"Kızılay çadır sattı" tartışması… Kızılay Başkanı Kınık: Arkadaşlarımızın yaptığı işlemi eleştirdim

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2023 21:15

Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık, CNN Türk canlı yayınında yaptığı açıklamada ‘Kızılay çadır sattı’ tartışmalarına ilişkin, “Arkadaşlar inisiyatifte bulunmuşlar ama ben de eleştirdim” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık, CNN Türk ekranlarında yayınlanan Tarafsız Bölge programında açıklamalarda bulundu. “Cemiyetimiz 155 yıldır kesintisiz milletine hizmet için faaliyet gösteriyor. İlk zamanlarda 93 Harbi'nde çadır ihtiyacı oluyor. Üretilemediği için ithal ediyor” diyen Kınık, şunları söyledi:

“1. Cihan Harbi başladığında yine çadır ihtiyacı oluyor ve Kızılay çadır üretmeye başlıyor. Sonrasında İstiklal Harbi sürecinde de Milli Savunma Bakanlığımızın isteği ile asker dikimhanede bu çadırları hem kendi ihtiyacı için TSK için dikmeye başlıyor. 50'lerde kendi atölyesini kuruyor, 1970'lerde bunu bir fabrikaya dönüştürüyor ve sahra hastaneleri belediyeler gibi kurumlara satıyor hem de stokluyor. Kızılhaçlara ihraacatlar da yapıyor. Bizim işimiz afet. Kitlesel göç hareketleri için çadır üretme. Ülkeler ve BM, Kızılay da TSK da ya öncesinde alıyorlar ya da afet sırasında stoklar yetmiyorsa alıyorlar. Bu milli kapasite 150 yıldır değişen formatlarda devam etmiş.

Haberin Devamı

“TÜRKİYE AFET MÜDAHALE PLANIMIZ VAR”

Bugünkü kapasitemiz, Ankara'da çadır fabrikamız var. İstenildiğinde kapasitenin artırılacağı bir sistem var. Bununla istediğimizde 2 bin civarı üretebilecek kapasitedeyiz, 600 civarında çalışanımız var. 300 çalışanımızla 12 ay imalat yapıyoruz. Biz bu kapasiteyi özel sektöre devredemeyiz. Türkiye Afet Müdahale planımız var. Burada 25 farklı hizmet kümesi var. Barınmanın sorumlusu AFAD'dır, beslenmenin sorumlusu Kızılay'dır. AFAD'ın kendi depolarında, en büyük stok tutuluyor. 50 bin de biz depolarımızda sürekli tutuyoruz. Biz AFAD koordinasyonu ile ihtiyaç tespit edildi ve AFAD'ın yönlendirmesi ile gerekli yerlere gönderildi. 54 bin çadırımız ve yurtdışındaki stoklarımızı AFAD'ın kullanımına verdik.

(Depolardaki çadır görüntüleri) Söz konusu görüntüler önceden çekilmiş, sevkiyat yapılmadan çekilen görüntüler.

“ARKADAŞLAR İNİSİYATİFTE BULUNMUŞLAR”

54 bin çadır bizim ücretsiz olarak sevk ettiğimiz çadırlardı. Bunlar dışında bizim günlük ürettiğimiz çadırlar AFAD'a ürettikçe gönderdik. AHBAP derneğinin satın almış olduğu 2050 hikayesi şöyle, bizim ürettiğimiz çadırlar farklı kuruluşlara çadır üretiyoruz. Hem depolarımızdaki ürünleri diri tutuyoruz. Hem de finansal sürdürülebilirlik için ihracat yapıyoruz. BM'nin en büyük çadır tedarikçisiyiz. Ahbap derneği bize ulaştı ve arkadaşlar BM için ürettiğimiz logosuz çadırlar, maliyetine Ahbap'a verelim demişler. Bizim arkadaşlar demişler ki biz bunu izah ederiz müşteriye. Bunu içeriye sevk edelim. Bir inisiyatifte bulunmuşlar. Bana sormuş olsalardı mesela bunun nakliyesine destek verelim sonra bakarız derdim ben. Ama arkadaşlar inisiyatifte bulunmuşlar ama ben de eleştirdim arkadaşları.

