Şenol Kalyoncu

Baş ağrıları ve migren

21 Nisan 2024
Sevgili Hürriyet okurları... Baş ağrısı şikâyeti toplumda en sık görülen sağlık problemlerinden biridir. Erkeklerde yüzde 93, kadınlarda yüzde 99 olmak üzere neredeyse herkes ömür boyu bir kez de olsa bu ağrıyı yaşamıştır.

Bu ağrıyla ilgili merak edilenleri TOBB ETÜ Hastanesi Algoloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Dostali Aliyev’e sordum. Şu bilgileri verdi: Altta yatan bir hastalıkla bağlantısına göre baş ağrıları ‘primer’ ve ‘sekonder’ olarak iki kısma ayrılır. Primer baş ağrıları santral sinir sistemi veya sistemik bir hastalığa bağlı olmayan, çoğu zaman nedeni tam olarak netleştirilemeyen baş ağrılarıdır. Sekonder baş ağrıları çeşitli hastalıklara, patolojilere bağlı gelişen ağrılardır. Tüm baş ağrılarının yaklaşık yüzde 95’i primer baş ağrıları, onların da yüzde 90’nı migren, gerilim tipi baş ağrısı ve küme baş ağrısı oluşturmaktadır.

Uzm. Dr. Dostali Aliyev

MİGREN NEDİR?

Migren, ataklar halinde seyreden primer baş ağrısıdır.

MİGREN ATAĞI BELİRTİLERİ NELERDİR?

Migren tipik olarak 4-72 saat süren, genetik yatkınlığı olan kişilerde bazı besinler (mayalı yiyecekler, içecekler), yorgun ve stresli çalışma ortamı, hava değişimi, işe yetişme telaşı, çok veya az uyumak, yaşanan duygusal anlar (aniden sevinmek veya üzülmek) gibi tetikleyici faktörlerle ortaya çıkan genellikle tek taraflı, göz çevresi, şakaklarda, zonklayıcı, orta veya şiddetli, fiziksel aktivite ile şiddetlenen bulantı, kusma veya ses-ışık hassasiyetinin eşlik ettiği ağrı ataklarıyla seyreden bir hastalıktır.

MİGREN AĞRISI NEREDE OLUR?

Yazının Devamını Oku

Gebelikte fetusda (bebekte) gelişme geriliği

14 Nisan 2024
Sevgili Hürriyet  okurları… Bebekte gelişme geriliği, anne karnındaki fetüsün beklenen potansiyel büyüklüğüne ulaşamadığı durumu ifade etmektedir.

Gelişme geriliğine sahip fetüsler, aynı hafta içindeki diğer fetüslere kıyasla çok daha küçüktür. Tıptaki adı intrauterine gelişme geriliği, yani rahim içindeki bebeğin gelişiminin geriden gelmesi.

GELİŞME GERİLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Fetüste gelişme geriliği görüldüğünde bu durum anne adayında çoğunlukla herhangi bir belirtiye neden olmamaktadır. Anne adaylarının çoğuna ultrason sırasında tanı konur. Bazı durumlarda ise anne adayı karnının büyümediğini veya bebeğin az hareket ettiğini ifade eder.

BEBEKTE GELİŞME GERİLİĞİ NEDENLERİ

Gelişme geriliği hamilelik sırasında herhangi bir zamanda çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Gelişme geriliği görülme ihtimalini artıran bir dizi faktör vardır. Fetüs hücrelerindeki kalıtsal bir anormallik ya da anne adayının kötü beslenmesi veya düşük oksijen alması gibi durumlar gelişme geriliğine yol açabilir. Ayrıca çoğul gebeliklerde de gelişme geriliği görülebilir. Anne adayında bulunan böbrek hastalığı, diyabet, kalp hastalığı ya da yüksek tansiyon gibi kronik rahatsızlıklar, yetersiz beslenme, bazı enfeksiyonlar, madde bağımlılığı ve sigara içmesi gibi faktörler fetüste gelişme geriliğine neden olabilir.

GELİŞME GERİLİĞİ TEŞHİSİ

Yazının Devamını Oku

Gebelik, doğum ve lohusalık

7 Nisan 2024
Sevgili Hürriyet okurları... Bu hafta Doğasında Doğum Derneği Başkanı Prof. Dr. Aydan Biri ile doğum süreci ve lohusalık konusunda keyifli bir sohbet yaptık.

