Prof. Dr. Emre Akkuş

İlişki sayısının performansla ilgisi yok

22 Ağustos 2005
Emre Bey, 36 yaşında bir bayanım. Eşim 41 yaşında, dokuz yıllık evliyiz. Normal bir cinsel hayatımız olduğunu düşünüyorum. Ancak eşimin her ilişkiden sonra ikinci ilişki denemek istemesi, üstelik bunu da yeterli sertliğe ulaşmamasına rağmen istemesi beni çok rahatsız ediyor. Sanki bu zorlamayı benim için yapıyormuş gibi hissetmesini de hiç anlayamıyorum! Bunun gerekmediğini söylüyorum ama o bunu görev gibi hep diretiyor, ikinci ilişki denemesinde yeterli sertlik olmayınca da hayalkırıklığına uğrayıp morali bozuluyor. Bu durum normal mi, erkekler için hep ikinci ilişki de mi gerekiyor?

Yanıt: Hayır, ikinci ilişki gerekmiyor. Bu tamamen ikinizin ortak isteğiyle olacaksa olur zaten. Ancak bazı erkekler cinsel güçlerinin ilişki sayısıyla ölçüldüğü yanılgısı içindedirler. Yaşın ilerlemesiyle bu durum daha güç hale gelirse, bu kez de performans kaygısı yaşamaya başlarlar ve ilişki sayısıyla performanslarının iyi olduğuna kendilerini inandırmaya çalışırlar. Önemli olan hem erkeğin, hem de kadının cinsel ilişkiden hoşnut olmasıdır. Bu bir kereyle de olur, üç kezde de olmayabilir.

PENİS PROTEZİ TAKTIRIN CİNSEL HAYATI SÜRDÜRÜN

Sayın Hocam, 60 yaşındayım ve beş yıldır Peyronie hastasıyım. Penisimde eğrilik var ama son bir yıla kadar ilişkiye girebiliyordum. Bir yıldır sertleşme çok yetersiz oldu bazen de hiç olmuyor.

Eğriliğin derecesinin de arttığını görüyorum. Sekiz yıldır hipertansiyonum var ve ilaç kullanıyorum. Bu durumda tedavim nasıl olabilir? Ameliyat olsam düzelir miyim?

Yanıt:
Peyronie hastalığının ikinci(kronik) dönemine girmişsiniz. Bu dönemde sertleşme sorunu da ortaya çıkmaya başlar. Nitekim sizde de başlamış. Dahası, sekiz yıldır hipertansiyonunuzun da olması sertleşme sorununuzu daha da artırmış gibi anlaşılıyor.

Penisinizdeki eğriliği düzeltmek mümkün, ancak sertleşme sorununuz da olduğu için benim önerim kesinlikle penis protezi takılmasıdır. Bu ameliyat sırasında penis eğriliğiniz de düzeltilir ve cinsel hayatınıza tekrar kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

SİZİN İÇİN RADİKAL TEDAVİ DE GEREKEBİLİR

59 yaşındayım. Altı ay önce prostat kanseri nedeniyle ameliyat oldum. Şu anda peniste hiç sertleşme olmuyor ve ilişkiye giremiyorum.

Ameliyattan önce erkekliğime bir sorun olması az ihtimal, denmişti acaba bu durum düzelir mi? Tedavisi olur mu?

Yanıt:
Prostat kanseri nedeniyle yapılan Radikal Prostatektomi ameliyatı sonrası sertleşme sorunu görülmesi pek de az bir ihtimal değildir. Sinir koruyucu tekniklere karşın bu sorunu hastaların çoğunda görmemiz mümkündür.

Sinir koruyucu cerrahi teknik uygulanmışsa, ameliyat sonrası 6-12 aylık sürede normal sertleşmeler başlayabilir. Ancak bu durum normale dönmeyebilir de! Yapılacak tedavi, ameliyattan hemen sonraki haftadan başlamak üzere her gece ve 4-6 ay alınacak PDE 5 inhibitörü ilaçlar (Viagra, Levitra, Cialis) veya penise yapılan enjeksiyonlar olabilir. Bu iki tedavi istenen sonucu vermezse, kesin ve radikal tedavi penis protezi uygulaması olacaktır. Penisin içine yerleştilen silikon protezler, bundan sonraki cinsel hayatınızı rahatlıkla sürdürmenizi sağlayacaktır.

Diabetin kadın cinselliğine de etkisi var

Tıpkı erkeklerde olduğu gibi Diabet(Şeker hastalığı) kadınlarda da cinsel hayatı olumsuz etkileyebilir. Diabetin en önemli sonuçlarından ikisi de, damarlarda ve sinir uçlarında tahribat ve yetersizliğe yol açmasıdır.

Erkeklerde sertleşme sorununa yol açan bu iki etken, kadınlarda da özellikle klitorise ve vajinaya gelen kan akımının azalmasına ve buralardaki sinir uçlarından, cinselliği uyaracak bazı maddelerin salınımında da azalmaya neden olacaktır. Böylelikle kadınlarda cinsel uyarı azlığı, cinsel isteksizlik başta olmak üzere orgazm sorunlarına da yol açabilecektir.

Diabetik kadınlar çoğunlukla bu tip yakınmalarının kendilerindeki şeker hastalığından kaynaklanabileceğini bilememektedirler. Hele yaşlanma sürecinde ve zaten cinselliğe de pek de önem vermeyen yaradılıştaysalar, diabetin sebep olduğu bu olumsuzlukla birlikte cinsel hayatlarını ya rafa kaldırılar, ya da tamamen unuturlar. Doğrusu çoğu da bu durumdan pek de rahatsız olmazlar. Eşlerinin taleplerini de ya geri çevirirler, ya da olayı bir görev gibi düşünerek gereğini yaparlar. Bu durumda cinsel hayat onlar için kabus haline gelebilir.

Bu noktada eşlerin de(erkek) konu hakkında bilgi sahibi olması ve eşlerinin tedavi sürecinde gerekli olumlu yaklaşımı göstremeleri gerekecektir. Oysa düzenli diyeti ve ilaçlarıyla diabet hastalığı kontrol altına alınmış kadınlarda dolaşım ve sinir uçlarıyla ilgili olumsuzluklar ya olmayacak veya hafif dercede olacağından kadının cinselliğini olumsuz etkilemeyecektir.

Bu nedenle de diabetik kadınların düzenli kontrollerini yaptırmaları gerekir. Ailede diabet hastalığı bulunan kadınlar da düzenli kontrollerle olası diabet tanısını erken koydurarak, erken kontrol ve tedaviyle hem hastalıklarını bilecek ve yaşantılarını düzenleyecekler, hem de hastalığın olası tahribatlarını daha oluşmadan önlemiş olacaklardır.

Sağlıkla...
Yazının Devamını Oku

İdrarda kan görülmesi (Hematüri)

15 Ağustos 2005
Normalde bir insanın idrarında gerek gözle görülen, gerekse idrar tahlilinde mikroskopla belirlenen kanama olmaması gerekir. İdrarda kanama, aksi kanıtlanıncaya kadar çok ciddi bir bulgu olarak kabul edilir. Bu nedenle kanamaya neden olan etkenin tanısı konuncaya kadar, gereken tanı yöntemleri kullanılarak araştırılmalıdır. Çünkü idrardaki kanama çok basit bir üşütmeden kaynaklanabileceği gibi üriner sistemde oluşan bir tümörün ilk belirtisi de olabilir.

