Mezopotamya’nın 4 bin 600 yıllık kayıp oyunu Ur Kraliyet, popüler oyunların pabucunu dama attı

Güncelleme Tarihi:

Mezopotamya’nın 4 bin 600 yıllık kayıp oyunu Ur Kraliyet, popüler oyunların pabucunu dama attı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2022 11:33

Tavla desen değil, satranç desen değil… 4 bin 600 yıl boyunca tarihin karanlıklarında gizlenen Mezopotamya’nın unutulmuş oyunu, Ur Kral mezarlarından çıktıktan sonra gençlerin yeni eğlencesi haline geldi. İşte “Ur Kraliyet Oyunu”nun gizemli hikâyesi…

Haberin Devamı

Bir oyun düşünün ki, MÖ 2400’lerde Mezopotamya’nın hemen her yerinde oynandıktan sonra aniden tarihin karanlık sayfalarına gömülmüş ve 4 bin 600 yıl sonra yeniden keşfedilmiş olsun.

Gizemli bir şekilde ortadan kaybolan “Ur Kraliyet Oyunu” (diğer adıyla Yirmi Kare Oyunu) son dönemde, başta Irak olmak üzere bölgedeki pek çok ülkede hızla popülerleşiyor. Kültürel tarihin izinden giden bir müze küratörünün öncülüğünde yeniden yaygınlaşan oyun, binlerce genci çoktan kendine bağladı bile.

Yirmi kareden oluşan Ur Kraliyet Oyunu'nda, oyuncular çeşitli stratejiler geliştirerek kimin kazanacağının tahmin edilmesini imkânsız kılan heyecanlı bir yarışın içine giriyor.

Zarlar yardımıyla oynanan ve şans faktörünün bir hayli fazla olduğu oyun, geleceği okumak için de bir araç olarak görülüyor.

Haberin Devamı

Peki antik dönemde oldukça popüler olan, Akdeniz ve Ortadoğu medeniyetlerinde 100’den fazla farklı versiyonu olduğu düşünülen bu oyun nasıl ortaya çıktı? Binlerce yıl sonra yeniden keşfedilen “Ur Kraliyet Oyunu”, dijital çağda gençlerin dikkatini nasıl çekti? İşte, kral mezarından çıkan esrarengiz oyunun hikâyesi…

UR ŞEHRİNDEKİ KRALİYET MEZARINDAN ÇIKTI

Irak sınırları içindeki Nasiriye kenti yakınlarında bulunan Sümer şehri Ur, 1922 ile 1934 yılları arasında arkeologların büyük ilgisini çekiyordu. İngiliz arkeolog Leonard Woolley, 1928'de Ur şehrindeki Kraliyet Mezarları'na ulaştı. Mezarda bulunan ilginç motifleri inceleyen Woolley, üzeri özenle süslenmiş beş oyun tahtası, oyun pulları, zarlar ve zar yerine kullanılan çubuklar buldu.

İngiliz arkeolog, oyun tahtasının Ur hanedanı mensuplarına ait mezarlardan çıkarılması nedeniyle buluntuları “Ur Kraliyet Oyunu” adıyla kayda geçirdi. Fakat, aslında oyun sadece bu bölgeye özgü değildi.

Takip eden yıllarda, Suriye, Lübnan ve Girit’te yapılan kazılarda yeni oyun tahtaları ortaya çıktı. Mısır’da Kral Tutankhamun’un mezarında da antik Ur şehrinde bulunanlara benzeyen, sedef kakmalı ve süslemeli oyun tahtalarına, oyulmuş lapis lazuli taşlara ve dört köşeli zarlara ulaşıldı.

Haberin Devamı

Geniş bir coğrafyaya yayılmış olması nedeniyle ilerleyen yıllarda “Yirmi Kare Oyunu” olarak adlandırılan, MÖ 2600 ila 2400 yılları arasında oynandığı tahmin edilen Ur Kraliyet Oyunu, şimdiye kadar keşfedilmiş en eski masa oyunuydu. Fakat bir problem vardı; o da oyunun kurallarını kimsenin bilmemesiydi.

