Selim Türsen

Haftaya bugün

8 Mayıs 2023
HAFTAYA bugün yeni bir Türkiye’ye uyanacağız. Yeni Türkiye çünkü gerek iktidar, gerek muhalefet bu seçimlerin kader seçimi olacağını söylüyor. Son haftaya kadar başa baş görünen tablo önümüzdeki günlerde değişmezse sonuçları büyük heyecanla izlenecek bir seçim yaşayacağız.İzmir’de kendi çevremden yaptığım nabız yoklamalarından kararsızların saflarını belirlemeye başladıklarını görüyorum. Örneğin; önceki hafta, iktidara kızdığı için Muharrem İnce’ye oy vereceğini söyleyen bir kişi geçtiğimiz hafta oyunu netleştirdiğini, Erdoğan ve AK Parti’ye vereceğini söylüyordu. İzmir’de oturup Manisa ve Kemalpaşa çevresindeki köylerine gidip gelenler de köylülerinin AK Parti’ye oy vereceğini söylüyordu.


VAATLER SEVİNDİRİYOR
Soğan fiyatının 30 TL’ye kadar çıkmasına tüketici kızgın ama üreticilerin ağzı kulaklarında. Üreticilerin sözlerinden patates, soğan gibi pek çok üründeki fiyat artışlarının iktidarın tarım kesiminden alacağı oyları olumlu etkilediği anlaşılıyor. Buna karşılık Kılıçdaroğlu’nun bayramda emeklilere 15 bin lira vaadi de hayli etkili olmuşa benziyor. Seçmenler birbirlerine, “Senin oyun satılık mı?” diye takılsa da dar gelirliler için hayli yüksek bir meblağ bu. Kısa vadede günü kurtarma telaşıyla yaşayanlar için bunlar cazip vaatler.
Enflasyonun 80’li yıllarda olduğu gibi ekonomiye yapışmaya başlamasının oyları ne denli etkilediğini önümüzdeki hafta göreceğiz. Bir satıcıyla sohbet ederken fiyatlarını peynir fiyatına bağladığını söylüyordu. “Geçtiğimiz yıl 40–50 TL olan peynir bu sene 150–200 TL. Ben de sattığım malın fiyatını peynire göre ayarladım” diyor. Kendi açısından haklı. Bu yıl da geçen sene olduğu gibi evine her ay örneğin 1 kilo peynir götürmek istiyorsa o da sattığı ürüne aynı oranda zam yapmak zorunda. Yoksa yaşam standardı düşüyor.
Ama ürününe peynir kadar zam yapabilir mi o da ayrı bir konu. Ekmek, su gibi talep elastikiyeti düşük ürünün satıcısı ise sorun yok. Ama alımı kolayca ertelenecek giyim gibi talep elastikiyeti yüksek bir ürünün satıcısı ise sıkıntı var. Bu gruptakiler eskisi gibi satış yapamayacaklarından düşen gelirleriyle artık 1 kilo yerine yarım kilo peynirle yetinecekler.


70 MİLYON MEMNUN MU?

Yazının Devamını Oku

Meydanların sesi

2 Mayıs 2023
GÜNDOĞDU Meydanı hareketli günler yaşıyor. Sıkışık seçim takviminde hafta sonu cumartesi günü iktidarı, pazar günü ise muhalefet cephesini ağırladı. Bugün ise 1 Mayıs kutlamalarına ev sahipliği yapıyor.Sosyal medya sayesinde elinde telefon olan herkesin evinde, işinde, kafede, AVM’de 24 saat miting halinde olduğu bir devirde yaşıyoruz. Ama sanal mitinglerin meydanların enerjisini yakalayamadığı da bir gerçek. Meydanlarda bir araya gelen binler, on binler, yüzbinlerce insanın yaşadığı coşku hiçbir sanal miting ortamında yaşanamaz.


İnsanlar yüz yüze konuşurken, slogan atarken, haykırarak taleplerini dile getirirken birlikten doğan gücün, enerjinin farkına varır gelecek umutları artar. O nedenle meydanlardaki enerjiyi siyasetçiler çok önemser. Oradan aldıkları moralle mücadelelerine devam ederler. Kitaplar, Menderes’in sıkıntılı olduğu zamanlarda kendini meydanlara halkın kucağına atarak coşkulu kalabalıklarla moralini yükselttiğini yazar. Günümüzde de benzer örnekleri çok görüyoruz.
Seçimlere sadece iki hafta kaldı. Büyük bir sürpriz olmazsa iki hafta sonra bugün sonuçlar netleşmiş olacak. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Türkiye kendini ikinci yüzyıla götürecek kadrolar için kararını vermiş olacak. Hala kararını veremeyenler için önümüzdeki iki hafta seçim meydanları çok şey anlatacak. Demokratik olgunlukla yapılacak seçimlerle Türkiye kazanacak.

