Kaz Dağları’nın lezzet zirveleri

10 kişilik köydeki nefis pizzacıdan Sivrice’deki aile meyhanesine, Güre’deki şef restoranından Edremit’teki özel üretim peynirlere Kaz Dağları ve çevresinde keşfetmeniz gereken çok sayıda özel adres var. Bölgenin en güzel zamanı gelmişken gurme bir tura çıkmak isterseniz işte o liste!

Haberin Devamı

Kaz Dağları’nın lezzet zirveleriPizza Mera

Cesaret... Onların hikâyesini dinleyince ilk hissettiğim şey bu oldu. Ayvacık’ın sadece 10 nüfuslu Cemaller Köyü’ndeki Pizza Mera’nın sahipleri -ve aynı zamanda çalışanları- Gizem ve Erdem Kocaoğlu yılgınlıkla İstanbul’u terk eden beyaz yakalı çiftlerden biri. Küçük kızları Lal ile daha fazla vakit geçirmek ve doğaya adapte bir hayat sürmek için bölgeye yerleşiyorlar. İlk olarak Manici Çiftlik’in oluşum sürecinde çalışıyor, daha sonra kendileri bir şey yapmak için oradan ayrılıp, Cemaller Köyü’nde bir taş ev satın alıp oraya yerleşiyorlar ve asıl hikâye bu noktada başlıyor.

Evlerinin önündeki taş yapıyı minicik bir pizzacıya dönüştürüyorlar. Sadece cuma-cumartesi ve pazar günleri açıklar. Ünleri bölgeyi aşmış ama pek fazla duyulmak gibi bir hevesleri de yok. Gizem mutfaktan sorumlu, Erdem servisten. Başka kimseyi çalıştırmıyorlar, çünkü kapasiteyi arttırmak istemiyorlar. Akşamüstü saatlerinde açıp belli sayıda müşteri ağırlıyorlar. Önceden rezervasyon yapmazsanız yer bulmanız imkânsız, özellikle de yazın. Zaten kişi sayısına göre Gizem hamuru mayalıyor ve 48 saat dinlendiriyor. Ana yemek olarak sadece odun ateşiyle yanan taş fırınlarından Napoli tarzı pizza çıkıyor. Kuzu tandırlı, karışık mantarlı, sucuklu gibi beş ana çeşit var. Bunun dışında mevsimlik malzemelere göre dönemsel spesiyalleri oluyor. Pizza dışında menüde yerel bir peynir tahtası, salata ve Gelibolu sardalya var, bir de çikolatalı sufle. Cesaret edilemeyen bir hayatı gerçekleştiren bu tatlı çifte özenmemek elde değil...Kaz Dağları’nın lezzet zirveleriEtem ile Aslı, Ayvacık Sivrice’deki Ege meyhanelerine kendi isimlerini vermiş.

Haberin Devamı

Kaz Dağları bölgesindeki bir diğer lezzetli hikâye Sivrice Köyü’nde yine bir çiftin: Etem ile Aslı’nın. 2015’te onlar da İstanbul’daki kurumsal iş hayatlarına son verip Sivrice’ye yerleşirler. Köydeki kullanılmayan eski bir kahveyi elden geçirip nefis bir Ege meyhanesine dönüştürürler ve kendi isimlerini verirler. Gezmeyi ve lezzet keşiflerini seven bu çift, malzemenin iyisini araştırıp arada Yunan ustalardan öğrendiklerini uyguluyorlar; isli uskumru gibi... Rum cacığı, tahinli patlıcan, etli sarma, kuzu gerdan, kuru etli humus, denizden çıktığı gibi kömür ateşine atılıp sonra önünüze gelen balıklar, Çanakkale ahtapotu gibi yemeklerin hepsi ayrı özende. Yemekleri kadar ortamı da sıcak bu mekânı ve işini aşkla yapan bu çifti tanımanızı öneririm.Kaz Dağları’nın lezzet zirveleriNadas’ta bölgenin höşmerim tatlısı çıtır yufkaya sarılı ve dondurmayla geliyor

Haberin Devamı

Yeşilyurt Köyü’ne gidecek olursanız tavsiyem Nadas Kazdağları. Nadas’ın en sevdiğim yanı, düzenledikleri ufak kültür-sanat etkinlikleri, vizyoner işletmecisi Hande Gündoğar ve tabii bir de mutfağın başındaki Leyla ve Yücel Bükücü çifti. Bükücüler Çanakkaleli, o yüzden de etten peynire bölgenin mikro yerel malzemelerinin en iyisi onların mutfağında; Assos’un 2 kilo altı gelen ufak ahtapotları, Bayramiç’in yoğurdu, Ezine’nin peyniri, yörenin zeytinyağı... Malum dağ kekikleriyle beslenen Ayvacık bölgesi hayvanlarının etinin lezzeti bir başkadır. Bu etler Nadas’ın mutfağında genellikle ağır ateşte pişirilerek, lokum kıvamında geliyor önünüze. Toprak altında küplerde olgunlaştırılmış yöreye ait tepme peyniriyle hazırladıkları köz patlıcan mezesi son günlerin favorilerinden.