Ayrıca kendisi derneğin her yıl düzenlediği geleneksel Bolu Koru Otel’de doğum ile ilgili tüm profesyonellere, yani hekim, ebe, hemşire, teknisyen gibi çalışanların bilgi becerilerini arttırmaya yönelik kongre ile ilgili de bilgiler paylaştı. Aydan Hocam bu işe yıllarını vermiş bir hoca. Kadın doğum ve yüksek riskli gebelik uzmanı ve aynı zamanda üniversitede binlerce kadın doğum uzmanı yetiştirmiş bir akademisyen. Dernek olarak gebelik, doğum ve lohusalık ile ilgili tecrübelerini bu kongrede meslektaşları ile paylaşacağını ve 25-28 Nisan’da üç günlük kurs-eğitim programları olduğunu belirtti. İşte verdiği bilgiler...

Prof. Dr. Aydan Biri

KIYMETLİ BİLİM İNSANLARI KATILIYOR

Bu yıl 7’ncisinini düzenlediğimiz kongremizde, Koru Hastanesi olarak Doğasında Doğum Derneği ve Anadolu Ebeler Derneği ile yine birlikteyiz. Bilimsel programımız gebelik öncesi süreçler, gebeliğe hazırlık, gebelik süreci doğum ve lohusalık alanlarında dünya ve ülkemiz üzerindeki uzun yılların tecrübesi ile ortaya konulmuş bilgi ve birikimleri içermekle birlikte, farklı bakış açıları ve görüşleri detaylı ve özgürce tartışılabileceği çok kıymetli bilim insanlarının katılımıyla düzenlenmiştir. Bugüne kadarki bilimsel toplantılarda benzeri görülmemiş panellerle, hem alanında uzman hekimler, hem de ebe ve hemşirelere çok farklı bir bakış açısı kazandıracaktır. Kadın anne ve bebek sağlığı, kadın doğum hekimleri, perinatoloji, neonatoloji, pediatri, pediatrik nöroloji, genetik ve halk sağlığı disiplinleri, ebeler ve hemşirelerin ayrılmaz birliği ile sağlıklı bir şekilde yürütülebilir. Biz mevcut uygulamalarımızda da olduğu gibi kongremizde de bu birlik ve iş birliğinin gücünü bir kez daha göstereceğiz.

İYİ SONUÇLAR İÇİN EKİP OLMA İHTİYACI

Özetle, en temel koruyucu sağlık hizmeti olan doğumun daha iyi anlaşılması, anlatılması sürecin anne ve bebek için en iyi şekilde yönetilmesi, topluma en temel katkıyı sağlayacaktır. Yıllardır bu bilinçle en temel koruyucu hekimlik olan gebelik izlemi ve doğum için çabalarken, bir yandan öğrenmeye, bildiklerimizi aktarmaya gayret ediyoruz ve bu anlamda idrakında olduğum en mühim şey ise iyi sonuçlar için ekip olmaya ihtiyaç var. İşte bu bilinçle bu yıl 7’ncisi düzenleyeceğimiz kongremizde, kadın sağlığının görünür görünmez yüzlerce kahramanı da bu felsefeyle bir araya geliyor. Doğum ekibinin tümüne, bir kadının yaşayabileceği doğanın bu en tarifsiz deneyiminde eşlik ettikleri ve daha iyisi için verdikleri tüm bu çabaya gönül vermişlere gayretlerini sürdürdükleri için binlerce teşekkürler.

Yazının Devamını Oku

Akciğer kanserinde güncellenen tedavi yöntemleri

31 Mart 2024
Sevgili Hürriyet okurları… Dünya genelinde hem kadınlarda hem de erkeklerde en sık görülen kanserlerden birisi olan akciğer kanseri yüzde 80 oranında çevresel etmenlerle ortaya çıkmaktadır. Bu etmenlerin başında da sigara kullanımı geliyor.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, akciğer kanserinde en güncel tedavi yöntemlerini bizler için açıkladı:

