Kadir Kır

Antalya’da megayatları ağırlamaya hazırlanıyor ÇELEBİ MARİNA

8 Ekim 2007
Dört ay önce marinayı devralan Çelebi Holding, üç milyon Euro’luk yatırımla tesisi yeniliyor. Bir yandan da yatçılara hizmet vermeyi sürdürüyor. Çalışmalar tamamlandığında Çelebi Marina, motoryatları, megayatları hedefleyecek. Çelebi Marina, Antalya Limanı’nın girişinde. Şimdilerde yat yapım merkezine dönüşen serbest bölgenin yakınında. Uzun yıllar işletmecilik açısından birçok yara alan tesis, yeni sahipleriyle atılıma hazırlanıyor. Mayıs ayında marinayı Çelebi Holding devraldı. Çelebi Holding, geçen yıl da ortakları Global Yatırım ve Antmarin’le birlikte 22 yıllığına Antalya Limanı’nın işletmesini üstlenmişti. Liman 10 milyon dolarlık yatırımla yenilenirken, Çelebi Holding marina için 3 milyon dolarlık bir yatırım bütçesi hazırladı.

ALTYAPI DEĞİŞİYOR

Çelebi Marina’nın deneyimli genç müdürü Artun Ertem, şimdilerde heyecanla çalışmaları sürdürüyor. Söylediklerine bakılırsa, altyapının yenileneceği kapsamlı bir proje hazırlanmış. Ertem "Marinayı megayatları ağırlayabilecek şekilde yeniden düzenliyoruz. Öncelikle motoryatlar ve magayatları hedefliyoruz. Dünyanın en büyük yatı geldiğinde onu bile ağırlayabilmemiz gerekir" diyor. Birkaç ay içinde çalışmalar tamamlandığında tesis yepyeni bir çehreye kavuşacak.

DENİZDE 235 TEKNE KAPASİTELİ

Marinada çalışmalar sürerken, bir yandan da teknelere aksatmadan hizmet sunuluyor. Tesis denizde 235, karada 150 tekne kapasiteli. Türkiye’nin beşinci büyük yat limanı olan marinanın 200 tonluk bir vinci var. 100 tonun üzerindeki teknelere çekek hizmeti verebiliyor. İskelelerindeki teknelere elektrik, su, telefon bağlantısının yanı sıra çamaşır yıkama, kurutma, akaryakıt servisi yapılıyor. Marina atölyelerinde bakım, onarım hizmetleri veriliyor. Ofisler, otopark, market, kafe ve restoranlar hizmet vermeyi aksatmayacak şekilde yeniden yapılandırılıyor.

Antalya Havaalanı’na karayoluyla 30 dakika mesafedeki Çelebi Marina, bölgeye yolu düşen yatçılar için yeni bir cazibe merkezi olmaya aday. (www.celebimarina.com)

BÖLGEDE GEZİLECEK YERLER

KARALOZ KOYU

Kekova Adası’nın açık denize bakan tarafında, girişi zor bir koy. Uzaktan seçilemeyecek kadar gizlidir girişi. Buna karşın derinliği 35 metre. Motoryatla bile rahatlıkla geçip, koya ulaşmak mümkün. İskele sancak manevrası kuvvetli teknelere eğitim alanı olarak tavsiye ederim. Yelkenli tekneler için de ideal bölge.

GELİDONYA FENERİ

Beş Adalar olarak bilinen Sıldanlar Adası’nın önünde. Meşhur deniz fenerinin bulunduğu burun, daima kuvvetli rüzgar alır. 227 metre yükseklikteki fener geçmişte, gece bu burundan geçen denizciler için hayati önemdeydi. Artık modern seyir cihazları sayesinde eski işlevi kalmadı. Gelidonya, aynı zamanda Likya Yolu üzerinde. Vaktiniz varsa bu patikadan yürümenizi tavsiye ederim.

