Steinmeier ile Merkel de mi Alman değil?

Güncelleme Tarihi:

Steinmeier ile Merkel de mi Alman değil
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2018 10:49

Geçtiğimiz pazar günü sağ popülist, İslam ve yabancı düşmanı Almanya İçin Alternatif (AfD) başkent Berlin’de ‘Almanya’nın geleceği’ sloganıyla bir gösteri düzenledi. Polisin verilerine göre, 10 bin katılımcı beklenen bu gösteriye 5 bin, karşı gösterilere ise 25 bin kişi katıldı.

Haberin Devamı

Steinmeier ile Merkel de mi Alman değil
AfD’nin gösterisinde Federal Meclis milletvekili Beatrix von Storch, yine İslam’a kin kustu. 
“Almanya’da İslamiyet’in hakimiyeti kötülerin hakimiyetinden başka bir şey değildir” dedi.
Hızını alamadı.
Alman Futbol Milli Takımı’nın Türk kökenli oyuncusu Mesut Özdil’i hedef aldı.
Alman Milli Marşı’nı söylemediği için Mesut Özil’in Alman olmadığını söyledi.
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştüğü için Mesut Özil’in Alman olmadığını söyledi.
“Alman pasaportuna rağmen Mesut Özil, Alman değildir. Ve Alman olmayan Alman Milli Takımı’nda oynamamalıdır” dedi.
Yani kimin Alman olup olmadığına AfD karar verirmiş gibi bir tutum sergiledi.
Bu mantığa, daha doğrusu mantıksızlığa göre Erdoğan’la görüşen Alman değil.
Bu ne biçim bir mantık, daha doğrusu mantıksızlık?
Bu ne biçim bir anlayış?

Haberin Devamı

***
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşen Alman vatandaşları nasıl oluyor da Alman olmuyor?
Almanya’nın şu andaki Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, defalarca Türk Cumhurbaşkanı ve Türkiye’nin eski Başbakanı Erdoğan’la bir araya geldi.
Ankara’da makamında görüştü.
O halde Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier, Alman değil mi?
Almanya Başbakanı Angela Merkel, hem Türkiye’de hem Almanya’da hem de Brüksel’de defalarca Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya geldi.
O halde Almanya’nın Başbakanı Merkel, Alman değil mi?
Aynı soru Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluşan, görüşen, bir araya gelen daha birçok Alman politikacılar için de geçerli.

***
AfD Federal Meclis Grubu Eşbaşkanı Alice Weidel, “DFB’nin (Alman Futbol Federasyonu) uyum kampanyasına rağmen İlkay Gündoğan, Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı olarak görüyor. Ve Mesut Özil de, AKP için seçim kampanyası yapıyor. En iyisi onlar şanslarını Türk Milli Takımı’nda aramalı. Zira bu ‘çifte pasaport’ futbolda da yürümüyor” açıklamasında bulundu.
Yani bir yerde “Atın bunları milli takımdan” dedi.
Aslında AfD’li sağ popülist politikacılar için bu hiç de yeni bir şey değildir.
Uzun süre Türkiye’de cezaevinde kalan Türk kökenli Alman Die Welt Gazetesi muhabiri Deniz Yücel serbest bırakıldığında, bu haberi Alman medyası, “Alman gazeteci Deniz Yücel, bugün serbest bırakıldı” diye internet sayfalarından, “dün serbest bırakıldı” diye de baskılarından duyurdu.
İşte bu haber üzerine AfD Federal Meclis Grubu Eşbaşkanı Alice Weidel “Bir haberde iki yalan (Fakenews) birden. Deniz Yücel gazeteci de değil, Alman da değil” içerikli bir tweet attı.
Hatta Deniz Yücel’i “Almanya’dan nefret eden biri” olarak niteledi.
Çifte vatandaş statüsündeki Deniz Yücel’in Alman pasaportunu da, Alman vatandaşlığını da, yıllardır yaptığı gazetecilik mesleğini de yok saydı AfD’li politikacı.
AfD’nin benzer yaklaşımlarına daha önceleri de tanık olmuştuk.

Haberin Devamı

***
İngiltere Premier Lig takımlarından Arsenal’de oynayan Türk asıllı Mesut Özil, 2016 yılında Umre’ye gittiğinde Facebook’ta Kabe’nin yanında çekilmiş ihram kıyafetiyle bir fotoğrafını payalaştı.
AfD bu fotoğrafı görünce küplere bindi.
Geçen yıl yapılan genel seçimlerden sonra partiyi terk eden AfD’nin o dönemdeki Eşbaşkanı Frauke Petry, Mesut Özil’i topa tuttu.
Mesut Özil’i bununla politik bir mesaj vermek istemekle suçladı.
Hıristiyan aleminin ruhani lideri Papa Françesko, 2014 yılında Alman Bayern Münih oyuncularını ve yöneticilerini Vatikan’da kabul etti.
Papa Francesko, 2016 yılında Vatikan’da Alman Milli Takımı oyuncularını ve yöneticilerini kabul etti.
Hem Alman Futbol Federasyonu hem de Bayern Münih Kulübü de bu buluşmaları sosyal medyada çok fotoğraflı olarak paylaştı.
Ama hiç kimse de bunu “Acaba bununla politik bir mesaj mı vermek isteniyor?” diye yorumlamadı.
AfD’nin o dönemdeki Eşbaşkanı Frauke Petry de, diğer sağ popülist politikacılar da öyle.
Yani hiçbiri de “öküz altında buzağı aramadı”…
Zaten doğru olanı da buydu…

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!