TÜRKİYE İZMİR’DE BULUŞTU
İzmir geçen hafta adeta bütün Türkiye’ye ev sahipliği yaptı. Politikacılar, bilim insanları, iş insanları, fuarcılar, festivalciler herkes İzmir’de buluştu. Bu kadar da tesadüf olur mu denecek derece etkinlikler aynı günlere geldi. Önce hafta başında Fuar İzmir’de dünyanın en büyük mermer fuarlarından Marble 2023 başladı. Binlerce araçlık otoparklarda yer kalmadığı için otoyol kenarlarına bile araç bırakacak kadar çok ilgi gören fuara dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçi aktı.
Hafta sonuna doğru festival zamanı geldi. Alaçatı Ot Festivali ile Urla Enginar Festivali aynı tarihte 28 Nisan Cuma günü başladı. Otlar, enginarlar tezgahlarda boy gösterdi. Ege’nin yeşillerinden yapılan birbirinden özel menüler yeni tatlar keşfetmeyi sevenlere tadına doyulmaz anlar yaşattı.

FESTİVALCİ DE BİLİM İNSANI DA

Yazının Devamını Oku

El Nino geri dönüyor

24 Nisan 2023
HAYLİ serin geçen bir nisan ayının ardından güneş yüzünü göstermeye başladı. Sıcaklıklar yavaşça artarken şu sıralarda alışageldiğimiz ne çok sıcak, ne çok soğuk tatlı bahar günlerinin keyfini yaşıyoruz. Ama dikkat! İklim bilimciler, 2023 veya 2024 yılında benzeri görülmemiş sıcak dalgaları görüleceği uyarısı yapıyor. Bunun nedeni ise büyük iklim olaylarına neden olan El Nino’nun bu yıl sonundan itibaren dünyanın çeşitli bölgelerinde etkili olacağı beklentisi.El Nino’nun etkili olduğu yıllarda Pasifik Okyanusu’ndaki sıcak sular doğuya kayarak küresel sıcaklıkların artmasına neden oluyor. Bazı bölgeler kuraklık ve orman yangınlarının etkisi altına girerken, bazı bölgeler sel ve fırtınalarla mücadele etmek zorunda kalıyor.


BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ SICAK
O nedenle 2023’ün küresel kayıtlara göre en sıcak beşinci yıl olan 2022’den daha sıcak olacağı tahmin ediliyor. El Nino, kuzey yarımkürede kışın meydana geliyor ve ısınma etkisinin hissedilmesi aylar sürüyor. Yani 2024’te de küresel sıcaklık rekorları çok olası. Birleşik Krallık Meteoroloji Ofisi Tahmin Başkanı Prof Adam Scaife, “El Nino’da benzeri görülmemiş sıcak dalgaları göreceğiz” diyerek önemli uyarılarda bulunuyor.
İZMİR TARIMI HAZIR OLMALI
Maalesef İzmir ve Ege küresel ısınmanın etkilerini ilk hisseden bölgelerden biri. İklim krizi nedeniyle geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlayan 150 bin çiftçi ailesi zor günler yaşayabilir.
Tire ve Torbalı bölgesinden Türkiye’nin kışlık sebze ihtiyacını karşılayan, süs bitkilerinde Türkiye birincisi olan, süt üretiminde Konya ile birinciliği paylaşan, 800 bin büyükbaş hayvan, 25 milyon tavuk ve 2 milyar yumurta ve yılda 100 bin ton balık ve su ürünleri üretimi ile İzmir’de tarım ekonominin ana sektörlerinden biri. İklim krizinden korunmak için gerekli önlemleri herkesten önce almak zorunda olan bir kent İzmir.


Yazının Devamını Oku

Seçimin kilit oyları

17 Nisan 2023
İZMİRLİ, erkek, yaşı 39... Kökleri baba tarafından Girit, anne tarafından Selanik’ten geliyor. Ayda 9 bin lira alıyor, 5 bin lira kira ödüyor. Sigortası yok, 5 ve 7 yaşında iki çocuğu var. Eşi de çalışıyor. İkisinin geliriyle kıt kanaat geçiniyorlar.