KEKOVA/KALEKÖY

Kekova, aynı zamanda Geyikova ismiyle anılır. Tabii bugün ancak bol miktarda zeytin ağacı, mis kokulu kekik, Likya kalıntıları görebilirsiniz. Sahildeki restoranlar kısmen suyun üstünde. Sit alanı olduğu için sadece tüpsüz dalış yapılabiliyor. Batık şehrin kalıntılarını tekneden çıplak gözle görebilirsiniz. Kekova Adası, antik kalıntılarla ve Kaleköy / Simena surlarıyla da meşhur.

KEMER

Kemer - Antalya arasındaki 15 millik kıyı şeridinde dikkatli seyir yapmak gerekir. Tatil köyleri nedeniyle sahil çok hareketlidir. Deniz motosikletleri, sürat motorları, paraşütler tehlikeli karşılaşmalara vesile olabilir. En az 10 mil açıktan geçmenizi tavsiye ederim. Kemer’deki Ayışığı bölgesinde alargada kalıp gündüz denize girebilirsiniz. Su sporları yapabilirsiniz. Kemer’in kulüpleri gece eğlencesiyle de ünlü.
Yazının Devamını Oku

Yelkenlilerin Gökova Karacasöğüt Koyu’ndaki yuvası GLOBAL SAILING MARINETTE

17 Eylül 2007
1988-93 arasında yatıyla dünyayı dolaşan Haluk Karamanoğlu, beş yıl önce Karacasöğüt Koyu’nda sadece yelkenlilere yönelik bir marinette kurdu. 20 metreye kadar teknelere hizmet veren Global Sailing Marinette’de çocuklar ve yetişkinlere yönelik yatılı yelken kursları da düzenleniyor.

Sırtını ormanlara dayamış, yüksek dağlarla çevrili Karacasöğüt Koyu, büyük bir liman. Köyün halkı arıcılıkla uğraşıyor, bal üretiyor. Rivayete bakılırsa bir zamanlar Piri Reis de bu koya uğramış. Su aldığı yerde bugün bir çeşme bulunuyor. Koyun tam karşısındaki Karaca Adası, koyu tehlikeli rüzgarlardan, dalgalardan koruyan doğal bir siper.

KIŞIN DA AÇIK

Global Sailing Marinette, koydaki üç yüzer iskeleyle hizmet veriyor. Tesis karayolundan Marmaris’e 25, Dalaman Havaalanı’na 100 kilometre uzaklıkta. Kurucusu, Deriska adlı teknesiyle dünyayı dolaşan denizci Haluk Karamanoğlu. Bölgedeki arazisinde bir yelken okulu açan, milli sporcu yetiştiren Karamanoğlu, tesisi 2002’de küçük bir marinaya dönüştürdü.

Global Sailing Marinette’nin üç iskelesine 20 metreye kadar tekneler yanaşabiliyor. Tesis sadece yelkenlilere açık. Motoryatları kabul etmiyor. Kapasitesi 20 tekne. 12 ay boyunca hizmet veriyor, gerektiğinde kış bağlaması da yapılabiliyor. Ancak çekek yeri yok.

GENÇ YELKENCİLER YETİŞİYOR

Teknelere elektrik, su, kablosuz internet bağlantısı veriliyor. Marinette’nin marketi, tenis kortu, restoranı, saunası ve beş odalı bir butik oteli var. Marina ofisindeki faks ve internet de konukların kullanımına açık.

