Alışveriş Cadısı

Durdurun modayı, inecek var

14 Mart 2013
‘Yavaş’ hareketi, emin adımlarla çıldırma noktasına doğru giden hayatın ritmini düşürmek üzere pek çok farklı alanda ortaya çıkan bir sivil inisiyatif.

En bilinenleri Yavaş Yemek ve Yavaş Şehir. Yavaş Yaşam, Yavaş Seyahat, Yavaş Tasarım ve Yavaş Moda gibi pek çok farklı hareket var oysa. Amaç en nihayetinde Yavaş Gezegen’de toplanmak.

Hareketi başlatan, 1986’da Roma’da bir McDonalds açılmasıyla çileden çıkan İtalyan Carlo Petrini. Bugün modanın da bir fast food çılgınlığını olmadığını kim idda edebilir ki. Yılda 8 sezon koleksiyon çıkaran hazır giyim zincirleri var.




 

Yazının Devamını Oku

Gardrobunuzu detokslayın

10 Mart 2013
İngiliz modacı Vivienne Westwood, geçen ay Londra Moda Haftası sırasında, Düşes Kate Middleton’ı bir temiz fırçalamıştı.

Sürekli yeni giysiler almak yerine gardrobundakileri daha sık giymesini tavsiye etmiş, böylece çevreye hayırlı bir iş yapmış olacağını, üstelik kendisini izleyenlere de olumlu bir mesaj vereceğini hatırlatmıştı.


Haşin çevreciliğiyle bilinen çılgın modacı, geçen hafta sonu da ‘face mob’ isimli etkinliği düzenledi. Londra’da 2 Mart Cumartesi, 14:00-16:00 arası mağazasının önünde toplananlara fotoğrafta göndüğünüz makyaj yapıldı. Bu makyajın adını Westwood ‘Savaş Yüzü’ koymuş. Savaş boyalarını süren herkes sokaklara dağıldı ve iklim değişimine dikkat çekmeye çalıştı.


 

Yazının Devamını Oku

5. Geleneksel 8 Mart isyanı

7 Mart 2013
8 Mart'ı tüketim çılgınlığına çevirmeye hakkınız yok.

 * Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü’nde, güneş gözlüğü koleksiyonumuz yüzde 25 indirimli. Takanı Çinli gibi gösteren gözlükleri kaçırmayın.

* Sivil Savunma Günü’nde arama kurtarma aracı alana 4x4 cip hediye.

* Etik Günü’nde patronunuzu Erich Fromm’un ‘Kendini Savunan İnsan: Ahlak Felsefesinin Psikolojisine İlişkin Bir Araştırma’sı kitabıyla mutlu edin.

* Dünya Eczacılık Günü’nde özel: Tüm sakinleştirici ilaçları reçete olmadan veriyoruz!

*

Yazının Devamını Oku

Sosyal medya gibi sosyal alışveriş

4 Mart 2013
Takvime bakacak olursak bugün resmen baharın ilk günü. Evet, dışarıda yağmur, kar, soğuk olabilir ama moralinizi bozmayın, geldi bahar. Kışın son çırpınışları. Öyle olmasa kuşlar bu kadar neşeli olmazdı.



Bahar temizliği diye boşuna dememişler, toprakla beraber insanın içi de canlanmaya başlıyor.

İçinizle birlikte dışınız, çevreniz de yenilensin istiyorsunuz.  


Yeni sezondan birkaç parça giysi almak kolay ama evi yenilemek öyle her bahar olacak iş değil.Fakat yine de birkaç küçük ilave ile evinize baharı getirebilirsiniz.

 

Yazının Devamını Oku

İstanbul’un en yeni AVM’si İstiklal Caddesi

24 Şubat 2013
Süreç başlayalı elbette çok olmuştu, Demirören AVM’yle hayli hızlanmıştı, ancak geçen Cuma günü Galatasaray’daki Kazım Taşkent Galerisi’nin yerine 5 katlı bir Zara mağazası açılınca büyük ölçüde tamamlandı diyebiliriz: İstanbul’un en yeni AVM’si şu anda İstiklal Caddesi.