AKCİĞER KANSERİ ÖNLENEBİLİR BİR KANSER TÜRÜDÜR

Dünyada her yıl 2,2 milyon, ülkemizde ise yaklaşık 41 bin hastaya yeni akciğer kanseri teşhisi konmaktadır. Tüm kanserlerde olduğu gibi akciğer kanserinde de erken tanı oldukça önemlidir. Bunun için de belli aralıklarla gerekli tetkikler yapılmalı, uzun süren öksürük, kilo kaybı, kanlı balgam, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi şikâyetlerin varlığı halinde vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

SİGARA KULLANIMI AKCİĞER KANSERİNİN EN ÖNEMLİ NEDENİ

Sigara kullanımı akciğer kanserinin en yaygın nedenleri arasındadır. Ailede bir bireyin sigara kullanma alışkanlığı varsa bu diğer bireylerin de sigara kullanma ihtimalini arttırabiliyor. Özellikle anne veya baba sigara içiyorsa bu kötü alışkanlık çocukta da görülebiliyor. Sigara dumanı, kansere neden olabilecek çok sayıda kanserojen içerir. Başta akciğer kanseri olmak üzere en az 15 farklı kanser türünün görülme riski, sigara kullanımında ve pasif içicilikte artmaktadır. Sigara bırakıldıktan ancak 25-30 yıl sonra akciğer kanser riski hiç sigara içmeyenler ile aynı düzeye gelmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar elektronik sigaranın da akciğer kanseri riskini arttırdığını belirtmektedir. Elektronik sigara kullanımında DNA defektleri meydana gelerek bu riski arttırdığı düşünülmektedir.

GÜNCELLENEN TEDAVİDE GENETİK VE MOLEKÜLER TESTLERİN ÖNEMİ

Yazının Devamını Oku

Kolesterol ve damar sertliği

24 Mart 2024
Sevgili Hürriyet okurları… Günümüzde pek çok kişinin merak ettiği sağlık sorunları arasında yer alan kolesterol ve damar sertliğini TOBB ETÜ Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü doktorlarından Op. Dr. Cemal Aslan ile konuştum. İşte verdiği bilgiler...

Damar sertliğini en fazla gördüğümüz yer atardamarlar olmakla beraber, damarların kalınlaşması ve esnekliğini kaybetmesi sonucunda vücudumuzdaki organ ve dokulardaki kan akışının yetersizliği ile kendini belli etmektedir. Damar sertliği daha sıklıkla kalpte görülür ancak diğer organlarda da görülebilir. Kolesterol yüksekliği damar sertliği oluşmasının önemli risk faktörlerinden birisidir. Beraberinde yüksek tansiyon dediğimiz hipertansiyon da var ise damar sertliği oluşma riski daha da artmaktadır. Kişinin kolesterol değeri ne kadar yüksek ise kalp hastası olma ihtimali de o kadar yüksektir.

Op. Dr. Cemal Aslan

Hayatımızda yapacağımız değişiklerle kolesterol değerlerini belirli bir seviyede kontrol altında tutabiliriz. Aşırı kalorili besinlerden kaçınırsak, yağlı besinlerin tüketiminin azaltılmasını sağlayıp, düzenli egzersiz yaparsak özellikle iyi huylu kolesterol dediğimiz HDL değerinin yükselmesini, kötü huylu kolesterol LDL’nin ve trigliserid değerlerinin düşmesini sağlayabiliriz. Son olarak damar sertliğini daha sıklıkla atardamar sisteminde gördüğümüzü sizlere tekrar hatırlatmak isterim, bir toplardamar sistemi hastalığı olan varis oluşmasında damar sertliği ve kolesterolle bir ilişki bulunmamaktadır.

14 MART TIP BAYRAMI'NIN ANLAMI

Tıp bayramı bir cümle ile nasıl anlatılır bilemem ama uzun bir cümle bile yeterli olmayabilir.  Cemal Hocayla 14 Mart Tıp Bayramı'nı da konuştuk. İnsanlık tarihinden günümüze kadar kutsallığını korumuş olan mesleklerin en yücelerinden olan sağlık çalışanlarının öz verilerini ne kadar anlatmak istesek de az olacaktır. Ailesiyle günün en güzel vaktinde, en güzel yemeklerin hazırlandığı sofradan kalkıp insan sağlığı için koşarak giden bir hekim arkadaşımızdan, o insanın hayata tutunmasını sağlamak için çaba gösteren hemşire arkadaşlarımın, sağlık teknisyenlerinin ve her türlü sağlık çalışanlarının geçmiş Tıp Bayramı kutlu olsun. Bu bir meslek değildir sevgili okurlar, bu bir yaşam tarzıdır. İnsanların korkarak kaçtıkları bir duruma, biz sağlık çalışanları koşarak gideriz. Günümüze kadar da bu böyle gelmiştir. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız acı deprem felaketinde de tüm halkımız gibi sağlık çalışanları ailelerini geride bırakarak oradaki acılı insanlara koşarak yardıma gitmiştir. Gidemeyen sağlık çalışanı arkadaşlarım da onlara kalben her türlü desteklerini vermiştir.