Kahramanoğlu, marinette bünyesinde kurduğu Gökova Yelken Kulübü’nde 8-18 yaş arasındaki gençleri eğitiyor, uluslararası yarışmalara katılacak düzeyde usta yelkenciler yetiştiriyor. 21 günlük kurslara yatılı olarak katılmak mümkün. Bu kurslar sayesinde yaz boyunca Karacasöğüt Koyu optimist, laser sınıfında onlarca tekneyle doluyor. Alaçatı’nın sörf cenneti olması gibi, burası da yelken cenneti oluyor. www.globalsailing.org, www.gokovayelken.com

Bölgede gezilecek yerler

SEDİR ADASI

Gökova’nın en muhteşem adası. Mavi yolculuklarda anlatılan efsaneye göre, Mısır Kraliçesi Kleopatra adanın kumlarını ülkesinden getirmiş. Bu sularda sevgilisi Doğu Roma İmparatoru Antonius ile yüzmüş. Ada birkaç parçadan oluşuyor. Orta ve küçük adada denizin en güzel renklerini görmek mümkün. Karia yerleşimi olan bölgede birçok sur, kilise, tiyatro kalıntısı bulunuyor. Arkeolojiyle ilgilinenler için kasım ile ocak arası gezi için en uygun dönem. Adanın plajında duş kabinleri, kafe, lokanta var.

ÇAMLI KOY GELİBOLU KOYU

Çam ormanı, zeytinlikler, dönerek akan deresiyle adeta bir cennet. Kayaları, bitki örtüsü rüzgarla şekillendirilmiş. Koyun batı ucundan, dolmuş motorlarıyla Sedir Adası’na seferler düzenleniyor. Marmaris’ten karayoluyla gelenler burada plaj sefası yapar, adaya giden teknelerle mavi yolculuk atmosferini tadar. Rüzgara açık olduğu için dikkatli olmakta yarar var.

AKBÜK KOYU

Heybetli dağlarla çevrili, üstü yemyeşil çamlarla kaplı. Yöre köylülerine ait birkaç ev doğayla bütünleşmiş. Melteme, lodosa karşı korunaklı. Kısa süre önce Akyaka’dan koya karayolu açıldı.

ÇÖKERTME KOYU

Yatların uğrak yeri. Koyu uzaklardan, tepelerine yerleştirilen antenler sayesinde ayırt edebilirsiniz. Batı kısmında demirlemek mümkün. T iskeleye yanaşıp lokanta, bakkaldan yararlanabilirsiniz. Birkaç mütevazı pansiyon bulunan koydan, Mumcular üzerinden karayoluyla Bodrum’a ulaşabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku

Rengarenk sörfler eşliğinde PORT ALAÇATI

10 Eylül 2007
Porta Alaçatı’nın 250 tekne kapasitesi var. 18 odalı butik oteli ve lokantasıyla şirin bir marina. Üstelik İzmir’den ulaşımı da çok kolay. Alaçatı Körfezi’ne denizden hangi yönden gelirseniz gelin Bozalan Burnu’nda tepelerdeki modern rüzgar jeneratörleriyle eski yel değirmenleri sizi birlikte karşılar. İlk anda buranın modern bir yerleşim olduğunu ve aynı zamanda eski değerlerini özenle koruduğunu hissediyorsunuz. Bölge çok özel rüzgarlara açık. Enerji ihtiyacı bile rüzgardan sağlandığına göre burası adeta rüzgar tanrısı Poseidon’un anayurdu.

Alaçatı Körfezi’nin girişinde sığlıklar vardır. Marinanın girişinde dikkat etmeniz gerek. Çünkü ilk önce şöyle bir manzara göreceksiniz: Denizde yüzlerce kelebek gibi uçuşan renk renk board ve yelkenleriyle bir rüzgar sörfü cenneti. Alaçatı Körfezi’ndeki 7’den 70’e sörfçüleri seyrederek marinaya mayna edersiniz. Burada her şey değişiktir: Evler, rüzgar, yemekler hatta insanlar... Bir Güney Fransa havası vardır ki sizi şaşkına çevirir burası Türkiye mi diye...

250 TEKNE KAPASİTELİ

Alaçatı Marina’da halen 110 tekne bağlamada duruyor. Ama kapasitesi 250 teknelik. Marinada Cafe Lokanta isminde bir restoran var. 100 tonluk vinç çekme sahası 70 tekne alıyor. Marina, daha çok yelkencilerin tercihi ama kısa bir süre sonra büyük boy tekneler de burada boy gösterecek.

