Boğaziçili Başak Doğan’ın müthiş başarısı

Güncelleme Tarihi:

Boğaziçili Başak Doğan’ın müthiş başarısı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2016 17:35

Danimarka Kraliyet Okulları Konservatuarı’nın yüksek lisans programına Avrupa dışından kabul edilen ilk öğrenci bir Türk; Boğaziçi Üniversitesi mezunu Başak Doğan oldu.

Haberin Devamı

Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu Başak Doğan, müziğe Danimarka Kraliyet Okulları Konservatuarı’nda devam edecek. Boğaziçi Üniversitesi’nde Chromas isimli başarılı bir koronun şefliğini yürüten Doğan, Danimarka Kraliyet Okulları Konservatuarı Yüksek Lisans Programı'na Avrupa dışından kabul edilen ilk isim oldu.

 

Müziğe ilgisinin küçük yaşlarda başladığını belirten Başak Doğan şunları ifade etti; ‘Boğaziçi’ne de başlar başlamaz Müzik Kulübü’nde klasik koroya girdi ve üç sene klasik koroda söyledim. Boğaziçi konservatuarı olmamasına rağmen Türkiye’de koro müziğinin çok merkezde olduğu bir yer. KoroFest burada yapılıyor, acapella korolarının vizyoner hali hep buradan çıkıyor. Böyle bir ortamda şeflik yapıp yapamayacağımı düşündüm. Bunun üzerine 2010’da koro şefliği üzerine yurtdışında masterclass’lara katılmaya başladım. Masterclass derslerinde çok iyi bir koro şefi bir koro üzerinde sizi bir hafta boyunca çalıştırıyor. Hızlı ve ayrıntılı bir eğitim alıyorsunuz. Dersler sonucunda şefliğin bana göre olabilecek bir iş olduğunu düşündüm.’

 

Haberin Devamı

Koro şefliği yaparken motivasyonu daha yüksek olduğu için akademik kariyerindeki en yüksek ortalamayı yaptığını söyleyen Doğan; ‘Türkiye’de koro şefliği üzerine çalışabileceğim akademik bir yer olmadığından, araştırmalarım sonucu Danimarka Kraliyet Konservatuarı’nı buldum. Çok iyi hocaların olduğu orijinal bir program. Hazırlandım, sınavlara girdim ve birçok aşama geçtim. Mayıs ayında kabulüm geldi. Türkiye’den hatta Avrupa dışından programa alınan ilk insanım.’

‘Boğaziçi olmasaydı müzik hayatımda olmazdı’

 

Müzik tutkusunun sönmemesinde Boğaziçi’nin katkılarının büyük olduğunu söyleyen Doğan, Boğaziçi’nin hayatındaki yerini şu sözlerle anlattı: ‘’ Boğaziçi olmasaydı müzik ve koro şefliği hayatımda olmazdı. Çünkü gerçekten böyle bir kültür başka hiçbir yerde yok. Bana ve aslında koro dünyasında olan bir sürü insana bunu katmış olan şey Boğaziçi’dir. Koro müziğiyle burada tanıştım ve iyisiyle tanıştığımı düşünüyorum. Boğaziçi’nde çok uzun zamandır koro olduğu için ben bu şansı elde edebildim. Başka bir şansım da Boğaziçi’nde okurken hiçbir zaman tek bir şeye odaklı olmamak, Boğaziçi’nin bu kültürü öğrencilerine aşılamış olması. O geniş yelpaze insanı dünyaya açıyor’’.

BAKMADAN GEÇME!