Bazen sık taş düşüren hastalar, idrarlarında kanama olduğunda yine taş düşürdüğünü düşünerek olayı önemsemezler. Birçok durumda olduğu gibi, doktora danışmadan kendi başına antibiotik veya antiseptik ilaçlar alıp kanamanın geçirilmesi yanıltıcı olur. Bazı insanlarsa kötü bir hastalık çıkabilir endişesiyle doktora gitmeyi ihmal ederler.

Daha da sık rastlanılanı idrardan bir kez kan gelmesi, ama başka hiçbir ağrı ve rahatsızlık olmamasıdır. Kanama tekrarlamayınca kişi hem sevinir hem de olayı unutur. Oysa belki de bir tümörün ilk haberi, ilk belirtisidir bu kanama... Aradan aylar, bazen yıllar geçer ve karşımıza klinik bulgularıyla oluşmuş ve artık tedavisi mümkün olmayacak derecede ilerlemiş bir üriner sistem kanseri olarak çıkar.

Bir de düzenli kontroller (check-up) yaptırıp tesadüfen idrarlarında mikroskopla kanama belirlenen hastalar vardır. Bu kişilerin de tanısı konuncaya kadar tetkik edilmesi gereklidir. Yapılacak olan görüntüleme yöntemleri (Ultrasonografi, ürografi, gerekirse de bilgisayarlı tomografi veya MR) tanı koymada yetersiz kalırsa, idrar kesesine (mesane) bir optik yardımıyla direkt bakma (sistoskopi) yöntemini mutlaka uygulamak ve olası sinsi bir mesane kanserini erken teşhis ederek, tedavisine olanak sağlamak gerekmektedir.

Özellikle hanımlar sistit (mesane enfeksiyonu) olmaya daha yatkındırlar. Bu nedenle olası bazı kanamaları onlar da önemsemeyebilir ve sistitten olduğunu düşünürler. Asıl tehlike ve yanılgı da işte tam bu noktada başlar. Nedeni ve tanısı belirlenmemiş böyle sistit sanılan durumlar yüzünden, sonraları çok ciddi sorunlarla doktora başvurmak zorunda kalabilirler. İdrarınızda kanama olursa lütfen ciddiye alın.

Özet olarak idrarında kan görülen veya idrar analizinde mikroskopik kanama belirlenen her kişinin kesinlikle ayrıntılı ürolojik muayeneden geçmesini ve tanı konuncaya kadar gereken tüm tetkiklerin yapılması gerektiğini önemle hatırlatıyorum.

Peygamber sünneti vakası ameliyatla tedavi edilir

SORU: Oğluma doğduğunda hipospadias (peygamber sünneti) teşhisi koydular, ama en hafif tipi... İdrar deliği olması gerekenin çok az altında. Çocuk cerrahları ‘Ameliyat olsa da olur, olmasa da’ dediler, ama olursa daha iyi olacağını söylediler. Eğer olmazsa ileride çok büyük bir tehlike teşkil eder mi? Açıkçası ameliyattan korkuyoruz. Oğlum şu an 20 aylık, 11 kilo 400 gram ağırlığında ve 84 santim boyunda... Bu konuda yardımcı olursanız çok sevinirim.

Hipospadias, idrar deliğinin penisin alt kısmında bir noktaya açılması demektir. Çeşitli tipleri vardır. Sizin anlattığınız en basit tipine giriyor. Muayene etmeden bir şey söylemek doğru olmaz. Ancak bahsettiğiniz basit tipin ameliyatı da çok zor değildir ve ben olmasından yanayım. Bir ürolog veya çocuk cerrahisi uzmanına muayenesini ve tedavisini öneririm.

HUZURSUZLUK NEDENİ ANDROPOZ OLABİLİR

SORU: 44 yaşında bir bayanım. Eşim 54 yaşında. Bugüne kadar mutlu bir yaşantımız oldu. Ancak son iki yıldır eşimde artan bir huzursuzluk başladı. Özellikle de cinsel hayatımızda bazı aksamaların yaşanmasıyla, bu huzursuzluklar ilişkimize direkt yansıdı. Geçen gün Hürriyet’teki yazınızda andropoz’dan bahsetmiştiniz. Acaba eşimde de andropoz’dan dolayı mı bu huzursuzluklar oldu? Eskiye nazaran sertleşmede yeterli olamıyor. Ben sorun etmesem de o bu durumdan çok rahatsız. Ne yapmamız lazım, lütfen yardımcı olun.

Erkeklerin cinsel sorunlarını günlük hayatlarına da yansıtmaları çok olağan bir durum... Gerek evde, gerekse iş ortamlarında daha gergin, huzursuz ve mutsuz bir tavır sergileyebilirler. Bu bazen saldırganlık düzeyine dahi varabilir. Cinsel hayatınıza, 50’li yaşlardan sonraki hormonal değişim süreci yansımış olabilir, ama sertleşme sorununa yol açan bir damarsal hastalık ihtimali de var. Bu nedenle önerim bir uzmana başvurmanız ve bu durumun hormonal mi yoksa damarsal bir sorundan mı kaynaklandığını saptamanızdır.

PENİS EĞRİLİĞİNDEN KURTULMAK MÜMKÜN

SORU: Geçen yazılarınızdan birinde doğuştan penis eğriliklerinin tedavisinin mümkün olduğunu yazmıştınız. Benim penisim de delikanlılığa geçtiğimden beri daha da belirgin olarak aşağıya ve yana doğru eğri. Gerçekten tedavi olma şansım var mı? Bu tedavi nasıl olur? Ameliyat olmadan tedavi olabilir miyim?

Doğuştan penis eğriliklerinin kesin tedavisi cerrahidir. Başarı şansı çok yüksektir ve bu durumdan tamamen kurtulabilirsiniz. Ameliyatsız bir tedaviniz olamayacağı kanaatindeyim. Hemen bir üroloji uzmanına başvurun, tedaviniz sizin azalan özgüveninizi de yerine getirecektir.
Yazının Devamını Oku