Marinanın yanında bir butik otel yer alıyor. Port Hotel Alaçatı’nın özel tasarlanmış 18 odası var. Yakın gelecekte yeni yerleşim bölgeleri açılacak. İmara açılan 280 hektarlık bölgede yeni bir Port Grimaud yapılması planlanıyor.

Alaçatı Marina’nın hemen yanında balıkçı barınağı var ama balıktan haber yok. Bu balıkçı barınaklarının marinaya dönüştürülmesi konusunu da işlemek lazım. Türkiye marina fakiri bir ülke. Acilen bir politika geliştirmek gerekiyor. Bu kadar az sayıda marinayla çağ atlayamayız.

SANKİ GÜNEY FRANSA KÖYLERİ

Alaçatı biraz evleri, biraz yeni olma trendiyle son dönemde giderek yükseliyor. Özellikle Güney Fransa’nın köylerini andıran havası Akdeniz kıyılarının özelliklerini yansıtıyor. Gece havası değişiyor kasabanın: Evler, kafeler, lokantalar dar Alaçatı sokaklarına dağılmış. Çok özenli giyinmiş kişiler dikkatimi çekiyor. Avrupa’da bile göremeyeceğiniz kalitede bir giyim tarzı var hepsinin.

Alaçatı civarında gezilecek çok koy var. Ve en önemlisi yatçıların gezeceği yeni bakir koylar o kadar çok ki... Bir de buna Kuzey Ege’deki Yunan adalarını ilave ederseniz çok geniş bir alanda seyir yapabilirsiniz.

Sıkışık Göcek koylarını doldurmak artık popüler bir şey değil. Buna karşın Alaçatı’yla ilgili çok sayıda kolaylık var. En önemlisi uçak seferlerin sıklığı ve İzmir-Çeşme otoyol bağlantısı. Her gün birçok havayolu İzmir’e sefer yapıyor. Böyle bir seferle İstanbul’dan İzmir’e gidip Alaçatı’ya ulaşmak uçuş dahil bir buçuk saat sürüyor. (www.portalacati.com.tr Telefon: 0232 716 97 60)

ALAÇATI CİVARINDA GÖRMEYE DEĞER YERLER

Sığacık Körfezi

Çok ünlü Teos antik kentinin bulunduğu Sığacık, Doğanbey Burnu ile Gökliman arasında. Gökliman Kokar Koyu, dik kayalık araziden dolayı zor fark edilir. İç kısımlarda bir koy daha var. Bitki örtüsünü yeşil makiler ve zeytin ağaçları oluşturur. Sığacık Körfezi’nin bazı bölgelerinde balık çiftlikleri var. Seyir yaparken dikkatli olmak gerekir. Sığacık’ta bir yat limanı var.

Çeşme

Yeni ihalesi yapılan marinayı Çeçen Grubu işletecek. Deneyimli marinacı, genel müdür Can Polat burada özel bir marina yaratmak üzere. 350 yat kapasiteli limana tamamen yeni bir vizyon kazandırılacak. Çeşme eski bir Osmanlı limanı. Denizcilik tarihi için büyük önem taşır. Çeşme Kalesi Sakız Boğazı’na hakimdir. Bölgenin önemli antik şehri Eritrea’nın antik eserleri bu kalede sergileniyor. Pazar günü halk pazarı kurulur.

Sakız Adası

Bu Yunan adası adını sakız ağacından almıştır. Karaburun Yarımadası’na çok yakın. Çeşme ve Kuşadası’ndan deniz motorları günlük gezi turları düzenler. Adadaki esnafla, Türkçe ve Yunanca’nın ortak kelimeleriyle kolayca anlaşmak mümkün. İzmir’in meşhur köftesinin ismi pabucaki zmirnika’dır Karnıyarık bildiğimiz adıyla ısmarlanabilir. Sakız’ın muhallebi ve dondurması meşhurdur.
Yazının Devamını Oku

Kuzey Ege’nin Fransız esintili marinası PORT BODRUM

3 Eylül 2007
Yalıkavak’taki Port Bodrum, 60 metreye kadar 336 yata denizde hizmet sunuyor. Yeni yüzer iskelesine 100 metrenin üstündeki megayatların da yanaşması mümkün. Kulüpleri, butikleri, kafeleriyle St. Tropez’i kıskandıracak bir marina.

