde idrak ettiğimizde gerçekliğini kavrayacağımız) ruh arasındaki ilişkiyi keşfetmekle ilgilidir. Patanjali’nin sistemleştirdiği sekiz basamaklı yol ise bu keşif süreci için bir rehber, bir kolaylaştırıcı aynı zamanda disiplindir.  Yani yoganın yolundaki aydınlanma, kişinin kendisi ile yola çıkmaya cesaret edip kendisini disipline etmeye gönüllü olması ile ilgilidir.

C.G. Jung’un o sıkça duyduğumuz sözü burada da kendine yer bulabilir. ‘’Dışarı bakan hayal görür, içeri bakan uyanır’’

Yoga Yolunda kişi nasıl uyanır ve bu uyanışla nasıl özgürleşir derseniz sekiz basamaktan oluşan şu merdivenleri çıkarak diyebiliriz.

Yazının Devamını Oku

Yoganın Kadim Yolu

10 Nisan 2020
Merhaba, umarım herkes iyidir. Sizlerle buluşma kararımız birkaç ay öncesine dayanmasına rağmen ilk buluşmamız bütün dünyayı etkileyen bu pandemi döneminde oluyor. Cebimdeki bilgiler ve deneyimin getirdiği anlayışla okurlara yoga, meditasyon, nefes, bedensel ve spiritüel sağlık anlamında rehberlik edecek güçlü bir platformda buluşmuş olmaktan mutluyum.

O zaman gelin önce bu dönemde fiziksel ve ruhsal olarak bizi en kolay şifalandıracak olan yogadan, onunla nasıl hemhal olacağınızdan başlayalım.

M.Ö 4000’lerde İndus Vadisi çevresinde ortaya çıkan yoga felsefesi, yoga kültürüne dönerek 21. y.y’a kadar etkileşim alanını genişleterek insanlara ulaşmaya devam etmektedir.

Yoga doğduğu topraklarda etkin olan Budizm, Jainizm ve Hinduizm’in kaynaklarından beslenir. Odaklandığın alan, ilahi olana ulaşmak için insanların uygulaması gereken kurallardır. Bu açıdan yoga felsefi olarak insanın kendisini, kendi gücünü ve hayatını nasıl düzenlemesi gerektiğine dair rehberlik yapan kadim bir bilgidir. Bedeni, kalbi ve zihni saflaştırarak bilinçli bir farkındalık içinde yaşamı sürmeyi araştırır.

Yoganın öyle veya böyle kendisine temas etmiş herkesi etkilemiş olmasının nedeni de evrensel olmasıdır. Bir çağa, bir döneme, bir dine bir kabileye ve bir grubun mensuplarına ait değildir. Zamanı ve amacı yerel değildir. İnsan aklının anlam arayışını konu edinmiştir. Gündelik yaşamını düzenlemesi için öneriler sunmuştur.  Bunları sistematik olarak da sekiz basamak ile anlatmıştır.

Bütün bunlarla beraber yoga bilgi değildir. Yoganın üstadlarından B.K.S İyengar’ın da ifade ettiği gibi: "Yoga herkesin içinde bulunan ve içsel yolculuğuna çıkmış herkes tarafından bulunabilecek olan bilgeliktir."

Konuyu biraz daha günümüz açısından bakacak olursak Yoga idealize edilmiş bir bakış açısını zorunlu kılmaz. Yapısını içinde barındırarak modernleşmiştir. Yüzyıllar boyunca daha fazla insanı etkilemesinin nedeni de bir yerde budur belki de. Günümüzde kimseyi ayrıştırmaz, baskı kurmaz ve herkesi kendi tecrübesi ile baş başa bırakır. Dinsel bir kavram olarak Yoga’ya yaklaşanlara da belki son söz olarak şunu söyleyebiliriz, hiçbir kimliğin din kısmı boşluğunda 'yoga' yazmaz.

Anlatmaya çalıştıklarım ile umarım, burada artık tarihsel ve felsefi bir süreçten geçerek bugünkü bize dönebilmişizdir.

Bugünkü modern hayatta görüyoruz ki yoga insanın hayatına dokunur ve kişi bulduğu anlamlar ile yogayı içselleştirir, ister evinde olsun, ister inzivada, ister şehir hayatında.  Şimdi: ’’Peki bu nasıl olacak?’’ diye soruyorsanız en basit olarak verebileceğim cevap: Yoga pratiği yapmak olacaktır.

Yazının Devamını Oku