Türk Eğitim-Sen’den 100 bin atama talebi

Güncelleme Tarihi:

Türk Eğitim-Sen’den 100 bin atama talebi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2015 13:01

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, bu yılın sonuna kadar 100 bin atama yapılması konusunda ısrarcı olduklarını söyleyerek, bunun keyfi bir talep olmadığını belirtti. Koncuk, “Norm kadro açığının 73 ilde 120 bin 610 olduğu, 417 bin evladımızın atama beklediği ülkemizde öğretmen atamalarının yetersiz sayıda olması eğitimin geleceğini çok olumsuz etkileyecek bir durum” dedi.

Haberin Devamı

Koncuk, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının başlaması nedeniyle yaptığı açıklamada, yeni eğitim-öğretim yılına az sayıda atama yapılarak girildiğini savundu. Daha önce 47 bin olarak açıklanan öğretmen atama sayısının 37 bine düşürüldüğünü, 10 bin atamanın akıbetinin ne olacağının henüz bilinmediğini belirten Koncuk, "Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında ücretli öğretmenliğin 80 bine ulaştığı, iki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarının, açık öğretim mezunlarının bile ücretli öğretmen olabildiği, norm kadro açığının 73 ilde 120 bin 610 olduğu, 417 bin evladımızın atama beklediği ülkemizde öğretmen atamalarının bu kadar yetersiz sayıda olması eğitimin geleceğini çok olumsuz etkileyecek bir durum. Biz 2015 yılının sonuna kadar 100 bin atama yapılması konusunda ısrarcıyız. Bu keyfi bir talep değil" dedi.

Haberin Devamı

-"Sınıf mevcutları OECD seviyesine çekilmeli"
İlkokulda okullaşma oranının yüzde 96.30; ortaokulda yüzde 94.35; ortaöğretimde yüzde 79.37 olduğuna işaret eden Koncuk, okullaşma oranlarının artış göstermesine rağmen hala yüzde 100 düzeyine ulaşamadığını vurguladı. Türkiye'de dersliklerin de yeterli olmadığını savunan Koncuk, sınıf mevcutlarının OECD ülkelerinin seviyesine çekilmesi gerektiğine işaret etti.
-Stajyer öğretmenlikte "performans" önerisi
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), stajyer öğretmenliğe ilişkin uygulamasına değinen Koncuk, stajyerliğin kaldırılması için yazılı sınavdan vazgeçilmesini sadece performans değerlendirmesinin yeterli sayılmasını isteyerek, "Performans değerlendirmesini geçenlerin yeniden yazılı ya da sözlü sınava tabi tutulması, onların önüne yeni engeller konulması anlamına gelir" diye konuştu.

- Öğrenim özrüne dava
Koncuk, özür grubu tayinlerinde öğrenim özrünün özür grubundan çıkarılmasının büyük sıkıntı oluşturduğunu belirterek, öğretmenlerin istedikleri ilde, istedikleri üniversitede yüksek lisans yapmaları gerektiğini, bunun kısıtlanmasının ise öğretmenlerin kendilerini geliştirmesinin önüne barikat konulması anlamı taşıdığını vurguladı. Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'ndeki öğrenim özrü konusuna dava açtıklarını da hatırlattı. Koncuk, MEB'in eş durumu özrü tayinlerinde il dışından eş durumu özrü tayini talep edenlere ilçe emri hakkı vererek mağduriyetleri giderdiğine dikkat çekerek, aynı hakkın il içinde eş durumu özrü bulunanlara tanımadığını, bunun düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Ertelenen rotasyonun ise yönetmelikten de çıkarılması gerektiğini savundu.
Okul yöneticilerine ilişkin uygulamanın yargıya intikal ettiğini, ancak MEB'in kararı uygulamadığını öne süren Koncuk, sendikanın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun kararı uygulanmadığı için bakanlığa dava açtığını belirtti. Anayasa Mahkemesi'nin okul yöneticilerine ilişkin kararının ardından sendika olarak AİHM'e başvurmak isteyen mağdur okul yöneticilerine hukuki yardımda bulunduklarını hatırlattı.

Haberin Devamı

- "Okullarda hizmetli personel ihtiyacı karşılansın"
Eğitim çalışanlarının ekonomik problemlerinin yanı sıra özlük hakları ile ilgili sorunları bulunduğuna dikkat çeken Koncuk, yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların görev tanımlarının yapılmasını, uygulamadaki keyfiliklerin de giderilmesini isteyerek, şunları söyledi:
"Bazı okullarda hizmetli personel yok iken, bazılarında ise hizmetli personel sayısı ihtiyacı karşılamaktan uzak. Dolayısıyla okullarda hijyen tam olarak sağlanamıyor, bu da özellikle kış döneminde salgın hastalıkları beraberinde getiriyor. Bu noktada okullarımızın hizmetli personel ihtiyacı tam olarak sağlanmalı. Görevde yükselme sınavları bir an önce yapılmalı ve periyodik hale getirilmeli. Eğitim-öğretime hazırlık ödeneği brüt bir maaş tutarında ve hizmet sınıfı ayrımı yapılmadan, personelin tamamına ödenmeli.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!