Osman Tan

Güzelliğin simgesi dudaklar!

5 Ağustos 2019
Daha alımlı ve güzel bir yüz tasvirlemesi binlerce yıldır ressamlar ve heykeltıraşlar tarafından yapılmış ve belirli matematiksel oranlar eşliğinde görece olarak ortaya çıkartılmıştır. Günümüz trendleri etkisi altında ise makyaj uzmanlarından biz plastik cerrahlara kadar geniş bir yelpaze altında daha ayrıntılı olarak ele alınıyor ve belirli görünümler hedef alınıp uygulama teknikleri buna göre şekilleniyor.

Yüzün güzellik algısında en önemli noktalardan birisini dudakların yüzdeki yerleşimi, kıvamı, canlılığı, rengi ve oranları belirliyor. Yaş, genetik yapımız, sigara kullanımı ve kilo alıp verme gibi etkenler ise dudaklardaki görünümü olumsuz etkileyebiliyor. 

Güzel dudaklar, rengi parlak, canlı görünümlü, hacimli, üst-alt dudak orantısı uygun olduğunda ortaya çıkıyor ve daha etkileyici bir görünüm sağlıyor. Kendi pratiğimde dudaklarının görünümünden memnun olmayan kişilerin daha kalın ve belirgin dudak makyajları yaparak bu orantıyı sağlamaya çalıştığına hatta kalıcı dudak makyajı uygulamalarına başvurduklarına tanık oluyorum. Ancak iki dudak arasında dikkat edilmesi gereken o kadar çok ayrıntı var ki, genellikle bu durum kişileri doğallıktan uzak bir yolculuğa çıkarıyor.

Peki, güzel dudaklara sahip olmak için nelere dikkat edilmeli ve elimizdeki silahlarımız neler?

Öncellikle en önemli noktanın var olanı korumak ve sigaradan uzak bir yaşam sürmek olduğunu belirtmek istiyorum.

Eğer bir müdahale planlanıyorsa öncelikle problemin ne olduğu tam olarak ortaya konulmalı ve kişinin isteklerine uygun müdahale seçenekleri güzel dudak tanımlamalarına uygun ele alınmalıdır.

Dudakları güzelleştirmek için cerrahi ve cerrahi dışı uygulamalar var. Kişinin dudak burun mesafesini kısaltmak, dudak enini daraltmak, dudak kenarlarını askılamak gibi işlemler çoğunlukla cerrahi müdahale ile mümkün olurken hacim arttırma, dudak kontürlerinin belirginleştirilmesi için dudak dolguları yeterli oluyor.

Dudak dolgusu amacıyla kullanılan birçok madde var ancak eskiden dudak silikonu olarak bilinen ve günümüzde neredeyse terk edilen maddeler yerine sıklıkla dudaklar için deri bileşenlerimizde de bulunan hyalüronik asit içerikli dolgu malzemelerini tercih ediyoruz. Bu dolgular hem uygulaması kolay hem de yan etki profili oldukça düşük. Tek dezavantajları ise ortalama 9-12 ay gibi bir süre boyunca kalıcı olmaları ancak tekrarlayan uygulamalar sayesinde kollajen sentezini tetikleyerek daha uzun etki sağlayabiliyorlar.

Bu dolgular ile dudağa istediğimiz gibi şekil verebilme şansımız var ayrıca konuşurken, öpüşürken hissedilmiyor olmaları ve istenilen görünüme kavuşmak için gerekli işlem süresinin kısalığı nedeniyle uzun süre en çok tercih edilen uygulamalar olacağını düşünüyorum. Unutmayın doğallıktan kopmadan güzel bir görünüme kavuşmak mümkün ve bunun için bir plastik cerrah ile görüşmeniz yeterli; sevgiyle kalın...

Yazının Devamını Oku

Yağlarımız, en büyük hazinemiz!

30 Temmuz 2019
Her kış bitiminde yaz aylarında giyeceğimiz kıyafetleri düşünüp, spor programlarına dahil olarak, çeşit çeşit diyetler yaparak arzu ettiğimiz görünüme kavuşmaya çalışmak artık en popüler kaygıların başında geliyor.