Port Bodrum Yalıkavak Marina Plus... Bu kadar uzun marina ismi olur mu, demeyin. Siz de yıllarca hayalini kurduğunuz bir marina yapmayı başardıysanız, esprili bir kişilikseniz, babanız Profilo’nun yaratıcısı, ağabeyiniz dünyanın en büyük megayatlarını yapan bir girişimciyse marinanıza gönül rahatlığıyla böylesine neşeli bir isim koyabilirsiniz...

Çoğu kişi Cefi Kamhi’yi Boğaziçi Üniversitesi eğitimli, birçok dil bilen, başarılı bir işadamı olarak tanır. Usta bir denizci olduğunu pek bilmez. Kamhi çocukluğundan beri denizle, teknelerle haşır neşir. Marina daha maket halindeyken yaptığımız sohbette, heyecanla tarif etmişti hayalindeki tesisi. Gözümün önünden St Tropez, Cannes türü bir marina geçmişti. Ortaya çok daha güzel bir marina çıktı. Abarttığımı düşünmeyin; artık Cote de Azure marinaları eskidi, kalitesini kaybetti. Üstelik fiyatları çok fahiş.

<B>MEGAYATLARA AÇIK</B>

Kamhi, marinayı hazırlarken öncelikle çevre düzenlemesi yaptı. 100 yetişkin hurma ağac diktirdi. Yeşil alanları begonvillerle kapladı. Ardından iskelesinden, teknik servislerine örnek bir marina inşa etti. Port Bodrum, Uluslararası Limancılar ve Yatçılar Birliği’ne (IAPH) Türkiye’den kabul edilen ilk marina olmayı başardı.   

Marina, uzunluğu 10 - 60 metre arasındaki 336 yata bağlama hizmeti veriyor. Ayrıca yeni yüzer iskelelerine 100 metrenin üstündeki megayatlar da yanaşabiliyor. Yatlar su, elektrik, 24 kanal TV, kablosuz telefon ve internet bağlantısı, akaryakıt alabiliyor. Atık sularını özel arıtma istasyonuna bırakabiliyor. Gümrük, pasaport işlemleri de yapılıyor. Port Bodrum’un kuzeyindeki çekek sahası 100 tekne kapasiteli. Marinanın vinci 100, tekne çekme aracı 30 tonluk. Teknik servislerinde motor bakımı, elektrik tesisatı bakımı torna, kaynak, boya, ahşap onarımı yapılabiliyor.  

<B>KULÜPLERİ, BUTİKLERİ ÜNLÜ

</B>Port Bodrum’u şıklaştıran, başlı başına bir yaşam alanına dönüştüren kafeler, kulüpler, butikler marinanın güney bölgesinde: PBC Yat Kulübü, Beach Cafe, Mozart Cafe, Bodrum’un en özel ev yemeklerini tadabileceğiniz Braserrie Talin, ünlü modacı Rıfat Özbek’in butiği "Yastık"... Marinanın simgesi Suat Vapuru da bu bölgede. 17 odalı butik pansiyonu, mini golf kulübü, helikopter iniş alanı, kliniği, amfi tiyatrosu bulunan tesis, süper marketi ve alışveriş merkeziyle küçük bir kasaba görünümünde.  