Testis Torsiyonu

10 Ağustos 2005
Testislerin torbaya(skrotum) uzanımını sağlayan ve spermatik kordon denilen kılıfın çevresindeki kas ve zarlardaki yetersizliğe bağlı olarak kendi etrafında dönmesi durumuna ‘Torsiyon’ denir.Testis torsiyonu, genellikle çocuklarda ve genç erkeklerde olabilir. Genellikle tek taraflıdır. Bazen hiçbir neden yokken, hatta uyku esnasında oluşabilen bu durumda testisin kendi etrafında dönmesi sonucu damarlar da sıkışır ve testis dokularının beslenmesi bozulur. Bazen de bisiklet kullanımının testislerin alt kısmına yaptığı travmanın da torsiyona yol açabileceği görülebilir. Böyle bir durum testislerde şiddetli ağrı, şişkinlik, kızarıklıkla ortaya çıkar. Hele de çocuklar, ağrının şiddeti nedeniyle testislerini muayene bile ettirmek istemezler. Testisin kendi etrafında tam bir tur atarak dönmesi mümkündür. Böyle bir durumda testise kan akımının tamamen durması nedeniyle dokuların geriye dönüşümsüz bozulması riski olur. Bu nedenle doktora acil başvuru 6 saat içinde olmalıdır. Tanı genellikle fizik muayeneyle konulur ama renkli Doppler ultrasonografi yöntemiyle tanıyı daha da objektif olarak koymak en doğru yaklaşımdır. Testis torsiyonunun tedavisi acil ameliyattır. Ameliyatta torsiyone (dönmüş olan) testis normal durumuna getirilir, nüks etmesini engellemek içinde cerrahi dikiş yöntemleriyle torbaya tespit edilir. Ameliyattan sonra testisle ilgili herhangi bir risk kalmaz. Eğer ameliyat için çok gecikilirse ve testis dokuları bozulursa testis tamamen morarır ve işlevini yitirir. O zaman testisi ameliyatta çıkarıp almak gerekir. Aksi takdirde işlevini yitiren testis, diğer testiste de bozulma riski oluşturarak çocuk sahibi olma şansını ortadan kaldırabilir. Dahası ileri yaşlarda bu testisten tümör gelişme riski de vardır. Buradaki kaygı tek testisli kalmanın cinsel hayatı veya üreme fonksiyonunu nasıl etkileyeceğidir. Çok net ifade etmek isterim ki, tek testisli bir insanın cinsel hayatı da üreme fonksiyonu da iki testisli bir insandan farklı olmayacaktır. Tek fark o kişinin kalan testisini kollaması gerekliliğidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta tek testisli kalan insanların kavga ve dövüşlerden, o bölgeye gelebilecek travmaya neden olacak sporlardan uzak durmasıdır. Sağlıkla... Bisiklet kullanımı testisi döndürebilir ANTİDEPRESANLARI UZUN SÜRE KULLANMAYIN Soru: Emre Bey, Kelebek’teki yazılarınızı okuyorum ve verdiğiniz yararlı bilgiler için size çok teşekkür ederim. Ben 38 yaşında, evli ve iki çocuk sahibi bir erkeğim. Birçok erkek gibi benim de erken boşalma sorunum var. Daha ön sevişme biter bitmez ya da ilişki esnasında hemen boşalıyor, eşime zevk veremiyorum. Tam üç kez üroloğa göründüm. Bana antidepresan kullanmamı önerdiler ve bir iki gün içerisinde seksin bu kadar zevkli olduğunu anlayacak kadar (15-25 dakika) boşalma zamanım oldu. Birkaç kutu kullandım ama bana fazla kullanmamamı önerdiler. Uzun zaman geçti hala erken boşalma sorunum var. Arada bir tekrar antidepresan aldığım zaman boşalmam gecikiyor. Antidepresan kullanmaya devam edersem ne olur? Bu köşeye en sık gelen soru erken boşalma sorunu. O nedenle daha önce yazdıklarımı tekrarlıyor gibi oluyorum. Anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Erken boşalma günümüzde nedeni hala tam olarak açıklanamayan bir durumdur. Son yıllarda organik bazı nedenlerin etkili olduğu düşünülmekle birlikte hala yaygın görüş psikolojik kaynaklı olduğudur. Bu nedenle de tedavide antidepresan ilaçlar kullanılabilir, yararı da görülebilir. Nitekim sizde işe yaramış. Bu ilaçların kullanımı depresyonu azaltmak amacıyla değil ejakülasyon(boşalma) fizyolojisini de etkilemeleri nedeniyledir. Ancak ben de size bu ilaçları uzun süreli kulanmamanızı öneriyorum. Çünkü uzun süre kullanıldığında bu kez de sertleşme sorununa neden olabilir. Önerim konuyla ilgili bir psikolog veya psikiyatrist desteğini de alabileceğinizdir. Umuyorum bir iki sene içinde yeni bir ilaç piyasaya çıkacak ve tedavide önemli bir aşama sağlanacak. EĞRİLİK NEDENİYLE TEDAVİ OLMALISINIZ Soru: Sayın Hocam geçen günkü yazınızdaki penis kırılmasına benzer bir şey bende iki yıl önce oldu. Penisimin yan tarafında bir morluk oldu ve iki haftada geçti. Daha sonrasında penisimde eğrilik ve sertleşmede de sorunlar başladı. Ne yapmam lazım, tedavi için çok mu geç kaldım? Öncelikle bunun penis fraktürü (kırılması) olup olmadığını üroloji uzmanının değerlendirmesi ve doğru tanı konması gerekmektedir. Eğer iki yıl önce kırılma olduysa ama bu çok küçük bir yırtılma idiyse ve cinsel hayatınızı çok olumsuz etkilemediyse şanslı olduğunuzu söyleyebilirim. Sanırım gerek eğrilik gerekse sertleşme sorunu nedeniyle tedavi olmanız gerekecek. Bu bir ameliyat da olabilir. HİPERTANSİYON İLAÇLARI İLE VİAGRA’NIN İLGİSİ YOK Soru: 62 yaşındayım sekiz yıllık hipertansiyon hastasıyım. Dört yıl önce enfarktüs geçirdim, şu an hiçbir şikayetim yok. Sertleşme problemi nedeniyle cinsel hayatım çok bozuldu. Viagra denemek istedim ama hem tansiyonum, hem de enfarktüs geçirdiğim için kullanırsam çok tehlikeli olacağı söylendi, ben de kullanamadım. Tedavi olabilir miyim, yani Viagra kullanabilir miyim? Size kimin çok tehlikelidir dediğini bilemiyorum. Eğer içinde nitrat maddesi içeren ilaç kullanmıyorsanız, kardiolojik kontrollerinizi de düzenli yaptırıyorsanız PDE 5 inhibitörü ilaçları (Viagra, Levitra, Cialis) kullanabilirsiniz. Kardioloğunuzun da bilgisi dahilinde bu ilaçları kullanabilirsiniz. Bu konuyla ilgili yapılan birçok bilimsel araştırma, gerek hipertansiyon hastalarında gerekse akut dönemi geçmiş (3-6 ay) eski enfarktüslü hastaların bu ilaçları güvenle kullanabileceğini kanıtlamıştır. Eğer bu tedaviyi tercih etmezseniz, penise yapılan enjeksiyonları deneyebilirsiniz veya penis protezi taktırabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku

Testisler yerine geç indiyse tümör riski var

8 Ağustos 2005
İKİ TESTİS ARASINDA BÜYÜKLÜK FARKI VAR

Soru: Ben şu an 22 yaşındayım. Ailem 10 yaşıma kadar tek yumurtalığım olduğunu fark etmemiş. 10 yaşımda sünnetle beraber kanalından inmeyen yumurtalığım için de ameliyat oldum.

Kanala indirilen yumurtalık ile diğeri arasında bariz bir büyüklük farkı var ve bu fark yıllardır kapanmadı. Ben de ondan sonra hiç doktora gitmedim. Sperm miktarım bana göre az ve penisimden hiçbir şekilde tazyikli çıkmıyor. Bir doktora gitmem gerekli mi sizce? Spermin fırlamadan çok dökülme gibi olması beni endişelendiriyor.

10 yaş testisin indirilmesi için gecikilmiş bir yaştır. Testisinizin boyutunun büyüyeceğini sanmıyorum, ayrıca o testisinizin sperm üretme fonksiyonun olduğunu da tahmin etmiyorum.

Dahası diğer testisinizin de sperm üretim fonksiyonunu bozma olasılığı var. Bunu anlayabilmek için sperm analizi yaptırmalısınız. Spermler hep dökülme tarzında çıkıyorsa idrar kanalında veya kasılmayı destekleyen kas yapısında bir sorun olabilir.

Önemli olan bir nokta da inmemiş testisler veya geç indirilmiş testislerde tümör gelişme riski olduğu ve bu yüzden doktor takibi gerektiğidir.

