İşletmeciler Ne İster?

Müşterilerin bir restorana girdiklerinde karşılaştıkları sıkıntılar üzerinden beklentilerini, umutlarını yazmıştım daha öncesinde.

Haberin Devamı

Bu hafta söz sırası işletmecilerde… Eski bir işletmeci, daimi bir müşteri olarak sıkıntıların kaynağını genelde işletmecilerde görsem de, kimi serzenişlerinde işletmeciler de hiç haksız değil.

Geçen yazıda yaptığım çağrı sonucu pek çok işletmeci dost kendi sıkıntılarını yazdılar… Onlardan okuduklarımı belli başlı noktalarda toparlamak gerekirse:


Dünyanın Merkezindeki Müşteri:

“Bize rezervasyon sökmez, sen benim kim olduğumu biliyor musun?”

Her müşteri bir işletmeye girdiğinde kendisini odak noktada hissetmek ister. Ancak kimi müşterilerin bu durumu abartıp kendilerini sadece ilgili dükkanın değil dünyanın merkezine taşıdıkları gerçeğini değiştirmiyor. Kendisini ayrıcalıklı hissetmek başka, kendisini dünyanın merkezine koymak başka…

Bayram boyu dolu olan ve rezervasyonla müşteri ağırlayan bir mekanın işletmecisi, tüm masalar dolu olmasına rağmen kendisini x hatırlı kişisinin yeğeni olarak tanıtan bir kişinin beraberindekilerle kendilerine masa sağlanmadığı için olay çıkardığını anlattı. Bir başka müşteri, oturtulduğu masayı, yerini değil, masayı beğenmediği için hali hazırda bir başka müşterinin oturduğu masayla değiştirilmesini istemiş. İşletme boş olan başka bir masaya yönlendirme ya da ilgili masayla değiştirmek istemiş ama nafile: “Şu kadının oturduğu masayla benim masam değişecek.”  Masa da farklı değil aynı model diyor işletmeci.

Haberin Devamı

Önceki gün rezervasyonu full olduğu için alamadığı bir müşteri birkaç gün sonrası için rezervasyon yaptırıyor. Masaya otururken: “Siz bizi almadınız ama biz girdik böyle.” Sanki mekan önce bilerek almamış da sonra gizli girilmiş gibi bir inatlaşma, hırs hali.

 

Mekanı Satın Alan Müşteri:

“Bırak şu mezeleri git limon getir. Adam gibi kes, kafandan aşağı atarım.”

Dünyanın merkezindekindeki müşterinin yakından akrabası, mekanı satın almışçasına her türlü isteği belirtmekte kendine hak gören, kaba tavrıyla da bu durumu perçinleyen müşteri tipi. Bir mekan sahibi yazdı:

“Garsonumuz karşıladı daha ilk saniyeden şefi istediler, şef servis yapacak. Peki dedik tabii ki böyle bir istek olabilir, şef garson ilgilenmeye başladı, kaba saba tavırlar, seni buraya mendirek diye mi koydular, ayılar da şef oldu görüyor musunuz” şeklinde hakaretamiz tavırlar. Bir kabahatimiz mi oldu diye sorduk “siz bizden hesap mı soruyorsunuz?” İnsanın elini kolunu bağlıyor bazısı….”

Haberin Devamı

Su soğuk değil kanıtında bulunmak için garsonun kafasından aşağıya su dökenler, aşçıyı teşekkür etmek için masaya çağırtıp hakaret etmeler, “istersem ben bu mekanda her şeyi kırarım kimse karışamaz” diyip yere bardak fırlatanlar, mekandaki tanınmış solist hanımefendiyi masaya davet etmeye çalışmalar, mekanda eğlenen bir başka ünlü müşteriyi rahatsız etmeler… Sadece mekan değil, dünya onların, her şey onların. 


Hesap Sorunlusu Müşteri:

Hepimize kimi yerlerde hesap fazla gelebiliyor, çoğu zaman da itirazlar yerinde oluyor. Ama bunun böyle olmadığı durumları düşünelim? Buyurun örneklere:

“Balığın kilosu 100 TL dedik, gözü önünde tarttık, 1700 gram geliyor, 170 TL. Parçaladık verdik. Gün sonu hesabında bizim balığı 1700 tarttık ama bizim masaya 1700 gram gelmedi diyor, balığın parasını ödemek istemiyor. Karıştı desem o an o balıktan başka sipariş eden yok.”

Haberin Devamı

“Masaya 5 su götürüldü, bazen karışır, eminiz ama 5 su götürüldüğüne, biz 2 su içtik diyor. 3 su için ses çıkarmıyoruz peki diyoruz da, 3 su ödemekten kaçmak neyin nesi.”

“Siz bize büyük değil küçük getirdiniz diyor ama bu itirazı yaparken masada hala büyük şişe var. “

“Biz buraya hep geliyoruz bizim hesabı bir revize edin” diye istek geliyor ama biz ne kendisini daha önce görmüşüz ne de mekanda tanıyan var ne de hesap öyle tuhaf ya da abartı… Yine de ufak bir şey yapıyoruz buna rağmen ooooo… aaaa…”

“3 meze 50 lira olur mu diyor, önden menüyü isteyip öyle sipariş vermiş olmasa diyeceğim ki haydi neyse.”

 

Her Zaman Haklı Müşteri:

Bazı işletmecilerden de, “müşteri her zaman haklıdır” mentalitesinin suistimali sebebiyle yaka silkme mesajları aldım.

Haberin Devamı

“Müşteri her zaman haklı değil, haklı olmak zorunda da değil. Biz de kibarca olmak kaydıyla müşteriye yanıt verebilir, isteklerini gerçekleştirmeyebiliriz. Biz istenileni yapmayınca sosyal medyada linç başlıyor bu sefer.”

Mekanların da medeni çerçevede kalmak suretiyle  eleştiriye yanıt verme, kimi müşteriyi mekanda ağırlamama hakkı var, bunun da farkında olmak lazım.

 

Gelecek hafta yazılar sonrası hem işletmeci hem de müşteri tarafından gelen kısa anektodlar, son Adana seyahati ve çok daha fazlasıyla karşınızda olacağım.

Yazarın Tüm Yazıları