Nil Karaibrahimgil

Amaç ayıklamayı öğrendim bu ay

31 Ekim 2022
Geçen hafta çaresizlikten doğan amaçlarla, ilhamdan doğan amaçların farkını yazmıştım.

Bunlar iki farklı anadan doğan iki farklı bebek.
Çaresizlik ana, mutsuz çocuklar doğuruyor.
İlham ana, mutlu çocuklar.
Peki, bir amacın, bir hayalin çaresizlikten mi yoksa ilhamdan mı geldiğini nereden anlarız?
Hepimizin avuçları istek dolu, amaç dolu, arzu dolu.
“Aç şu avucunu bir bakayım” dediklerinde açamayacağımız kadar sıkı tutuyoruz onları.
Sanki onlarsız bir hiçiz.

Yazının Devamını Oku

Zorunda mısın yoksa istiyor musun?

24 Ekim 2022
İnsan bir demet arzu çiçeği.

İstekleri, yapamadıkları, hayalleri sonsuz.

Arzuları önüne geçilmez bir çağlayan gibi.

Kiminin debisi daha yüksek, kimininki daha düşük...

Yine de “Peki sen ne istiyorsun?” sorusuna cevap veremiyormuşuz, o da ilginç.

Bence yol boyunca başkalarının Arzu Film’lerinde o kadar rol oynuyoruz ki, kendi senaryomuz rüzgârda uçup gidiyor.

Yine de içimizde alev, gerektiğinde çıkaracağımız gömülü tırnaklarımız var.

Peki baksak bir şu arzulara, ya da şirketlerin dediği gibi: Hedeflere...

Çaresizlikten doğanlar, ilhamdan doğanlar.

Yazının Devamını Oku

Yıllarıma sevgilerimle

17 Ekim 2022
Doğum günlerimiz, ormanda yürürken işaretli ağaçlar gibi, yolun bir bölümünü daha tamamladığımızı hatırlatıyor ister istemez.

Başını çevirip bir bakıyorsun geçmiş senene. Bazen daha da geriye, çok geriye...

Ta çocukluğa kadar. Ben de bir iki gündür, aynadaki yüzümle konuşurken buluyorum kendimi.

En başta hepimiz, kendimizi kutlamalıyız.

Hayatta kalmak bile büyük başarı bu yolculukta.

Sağlıklı olmak, sevdiklerinle olmak, bir şeyler yapmış olmak muhteşem bir başarı.

Madalyalar hak eden durum tüm bunlar.

Yeterince söylemiyoruz. Hatırlamıyoruz.

Kendimizi neredeyse hiç, bunlardan dolayı kutlamıyoruz.

Yazının Devamını Oku

‘Hoş geldin’leri beceriyor, ‘hoşça kal’larda çuvallıyorsun

3 Ekim 2022
Hayatın sürekli değişmesi, durduğu yerde durmaması nasıl bir çılgınlık değil mi?Mevsimler bile bize bunu öğretemiyor.

Aslında sabır taşı olsak da, bir ağacı ilk tomurcuklandığı andan itibaren dikkatle izlesek, hayata dair her şeyi öğrenmiş olurduk.
Nasıl büyünür de serpilinir, nasıl güneşe doğru kollar uzanır, nasıl o kollardan yeşil yapraklar, meyveler, çiçekler fışkırır da gençlik cümbüşü yaşanır?
Rüzgarlara nasıl dayanılır? Teslim olarak...
Güneşe nasıl ulaşılır? Eğilip bükülmeyi bilerek.
Zararlı böceklerle nasıl savaşılır? Başka böceklerle dostluk kurarak?
Ve bilmediğimiz daha birçok şeyi.
Sadece bir ağaçtan. Sadece bir karınca kolonisinden, sadece bir arıdan.

Yazının Devamını Oku

Ben oğluma ne öğretmek isterim?

26 Eylül 2022
Ben oğluma, canım oğluma, nefes alan her şeyi sevebilmeyi öğretmek isterim.

Kalbine bunu, bir ananenin torununa ördüğü hırka gibi giysin isterim.

‘Eğer bir şey nefes alıyorsa, sen onun verdiği nefesi içine çekiyorsundur ve böylece ikiniz aynı nefeste buluşuyorsunuzdur’ demek isterim.

Atmosferin ilk katmanının nefes olduğunu bilsin isterim.

Dünyanın neresinde olursa olsun, nasıl görünmeyi, nasıl inanmayı, nasıl düşünmeyi, nasıl hayal kurmayı, nasıl sevmeyi ve var olmayı seçerse seçsin, herkes senden demek isterim ona.

Birbirimizden yapıldık aslında. Bunu sana bilimsel olarak ispat edebilirim demek isterim.

‘Bir insanın bir diğerinden ne kadar farkı olabilir en nihayetinde’ diye sorsun isterim.

‘Gel, seninle şu an var olan her canlıyla, şu dünya misafirliğinde dost ol, sevgili ol, hemhal ol’ demek isterim. 

Bir ağaca da, bir kuşa da, bir kediye de aç kapını, aç kolunu, aç pencereni.

Yazının Devamını Oku

Kendi kendinin kahramanı olmanın faydaları

19 Eylül 2022
“Bunu ben böyle yapıyorum.” Siz böyle yapmıyor olabilirsiniz. Bunun böyle yapılmadığını düşünüyor olabilirsiniz.

Belki aranızda anlaştınız ve kesin karar verdiniz bunun böyle yapılmayacağına ve bu sizin tek gerçeğiniz.
Belki sorgulanmayacak kadar eskilerden beri, bu tıpkı sizin dediğiniz gibi yapıldı.
Hatta belki birçok yere yazıldı, bunun sadece bu şekilde yapılacağı.
Yine de bu benim dünyaya ilk gelişim.
Büyük ihtimal ki son gelişim.
Ve doğumdan ölüme olan bu tek yön uçuşumda, kendi yollarımı denemek istiyorum ben.
Madem içimde bir hisle buradayım, yol göstericim olarak sadece onu tayin etmek istiyorum.

Yazının Devamını Oku

Okulun bahçesinde bir sabah

12 Eylül 2022
Bir okulun bahçesindeki bankta oturuyoruz Serdar’la.

Oğlumuz yeni bir okula başladı, alışma süreci.

Arada pencereden bize bakıyor.

İnsan hayatında arada pencereden kimlere, nelere bakıp içi rahat ediyor merak ediyorum.

8 yaşındayken anne babana. 13 yaşındayken kime, neye?

23 yaşındayken?

Ya 33, 53...

Hayatın duvardan kollarıyla bizi sıkıştırdığı zamanlarda, nereye başımızı uzatıp bakınca daha dayanılır oluyor cendere?

Kendimizi iyi hissetmek için, gözlerimizi kaçırdığımız penceredeki manzarada kimler oturur, neler durur? Onu düşünüyorum.

Yazının Devamını Oku

Eylül geldi mi

5 Eylül 2022
Eylül geldi mi, içimi duvardan duvara sevinç kaplar.

Birdenbire yağmurlar, basınca çıtlayan yapraklar, utanmadan soyunan ağaçlar.

Uykuya hazırlanan, esnemeye başlayan doğa.

Çocuklar da okulda.

Eylül geldi mi, bir telaş başlar...

Yapacağım ne çok şey var.

Ve nasıl çok çok azını yapmayı başardım?

Nasıl koydum raflara ve bekledim üzerine tozun çökmesini?

Eylül halleder hepsini.

Yazının Devamını Oku