Haberin Devamı

Bir plaj mutfağıKaz Dağları’nın lezzet zirveleri Simurg Inn’in plajında tıpkı oteldeki gibi özenli yemekler, ahtapot gibi taze deniz ürünleri var.

Hadi şimdi de sahile inelim ve sizi o taraflardaki en sevdiğim plaja götüreyim. Simurg Inn’in plajı da en az Ahmetçe Köyü’ndeki oteli kadar özel. Mutfağın başında bu yıl yarı Fransız yarı Türk şef Luca Eyüpoğlu var. Şef Luca fermantasyon meraklısı. Kendi yaptığı miso, shio koji gibi soslar ve turşular mutfağın baş tacı. Otelde her akşam değişen bir şef menüsü var. Plajdaysa pazardan alınan en taze malzemelerle hazırlanan salatalar, sebzeler, tapas çeşitleri ve şanslıysanız az önce balıkçıdan alınmış tazecik balık kızartması.

Gazpacho, ayran aşı ve kuzukulağı gibi soğuk çorbalardan birini denemeyi de ihmal etmeyin.Kaz Dağları’nın lezzet zirveleriGordo

Haberin Devamı

Sahil şeridinden Edremit istikametine giderken atlamamanız gereken bir diğer adres Güre’deki Gordo. Çamlıbel Köyü’ndeki Zeytinbağı Otel’in şefi ve ortağı Erhan Şeker’in namını mutfak meraklıları bilir. İşte Gordo’nun sahibi Deniz Şeker, Erhan Bey’in yeğeni. Menü sadece sezonluk değil, günlük olarak değişiyor. Bu da demek oluyor ki şef o esnada bulduğu en iyi malzemeleri mutfakta değerlendiriyor. Açıldığı günden bu yana, yedi yıldır menüde hiç değişmeyen sadece dört lezzet var: Roka salatası, ciğer, kalamar ve kuzu lokum. Beyaz keten örtüleri, dozunda yaratıcı dokunuşlu yemekleriyle Gordo o sahil şeridindeki klasik balık lokantalarına müthiş bir alternatif.
Madem Güre’ye kadar gittik, size bir çiftlik tavsiyesi de vereyim; İda Mera.Kaz Dağları’nın lezzet zirveleriİda Mera

Haberin Devamı

Güre’den biraz daha yol alıp Edremit’in Hacıaslanlar Köyü’ne çıkıp Ferit Uzunoğlu ve Gudrun Wagner çiftinin İda Mera’sını bulun. Gudrun Avusturyalı, ikisi de Avusturya’da ziraat mühendisliği okurken tanışıp evleniyor ve Ferit’in memleketi Edremit’e yerleşiyorlar. Yerli ırk inek ve koyunlarının sütünden taze peynir, beyaz küflü peynir, tamambert (camambert gibi Gudi’nin kendi geliştirdiği bir çeşit), zeytinyağlı peynir, sert peynir ve yoğurt üretimleri var. Sadece atalık tohum ektikleri bahçedeki sebzelerden turşu, chutney ve benzeri konserveler üretiyor, aromatik bitkilerden baharat ve bitki çayı harmanları hazırlıyorlar. Ottan süte, sütten peynire, tohumdan sebzeye her adımlarında doğaya eşlik ediyor, onu izliyor ve öğreniyorlar. En önemlisi hem çevredeki üreticilere örnek oluyor hem de tüketicileri bilinçlendiriyorlar. Özetle, insan, hayvan ve doğayla barışık, iyi ve sağlıklı ürünler elde etmeyi hedefliyorlar.Kaz Dağları’nın lezzet zirveleri
Esnaf lokantasının da en iyisi

Turumuzu bitirmeden önce bir de okkalı bir esnaf lokantasına gitmeye ne dersiniz? Hacıaslanlar Köyü’nden inip Edremit merkeze girin ve hemen Bahar Lokantası’nın yolunu tutun. Sahibi Ekrem Yanbolluoğlu yıllar içinde Türkiye çapında prototip olacak bir lokanta haline getirdi Bahar’ı. Şu an kendine ait Hanlar’da, Çamcı Köyü’nde irili ufaklı dört tane bahçesi var ve burada ekolojik tarım yapıyor. Sebzelerin nerdeyse tamamı buradaki bahçelerden. Kızartmaları dahi zeytinyağında yapıyor. Zaten lokantalarında yıllık zeytinyağı tüketimi miktarı 6 ton gibi inanılmaz bir rakama ulaşıyor. Klasik bir esnaf lokantasının ötesinde bir misyon edinmiş olan lokantada avunya mantısı, sura ve keşkek gibi yöresel yemeklere yer veriliyor. Karnıyarık, et yemekleri ve güveçlerin hepsi taş fırında pişiyor. Katman katman açılmış cevizli Edremit ev baklavası, kalburabastı ve taş fırında pişen keçi sütlü sütlaç gibi tatlılardan birine yer ayırmadan buradan ayrılmamanızı tavsiye ederim.

Yazarın Tüm Yazıları