Bedenimizi inceltirken yüzümüzdeki hacim kaybını ve canlılığın azalışını çoğu zaman gözden kaçırabiliyoruz. Peki, eritmek için onca çaba sarf ettiğimiz yağlarımızın aslında bizim en değerli hazinemiz olduğunu biliyor musunuz?

Güzellik kavramı sağlıklı olmanın sonucunda ortaya çıkar ve bu da vücudumuzdaki bileşenlerin orantılı dağılımı ile olur. İşte tam bu noktada biz plastik cerrahlar olarak devreye giriyor ve bu dağılımı orantılı hale getirebiliyoruz. Kök hücrelerin yağ dokusundaki yoğunluğu keşfedildikten sonra günlük pratiğimizdeki uygulamalar da yeniden şekillendi.  

Yağ dokularını sadece yüz değil, vücudun birçok bölgesinde kullanabiliyoruz. Vücuttan aldığımız yağ dokularını özel işlemlerden geçirerek yüz gençleştirme, kırışıklıkların azaltılması, göz altı morluklarının tedavisi, yanaktaki hacim kayıpları, dudak ve çene kontürünün belirginleştirmesi, popo büyütme, çarpık bacak düzeltilmesi, meme asimetrileri ve ellerin gençleştirilmesinde kullanabiliyoruz.

Kök hücre ve yağ enjeksiyonu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmaların tümü de estetik cerrahi geleceğinde yağ enjeksiyonu ile yapılan tedavilerin kendine daha geniş bir yer bulacağını destekliyor. Yağ enjeksiyonu ile yapılan işlemlerin en büyük artısı ise sterilizasyon koşullarına ve doğru uygulama tekniklerine sadık kalındığı sürece yan etki ihtimalinin olmaması.

Bir düşünsenize, kurtulmak için uğraştığınız yağ dokuları, size güzellik olarak hem de hiçbir alerjik reaksiyon vs. riski olmadan geri dönüyor.

Sizlere kilolu olmanın doğruluğunu savunmuyorum ancak içinizdeki güzelliğin yağ dokularınızı kullanarak ortaya çıkarılabileceğini anlatmaya çalışıyorum. Her zaman fit olmak, sağlıklı beslenme ve spor alışkanlığına yönelik yaşam tarzı edinmek en önemlisi, ama unutmayın güzellik içinizde; sevgiyle kalın.

Yazının Devamını Oku

Botoks bir zehir mi?

23 Temmuz 2019
Günümüzde estetik uygulamalar, toplumun büyük bir kesimi tarafından tercih ediliyor ve bu uygulamaların başında da botoks geliyor.

Botoks birçok kişinin de bildiği gibi yılan zehri değil, laboratuvar ortamında “Clostridium Botulinum” isimli bakteriden elde edilen bir ilaçtır. İlk kez oftalmologlar tarafından şaşılık için kullanılmış ve sonrasında kırışıklıklar için FDA tarafından onay aldıktan sonra kullanımı yaygınlaşmıştır.

Tıpta her zaman, hastalar ve onların yararlarına yapılan, yan etki ve komplikasyon ihtimali en düşük işlemler tercih sebebi olmuştur. Botoksun bu kadar yaygınlaşmasının sebebi belki de yan etki yelpazesinin sınırlı olmasıdır. Bir ilaç düşünün, düzenli kullanıldığında kırışıklık oluşmasını engellesin, var olan kırışıklıkları azaltsın, terlemeyi önlesin, yüzün şekillendirilmesini sağlasın, gülüş sırasında diş etlerini ve burun ucunu istenilen pozisyona getirerek gülümsemeyi özgürleştirsin. Bunların yanında depresyona iyi gelsin, felçli hastalarda kas spazmlarını azaltsın, çene eklemlerini korusun, şaşılıkta kullanılsın, migren ağrılarını azaltsın ve aşırı aktif mesane, anal fissür gibi hastalıkların tedavilerinde de yer bulsun! İşte bütün bu alanlarda kullanılan ve yan etki ihtimali profesyonel kişiler tarafından yapıldığında neredeyse yok denilecek kadar az olan bir ilaç botoks. Buna bir mucize demeyi ya da dememeyi siz okurların takdirine bırakıyorum.