 

 

Sohbet, bazı bakım işlerini yaparken sigara molası verdiğinde başladı. Sigaranın zararları, bağımlılıktan kurtulamama üzerine konuşurken içtiği sigaranın paketinin 38 liraya dayandığını dehşet içinde öğrendim. Günde bir paket içiyormuş. Aylığının 1000 liradan fazlası sigaraya gidiyor.

OY BENİM DEĞİL Mİ?

Hayat pahalılığından şikayet ederken söz yaklaşan seçimlere geldi. Daha önce desteklediği partiye oy vermeyecek. Son 5 yılda çok hayal kırıklığına uğramış. Zamlar belini bükmüş. Ama rakip ittifaka da oy vermeyeceğini söylüyor. “Her şey para, pul, enflasyon değil. FETÖ’cülerin, terör örgütünü destekleyenlerin aday gösterildiği ittifaklara oy vermem” diyor. Muharrem İnce’ye oy verebileceğini söylüyor. “Oyun boşa gitmez mi?” yorumlarına, “Olsun oy benim değil mi? Artık hesaba, kitaba bakmadan huzur içinde canımın istediğine oy vermek istiyorum” diyor.

Bu küçük örneğe benzer vakalardan Türkiye’nin dört bir yanında binlerce, on binlerce, yüz binlerce olduğundan emin olabilirsiniz. Kafaları karışık geniş bir seçmen kitlesi var. Bu kitlelerin tepki oyları önümüzdeki haftalarda ikna olmazlarsa ittifakların dışındaki adaylara gidecek gibi görülüyor.

GENÇ OYLARIN GÜCÜ

Benzer durum genç oylarda da görülüyor. Z kuşağı olarak adlandırılan 2000 yılından sonra doğan 13 milyon genç var. Bunların yarısı, 6 milyon 400 bin genç ilk kez oy kullanacak. Onlarda da ittifaklar dışındaki aday ve partilere gidecek tepki oylarının payının büyük olması bekleniyor. Araştırmaların sonuçlarını analiz edenler buna dikkat çekiyor. Tek bir oyun bile büyük önem taşıdığı özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde gençlerin oyları çok kritik bir role sahip olacak.

Yazının Devamını Oku

İlk oy

10 Nisan 2023
YAKLAŞIK 5 hafta sonra yapılacak seçimlerde 6 milyondan fazla genç ilk kez oy kullanacak. Toplam 62.4 milyon seçmen içinde 6 milyon oy ciddi bir sayı. Bu sayı ‘Z kuşağı’ olarak tanımlanan 2000 sonrası doğanlarla birlikte toplam 13 milyonu buluyor. Görüldüğü gibi genç oylar seçim sonuçlarını etkileyebilecek bir güce sahip.


Peki; dünyaya bakışları, davranışları önceki kuşaklardan hayli faklı olan ‘Z kuşağı’ oyunu verirken nelere dikkat edecek? Ailesiyle, yakın çevresiyle aynı tercihi mi yapacak yoksa farklı mı davranacak?
Z KUŞAĞININ OYU ÖZGÜR
İzmirli üniversite öğrencileri arasında küçük bir araştırma yaptım. Aldığım cevaplardan dikkatimi çeken ortak nokta, gençlerin, aileleri ve yakınlarının etkisi altında kalmadan tamamen bağımsız, özgür iradeleriyle oylarını kullanacaklarını özellikle vurgulamaları.
Görüldüğü gibi bağımsızlığına düşkün bir kuşak sandık başına gidiyor. İlk kez oy kullanmayı artık toplumda yetişkin bir birey olmanın çok önemli bir adımı olarak gören bir kuşak.
Gençler siyasi partilerin programlarını pek okumadıklarını söylüyorlar. Ama seçim kampanyalarını dikkatle takip ediyor, yapılan vaatlerden izlenecek programları anlamaya çalıştıklarını belirtiyorlar. Gençlerin kalbini kazanmak isteyen siyasi partiler için önemli bir mesaj bu. Sayfalar dolusu programlarını hap haline getirip, kolay anlaşılacak kısa mesajlar şeklinde verirlerse gençler onları çok daha iyi anlayacak.
YURTDIŞINA GİTMEK İSTEMİYORLAR