İLK GECE KORKUSU NASIL AŞILABİLİR

Soru: Merhaba doktor bey. Bu ay evleneceğim. İlk sorum şu: Nişanlım adet döneminin tam evleneceğimiz gün biteceğini söylüyor. Eğer adet dönemi ilk gece biterse, ilişkiye girmemiz ne kadar doğru veya sakıncalı olur? Bu anlamda kendisi ilk geceden (çevresinden duyduğu kadarıyla) çok korkuyor. Ona nasıl davranmalıyım?

Benim bu yaşıma kadar başka bayanlarla beraberliklerim oldu. Ama bu sefer durum farklı. Çünkü karşımdaki eşim olacak kişi ve onun için bir ilk olacak! İlk gece için bana tavsiyeleriniz neler? Ayrıca bir de şunu sormak istiyorum; eşimle evliliğimizin ilk 1-1,5 yılı bebek düşünmediğimiz için, ilk gece dahil bütün ilişkilerimizde kondom kullanmam mı gerekiyor? Onun alabileceği bir önlem de var mıdır? Bu konularda bana yardımcı olursanız minnettar kalırım. Saygılarımla...

Adet döneminde ilişkiye girmenizi önermiyorum. Eğer bir jinekoloji uzmanına başvurursanız, eşinizin adet günlerini ayarlayabilir.

İlk gece eşinize içinizden geldiği gibi davranın, onun endişe etmemesini sağlayacak şekilde biraz da duygusal yaklaşın.

Gebelik olmasın istiyorsanız, kesinlikle korunmanız gerekecektir. Başlangıçta kondom (prezervatif) uygun bir korunma yöntemi olacaktır. Sonrasında yine jinekoloji uzmanına danışarak spiral (rahim içi araç) uygulaması yapılabilir.

ANTİDEPRESAN İLAÇLAR VE CİNSEL İSTEKSİZLİK

Soru: Öncelikle merhaba demek istiyorum. Yazılarınızı gazeteden takip etmekteyim. Son yazınız üzerine bazı sorularım olacak. 25 yaşındayım ve iki aydır psikolojik tedavi görmekteyim. İlaç olarak da Cipram kullanıyorum. Antidepresan ilaç kullanımı bende de cinsel isteksizlik oluşturdu.

Doktorum bu etkiyi kaldırabilecek başka bir ilaç önerdi ama ben hemen kullanmak istemedim. Sizce antidepresan ilaç kullanımı minimum ne kadar süreyle olmalı? Ben iki aydır kullanıyorum ve son iki hafta süreyle kullanmadım, bende baş dönmesi yaptı.

Nöroloji uzmanına gittim, beyin tomografisi çekildi. 1 cm. çapında retansiyon kisti belirlendi. Prolaktin hormonu hakkında sizden daha detaylı bilgi almak istiyorum. Nasıl ölçülüyor, sınır değerleri nedir?

Acaba yazınızda bahsettiğiniz beyindeki hipofiz bezinde oluşan tümörlerin bununla bir ilişkisi var mı?

Antidepresan ilacın kullanım süresini psikiyatri uzmanınız belirleyecektir. Madem ki isteksizlik geliştiğini ilettiniz, kendisinin önerdiği diğer ilacı kullanın.

Cinsel isteksizliğe yol açan prolaktin hormonuna kan tetkikiyle bakılır. Değişik laboratuvarların normal değerleri farklılık gösterebilir. Retansiyon kisti prolaktinoma denilen hipofiz tümöründen farklıdır.

Hemospermi

(Meniyle kan gelmesi)


Meniyle kan gelmesi, hemen hemen bütün erkekleri ve partnerlerini paniğe sürükleyen bir durumdur. Meniyle kan gelmesine neden olan çeşitli etkenler vardır. En sık rastlanan nedense enfeksiyonlardır. Bu rahatsızlığa yeni geçirilmiş bir enfeksiyon neden olabileceği gibi, kronik idrar yolu enfeksiyonlarının (özellikle prostatitler) zaman zaman tekrarladığı dönemlerde de rastlanabilir. Hele bu enfeksiyon odakları ejakülatuar(boşalma) kanallar üzerindeyse, hemospermi olasılığı artar.

Öte yandan ejakülatuar kanallara baskı yapan kistler de küçük damar çatlamalarına neden olabilir. Ayrıca prostatın büyümesi, bazen prostat ve çevresinde hafif kanamalara yol açabilir ve bu spermle birlikte atılırken kanama sanki spermdenmiş gibi değerlendirilir. Sperm kanalları veya yolu üzerindeki enfeksiyon ya da başka nedenlere bağlı tıkanmalar da zorlanma sırasında kanamalara yol açabilir. Bazen de aşırı zorlamalı cinsel ilişkiler sonrası kanamalar sperm sıvısına karışabilir.

Tanıyı koymak için öncelikle hastanın özgeçmişi değerlendirilip, herhangi bir zamanda geçirmiş olabileceği cinsel yolla bulaşan bir hastalık olup olmadığı, yakın zamanda zorlamalı bir cinsel ilişkide bulunup bulunmadığı öğrenilir. Fizik muayene ile ürolojik değerlendirmesinden sonra, laboratuvarda meni kültürüyle olası enfeksiyon varlığı araştırılır. Transrektal ultrasonografi adlı görüntüleme yöntemine başvurularak tanı belirlenmeye çalışılır. Tanıyı daha da güçlendirmek amacıyla, idrar kanalına direkt bakmamızı sağlayan üretrosistoskopi denilen yöntem genel anestezi altında uygulanır.

Genellikle enfeksiyon tanısı konur ve uygun antibiyotik tedavisi ile durum düzelir. Eğer tanı olası bir kist veya prostat büyümesine aitse -ki o zaman idrarda da kan görülür- o zaman endoskopik girişimle tedavi uygulanır.

Hemospermi, etkeni bulununcaya kadar araştırılması gereken bir belirtidir. Altta yatan olası habis bir hastalık ekarte edilmeden ne doktorun ne de hastanın içi rahat etmelidir.

Sağlıkla...
Yazının Devamını Oku

Erkeklerin de başı ağrır

3 Ağustos 2005
Cinsel hayatı normal giderken yavaş yavaş dozu artacak şekilde cinsel isteksizlik gelişmesi, oldukça sık rastlanılan bir sorundur. Erkekteki cinsel isteksizlik ve kadındaki isteksizlik diyerek her iki partneri de değerlendirmek gerekmektedir. Öncelikle isteksizliğin nedeninin organik bir nedene bağlı olup olmadığını bilmek durumundayız. Bu duruma yol açacak asıl etkenler, hormonal değişimler ve uzun süre kullanılan bazı ilaçlardır. (özellikle de antidepresanlar)

Erkekte doğuştan olabilecek hormonal yetersizlikler, özellikle 50 yaşından sonra meydana gelebilecek olan hormon değişimleri -ki testosteron hormon azalması en belirgin olanıdır- erkeklerde cinsel isteksizliğe yol açabilir. Ayrıca prolaktin hormonunun belirgin artışı da hem erkekte hem de kadında cinsel isteksizliğe neden olabilecek bir etkendir.

Prolaktin hormonu uzun süreli psikiyatrik ilaç kullanınımını da artırabileceği gibi beyindeki hipofiz bezinde gelişebilecek tümörlerde de artabilir.