Mezopotamya’nın 4 bin 600 yıllık kayıp oyunu Ur Kraliyet, popüler oyunların pabucunu dama attı
British Museum uzmanlarından, küratör ve Asurolog Dr. Irving Finkel; Fotoğraf: Alamy

GİZEM 1980’DE ÇÖZÜLDÜ

Tahtalar Ortadoğu'nun hemen her yerinde birbiri ardına ortaya çıktı. Askerler, kaşifler ve tüccarlar tarafından İran, Suriye, Mısır, Lübnan, Sri Lanka, Kıbrıs ve Girit’e taşınan oyunun nasıl oynandığı ise ancak 1980’de çözülecekti.

Haberin Devamı

Kurallar bilinmese de oyunun keşfi akademisyenlere eski Mezopotamyalıların nasıl eğlendiklerine dair önemli bir bakış açısı sağladı. Ancak oyunun nasıl oynandığı bir türlü anlaşılamıyordu. 

Ta ki Asur Kralı II. Sargon'un sarayında bulunan kil tabletler incelenene kadar... Bir antikacı tarafından ele geçirilen kil tabletler, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan British Museum tarafından 1880’lerde satın alınarak envantere kaydedildi. Kil tabletleri inceleyen müze küratörü ve Asurolog Dr. Irving Finkel, kralın oynadığı bir oyundan bahsedildiğini anladı.

Mezopotamya’nın 4 bin 600 yıllık kayıp oyunu Ur Kraliyet, popüler oyunların pabucunu dama attı
Grafik: Harun Elibol

OYUNDA YER ALAN SEMBOLLER NE ANLAMA GELİYOR?

Haberin Devamı

Dr. Finkel konuyla ilgili makalesinde, tabletlerden bir tanesinin Birinci Dünya Savaşı'nda yok olduğunu ama fotoğraflarının günümüze ulaştığını vurguladı. MÖ. 177’de Itti-Marduk-balâtu isimli kâtip tarafından yazılan tablet üzerine yaptığı incelemeleri derinleştiren Dr. Finkel, tabletin 1880 civarında Babil harabelerinde yapılan kazılarda ortaya çıktığını ileri sürdü.

Akademisyenler yıllar içinde bu tabletlerin üzerindeki çivi yazısını deşifre etmeye çalışsa da başarılı olamadı. Asur uygarlığı üzerine önemli çalışmaları bulunan Dr. Finkel, elindeki diğer bulguların yardımıyla tablette yazanları tercüme ederek, metnin “Ur Kraliyet Oyunu”na dair ipuçları sunduğu tespit etti.

Haberin Devamı

Babil tabletinde oyunun iki oyuncu arasında karşılıklı oynandığı, her oyuncunun attığı zar oranında taşları tahtanın etrafından dolaştırarak, sayı yapmaya çalıştığı belirtiliyor. Tabletin diğer tarafındaysa kareler üzerindeki sembollerin astroloji ve kehanete yönelik olduğu düşünülen mesajlar olduğu öne sürüldü.

UR KRALİYET OYUNU NASIL OYNANIYOR?

Dr. Finkel, oyun tahtasını oluşturan yirmi kare üzerindeki sembollerin, çeşitli takımyıldızları simgelediğini düşündü. Ünlü Asurolog ayrıca, hamle sayısını belirlemek için atılan üçgen prizma şeklindeki zarlar ile pulların, oyun tahtasındaki konumuna ve konulduğu kare üzerindeki sembollere göre astrolojik anlamları olduğunu ileri sürdü.

Buna göre oyunda zarlar bir oyuncunun hareket edebileceği karelerin sayısını belirtmek için kullanılıyor. Ancak bir noktadan sonra strateji de işin içine giriyor. Bir oyuncu, rakibi tarafından işgal edilen bir kareye gelirse, rakibin taşı oyun dışına itiliyor ve baştan başlaması gerekiyor.

Amaç rakibin taşlarını "evinde" toplamasına izin vermemek ve oyunu önce bitirmek. Ancak oyunun sonuna doğru bile kimin kazanacağını tahmin etmek neredeyse imkânsız.