Yazının Devamını Oku

Ömrüm 100 yıl uzadı

27 Mart 2023
GEÇTİĞİMİZ hafta sona eren İzmir İktisat Kongresi adına layık bir şekilde yeni yüzyılın kongresi oldu. Kendi payıma, ekonomiden dış politikaya, eğitimden bilim teknolojiye pek çok konuda yeni bilgilerle zenginleştim. Sadece teorik fizikçi bilim insanı Michio Kaku’yu dinlemek bile insanın ömrünü uzatıyordu. Bugünden 100 yıl sonrasına kadar neler olabileceğini öğrenirken sanki o yıllarda yaşıyormuş hissine kapılıyorsunuz. Hayal mahsulü değil, gerçek. Çoğunun prototipi hazır, maliyetler uygun olduğunda üretilmeye başlayacak teknolojideki akıl almaz gelişmeleri Kaku bakın nasıl anlatıyordu:


Yapay zeka, nano teknoloji ve biyoteknolojiyle bilimde dördüncü dalgayı yaşıyoruz. Beşinci dalga ise füzyon enerjisi, kuantum bilgisayarları ve beyin ağları olacak. Gelecekte ticaret, bilim, mühendislik, eğlence her şey sanal gerçeklik üzerinden yapılacak.

HAYALLERİ 3 D YAZICI BASACAK
Sanatçıların, tasarımcıların hayal ettikleri çalışmalar beyinlerinden doğrudan üç boyutlu yazıcılara göndererek basılabilecek. Göze takılan kontak lensler bir partide, toplantıda karşınızda konuştuğunuz kişiyle ilgili her türlü bilgiyi size verebilecek. Karşınızdaki yabancı kişi örneğin Çince konuşuyorsa sözleri Türkçe’ye çevrilmiş olarak kulağınıza gelecek.
Uzayda 10 yıla kadar uzay otelleri dönerek suni yerçekimi yaratıp çalışmaya başlayacak. 2030 yılından sonra insanlar Mars’a ayak basacak. Yeni bir gezegende insanlığa yeni bir yuva olacak yaşam başlayacak.
Geleceği dijital bilgisayarlardan milyonlarca kez daha hızlı ve güçlü kuantum bilgisayarlar şekillendirecek. İnsan vücudu dijitalleşecek. Yutacağınız akıllı hap içindeki bilgisayar ve kamerayla laboratuvar gibi olacak. Yapay zeka yardımıyla vücuttaki kanserli hücreler erkenden belirlenecek. Tuvalete gittiğinizde DNA çipleri dışkılarınızı tarayıp kanserli hücre olup olmadığını 10 yıl önceden bulacak. Tümör kelimesi artık tarihe karışacak.

YAŞLILIĞI YAVAŞLATMANIN YOLU

Yazının Devamını Oku

Yeni yüzyılın yol haritası

20 Mart 2023
GEÇTİĞİMİZ hafta İzmir’de tarihe not düşecek yeni sayfalar açıldı. Konuşmacıların sunumları, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin dünyanın büyük bir dönüşüm ve yol arayışı içinde olduğu bir döneme denk geldiğini gösteriyor. Örneğin, son 40 yılda devleti küçültmek için özelleştirmeler yapan, sermayeyi yücelten neoliberal ideolojinin sallandığı anlaşılıyor. Devletin güçlü ve korumacılığın yüksek olduğu dönemlerin geri geldiği görülüyor.


NEOLİBERALİZMİN SONU
Bu değişimin başlangıç noktasının 2008 krizi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çağlar Keyder, iklim krizi, özellikle de Kovid-19 salgınının güçlü devleti yeniden akıllara getirdiğine dikkat çekti. Neoliberal düşünceye göre bireylerin kendi başlarının çaresine bakabileceği görüşünün yanlış olduğu ortaya çıktı. Aşıları yapan, maskeleri sağlayan güçlü bir devlete ihtiyaç olduğu hatırlandı.
Yeni yüzyılda bir başka dönüşüm ise küreselleşmenin yerini korumacılığın almaya başlaması şeklinde özetlenebilir. Pandemi döneminde mal bulmada zorluk çekilince tedariğin önemi anlaşıldı. Daha önce dünyada nerede ucuz ve kaliteli bulursan al anlayışı vardı. Şimdi ise bloklaşmaya giden ülkeler sadece güvendikleri ve iyi ilişki içinde oldukları dost ülkelerle işbirliğine giriyor.

