İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi (İAKM-Cemevi) tarafından geleneksel olarak düzenlenen ve ilk defa dijital olarak gerçekleştirilen 10. Alevi Kültür, Sanat ve Müzik Festivali’ni 3 gün boyunca 1 milyondan fazla kişi izledi.
#İngiltere Alevi Kültür Merkezi Ve Cemeviİlki 2018 yılında düzenlenen ve bu yıl 5’incisi yapılacak olan Tiyatro Köprüsü Festivali, yarın başlıyor. Hamburg’un ilk çok kültürlü sahnesi olan Mut Tiyatrosu tarafından, Hamburg Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen ve 21 Mayıs’a kadar devam edecek festivale, Ankara’dan, İstanbul’dan ve Almanya’dan, dans, müzikal, mizah vb. gibi tiyatronun farklı dallarını sahneye koyan, toplam yedi tiyatro gösterisi izleyicilere sunulacak.
#Tiyatro Köprüsü FestivaliDünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, geçen hafta en prestijli müzik ödüllerinden, Almanya’daki Beethoven Akademisi’nin ‘2016 Uluslararası Beethoven İnsan Hakları, Barış, Özgürlük, Yoksullukla Mücadele ve İçselleme Ödülü’nü aldı. Say, ‘Türkiye’de klasik müziğin ilgi görmediği, kendi bestelerine yeterli değerin verilmediği’ algısının kesinlikle doğru olmadığını söylüyor. 4500 kişilik salonda yapılacak konser biletleri üç gün içinde tükenen Fazıl Say’a göre Türkiye’de aynı rakama ulaşan tek bir isim var, o da Tarkan. Fazıl Say’la İstanbul’daki evinde konuştuk...
#Fazıl Say“Kimine saz vermiş çalar eğlenir/ Kimi zevk içinde güler eğlenir/ Veysel gözyaşları siler eğlenir/ Yeter gayrı yumma gözün kör gibi...” Aşık Veysel deyince kimi “Kara Toprak”ı, kimileri “Uzun İnce Bir Yoldayım”ı baş köşesine koyar. Ben ise onun bu mütevazı ama müthiş bir hayat felsefesi içeren dörtlüğünü hatırlarım. Bana göre silahlı, külahlı kahramanlar çağının sona erdiği bir dönemde gerçek bir halk kahramanıdır Veysel... Tek bir kitap okumadan, bir gün bile okula gitmeden hayatı özümsemiş ve asıl önemlisi kendisinden sonraki nesillere müthiş bir miras bırakmıştır. O, derdin değerini bilen, derdi derman olarak gören bir toprak adamıydı... Soy ve mezhep ayrımcılığına karşı çıkmış, gözleri görmese de geleceği belki de çok net görebilmiş bir barış elçisiydi. Onun mirasını yaşatmaya çalışan ise bir “plaza kadını” olan torunu Çiğdem Özer...