Tüm bunlara ek olarak botoks, uygulama konusunda eğitimli uzman doktorlar dışındaki kişiler tarafından yapıldığı zaman bir felakete dönüşebiliyor. Çeşitli video sitelerinden birkaç uygulama izleyerek ve etrafındaki tanıdıklara uygulama yapılmasıyla başlanan botoks serüvenleri, donuk bakışlarla, göz kapağı düşüklüğü ya da aşırı ve uygunsuz kaş kalkıklığı ile yüzünün doğallığı bozulmuş yüz görünümleri ve hatta şaşılık gibi görme bozuklukları ile son bulabiliyor.

Her ne kadar estetik amaçlı uygulansa da botoks bir ilaçtır ve bunu sadece ilgili alanda uzman tıp doktorları uygulamalıdır. Daha ucuz olması ya da ulaşım kolaylığı gibi sebeplerle başka kişilere uygulama yaptırmak, daha güzel bir görünüme sahip olmak için mevcut güzelliğinizi kaybetmenize sebep olabilir. Biz plastik cerrahlar sizde var olan güzelliği ön plana çıkartmaya çalışıyoruz; olmadığınız birine dönüşmek sizi güzel yapmayacaktır. Unutmayın; güzellik içinizde!

Yazının Devamını Oku

Burun estetiğinin evrimi

17 Temmuz 2019
İnsanların güzellik ve çekicilik algıları yüzyıllardır var ancak yüzün en çok dikkat çeken ve güzelliğin sembolü olan burun estetiği ameliyatları 20. yüzyıl başlarından itibaren gerçekleştirilmeye başlandı. Peki burun estetiğini bu kadar özel kılan ne?

Günümüzde burun estetiği güzellik trendlerini oluşturuyor ve artık estetik alanında en fazla pazarlama stratejisine sahip ameliyatlarin başında geliyor. Özçekim ve başta Instagram olmak üzere, sosyal medyanın popülaritesi ise bu ameliyata olan ilginin ve cazibenin artmasının en büyük nedeni. İnsanlar artık gündelik yaşamlarında nasıl göründükleriyle değil, fotoğraflarının nasıl göründüğüyle ilgileniyorlar. Bu durum da burun ameliyatlarına olan ilginin günden güne artışına ve ciddi bir talep oluşmasına neden oldu. Tabii ki talebi karşılamak ve işini en iyi şekilde yapmak çabası yanında sosyal medyanın ihtiyacına cevap verebilmek ve markalaşma adına burun ameliyatları da kendi payına düşeni aldı. 

Kişiye özel rinoplasti, diamond rinoplasti, nomor rinoplasti, preservation rinoplasti, italyan burun estetiği, babynose, piezo burun estetiği gibi isimlerle burun estetiğine verilen isimler listesi uzayıp gidiyor. Peki, bu kadar çok teknik farklılığı ya da isimlendirme olması şaşırtıcı değil mi? Sonuçta bu kadar sık gerçekleştirilen burun ameliyati bu kadar karmaşık olmamalı diye düşünülebilir. Ancak bir teknikte ne kadar çok değişiklik ve farklılık var ise bu hala mutlak doğrunun olmadığını gösterir.

Burun estetiğini özel kılan burnun tek başına güzel olmasının yetmediği yüzle uyumlu, bir harmoni içinde yüze yerleştirilmesi gerekliliğidir. Bu nedenle, çok güzel burunlar yapılmasına rağmen doğallıktan uzak ve yapay görünümler meydana çıkabiliyor, bu da güzellik algısının oluşmamasına neden oluyor. Yüzünüzün tam ortasında yer alan bir organın bunca ayrıcalığa sahip olması da şaşırtıcı olmasa gerek. Burun ameliyatını yaparken yüzün tüm yapıları ele alınmalı, bir bütün olarak yola çıkılmalıdır. Alın, çene, yanaklar, dudaklar, gözlerin pozisyonu, ayrıca doğal burun tanımlamalarına uygun tüm açılar hesaplanmalı ve en doğru ameliyat tekniğine tamamen yüzün yapısına göre karar verilmelidir.