Karelerin içindeki desenler ise geleceği okumaya yarıyor. Taşların dizilimine göre, oyuncunun arkadaş edineceği, iyi besleneceği, güçlü olacağı veya ileride çok zengin olacağı gibi dair tahminler yürütülebiliyor.

TAVLA VE SATRANÇ SONRASINDA POPÜLERLİĞİNİ KAYBETTİ

Ur Kraliyet Oyunu eski Mezopotamya'da en bilinen oyundu ancak tavla ve satrancın ortaya çıkmasıyla popülaritesi azalmaya başladı. Orta Çağ boyunca bu kadim oyunun adını bilenlerin sayısı gittikçe azaldı.

Ancak, oyun öyle yaygınlık kazanmıştı ki hemen her coğrafyada farklı isim ve kurallarla oynanır hale gelmişti. Örneğin, Aasha adı verilen biçimi Hindistan’ın Koçi şehrindeki Yahudiler tarafından oynanıyordu. Eski Babil hükümdarlığından göç eden Koçi Yahudileri oyunun kurallarını da değiştirmişti.

Mezopotamya’nın 4 bin 600 yıllık kayıp oyunu Ur Kraliyet, popüler oyunların pabucunu dama attı
Asur Kralı II. Sargon'un sarayında bulunan ve oyunla ilgili ayrıntıların bahsedildiği kil tablet. Fotoğraf: Alamy

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ OYUNU HALKA TANITTI

2018 yılında İngiliz arkeolog Ashley Barlow, oyunun eski popülaritesini yeniden canlandırmak ve Yirmi Kare'yi doğduğu topraklara geri getirmek için çalışmalara başladı.

Arkeolog Barlow, Iraklı zanaatkâr Hoşmend Muvafak’tan oyunu orijinal boyutlarında ve aslına uygun şekilde yeniden üretmesi için yardım istedi. Bu sayede, Yirmi Kare Oyunu binlerce yıl sonra yeniden Iraklılarla buluştu.

Ayrıca oyunun yeniden keşfedilmesi için Barlow'un girişimleriyle Irak’ta bulunan Raparin Üniversitesi'nde, bir program başlatıldı. Düzenlenen tanıtım etkinliklerinde oyunun bölge tarihi için olan önemi üniversite öğretim üyeleri tarafından halka anlatıldı. Bu dönemde öğrenciler halkın dikkatini çekmek için sosyal alanlarda Ur Kraliyet Oyunu'nu oynamaya başladı.

Çalışmalar bir süre sonra sonuç verdi. “Bugünlerde Irak’ta pazar yerlerindeki çayhanelere gittiğinizde herkesin sürekli bu oyunu oynadığını görebiliyorsunuz” diyen Barlow, gençlerin ilgisinin son yıllarda arttığını söyledi.

PUBG’NİN PABUCUNU DAMA ATTI

Yakın zamana kadar genç Iraklılar arasında en popüler oyunların başında çevrimiçi mobil savaş oyunu PUBG geliyordu. Barlow, "Dünyanın en eski oyunun yeniden gündeme gelmesiyle birlikte PUBG'nin pabucu dama atıldı" dedi. 

British Museum'daki oyun tahtasının tıpa tıp benzerlerini yapmayı başaran Muvafak ise “İnsanlarımızın unuttuğu bu oyunu yeniden inşa etmek oldukça gurur verici. Geleneklerimizi ve kültürümüzü halkımıza yeninden tanıtmış oluyoruz” ifadesini kullandı.

Barlow ise ilginin birden artmasından memnun olduğunu belirterek “Yerel halkın projeye sahip çıkıyor olması benim için çok önemli” dedi ve ekledi:

“Şimdilerde gençlerin oyunu ve kuralları kendilerine göre geliştirdiğini görüyorum. Oyunu oynayan büyük bir kesim var. Dahası, oyun ilk çağlarda olduğu gibi diğer bölge ülkelerinde de oynanmaya başlandığını görmek oldukça heyecan verici.”

New York Times'da yayımlanan "The Royal Game of Ur: How to Play the Oldest Board Game on Record" başlıklı yazıdan derlenmiştir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!