Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan "Kentsel dönüşüm tercih değil zorunluluktur"

Güncelleme Tarihi:

Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan Kentsel dönüşüm tercih değil zorunluluktur
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2020 17:33

 Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin ASLAN “Depreme karşı en etkili önlem yeni uydu kentler oluşturmaktır. Covid-19 sürecinde karşılaştığımız sıkıntılarda göz önünde bulundurularak çağdaş dünyanın öngörmüş olduğu en yüksek kentsel standartları Türkiye’ye, kentlerimize getirmeliyiz” dedi.

Haberin Devamı



İzmir’deki konutların %70’inin 30 yaşın üzerinde, TUİK’in açıklamalarına göre 313 bin konutun depreme karşı dayanıksız olduğu değerlendirildiğinde, kentsel dönüşümün tercih değil, zorunluluk olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurgulayan ASLAN “Kentsel dönüşümde temel ilke kentte yaşayan herkesin ekonomik, sosyal, kültürel, fiziksel, çevresel ve güvenlik bağlamında ‘kaliteli’ bir yaşama sahip olmasıdır” dedi. Dönüşümün sınırlı bir zaman dilimiyle değil, sürdürülebilirlik prensibine uygun olarak yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan ASLAN “Aynı zamanda proje alanında yaşam kalitesinin devamını sağlamak için vatandaşlarla birliktelik, dayanışma ve iletişim kesintisiz sürdürülmeli” diye konuştu.

KENTSEL DÖNÜŞÜM’DE 3 TEMEL İLKE :
“NİTELİK, YERİNDELİK VE BİRLİKTELİK”

Kentsel dönüşümün günü kurtarma değil, geleceği kucaklama hedefli ve ‘NİTELİK, YERİNDELİK VE BİRLİKTELİK’ prensiplerinden sapma göstermeden gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çeken ASLAN; “Nitelikten kastım fiziksel, sosyal ve kültürel donatı alanlarıdır. Yeşil doku ve sosyal alanlar bu bağlamda ciddi bir biçimde dikkate alınmalı, üretilecek ‘NİTELİKLİ’ konutlar; deprem, yangın, otopark ve yalıtım yönetmeliğine uygun olmalı, ‘engelli’ yurttaşlarımızın ‘engelsiz' yaşayacakları fiziki düzenlemeyi de içermelidir. Aynı zamanda “YERİNDE dönüşüm’ ile insanlarımızı yaşadığı çevreden koparmadan yerinde dönüşüm sağlanmalıdır. BİRLİKTELİK ilkesi ise kentsel dönüşümün Anayasası’dır. Kentsel alanların yeniden düzenlenmesini öngören ve belli bir toplumsal hinterlandı olan projeler, ancak; birlikte çalışarak, katılımcılık ve saydamlık yoluyla başarıya ulaşabilir”

Günümüzde, dünyada gelişmişlik açısından devletlerin yanı sıra kentlerin de yarıştığını vurgulayan ASLAN “İzmir’in afetlere yönelik karakteristiği, kaçak ve denetimsiz yapılarının oranı, denetimli yapı stoğunun fiziksel (yaş) yapısal (depreme dayanıklı) özellikleri değerlendirildiğinde nitelikli “kentsel dönüşüm uygulamalarının” kent için kaçınılmaz olduğu görülmektedir. Yerel yönetimlerle işbirliği içinde metropollerde ‘stratejik gelişme’ planları hazırlanmalı, bu planlarla kentlerin sağlık, turizm, finans, eğitim ve kültür merkezlerine dönüştürülmesi hedeflenerek marka kentler oluşturulmalıdır” dedi.

“TOPLUMCU PROJELER GELİŞTİRİLMELİ”

ASLAN, Ege-Koop’un yeni dönemde de sorumluluk olarak gördüğü ‘TOPLUMCU PROJELER’ için kolları sıvadığını belirterek “Tüm kentte toplumcu, katılımcı ve demokratik örgütlenme anlayışıyla kent ortaklığı kurulmalı, bu ortaklığın özel sektör, kamu sektörü ve yerel katılımcılardan oluşan 3 taşıyıcı sütunu olmalıdır. Odağında halkın olduğu, demokratik, katılımcı, saydam ve hesap verebilir yönetim anlayışıyla projeler hazırlanıp, uygulanmalıdır” dedi. Toplumcu kentsel dönüşüm projelerinin ‘bütüncül’ bir yaklaşımla uygulanması gerektiğini belirten ASLAN “Uygulanacak bölgenin güçlü, zayıf yönleri, fırsatları ve tehdit unsurları göz önünde bulundurulmalıdır” diye konuştu.

Ege-Koop’un kentsel dönüşüm felsefesinin odağında insan, hedefinde de; sağlıklı, mutlu, güvenli yaşam, sosyal eşitlik, toplumsal barış, kentsel rekabet ve modern kentleşme olduğunun altını çizen ASLAN “Acil kentsel dönüşüm ve depreme önlem olarak İzmir’in dört bir bölgesinde yeni uydu kentler oluşturmak ihtiyacıyla karşı karşıyayız. İzmir’i çevreleyen hazine arazilerinde uydu kentlerin inşası için imar çalışmalarına başlanması ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda siyaset üstü bir anlayışla sürdürülebilir işbirliği artık kaçınılamaz bir zorunluluk haline gelmiştir” dedi.

Kontrolsüz göç, plansız, sağlıksız kentleşme, kaçak yapılaşma ve yaşanılan deprem felaketinin kentsel dönüşümü özellikle İzmir bağlamında ötelenemez bir ihtiyaç haline getirdiğini vurgulayan ASLAN “Sağlıksız kentleşme, kaçak ve çarpık yapılaşma sık sık çıkarılan imar afları bir yandan kent estetiğini bozarak görüntü kirliliğine neden olduğu gibi diğer yandan da; sosyal dokunun bozulmasına, farklı görüntü ve özellikte kent parçalarının oluşmasına, dolayısıyla ekonomik, kültürel farklılaşmaya ve yoksulluk görüntüsünün yaygınlaşmasına yol açmıştır” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!