Haberin Devamı

“BUGÜN İTİBARIYLA 350 BİN 769 ÇADIR SAHAYA KURULDU”

Afetin ilk 72 saati sahada sadece arama kurtarma ekiplerinin bulunması gereken süre zarfında şehre 5-6 bin tır sokulmaz. Çadır kentlerin alt yapıları yapılır. Bu afette bizim araçlarımız Nurdağı'nda kara saplandı, yarılmış yollardan dolayı ilerleyemedi. Oraya 6 bin tırı sokarsanız ilk anlarda bu yanlış olur. Bugün itibarıyla 350 bin 769 çadır sahaya kuruldu. AFAD'ın dağıttığı da 725 bin 437.  Kızılay Çadır ve Tekstil şirketinin herhangi bir imtiyaza sahip değil, ihaleye giriyor. Nitekim AFAD'ın açtığı ihalelerden almış olduğumuz sipariş üretiliyor. Yaklaşık 110 bin çadır üretiliyor. AFAD çadır ihalesine çıkar, bizim şirketimiz de girer yarışır.

Haberin Devamı

“KIZILAY DERNEK STATÜSÜNDE”

Kızılay bir dernek statüsünde ve bir devlet bütçesi kullanmıyor. Eskiden imtiyazlar vardı mesele Atatürk'ün vermiş olduğu maden suyu işletme hakkı. Bu halen bizde, maden suyu işletme fabrikamız var. Bütçeden para almadığı için, kapasitesini korusun diye. Bir bağışlar vardır. Oradan elde ettiği gelirlerle çalışır. Bizim iktisadi teşekküllerimiz 1920'lerden beri var. Buna niye ihtiyaç duyuluyor? Kızılay'ın 3 tane gelir kaynağı var. Bir tanesi bağışlar. Uluslararası fonlar alırız, AB'den BM'den. 50'ye yakın kuruluştan fon temelli kontratları vardır. Dünyanın en yüksek fonları kullanan sivil toplum kuruluşlarından biriyiz. Üçüncü kaynağı da gelir getirici yatırımlarımızdır. 15 bin çalışanımız var. Dolayısıyla büyük bir ordu çalışıyor.

Haberin Devamı

OLAĞANÜSTÜ DURUMLARDA KIZILAY NASIL ÇALIŞIR?

15 bin çalışanımız tamamen bir afet yapısına dönüştürülür. Ankara'da bir afet koordinasyonu kurulur ve hepimiz onun emrine gireriz. Ben şu an sahada o komuta kontrolün vermiş olduğu bir eleman olarak çalışıyorum. Genel müdürümüz merkezde operasyonu yönetiyor. Biz zaten bir afet kurumuyuz, bizim normalimiz bu. AFAD'ın tedarik sistemi ile gitmeseydi o 2 bin çadır yine sahaya gidecek ve kurulacaktı. O çadırlar şu anda vatandaşlarımızın hizmetinde.

Ahbap bir yardım kuruluşu, oraya da bağış yapan yine bizim vatandaşlarımız. Kızılay üzerinden yardım gitmiş, Ahbap üzerinden gitmiş bunun bir önemi yok. Ben de o kaynaklarda tekrar çadır üretip bunu Kızılay'ın depolarına ihtiyaç fazlası olursa koyacağım. Maksat hasıl oldu. Biz Haluk Bey ile de Ahbap'la da konuşmaları, geriye dönük düzenlemeleri de yaparız. Onda sorun yok.

Haberin Devamı

Kızılay'ın kurulduğu günden beri iktisadi faaliyet yürüttüğü. Dolayısıyla bu mantık hep oldu. 2018 yılına kadar, derneğimizin iktisadi teşekkülü hükmündeydi. Yani Türk Ticaret Kanunu değil, dernekler kanunu tabi olan yapıda sürdürülüyordu. Burada bizim şirketlerimi büyüdü, fabrikalar kurdu ve dernek iktisadi işletmeleri ile yönetilebilir olmaktan çıktı. Biz de devletimize başvurduk ve dedik ki; 'Biz SPK denetimine girmek istiyoruz, Türk Ticaret Kanuna göre hareket etmek istiyoruz, sermaye şirketlerine dönüşmek istiyoruz.'