Tıp Bayramı neden 14 Mart’ta kutlanıyor kısaca tarihi bir bilgi ile sohbetimize devam edelim istiyorum. Osmanlı Devleti'nde 19. yüzyılda ordunun ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve yaralı olan askerlerin can kayıplarını en az seviyeye indirecek ve tedavilerinin çağın gereklerine göre yapabilecek hekimleri yetiştirme fikrinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. II. Mahmut döneminde hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi önerisiyle 14 Mart 1827’de ilk cerrahhane, Şehzadebaşı'daki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulmuştur. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, ‘Tıp Bayramı’ olarak kutlanmaktadır.

Yazının Devamını Oku

Erken çocukluk dönemi ve gelişimi nedir?

17 Mart 2024
Sevgili Hürriyet okurları… Erken çocukluk dönemi, doğumdan ilkokul dönemine kadar olan 0-8 yaş arasındaki çok önemli bir süreci kapsar.

Bu dönemde anne/babalar sağlıklı gelişimin en önemli belirleyicileridir. Aileler çocuklarına düzenli uyku ve yemek alışkanlıkları kazandırma, tuvalet eğitimi verme ve duygularına hükmetmeyi öğretmenin yollarını bulmaya çalışmaktadırlar. Benlik saygısı, değerli hissetmek, sevilmek ve kabul edilmek çocuğun ilerideki okul başarısı, okuldaki tutum ve davranışları ile mutluluğu için kritik rol oynar. Önce aile içinde başlayan sosyalleşme, daha sonra arkadaşlar ve dış ortamdaki çevre ile devam edecektir. Bu dönemde çocuk, gelişimin her alanında önemli ilerlemeler gösterecektir. Konuyla ilgili olarak Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Demet Soylu ve Erken Çocukluk Dönemi Danışmanı Ayşegül Kazan ile birlikte erken çocukluk dönemi ve önemi ile ilgili bir söyleşi yaptık.

Demet Soylu

 

Ayşegül Kazan

“Erken çocukluk gelişimi fiziksel, bilişsel, dil, sosyal ve duygusal gelişimini içerir. Temel bir çocuk hakkı olmasına karşın ne yazık ki pek çok çocuk doğuştan getirdiği potansiyeline erişememektedir. Erken çocukluk gelişimini etkileyen üç ana bileşenden söz etmek mümkündür. Bunlar; beslenme, çevre ve uyaranlardır. Sağlık bu faktörlerden etkilenir ve bozulan sağlık da bu faktörleri etkileyecektir.

NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?

Beyin hücreleri arasındaki bağlantıların yüzde 80’ine 1 yaşında, yüzde 90’ına ise yaklaşık 6 yaşına kadar ulaşılmaktadır. Dolayısıyla beynin en hızlı şekilde hayatın ilk yıllarında geliştiğini söyleyebiliriz. Tabii ki çocuğun potansiyelinin en üst düzeye ulaşması; doğru zamanda doğru uyaranlar verilmesiyle mümkündür. Bebeklik döneminden itibaren özellikle duyusal uyaranlarla birlikte fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişiminin desteklenmesi gerekmektedir. Yani bebeğimizin bir yıl boyunca herhangi bir uyaran vermeden kendiliğinden büyümesini bekleyip sonrasında fiziksel ve zihinsel gelişimine odaklanmak olumsuz sonuçlanacaktır. Bundan dolayıdır ki gelişimine destek olmak için 1 yaş bile geç diyebiliriz.

Yazının Devamını Oku

Varisler hakkında bilmediklerimiz

10 Mart 2024
Sevgili Hürriyet okurları… Günümüzde her iki kişiden birinde görülen varisleri TOBB ETÜ Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi bölümü doktorlarından Op. Dr. Cemal Aslan ile konuştum. İşte verdiği bilgiler...