Port Bodrum’da üç yıldır, ağustosun son haftasında, İkinci El Yat Fuarı düzenleniyor. Amfitiyatroda Cem Mansur yönetiminde klasik müzik konserleri veriliyor, sinema gösterimleri yapılıyor. (

Yazının Devamını Oku

Göcek Koyu’nun ilk marinası CLUB MARINA

27 Ağustos 2007
Club Marina, deniz üstündeki ofisi, villaları, yeşil alanlarıyla sevimli bir tesis. T şeklindeki iskelelerine 120 yat yanaşabiliyor. 80 metreye kadar süper yatlara da hizmet veriyor. Club Marina, Simavi Ailesi’nce 1990’da hizmete açıldığında Göcek’in yatçılara yönelik tek tesisiydi. Bugün koyda dört marina var. Yatırımcıların kuracağı yeni tesislerle yakında bölge tam bir yat cennetine dönüşecek.

Marina, Göcek Limanı’nın batı yakasında. Geniş bir kıyı şeridine kurulmuş. Karşısındaki bataklık, görüntü kirliliği yaratan SEKA depolarının da yakın zamanda marinaya katılması, çekek yerine dönüştürülmesi planlanıyor. Geçmişte Club Marina’nın bir parçası olan Skopea artık bağımsız bir marina olarak hizmet veriyor.

BOTANİK BAHÇESİ GİBİ

365 gün, 24 saat hizmet veren marinanın T şeklindeki iskelelerine 120 yat bağlama yapabiliyor. Dağlara dayalı kıyı bandındaki özel bağlama yerlerinde ise kıçtankara yanaşacak megayatlar için 30 teknelik yer ayrılmış. Bu bölüme 80 metre uzunluğa kadar yatlar yanaşabiliyor. 100 metre civarındaki yatlara ise şamandıralara bağlama imkanı sunuluyor. Teknelere elektrik marinanın özel jenaratöründen veriliyor. Su, kablosuz internet, TV, uydu yayını bağlantısı sunuluyor. Atık suları, çöpleri toplanıyor.

Marinanın su derinliği 2-11 metre arasında. Çapa atılmıyor, tekneler zemindeki tonozlara bağlanıyor. Marina ofisi deniz üstünde ve hoş bir görünüme sahip. Ön ofisten gümrük ve liman işlemleri, döviz bozdurma, villa rezervasyonu gibi konularda yardım almak mümkün. Yakıt iskelesi de yüzer platformda. Marinanın kafesi, Türk hamamı oldukça meşhur. Osmanlı sanatını tanıtmayı amaçlayan KUSAV’ın ürünlerinin satıldığı bir de stand bulunuyor.

Sahildeki alan doğal yapıya uygun, binbir çeşit bitkiyle kaplanmış. Sahile yanaşan yatların herbiri için Göcek anayoluna bağlanan patikalar oluşturulmuş.

LİKYA LAHİTLERİ İLHAM VERDİ

Club Marina’nın misafir villaları, tuvaletleri Likya lahitlerinden esinlenerek tasarlanmış.

Simavi Ailesi’ne ait Halas ve Çiğdem yatları marinanın simgesi gibi. Özel bir tekneyle marinadan Göcek merkezine yolcu taşınıyor. Tesis karayolundan Dalaman Havaalanı’na 22, Fethiye merkezine 33, Marmaris’e 100 kilometre mesafede. Yeni yapılan Göcek tünelinin de yardımıyla, marinadan Dalaman Havaalanı’na 30 dakikada ulaşılabiliyor.

Club Marina, bağlama ücretini rezarvasyon sırasında, peşin olarak talep ediyor. Bağlama fiyatları tekne boyuna göre hesaplanırken, katamaran teknelerin boyuna 5 metre ekleniyor. (www.turkeyclubmarina.net)

Bölgede gezilecek yerler

YASSICALAR

Zeytinada ile Göcek Adası arasında kalan bölgede bir adalar grubu. Denizi, kumsalı çok güzel. Doğu yakası Fethiye dağlarına bakıyor. Yaz aylarında Fethiye’den gelen günübirlik tur teknelerinin uğrak yeri. Eylül ayında huzura kavuşuyor. Yürüyüşçüler için de ideal bir bölge. Patikayla tepeye tırmandığınızda Ölüdenize doğru uçan paraşütçüleri görebilirsiniz. Koyda, mehtaplı gecelerin keyfine doyum olmaz.