Günümüzde çeşitli görüntüleme cihazları ve simülasyon programları da ameliyat öncesi planlama ve hastaların beklentisini anlama açısından biz cerrahlar için çok kullanışlı ekipmanlar olarak yerini aldı. Tüm bu gelişmeler ışığında burun ameliyatları tüm dünyada en çok uygulanan estetik cerrahi prosedürü olarak yerini koruyor ve Türk cerrahlar tarafından da başarıyla uygulanıyor. Her yıl binlerce burun ameliyatı başarıyla uygulanıyor ve insanlar gündelik hayatlarına özgüveni daha yüksek olarak dönebiliyorlar.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu, kişilerin bu ameliyata karar verirken çok iyi değerlendirme yapmaları gerektiği gerçeğidir ki bu da günümüz popüler kültürü yansımasının en büyük sorunudur. Bazen biz plastik cerrahlar, bize başvuran hastaların beğendikleri ünlülerin burunlarını ya da ellerindeki bir fotoğraftaki burnun aynısını istediğine tanık olabiliyoruz ancak modanın geçici burnumuzun ise ömür boyu bizimle kalıcı olacağını akıldan çıkarmamamız gerekiyor.

Yüzle uyumlu olmayan ama çok popüler olan yalnız size uyum sağlamayan bir burnun ilerleyen hayatınızda ne gibi zorluklar yaşatacağını göz ardı etmemek gerektiğine dikkat çekmek istiyorum. Doğal güzelliğin modasının asla geçmeyeceğini ve yapılacak işlemlerdeki taleplerinizi değerlendirirken bunu ön planda tutmanızı tavsiye ediyorum.

Sevgiyle kalın...

Yazının Devamını Oku

Vücudunuzla barışmak için zamanı ertelemeyin!

12 Temmuz 2019
Memeler, dişiliğin en önemli sembolüdür. Kadınların estetik olarak sahip olduğu en gözde güzelliklerden biri olan memeler zamanla formsal değişimlere uğrayabiliyor. Memeler doğum sonrasında bebeğin beslenmesi için hayati ve fonksiyonel bir role bürünüyorlar. Peki bu rolün bir bedeli yok mu? Elbette var! Kilo alıp verme, gebelik sürecinde emzirme ve süt bezlerinin çalışması, hormonal değişiklikler, genetik yatkınlık gibi sebepler memelerin formunun kaybına hatta ileri derecede deformasyonlara sebep olabiliyor.

Meme formunu kaybetmek kadınlarda öz güven kaybı, sosyal hayata katılımın azalması ve hatta yaşam kalitesini azaltacak düzeyde değişikliklerin olması gibi durumları da beraberinde getiriyor. Yer çekimine ve bu etkilere doğal yollarla karşı koyamasak bile, plastik cerrahlar imdadınıza yetişiyor. Memelerin form kaybetmeye başlamasını durduramasak bile zamanın etkilerini tek bir ameliyatla giderebilmek çoğu zaman mümkün oluyor.

Meme ameliyatları birçok başlık altında inceleniyor, genellikle meme dikleştirme ameliyatlarıyla sarkma sorunları ortadan kaldırılır.

Günümüz teknoloji çağında gelişmiş ameliyat teknikleri ile işler daha da kolaylaşıyor. Kendi dokularınızın yeniden şekillendirilmesi, yetersiz olması durumunda ise kullanılan meme protezleri size istediğiniz görünümü sağlıyor.

Her güzelliğin bedeli var tabii; ameliyat sonrası iş hayatına kısa bir ara verilmesi, iyileşme sürecinde bazı kısıtlamalar ve ameliyat sonrası izleri. Fakat destekli sütyenleri bir kenara atıp özgürlüğün tadını çıkarttığınız ilk andan itibaren tüm olumsuzlukların uçup gideceğine emin olabilirsiniz!

Vücudunuzla barışmak için zamanı ertelemeyin, unutmayın ki; hayat nasıl geçeceği planlanırken geçip giden şeydir.

Yazının Devamını Oku