Venöz yetmezlik (reflü, kaçak) dediğimiz rahatsızlık, toplardamar sistemindeki kapakçık (valf) sisteminin bozulması sonrası bacaklarda kanın göllenmesi ile ortaya çıkmaktadır. Varis cilt altındaki toplardamarların (ven) genişleyerek uzaması, kıvrımlı hale gelmesi ile ciltten kabarık olarak görülmesidir. Aynı zamanda cilt altındaki ince kılcal damarlardaki yapısal bozukluk sonrası da ortaya çıkabilmektedir.

Op. Dr. Cemal Aslan

*

Varisler oluştuktan sonra bacaklarda ve ayak tabanlarında ağrı, şişlik, ayaklarda yanma, gün içerisinde oluşan ağrı ve dolgunluk hissi görülebilmektedir. Gece ortaya çıkan bacak krampları, ayaklarda uyuşma, karıncalanma, sıcak mevsimlerde ayak bileklerinde kaşıntıya da sebep olabilmektedir. Varislerdeki belirtiler ise ayak bileklerinde ödem, cilt altında görülen mavi ve mor damarlar, ciltte kabarık şekilde görülen damarlar ve ayak bileklerinde hiperpigmentasyon dediğimiz renklenmeler ve ciltte incelmeler görülmektedir. Eğer varisler tedavi edilmez ise ileri evrelerde iyileşmeyen yaralara neden olmaktadır.

*

Varislerin en büyük sebebi genetiktir. Ailede varis hastası var ise diğer aile bireylerinde de görülebilir. Kadınlarda erkeklere nazaran daha sık görülür. Özellikle hamilelik sonrası ortaya çıkabilmektedir. Obezite, yaşlılık, uzun süre hareketsiz oturmak ya da ayakta kalmak da varislerin oluşma sebepleri arasında sayılabilir. Varis tanısı için bir Kalp ve Damar Cerrahi uzmanına başvurmanız gerekmektedir. Hasta ile ilk görüşmede mevcut şikâyetleri ve belirtileri değerlendirilir. Ardından hasta ayakta iken yapılan dopler USG ile tanısı konulur. Özellikle dopler USG tetkikinin tedaviyi yapacak doktor tarafından yapılmasını önermekteyiz.

*

Yazının Devamını Oku

Tenisçi dirseği

3 Mart 2024
Sevgili Hürriyet okurları... Bu hafta tıptaki adı lateral epikondilit olan tenisçi dirseği konusunu spor hekimliği konusunda uzmanlaşmış olan Uzm. Dr. Mehmet Murat Seven ile konuştum. İşte verdiği bilgiler…

TENİSÇİ DİRSEĞİ (LATERAL EPİKONDİLİT) NEDİR?

Dirsek tendonlarının, daha çok ağırlık kaldırmayla ilgili tekrarlayan hareketler sonucu hasarlanmasıyla oluşan ağrılı bir durumudur. Bu tekrarlanan hareketler sonucunda sık kullanılan tendonlarda yırtılmalar ortaya çıkabilir. Bu da kolları veya bilekleri kullanırken ağrıya yol açabilir. Tenisçi dirseğinde özellikle dış taraftaki dirsek tendon ve kaslarındaki küçük yırtılmalar sonucu oluşan ödem nedeniyle şiddetli ağrılar oluşur. Ağrı, dirseğin dış ve üst tarafında hissedilir ve özellikle bir ağırlık kaldırmak veya kol hareketleri yapmak için güç sarf etmek gerektiğinde şiddetlenebilir. Tedaviye istirahat, buz ve ilaç uygulaması ve egzersizler ile başlanmalı eğer geçmez ve kronikleşirse proloterapi gibi yeni hücre oluşumunu sağlayacak tedaviler denenmelidir. PRP, Ozon ve ESWT tedavileri de seçenekler arasındadır.

Uzm. Dr. Mehmet Murat Seven

TENİSÇİ DİRSEĞİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Tenisçi dirseğinin aşağıdaki gibi birden fazla belirtisi olabilir.
* Dirsek dışında şiddetli ağrı ve hassasiyet.

Yazının Devamını Oku