Bu durumu tespit için sella grafisi denilen bir görüntüleme ve daha da kesinleştirmek amacıyla beyin tomografisi çekilmesi gerekir. Bu tip tümörler çoğunlukla selim karekterlidir. Kitlenin büyüklüğünü de dikkate alarak ameliyatla bu tümörler çıkartılmak durumunda kalınabilir veya tümör küçükse izlem uygulanır, bazı ilaçlarla prolaktin normal değerlere düşürülmeye çalışılır.

Prolaktin düzeyleri normale indikçe isteksizlik de yavaş yavaş düzelecektir.

Ayrıca sertleşme sorunu yaşayan erkeklerde cinsel ilişki sırasındaki başarısızlıklar nedeniyle oluşan kısır döngü nedeniyle deyim yerindeyse cinsel ilişkiden kaçma eğilimleri başlar (yani erkeklerin de başı ağrımaya başlar!) ve bu da zamanla isteksizlik şeklinde yerleşir.

Bir başka cinsel isteksizlik nedeni de cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisi yetersiz veya başarısız olmasıdır. Özellikle de kronik idrar yolu enfeksiyonları kronik prostatitlerin de bazen cinsel isteksizlik nedeni olduğunu biliyoruz.

Genelde cinsel isteksizliklerin geçici olduğu ve tedaviyle düzeldiğini de biliyoruz. Psikolojik yönü ağır basan isteksizliklerde psikiyatrist ve psikolog desteği de tedavide önemli bir seçenektir.

Sağlıkla...

Oğlunuza protez testis takılabilir

Sayın Hocam, 1997 doğumlu oğlumu 20 günlükken fıtık teşhisiyle acil olarak götürdüğümüz hastanede ameliyatı esnasında fıtığa sebep testisin boğulduğu ve düzelme olmadığı için alındığı söylendi. Protez testis faydalı mı yoksa diğer testisi de olumsuz etkileyecek yönleri var mıdır? Bir de kaç yaşında -eğer takılacaksa- takılması gerekir.

Psikolojik olarak olumlu mu olur, olumsuz mu? Beni aydınlatırsanız sevinirim.

Yanıt:
Testis protezi özellikle de psikolojik yönden özgüven kaybı yaratmaması anlamında hastanıza uygulanabilir. Bunun için ideal bir yaş olmamasına karşın ergenlik döneminde diğer testisin de boyutlarının büyümesiyle ona yakın boyut ve büyüklükte bir protez takılmasını öneririm. Psikolojik anlamda olumlu olacağını düşünüyorum.

Penis eğriliği düzeltilebilir

22 yaşındayım ve ergenlikten beri penisim ereksiyona geçince aşağı doğru kıvrılıyor. Bu yüzden kız arkadaşlarımla bir araya gelmeye çekiniyorum.

Bir kez ilişki kurduğum bir kadın bana ‘Bunu git de tedavi ettir’ deyince daha da moralim bozuldu. Tedavim mümkün mü acaba?

Yanıt:
Bu durum konjenital(doğumsal) penis eğriliği gibi görünüyor. Yapılacak bir ameliyatla tedavisi kesinlikle mümkün. Penisiniz tamamen eğrilikten kurtulabilir, sizin de bu kaygılarınız ortadan kalkar.

Varikosel ameliyatının yararı olur

Yazılarınızı ilgiyle izliyorum, 30 yaşındayım ve 4 yıllık evliyim. Hiç korunmadığımız halde çocuğumuz olmadı. Eşim muayene oldu ve onda bir problem yokmuş. Benim sperm tetkiklerimde sayıda ve hareketlilikte düşüklük saptandı.

Film çektirdik ve varikosel teşhisi kondu. Üroloji uzmanı ameliyat olmam gerektiği söylendi. Bu ameliyatı olursam çocuğum olur mu? Tedavim mümkün mü?

Yanıt:
Tek bir sperm analizi tanı için yeterli olmayabilir. Bu nedenle 1 ay arayla en az 2 sperm analizi yapılmasını öneriyorum. Muayene ve renkli Doppler ultrasonografi ile de varikosel tanısı konmuşsa, sperm analizleriniz de aşırı düşük veya sıfır değilse varikosel ameliyatı olmanızın yararı olacağına inanıyorum.

Yalnız buradaki önemli nokta, bu ameliyatın sperm analizin tam olarak düzelteceğinin garantisi yoktur. Bazen çok olumlu sonuç alınır ve en geç 6 ayda gebelik oluşabilir, ancak bazen de ameliyata karşın sperm analizi düzelmeyebilir.
Yazının Devamını Oku

Sünnet

29 Temmuz 2005
Kültürümüzün de bir parçası haline gelmiş olan sünnet, hem erkek çocukları, hem de aileleri biraz da tedirgin eden bir girişimdir. Olayın sosyal boyutunun da olması <B>(sünnet düğünü)</B> nedeniyle toplumumuzun kaçınılmaz bir olgusudur. Sünnetin yararları arasında en bilineni penis başı çevresinde hijyen (temizlik) sağladığından, peniste enfeksiyon ve hatta kanser riskini en aza indirgemesidir. Sünnetin yapılmasıyla ilgili bazı karşıt görüşler de olmasına karşın, günümüzde dinsel ayrımın dahi kalkmasına ve tüm dinlerdeki insanların sünnet olmasına özendirildiği de bir gerçektir. Bugün hıristiyan toplumunda da belirgin bir kitlenin sünnet olduğunu biliyoruz. Sünnetin yapılmasıyla ilgili iki durum söz konusudur:

1) Çocuğun hiçbir yakınmasının olmadığı ve başta da belirttiğim gibi kültürümüzün bir parçası olarak yapılan uygulama.

2) Penis başını çevereleyen deriden salgılanan bir maddenin, penis başına yapışmasıyla o bölgede enfeksiyon (iltihap) oluşturması ve idrar yaparken çocuğun belirgin sıkıntı çekmesine neden olması (fimosis) durumundaki uygulama.

Özellikle bu yapışıklığın aileler tarafından fark edilmemesi özellikle bebeklerde huzursuzluk yaratmasına sebep olabilir. Bu yüzden çocuk doktorları da rutin muayenelerinde bu durumu kontrol ederler, etmeliler. Eğer böyle bir yapışıklık ve beraberinde de enfeksiyon riski söz konusuysa, sünneti geciktirmemek en doğru yaklaşım olacaktır.

Sünnetin uygulamasında da bazı önemli noktaları hatırlatmak istiyorum. Sünnet, bir cerrahi işlemdir, steril ortamda yapılması gereken bir ameliyattır aslında. Bu yüzden de ameliyathane koşullarında ehil doktorlar tarafından uygulanmalıdır.

Sünnet için belirli bir yaş aslında yoktur. Ancak lokal veya genel anestezi uygulanması açısından yaş ve yapışıklık olanlarda önemli olabilir. Yapışıklıklarda lokal anestezinin etkisi yapışıklık olan bölgede yeterli olmayabilir ve çocuğun ağrı duymasına neden olabilir. Bu yüzden yapışıklık olan çocukların genel anesteziyle sünnet edilmesinin daha iyi olacağı kanaatindeyim.

Küçük yaştaki çocuklarda sünnetin korkusu, endişesi nedeniyle lokal anestezi uygulamasında çocuk hareketsiz duramaz, bu nedenle de uygulama zorlaşır. Aileler ise genellikle anesteziden tedirgin olurlar. Ancak günümüzde modern anestezi bu konudaki tedirginlikleri neredeyse tamamen yok edecek kadar güvenlidir. Bu nedenle ben de genel anestezi ile sünneti öneriyorum.