TÜRKİYE SAFINI BELİRLEMELİ
Kongrede işte tam da bu dönemde Türkiye’nin safının belirlemesinin önemine dikkat çekildi. Avrupa Birliği mi yoksa başka bir blokta mı olacağı, yoksa ortada kalacağı mesajı verildi.
Ekonomist Uğur Gürses ise yeni yüzyılda Çin, Hindistan ve Endonezya’nın önemli güçler olacağını söyledi. Sermaye ve bilgi birikimi olan Avrupa ile Doğu arasında köprü olan Türkiye’nin önünde büyük bir fırsat olduğunu belirtti.

DÖVİZ, İHRACAT SARMALI

Yazının Devamını Oku

Berlin umut verdi

13 Mart 2023
TURİZM sektöründe her yıl dört gözle beklenen fuarlardan biri Berlin Turizm Fuarı’dır. Bu fuardaki görüşmeler, rezervasyon anlaşmaları Türkiye’de o yıl turizmin nasıl geçeceğinin ipuçlarını verir. Geçtiğimiz hafta yapılan fuardan gelen haberler deprem kaygılarının azaldığını gösteriyor. Depremin şokuyla gelen iptaller durmuş. Hatta Alman Seyahat Acenteleri Birliği (DRV) Başkanı Norbert Fiebig, Almanya’nın seyahat tercihlerinde Türkiye’nin ilk sırayı aldığını söylemiş.Çok kırılgan bir sektör olan turizm, savaş ve terör gibi nedenlerle her an vurulabiliyor. Kimin aklına gelirdi ki salgın bir hastalık bütün dünyaya yayılacak, sınırlar kapanacak! Pandeminin etkisinden geçtiğimiz yıl kurtulmayı başaran Türk turizmi tam yeniden kalkışa geçmek üzereyken bu defa başka bir felaket depremle sarsıldı.


Neyse ki Berlin Fuarı’ndaki görüşmelerden ilk baştaki panik havasının dağıldığını anlıyoruz. Bu yıl Türkiye turizmde yeni rekorlara imza atmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl 51 milyon 400 bin turistin 46.3 milyar dolar döviz bıraktığı Türkiye, 2023 yılında 60 milyon turist bekliyor. Yabancı ziyaretçilerden bu yıl beklenen döviz ise 56 milyar dolar.
Turizm Ege ekonomisinin de ağır taşlarından biri. Pasta geçtiğimiz yıla benzer oranlarda paylaşılırsa bu yıl İzmir’e 1 milyon 750 bin, Muğla’ya 4 milyon, Aydın’a 1 milyon 200 bin civarında turist gelebilir. Diğer illere yapılan ziyaretlerle birlikte Ege’ye gelecek 7 milyon civarında yabancı turistin bırakacağı 7 milyar dolara yakın döviz bölge ekonomisine hayat verecek.

KURTULUŞ GÜNEŞTE
Turizmden gelen döviz Türk ekonomisi için hayati önem taşıyor. Ancak Türkiye’nin turizm gelirlerinin tamamına yakını petrol, doğalgaz ithalatına gidiyor. Yılda ortalama 50 milyar dolar olan enerji faturası var Türkiye’nin. Geçtiğimiz yıl bu fatura Ukrayna savaşı nedeniyle artan fiyatlar nedeniyle 100 milyar doları geçti. Bu yıl ise 80 milyar dolar civarında olacağı tahmin ediliyor. O nedenle turizmden gelecek her 1 dolar büyük önem taşıyor.
Enerji faturasının kabarması güneş ve rüzgar gibi bedava enerji kaynaklarından neden hala yeterince faydalanamadığımız sorusunu yine gündeme getirdi. Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Başkanı Alper Kalaycı, geçtiğimiz hafta, “Sadece rüzgâr ve güneşte potansiyelimizi devreye alsak 4 tane Türkiye’nin enerjisini üretmemiz mümkün” dedi.
Türkiye dünyada rüzgar, güneş, jeotermal ve biokütle gibi temiz enerji kaynaklarının tümüne ve en yüksek yüksek oranda sahip olan tek ülke. Kalaycı, “Türkiye’nin güneş enerjisinde en verimsiz olarak gördüğü bölge, Almanya’nın en verimli bölgesinden çok daha yüksek potansiyele sahip. Buna karşılık biz güneşte 10 bin MW’a bile ulaşamazken, Almanya o verimsiz güneşi ile 60 bin MW, yani bizden altı kat daha fazla kurulu güce sahip. Rüzgâr enerjisi potansiyelimiz ise 200 bin MW’ın üzerinde. Buna karşılık 12 bin MW’ı bile bulmayan kurulu gücümüz var” diyor.

SEÇİM VAADİ

Yazının Devamını Oku