Dünyadaki diğer yardım kuruluşlarının da örneğin Alman Kızılhaçı'nın da çok büyük şirketleri var. Yani bu model sürdürülebilir finansman açısından gerekli. Sadece bu iki kuruma; Ahbap ve Türk Eczacılar Birliği'ne satılmış sonra medyaya düşünce ben durdurdum. Ellerindeki hangar tiplerini de yaşam tipi olanları da sahaya sevk edildi. 

"AFAD VE BİZ DÜNYAYI AYAĞA KALDIRDIK"

Afetin büyüklüğü ortaya çıkınca, sadece çadır için değil herkes dünya ve ulusal networkünü bir araya getirdi. Zaten AFAD ve biz dünyayı ayağa kaldırdık. O 2 bin çadırı Ahbap'a vermeseydik, AFAD'a verecektik.  Tabii ki bu konuyla ilgili iç mekanizmalarımız işletiliyor. Bundan sonra düzeltilmesi için hangi tedbirleri almamız gerektiği noktasında sistem çalışıyor.

Kızılay olarak asli görevimiz beslenme kümesinden sorumluyuz. Afet yönetişiminin yeniden ele alınması lazım. Bizim afetin ilk anında hedef olarak hizmet vereceğimiz insanların sayısı ve lokasyonları gibi bir grubun analize odaklanması lazım. AFAD koordinasyon görevi yaparken, arama kurtarma ve barınma operasyonunu yürütmesi ağır bir sorumluluk. Dünyada afetler konusunda devletler ve topluluklar ileri sistemler kurmuştur. ABD'de FEMA'nın yaptığı şey standart kurar eğitim verir. Askerler zaten afet için yetiştirilmiş insanlardır. Askeri kapasiteyi konumlandırmazsanız yanlış yaparsanız. Bunların mevzuatı yeniden tanımlanmalı. Türkiye Afet Müdahale Planı'nda vatandaş sadece afetzede. 26 bin bina yıkıldı. Aynı anda arama kurtarma faaliyeti yürütmek büyük bir kapasite gerektiriyor.  

"AFET TOPLUM TEMELLİ YÖNETİLİR"

Kamu güvenliği noktasında vatandaşlarımıza bilgi vermemiz gerekiyor. Bir ev yangını nasıl söndürülür biliyor olması lazım. Bunlar lüks değil, devletten beklenecek şeyler değil. Müfredata alınması lazım. Afet toplum temelli yönetilir. Hepimizin rolü vardır. 

Yeni açtık Malatya'daki fabrikamızı. 1 yıldır deneme üretimleri yapıyorduk. Çok sayıda ihtiyaç duyulan konteynerler ürettik. Bu afeti bekliyorduk. Tatbikatlarımızı yeni yaptık bu bölgede. Bizim 3 fayımız var. En kötü senaryo hepsinin beraber kırılması. En kötü senaryolar çalışılmış durumda. Ülkemizin içinde ayakta kalan noktalarda faaliyet yürütülecek. Burada bizim destek illerimiz çöktü. 3 milyona yakın insan afet bölgesinden dışarıya tahliye edildi. Marmara bölgesini etkileyecek bir senaryonun lojistiği, planlamadaki eksikliğinin gözden geçirilmesi lazım. 

"AFAD 2 KATI KADAR DAHA ÇADIR DAĞITACAK"

Zemini iyi olan, iyi şartlarda tutulan çadırlar tekrar bakımı yapıldıktan sonra envantere alınıyor. Teorik olarak böyle olsa da Elazığ ve İzmir depreminde gördüğüm ciddi bir zaiyat oluyor. Deprem bölgesinin çadıra ihtiyacı var tabi ki. Vatandaş ihtiyacım var diyor. Şu an kurulan çadırın 2 katı kadar daha AFAD planlamasını yapmış durumda, dağıtacak. 

"BÖLGEDE 2.5 MİLYON İNSANA YEMEK VERİLİYOR"

Biz dünyadan talep ettiğimizde bizim kadar çadır stoğu tutan dünya bulamadık. Bina yıkılmaması lazım. Bu dünyada insanlığın yaşadığı en büyük 5.afet. 2,5 milyon insana deprem bölgesinde 3 öğün yemek veriliyor. Sadece Kızılay değil, Beslenme Platformumuz var. Şu an sahada beslenme hizmeti veren 700 aktör var. Sahada 5 bin Kızılaycı var, 850 dağıtım noktasında dağıtıyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!