10 dakikalık bir anestezi ile sünnet olmak hem çocuk açısından korku ve tedirginlik hissetmeden bitecek, hem de doktorun rahat uygulamasını sağlayacaktır.

Yeni doğan bebeklere de doğumun ilk birkaç günü içinde sünnet uygulaması oldukça yaygınlaşmıştır. Bu uygulama ileride çocuğun sünnet endişesi ve korkusuyla psikolojik tedirginlik duymasını da engelleyecektir.

Sağlıkla...

Boşalmanın gecikmesi avantajlı bir durum

SORU: Hocam ben 28 yaşında sağlıklı bir erkeğim. Benim sorunum, ereksiyon olmakta hiçbir sıkıntı çekmememe rağmen, çok geç boşalıyor olmam. Masturbasyonda bu süre en az 20 dakika. Cinsel ilişkide ise 45 dakikadan fazla. Bu yüzden partnerimle sorun yaşıyorum. Bunun nedeni ne olabilir?

YANIT:
Bazı erkeklerin arayıp bulamadığını siz normalde yaşıyorsunuz. Birçok erkek ve partneri erken boşalmadan yakınır ve ilşkinin bir dakikayı geçmediğini belirtirler. Sizde ise gecikme yakınması var. Bu durum nadiren de olsa bazı erkeklerin yaşadığı bir şey. Genellikle önemli bir nedene bağlanmaz. Belki sinir ileti sisteminizin cinsel uyarılara yanıtı, tepkisi gecikiyor olabilir. Bu da bazı nörolojik testlerle ortaya konabilir ama sizde böyle bir gereksinim olduğunu düşünmüyorum. Bu gecikme makul ölçüdeyse eşinizin tatmini açısından bir avantajdır.

PROSTAT KANSERİ DEĞİLSİNİZ

SORU:Hocam, Temmuz 2003 tarihinden bu yana prostat hastasıyım. Bu tarihten itibaren yaptırdığım testlerde PSA-Serbest PSA/Prostat boyutları ve hacmi devamlı olarak inişli çıkışlı bir grafik göstermekte. PSA 4.70 ile 7.26 arasında... Serbest PSA ise 0.413 ile 0.810 arasında değişmekte. İki defa makattan muayene oldum, prostatın normal büyüklükte olduğu söylendi. Üç defa biyopsi oldum, sonuçları BENİGN prostat dokuları çıktı. İki defa işeme testi yaptım, sonuç minimal çıktı. Devamlı olarak her sabah bir adet ilaç kulllanmaktayım. Ancak her zaman olmasa da arada sırada idrardan çok az zaman sonra yanma oluyor. Bu rahatsızlık beni çok üzüyor. Hastalığımın seyri hakkında ve ne yapmam gerektiği konusunda beni aydınlatırsanız çok sevinirim. Bilgileriniz için şimdiden teşekkür eder, başarılarınızın devamlı olmasını dilerim.

YANIT: Üç kez Biopsi sonucu benign yani selim prostat büyümesi çıkmış. Bu sizde şu aşamada prostat kanseri olmadığını gösteriyor, ancak düzenli kontrollerinize devam edin. Ayrıca doktorunuz tarafından yaşınız ve her yılki PSA değişme eğilimi de dikkate alınacaktır. Aldığınız ilaç yakınmalarınızı azaltacaktır. Bol su için.

KARARI ÜROLOĞUNUZLA BİRLİKTE VERİN

SORU:27 yaşındayım, erken boşalma nedeniyle bir hastaneye başvurdum, varikosel olduğunu ve ameliyat gerektiği söylendi. Başka bir doktor ise bu nedenle ameliyata gerek olmadığını belirtti. Ne yapmam lazım? Ameliyat olursam erken boşalmam geçer mi?

YANIT: Varikosel ile erken boşalma arasında hiçbir bağlantı yoktur. Erken boşalma nedeniyle varikosel ameliyatı olmanız gerekmez ve varikosel ameliyatıyla bu durum düzelmez. Varikosel ancak çocuk sahibi olmaya engel bir durumla birlikte ise ameliyat edilebilir. Bunun kararını da ürologunuzla birlikte vermelisiniz.
Yazının Devamını Oku

Ereksiyonun uzaması kalıcı sorunlara gebe

27 Temmuz 2005
<B>Sayın doktorum, 3 yıldır ancak papaverin iğnesi olarak sertleşme oluyor ve öyle ilişkiye girebiliyorum. Geçen hafta yaptığım miktar yetersiz olunca, ikinci bir iğne yaptım ve ilişkiye girdim. Boşalma da oldu, ama 16 saat boyunca yumuşama olmadı. Sabaha kadar dayanılmaz ağrılar çektim. Ertesi gün öğleden sonra doktora gittim ve penisten kan boşalttılar, düzeldim.

Doktorum iki hafta iğne yapmamamı söyledi ve ‘Belki de ilaçlar artık etki etmez’ dedi. Bu doğru mu? İğneler artık etki etmezse, ne olacak?

Yanıt: Sizde penise yapılan enjeksiyon sonrası görülebilen, ‘düşük akımlı priapizm’ olmuş. Bu durumun tedavisi acildir. Siz enjeksiyonlarınızın tekrar etki edip etmeyeceğini denemeden anlayamazsınız.

Eğer 16 saat hiç yumuşama olmadıysa, dokularınızda kalıcı bozukluk oluşabilir. Bu 16 saat içinde zaman zaman yumuşamalar olduysa, dokular beslenmiştir ve enjeksiyonlar gene işe yarayabilecektir.

Kalıcı sorun olduysa, tedavi penil protezdir ve bu karara varırsanız da gecikmeden yapılmalıdır. Aksi takdirde doku içi farklılaşmalar protez konmasını da güçleştirebilir.

İLİŞKİ ÖNCESİ GELEN AKINTI HAMİLE BIRAKMAZ

Merhaba bir sorum olacaktı: Cinsel ilişki esnasında erkekten gelen zevk suyunun, partnerini hamile bırakması gibi bir durum söz konusu mudur?

Bazılari yüzde 0.1 diyor, bazıları ‘Yok öyle bir şey’ diyor. Kafam gerçekten karışmış durumda. Ve kız arkadaşımda da adet gecikmesi oldu. Yardımcı olur musunuz?

Yanıt:
Cinsel ilişkiden önce gelen sıvı akıntı, spermlerin idrar kanalından geçişini sağlayan fizyolojik bir sıvıdır. İçeriğinde sperm (erkek tohum hücresi) yoktur ve hamilelik söz konusu değildir.

MENOPOZ SONRASI KURULUK AĞRI YAPAR

Sayın Emre Bey, 54 yaşında 4 yıl önce menapoza girmiş bayanım. Eşimle düzenli bir cinsel hayatımız oldu ancak bende menopoz sonrası başlayan ilişkide ağrılar olmakta ve doğrusu ilişkiden kaçar hale geldim.

Bu menapozun sonucuysa, artık düzelme olmaz mı? Teşekkür ederim.

Yanıt:
Menopoz sonrası vaginada hormonlarınızdaki değişim sürecinin de etkisiyle kuruluk eğilimi olabilir ve bu da ilişkide ağrı duymanıza neden olur.

Jinekoloji uzmanınızla görüşüp, sorunu aktarırsanız size yardımcı olacak tedaviyi vereceklerdir. Bu durum tedaviyle düzelecektir.

