Yavaş şehir Seferihisar’dan stressiz tatlar

Kınalı Eller Kadın Kooperatifi’nin hünerli ellerinden çıkan damak çatlatan lezzetleri arasında bartavit, paşa öfelemeci, patlıcan güveç, teretür gibi Adana ve yöresinin eşsiz yemeklerini tatmıştık. İşte “Yerel Mutfak Global Lezzet” projesi kapsamında Hilton İstanbul Bosphorus’da bu ayın konukları “Türkiye’nin İlk Yavaş Şehri Seferihisar” sakinleri olacak.

Adana’nın etli yemeklerinden sonra Ege’nin, Seferihisar’ın otlu yemeklerini tadacağız. Yerel mutfak etkinliğinin ev sahibi yine Lalezar Meyhanesi. Gelenler, havaların ısınmasıyla beraber Boğaz’a karşı açılan şahane terasta Yavaş Şehri’n baklalı enginar dolmasını, şevketi bostanını, labada dolmasını, ot haşlamasını, sakızlı tarhanasını midelerine indirebilecek. Tarihler 26–27–28 Nisan. Ajandanıza not edin ki bu son derece sağlıklı, otçul menüyü yiyebilin.  

Fıstıklı arapsaçı, sinkonta, sıra köftesi…

Malum 1999 yılında küreselleşmenin kentleri aynılaştırmasına karşı İtalya’da ortaya çıkan “Yavaş Şehir (CittaSlow)” hareketi, üretimden çok tüketmeye, hızlı yaşamaya ve mekanikleşmeye karşı felsefesiyle günümüzde 28 ülkede 182 üyeye yayıldı. İzmir’in huzurlu mekanlarından Seferihisar da 2009 senesinde Türkiye’nin ilk yavaş yaşayan şehri oldu.  Ege’nin stressiz, sakin ilçesi Seferihisar’dan gelen bu tatlar, karmaşasıyla meşhur dünya metropolünün biz sakinlerine çok iyi gelecek eminim. Yukarıda saydığım lezzetlerin yanısıra fıstıklı arapsaçı, sinkonta, sıra köftesi, balıklama, balık çorbası, oğlak, mandalina soslu lorlu kek, sakızlı lohusa kurabiye de tadılabilecek lezzetler arasında. Hadi afiyet olsun.

Ünlü İtalyan Şef Paper Moon’dan geçti

Geçtiğimiz hafta yeme-içme dünyasının sakinlerini heyecanlandıran bir konuk vardı İstanbul’da. Tanışma ve hatta elinin tadına varabilme şerefine nail olduğum ünlü İtalyan şef Andrea Sposini’den söz ediyorum.


İstanbul’da İtalyan mutfağının hakkını vere vere yıllardır gözde konumunu koruyan Akmerkez’deki Paper Moon’un davetlisi olan usta şef, 1 haftalık süre içinde tüm hünerini gösterdi diyebilirim. Böylesi dünya çapında isim yapmış simaların mutfaklarımızda boy gösteriyor olmasından çok mutlu oluyorum zira yeryüzü genelinde deniz, kum, güneş ya da kültür turizminin yanı sıra gastro turizm artan bir trendle ön plana çıkmakta. Ve tanınmış, bilinmiş şeflerin gittiği, ziyaret ettiği kentlere, ülkelere sonrasında takipçileri tarafından öyle bir ziyaretçi akını oluyor ki şaşıyorsunuz.

İstanbul işte bu açıdan çok mu çok şanslı bir kent. Umarım artarak devam eder bu ziyaretler. Şef Sposini’n CV’si ise şahane.

25 yıllık mutfak deneyiminde Avustralya, ABD, Hindistan ve Mısır’da bulunmuş. California’nın en prestijli otellerinden Umbria’da hazırladığı yemeklerle ünlenen Andrea Sposini hali hazırda öğrencilerine yemek eğitimleri veriyor. Mutfağında balık, taze et ve taze makarnayı kullanmayı seviyor. Yani bilinen İtalyan lezzetlerinin aksine, damak tadını daha çok öne çıkaran yoğun tatlarla çalışmayı yeğliyor.

Hazırladığı menüde de bu detaylar fazlasıyla ortaya çıkıyordu zaten. Baklagiller, sızma zeytinyağı ve taptaze ürünler olmazsa olmazı. Sposini, misafir şef olarak direksiyonunda yine ünlü bir İtalyan olan şef Giuseppe Pressani’nin bulunduğu Paper Moon’un mutfağında dünya çapında bir iş çıkardı. Gelip yemeğini tadanlar da İtalyan mutfağının adı bilinmeyen lezzetlerini tatma fırsatını buldu.