Caddenin yapısını bırakın 10 yıl, 5 yıl öncesiyle bile karşılaştırmak elmalarla armutları toplamak gibi bir şey artık. Caddenin alameti farikası olan, yılların mağazaları, pastaneleri, restoranları, galerileri, sinemaları artık yok. Cadde, her AVM’de rastlayabileceğiniz uluslar arası zincir markalarla doldu.

 

ZARA ETKİSİ

İşte en sonuncusu da henüz üç gün önce açılan Zara mağazası. Mango, caddenin çehresini değiştirmişti diyorsanız bir de buna bakın. Yapı Kredi Yayınları’nın yanındaki eski Kazım Taşkent Galerisi, artık yılda 850 milyon farklı giysiyi piyasaya sunan uluslar arası bir devin ‘en’lerinden biri. Bu 5 katlı mağaza İstanbul’daki en fazla kata yayılan şube.

Yeni mağazada yeni dekorasyon, sergileme ve aydınlatma teknikleri kullanılmış. Ferah ve alışverişe teşvik eden bir mağaza, ne yalan. Üstten iki kat erkek giyime, alttan üç kat kadın giyime ayrılmış. Zara Kids veya Home koleksiyonları burada yok.


Yazının Devamını Oku

Google'sız bir gün mümkün mü?

23 Şubat 2013
Arama motorunda yer almayan herhangi bir şeyin hiç varolmadığını düşünen nesil, özellikle size soruyorum.

Google kullanmadan bir gün geçirebilir misiniz? Öyle hemen kolayca ‘evet, ne var bunda’ demeyin. Google’sız’ bir gün... Yani, Gmail, YouTube, Google Video, Google Reader, Picassa, Blogger, Google Maps, Google Chrome, Google News ve Google arama motoru gibi birçok kaynağa bakmadan geçirilecek bir günden bahsediyoruz. ‘Google’lamak denen şeyin bir fiile dönüştüğü, insanların birbirinin, özellikle de müstakbel sevgililerinin sicilini araştırdığı, yolumuzu bulmamıza, müzik dinlememize, yazdıklarımızı paylaşmamıza, haberleşmemize, video izlememize, mize, mize, mize olanak tanıyan koca bir sistem.

SERMAYEYİ KEDİYE, HAFIZAYI GOOGLE’A

Kendi adıma, bir Gmail hesabım var, internet açılış sayfalarımdan biri Google, arama motoru olarak Chrome kullanıyorum. Her gün en az 5-6 kez YouTube’a giriyorum, adresini bilmediğim yerleri Google Maps’te buluyorum. Yaptığım arama sayısının hesabını tutmam mümkün değil. Hiçbir internet sitesi adresini aklımda tutmama gerek yok. Aslında hiçbir şeyi aklımda tutmama gerek yok. Nasıl olsa Google var, bana tüm adresleri, tüm cevapları verir. Hatta sorduğum soruyu bile düzeltir: “Bunu mu demek istedin?” Peki ama Google’a, verdiği cevapların doğruluğuna tamamen güvenebilir miyim? Sermayeyi kediye, hafızayı da Google’a mı yükledik çoktan? Evolution dizisindeki gibi tüm dünyada elektriğin birdenbire kesildiğini, hiçbir bilgisayarın çalışmadığını, Google’sız kaldığınızı düşünün. Hafızanızın ne kadarı elektrikle birlikte gider?

BÜYÜK BİRADER TEORİSİ

İnternette ‘One Day Without Google / Google’sız Bir Gün’ diye bir site var. Ne tuhaf ki, bunu da Google’dan buldum. Uzun uzun dertlerinin ne olduğunu anlattıktan sonra sizi kendilerine katılmaya ve deneyimlerinizi blog’larında yazmaya davet ediyorlar. Dertleri ne mi?
¬ Google internetin sahibi gibi
¬ Google servislerini kullanırken hakkımızdaki her bilgiyi onunla paylaşıyoruz. Google Büyük Birader gibi. Ne düşündüğümüzü, nerede olduğumuzu, nereye gitmek istediğimizi, ne dinlediğimizi, ne izlediğimizi biliyor.

Yazının Devamını Oku