Priapizm (Sertleşmenin yumuşamaması)

Priapizm’in tanımı, cinsel arzu ve uyarı olmamasına karşın oluşan ereksiyonun yumuşamaması, kaybolmaması durumudur. Cinsel sorunlar arasında pek sık görülmeyen ancak olduğunda da doğru tedavisi yapılmazsa kalıcı sertleşme sorunlarına yol açan bir durumdur.

‘Bereket tanrısı’ olarak da bilinen mitolojideki Priapos’tan esinlenerek bu adlandırma yapılmıştır. İki tip priapizm vardır, 1)Düşük akımlı priapizm ve 2) Yüksek akımlı priapizm...

* * *

1)
Normalde tam ereksiyon durumundaki penise gelen ve penisten vücuda dönen kan akımı tamamen durur. Bu nedenle de tam sertliğin 6 saati bulması ve aşması halinde, şiddetli ağrı ve doku oksijenasyonu(beslenmesi) kaybolduğu için de sertleşmeyi sağlayan dokularda geriye dönüşümsüz bozulmalar meydana gelir. Özellikle penise yapılan enjeksiyonlar sonrası doktorlar hastaları olası böyle bir duruma karşı uyarır ve en geç 6 saat içinde doktora başvurmaları gerektiği söylenir. Ancak bazen hastalar başvuruyu geciktirirler. Cinsel ilişki veya mastürbasyonla boşalma da, bu durumun düzelmesini sağlayamaz. Böyle bir durumun acil tedavisi gerekir.

Tedavi, penisten direkt kan boşaltmaktan ve içeri bazı ilaç uygulamalarından başlar ve çözülme olmazsa ameliyata kadar gidebilir. Eğer zamanında gerekli müdahale ve tedavi uygulanmazsa, kalıcı ereksiyon (sertleşme) sorunları ortaya çıkabilir. Böyle gecikilmiş bir durum sonrası sertleşme problemi olduysa, tedavisi de penise protez gerektirir hale gelebilir.

* * *

2) Yüksek akımlı priapizm ise genellikle ata biner tarzda düşmeler sonrası meydana gelen damar yaralanmalarının, sertleşmenin oluştuğu dokuların içine doğru gelişmesi ve penisin sürekli yarı-sertlik durumunda olmasıdır. Böyle bir durumda penis ne tam sertlik haline, ne de yumuşama sürecine geçemez.

Özellikle çocuklarda ve gençlerde görülebilir. Fizik muayene ve Renkli Doppler Ultrasonografi ile tanı konur. Tedavide girişimsel radyoloji uzmanlarıyla birlikte yırtılan damarın endoskopik onarımı, en yaygın ve doğru yaklaşımdır. Ancak bu uygulamanın da olası kalıcı ereksiyon sorunu meydana getirme riski vardır. Bu nedenle bazen aileler hiçbir müdahalede bulundurmayı kabul etmezler. Ama tedavi uygulanmadığında da bu kişinin ömür boyu yarı-sertlikle cinsel hayatını sürdüreceği unutulmamalıdır.

Sağlıkla...

İsteyene hap isteyene krem

Türkiye’de satışa sunulan iki yeni ilaç, ereksiyon sorunu olan erkeklere farklı çözümler sunuyor. İlaçlardan biri deriye sürülen bir jel. Diğeri ise ağızdan alınıyor ve 36 saat boyunca etkili oluyor.


Erkeklerde yaşın ilerlemesiyle birlikte testosteron seviyesindeki düşme, sertleşme problemlerine neden oluyor.

Bu durumda, vücutta eksilen testosteron hormonunu yerine koymak gerekiyor.

Schering şirketi tarafından üretilen ve Türkiye’de yeni satışa sunulan testosteron içeren hidroalkolik jel, bu hormonun seviyesini artırıyor. Günde bir kez cilde sürülen jel, testosteronun normal miktarda kalmasını sağlıyor.

Türkiye’de yapılan ve 40 yaş üzerindeki erkeklerin yüzde 49’unda ereksiyon bozukluğu saptayan bir araştırmaya katılanlar, en büyük problemlerinin seks zamanını planlamak olduğunu söylemişlerdi.

PLANA GEREK YOK

Lilly İlaç Şirketi’nin ürettiği PDE5 inhibitörü ise 36 saat süren etkisiyle, erkeklere oldukça esnek bir zaman aralığı bırakıyor.

Ağızdan alındıktan iki saat sonra etkili olan ilaç, 12 haftalık tedavi sonrasında yüzde 80 oranında başarı sağlıyor. Uzmanlar, cuma akşamı ilacı alan erkeğin, pazar sabanı partneriyle başarılı bir ilişkiye girebileceğini söylüyor.

Ayda KAYAR

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

n Kalçadan derin kasa testosteron enjekte edilmesi: Bu yöntem ucuz ve pratik. Üç haftalık aralıklarla enjeksiyonu tekrarlaması, dezavantajı.

n Testosteronu ağızdan, hap şeklinde almak: İlaç emilimi kişiden kişiye değiştiği için ideal tedaviyi planlamak zorlaşıyor.

n Cilt yoluyla emilen testosteron bantları: Sağlıklı insandaki testosteron salgılamasına çok yakın sonuçlar elde edilebiliyor. Ancak, alerjik reaksiyonların oranı yüzde 60’larda.

n Testosteron jeller: Bantlardan daha uzun süre ve daha yüksek testosteron seviyeleri sağlıyor. Jeli sürdükten sonraki ilk 10 dakikada partnere yaklaşılması halinde bulaşması ihtimali var.

n Cilt altına yerleştirilen, 4-6 ay süreli testosteron depoları: Henüz Türkiye’de yok
Yazının Devamını Oku

Heyecan erken boşalma sebebi

25 Temmuz 2005
İKİNCİ İLİŞKİDEN ÖNCE BİRAZ BEKLEYİN

Sayın Prof. Dr. Emre Akkuş. Ben 20 günlük evliyim, eşimde bir problem olduğunu düşünüyorum. Bana yardımcı olabilir misiniz lütfen... Birincisi, organı sertleştikten sonra hemen boşalıyor. İkincisi, ikinci kez ilişkiye girdiğimizde aşırı derecede terliyor. Üçüncüsüyse ben de kendimi ona karşı çok fazla sıkıyorum, neden olduğunu bilmiyorum. Eşim genç olmasına rağmen çok çabuk yoruluyor. Beni aydınlatır mısınız?

Yanıt:
Eşinizde erken boşalma tanımlıyorsunuz. Özellikle yeni evli ve cinsel deneyimi fazla olmayan erkeklerde, aşırı heyecan nedeniyle bu durum olabilir. Zamanla bu durum düzelebilir. Eğer düzelmezse, bir uzmana başvurunuz.

İkinci ilişkide aşırı terlemesi, arada geçen sürenin kısa olması nedeniyle tam sertleşme sağlama çabasından kaynaklanabilir. Bu da eşinizin yorulmasını açıklar. İkinci ilişki deneyecekseniz, aradaki süreyi biraz uzatabilirsiniz. Sizin kendinizi sıkmanız ise vaginismus denilen durumdur. Bir süre daha devam ederse doktorunuza başvurun.

