Şenay Tanrıvermiş
Şenay Tanrıvermiş
Şenay Tanrıvermiş

Narlı, karlı, yarlı bir yıl olsun

Geçen yılın ardından kaybettiklerimiz ve kazandıklarımıza bakınca aramızdan gidenlere, göçenlere, geri gelmeyenlere kocaman biz özlem bulutuyla sarılmak istedim. Kazandıklarımda vardı elbet; içime umut, sevinç ve heyecan serptiler, özellikle de kederlerim

Haberin Devamı

İşte yeni yılın son yazısı... İçimi hicran, hüzün ve sanki gereksiz bir endişe sardı.

Geçen yılın ardından kaybettiklerimiz ve kazandıklarımıza bakınca aramızdan gidenlere, göçenlere, geri gelmeyenlere kocaman biz özlem bulutuyla sarılmak istedim. Kazandıklarımda vardı elbet; içime umut, sevinç ve heyecan serptiler, özellikle de kederlerimin üstüne… "Ah yine mi keder ama artık yeter" diyorum.

Kıpkırmızı bir nar tanesiyle bütün auramı değiştiriyorum. Yeni yılın bereketi, bolluğu, enerjisi ‘NAR’la gelsin. Size bir tvkolog olarak "Afişe baktım bir tane, salona girdim bin tane" bir film yolluyorum. Ne güzel zamanlamışlar. Tam yeni yıla girerken vizyona koymuşlar. Yani tam zamanı, tam zamanı şimdi! ‘Ümit Ünal’ kaleminden ve kamerasından çıkan tüm filmlerdeki hüzün, sihir ve sürpriz dolu tertemiz sahnelerin içimizde bir yerlere dokunması yeni bir şey değil. İnal’ın insanoğlunun karanlık dünyasını apaçık, apaydınlık neredeyse steril sahneleriyle görselleştirdiği ruh röntgenleri, adeta keyifli keyifli sallanırken salıncaktan düşer miyim duygusu yaşatıyor. 

Haberin Devamı

Hepimiz dışarıdan bakınca tamız, bütünüz, tamamız ama nar gibi açılınca bin parça, yarım yamalak, ezik çürük ve her biri diğerinden bambaşka taneleriz. Neyse bence en iyisi filme gitmek, hem içimizi hem de sinemamızı bereketlendirmek. Film popüler olmaya, göz doldurmaya, dikkat çekmeye ya da efekt zoruyla ilgi uyandırmaya çalışmak yerine film olmayı seçmiş. İşte bu yüzden gitmezseniz, duymazsınız ama giderseniz arlanır, uslanır, narlanır, nurlanırsınız. (Kelimeler birbirine uyduğu için değil filme uyduğu için böyle yazdım.)

Bir TVKOLOG olarak bu kadar sinemadan sonra kumandalarıma dönüyorum.

Yılın en iyi dizisini seçiyorum; ‘Kuzey Güney’. Kıvanç’ı havyarı zeytin ezmesi zannettiği için küçümseyenlere diyorum ki "Haklısınız". Türk masalarının geleneksel tadı hıyarı ay pardon havyarı bilmeyen mi var? Buradan Kıvanç’ı bu görgüsüzlüğü nedeniyle ayıplayanlara bol bol hıyar ay pardon havyar ısmarlıyorum.

Yılın en iyi haber programını ‘5N1K’ olarak seçiyor, Cüneyt Özdemir’in vicdanlı ve tarafsız haberciliğine laf edenlere buradan laf ediyorum. Banu Güven’i harcayan haber kanalının artık bir an önce magazin, pop ya da 24 saat müzik yapan kral bir kanala dönmesini rica ediyorum Adı haber, içi magazin ve tap10 dolu bir kanal olarak herkesi işten çıkardılar, geriye top, pop ve zırzop programlar kaldı.

Haberin Devamı

Yılın en iyi yarışması ise ‘O Ses Türkiye’ bence de. Murat Boz’un yerine Hülya Avşar’dan iki tane koysalar daha güzel olur, yani daha da daha daha olur sanki… Aslında ülkemizde tıp ilerliyor, çoğaltsalar ve her programın bir Hülya’sı olsa... Ah bütün dünya bayram olsa!

Yılın en iyi talk showcusu tabii ki Kral Okan Bayülgen. Gittikçe daha dolu, derin ve ciddi meseleleri gayet eğlenceli bir üslupla işliyor. Babalık kendisine yaradı sanki. Eskisi gibi keskin bıçak da değil, herkese yaranacağım diye efendi adam numaraları da yapmıyor. Yalnız param olursa kendisine siyah beyaz çizgili tişörtünün her renginden alacağım.

Yeni yıl geldi, 2012’de görüşmek üzere. Mutlu, başarılı, sağlıklı ve ekran başında değil hayatın içinde güzel bir yıl diliyorum hepimize. Bu böyle uzar gider, ah yine mi keder ama artık yeter!

Haberin Devamı

2012’de birbirinden güzel günler bizi bekler… AMİN!