Serdar Uluer

Onur mücadelesi

16 Mayıs 2004
<B>BUNCA </B>yokluğa rağmen, centilmenliği hiçbir zaman elden bırakmadan, canını dişine takarak oynayan İstanbulsporlular, Süper Lig’de kalmayı başardı. Adnan Sezgin’in başkanlığında, Aykut Kocaman’ın önderliginde destan yazdı sarı siyahlılar. Her türlü engeli aşıp, örnek bir mücadele sergileyerek, amacına ulaştı.

Konya’da, mutlaka kazanmak zorunda olmanın stresiyle maça başladı İstanbulspor. İlk dakikalarda pas hataları yaptılar. Bu, Konyaspor’un oyunu rakip alana yığmasını sağladı. Belki de Aykut Kocaman’ın beklediği de buydu. Oumar dışındaki defans oyuncularını orta sahanın ilerisine sürmesiyle geride geniş alanlar bıraktı ev sahibi ekip. Boliç ve Balili bu açıkları çok iyi değerlendirdi. 30 dakika içinde fırsatçılığını konuşturan Balili, skoru 2-0’a taşıdı. Sakatlanıp oyundan çıkmasına rağmen, işi bitirmenin huzuru içindeydi.

Silahları susturdular

İstediği skoru yakaladıktan sonra top çevirerek maçın temposunu düşüren İstanbulspor, Saidou ile, rakibin organizatörü Altan’ı kitledi. Böylelikle gol kralı Zafer Biryol ve Cenk beslenemedi. Ve sahada kaybolup gitti. İkinci yarıda Cenk’in yerine, fizik gücü yüksek Tayfun’un oyuna sürülmesi de görüntüyü fazla etkilemedi. Konyaspor saldırır gibi gözüktüyse de, net pozisyonlar üreten, konuk ekip oldu.

Zafer Önder İpek’in bitiş düdüğü, 2003-04 sezonunda yaşanan bunca çirkinliğe de son verirken, Kasapoğlu, Cemil, Alparslan, Yılmaz gibi unutulmaz yıldızları futbolumuza armağan eden İstanbulspor, bu kez de müthiş onur mücadelesiyle Türk futbolunda yeni bir sayfa açtı.
Yazının Devamını Oku

Gerçek kral

6 Mayıs 2004
<B>TEKNİK </B>direktörünü kaybetmekle futbol kişiliğini yitiren G.Birliği, Türkiye Kupası’nı bir kez daha Trabzonspor’a kaptırırken, skor olarak da ezildi. Tam bir mihenk taşıydı bu maç. Bir yanda, hiçbir kupa kazanmamasına rağmen yönettiği takımları güzel futbol oynattığı gerekçesiyle Milli Takım’ın başına getirilen ‘taçsız kral’ Ersun Yanal... Diğer yanda, Samet Aybaba’nın mirasını iyi değerlendirip, Trabzonspor’u yıllar sonra ligde ve kupada şampiyonluk yarışına taşıyan Ziya Doğan... Hangisi bu sezon daha başarılıydı, hangisi gerçek kraldı? Halkı TBMM’de temsil eden koskoca bir milletvekilinin ‘şike’ iddiaları, doğru çıkacak mıydı? İşte futbol kamuoyunun uzun süre tartıştığı bu soruların yanıtı ortaya çıkıyordu.

Kağıt üzerinde bordo mavililer her yönüyle şanslıydı. Çünkü, rakibi, moral ve fizik olarak çökmüştü. Serkan, Deniz, Ümit, Ali Tandoğan, Damir, Veysel, hatta sözleşmesi süren Mustafa Özkan bile transfer hayalleri kuruyordu.

Agresif futbolla sindirdiler

İşte bu artılarla maça başlayan Trabzonspor, agresif futboluyla rakibini sindirdi. Kondisyonsuzluktan alan daraltmayı beceremeyen Başkent ekibi, pres karşısında top çevirmeyi de beceremeyince, oyunun hakimiyetini rakibine kaptırdı. Augustine çabukluğu, Gökdeniz yaratıcılığı, Mehmet Yılmaz fizik üstünlüğü ve çalışkanlığıyla kırmızı siyahlı defansı dağıttı. Tolga’nın kaçırdığı pozisyon, golün habercisiydi. Nitekim Mehmet Yılmaz, takımını öne geçirmekte gecikmedi. Burada Damir’in de büyük hatası vardı.

Bu taraftar yakışmıyor

Yanal,
yenik duruma düşen futbolcularını ileri sürmeye kalkınca, Ziya Doğan’ın ekmeğine yağ sürdü. Kontratağı avantaj olarak yorumlayıp bu oyun tarzını onaylayan Doğan’ın haklılığı, Gökdeniz’in birinci golüyle tasdiklendi. Skoko’nun müdahalesinde, artist gibi kendini yere atan Hüseyin, Kuddusi Müftüoğlu’nu çok iyi kandırdı ve takımına penaltı kazandırdı. Ardından, Yattara’nın düşürülmesiyle ikinci kez penaltı noktasını gösteren Müftüoğlu, Yanal’ın da ipini çekmiş oldu. Bu, Milli Takım için anlaştığı gün Yanal’ın G.Birliği’ndeki görevine hemen son verilmesini isteyen bazı yöneticilerin de, ne kadar haklı olduklarının en iyi ifadesi oldu.

Trabzonspor, kupayı anasının ak sütü gibi hak etti. Ancak, şampiyonluğa oynayan takımını sahaya atlayarak engelleyen, birbirlerini bıçaklayacak kadar gözü dönen taraftar müsvetteleri, bu takıma hiç mi hiç yakışmıyor.

Dün akşamki zorlu finali Kuddusi Müftüoğlu kaldıramadı. İkili mücadeleleri doğru yorumlayamayan ve sonuçta da futbolcuları isyan ettiren Müftüoğlu’nun tek doğrusu, Youla’ya gösterdiği kırmızı karttı.
Yazının Devamını Oku