PROSTAT BİOPSİSİ YAPTIRMANIZI ÖNERİRİM

51 yaşındayım. PSA baktırdım, 4.5 çıktı. Üroloğum, muayene ettikten sonra prostat biopsisi gerektiğini söyledi. Bense biopsi yaptırmak istemiyorum. Prostat kanseri çıkarsa ne olur, kurtulabilir miyim? Ameliyat olunca erkekliğimin kaybolacağı söylendi, bu doğru mudur?

Yanıt:
Üroloğunuz gerekli incelemeyi yaptıktan sonra ‘Biopsi gerekiyor’ dediyse, muayenede bir prostat kanserinden kuşkulanmış demektir. Prostat biopsinizi yaptırmanızı öneririm. Prostat kanseri tanısı konulursa, PSA’nız 4.5 olduğu için bu durum erken tanı demektir ve tedavisi kesinlikle mümkündür.

Tedavi seçeneklerinden birincisi olan radikal prostatektomi ameliyatı sonrası sertleşme sorunu olabilir. Ancak böyle bir durumun da tedavi seçenekleri olacaktır. Unutulmamalı ki cinsel hayatınızın devamı için öncelikle yaşamanız gerekiyor.

VARİKOSEL İLE CİNSEL HAYATIN İLGİSİ YOK

Hocam, benim sorunum şöyle. Varikosel ameliyatı oldum, ama hálá ayakta kalınca ağrılar devam ediyor. Buna rağmen ultrasonda varis belirmiyor. Varikosel ameliyatı öncesi sperm tahlili yaptırdım, normal çıktı. Şimdi bir sorun olabilir mi? Bir de cinsel birliktelik sonucunda boşaldığım vakit yanma hissediyorum.

En önemlisi defekasyon sırasında tam boşalamama ve aynı anda idrarda da boşalamama hissi. Sanki (dışkı) orayı tıkıyor da defakasyon yapınca o tıkanıklık geçiyormuş gibi oluyor.

NOT: Prostat kontrolü yaptırmadım. Yaşım 27, evliyim. Cinsel hayatım normal. Ama şu ana kadar gittiğim doktorlardan bir sonuç alamadım ve ameliyattan bu yana 1.5 sene geçti. 1,5 yıldır bu ağrıları çekiyorum. Doktorlar varikosel ameliyatı sonrası bunların normal olduğunu söylüyorlar. Cevap verirseniz sevinirim, teşekürler.

Yanıt:
Sperm tahliliniz ameliyat öncesi normal olduğuna göre, varikosel ameliyatınızın ağrınız nedeniyle yapıldığını düşünüyorum. Bu ameliyattan sonra ağrınız düzelebilirdi de ama ağrılarınızın geçeceğinin garantisi yoktur. Sanırım sizde de ameliyata karşın ağrılar tam geçmemiş, bu da karşılaşılan bir durumdur.

Varikosel ile cinsel hayatınızın bir ilgisi yoktur. Boşalma ile yanma oluyorsa laboratuvar ve/veya görüntüleme analizi gerekecektir, uzman bir üroloğa başvurun. Dışkılama yakınmanız için de bir üroloji uzmanıyla beraber bir de genel cerrahın muayenesine gerek olacağını düşünüyorum.

40 yaş üstü erkekler dikkat

Eğer 40 yaşını geçtiyseniz veya 40 yaşın üstünde bir erkek yakınınız varsa, lütfen bu yazıyı çok dikkatli okuyun, sonrasında da gereğini uygulayın.

Günümüzde prostat kanseri erken tanı konulduğunda, kesin tedavisi olan bir hastalıktır. Bu hastalığın erken tanısı ise iki basit muayeneyle mümkündür. İlki PSA testi, ikincisi ise rektal tuşe ve ürolojik muayene...

1) PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi:

40 yaşını geçen her erkek, yılda bir kez, basit bir laboratuvar testi olan kanda PSA baktırmak zorundadır. PSA özellikle prostata özgü bir antijendir ve prostat kanserinin erken tanısında belirleyici faktördür. Kandaki normal düzeyi, değişik laboratuvar sonuçlarına bağlı olarak 0-4 veya 0-2.5 aralığındadır.

Ancak yaş aralığına ve ürolojik muayeneye de uyumlu olmalıdır. Örneğin 65 yaşında PSA’sı 3.5 olan bir erkekte PSA normal kabul edilebilir, ama 45 yaşında PSA 3.5 ise bu kişinin yakın takibe alınması gerekebilir. Bu nedenle laboratuvar sonuçlarında normal sınırlarda PSA bulgusu görüp, asıl önemli ikinci basamağın yani ürolojik muayenenin ertelenmesi ve yaptırılmaması düşünülmemelidir.

PSA kanda üç nedenle yükselebilir:

- Prostat kanseri

- Selim prostat büyümesi (BPH) ile prostat hacminin belirgin artışı

- Prostat enfeksiyonları (Prostatit)

Ancak PSA’nın yükselmesini, aksi kanıtlanıncaya kadar prostat kanseri olasılığı olarak değerlendirmek gerekir ve bu yönde ileri tetkik ve değerlendirmelere başvurularak kesin kanıya varılmalıdır. Birçok kişiyi yanıltan çok önemli bir unsur da prostat kanserinin hiçbir idrar sorunu veya bir başka belirti vermemesidir. ‘Benim hiçbir yakınmam yok, neden durup dururken PSA baktırayım veya muayene olayım’ düşüncesi, en büyük yanılgıdır.

PSA değerlendirmesini güçlendirmek amacıyla gerektiğinde serbest PSA, yaşa göre PSA, her yılki PSA değişimleri değerleriyle de araştırmak ürolog için daha da belirleyici olacaktır. Önceki yıllardaki PSA değerleriyle kıyaslandığında PSA’nın yükselme eğiliminde olması da yine kırmızı alarm demektir.

Birinci derece yakınlarında prostat kanseri tanısı konan erkeklerde, bu hastalığa yakalanma riski iki kat artmaktadır. Bu nedenle babası, erkek kardeşi, amcası, dayısı hatta dedesi prostat kanseri olan erkeklere, PSA kontrollerini daha da sık, örneğin altı ayda bir yaptırmaları önerilebilir.

2) Ürolojik muayene:

Nasıl ki kadınların yılda bir kez jinekolojik muayenelerini yaptırmaları, olası hastalıklardan korunma ve kurtulmalarını sağlıyorsa, erkeklerin de yılda bir ürolojik muayenelerini yaptırmaları gerekmektedir. Erkeklerin, ürolojik muayeneden özellikle rektal tuşeden(parmakla makattan muayene) çekindikleri için kaçtıklarını ve doktora gitmediklerini biliyoruz.

Genelde birçok erkek bu muayenenin sevimsiz, nahoş olduğunu düşünerek kontrolden kaçınır. Oysa bu uygulanması gereken bir muayenedir, yani olmazsa olmazdır. Rektal tuşe ile prostat yüzeyindeki normal dışı herhangi bir oluşumu (örneğin kanser nodülü) tespit etmek mümkün olacaktır. Bu muayeneyle PSA değerlerinin örtüşmesine bağlı olarak, belki de gereksiz bir prostat biopsisi işleminin uygulanmasına gerek kalmayacaktır

Sonuç olarak 40 yaşını geçen erkeklere sesleniyorum; lütfen yılda bir kez PSA tetkikinizi yaptırın ve üroloji muayenenizi olun. Hanımlar, 40 yaşını geçen eşlerinizin, babalarınızın, dedelerinizin, erkek yakınlarınızın yıllık ürolojik muayenelerini yaptırmalarını sağlayın.
Yazının Devamını Oku