KALKAN /KAŞ

Türkiye’ye yerleşen İngilizler’in en çok tercih ettiği bölgelerin başında geliyor Kalkan. Adeta bir İngiliz kasabası. Limanı küçük. Yeterli hizmet almak pek mümkün değil. Liman yerine koylarda konaklamayı seçebilirsiniz. Alarga ya da kıçtan kara yapabilecek birçok koyu rahatlıkla bulabilirsiniz. Kaş Limanı’nda gümrük hizmetleri veriliyor. Meis Adası’na günü birlik gezi yapabilirsiniz.

KAPIDAĞ YARIMADASI VE MANASTIR KOYU

Çam ormanlarıyla çevrili Manastır Koyu bir patikayla Çamlı Koy’a, oradan Merdivenli Koy’a bağlanır. Bu bölgede yürüyüş yapmanızı hararetle tavsiye ederim. Patikadan ilerlediğinizde, sürekli değişen manzara eşliğinde Gobun ve Dış Gobun’a ulaşacaksınız. Çok popüler olan Manastır Koyu buna rağmen çoğunlukla sakindir. Koyda hamam kalıntıları bulunur. Ancak kalıntıların kökenine dair elimizde pek fazla bilgi yok ne yazık ki.
Yazının Devamını Oku

Zeytin denizindeki şehir marinası AYVALIK SETUR

20 Ağustos 2007
İrili ufaklı 20 civarında adasıyla gezilmeye, görülmeye değer bir bölge Ayvalık. Ancak denizi sürprizlerle dolu. Özellikle Dalyan’a girmek dikkat istiyor. Ayvalık Setur Marina, bu koyda, Cunda Adası’nın hemen karşısında. 200 teknelik küçük bir şehir marinası.

Ayvalık’ın Dalyan Boğazı, çok dikkatli denizciler için bile tehlikelerle dolu bir bölge. 6 metreden derin tekneler giremiyor. Açıkdenizden körfeze girişte sığlıklarla dolu, ince bir şeridi izleyerek giriliyor. Bu ince koridor deniz fenerleriyle işaretlenmiş.

Boğaza girdikten yaklaşık bir mil sonra tekneleri Tavuk Adası karşılıyor. Bu küçük adanın üzerindeki kilise yıkıntılar hemen dikkatinizi çekecek. Cunda Adası’nın karşısına ulaştığınızda sancak yönünde Setur Ayvalık Marinası belirecek.

DENİZ TUTKUNLARININ MEKANI

Marina dört yüzer iskeleye sahip. Ortalama derinliği 4,7 metre. Zemini tonoz döşeli, demir atılmıyor. 200 tekneyi denizde, 150 tekneyi karada ağırlayabiliyor. Büyük boy tekneler marina girişinde, yakıt iskelesinin karşısına bordo yapıyor. Marinanın tek vinci 80 tonluk. Onarım, bakım anlaşmalı servislerce yürütülüyor. Mekanik, teknik, marangozluk, boya hizmetlerini veren servisler bulunuyor. Gerektiğinde aynı gün İstanbul’dan yedek parça getirtiliyor.

Bir şehir marinası olan Ayvalık Setur’da marina kafesi, duş, tuvalet, çamaşırhane, ATM’ler ve Migros’un büyük bir şubesi bulunuyor. Marinanın yaklaşık 500 metre ilerisinde ise ilçenin pazarı ve TANSAŞ’ın bir şubesi var. Marinada ayrıca pasaport ve gümrük işlemleri konusunda yardım almak mümkün.

Marinanın müdürü Yücel Alibeyler uzun yıllar dünya denizlerinde dolaşan deneyimli bir denizci. Tecrübesiyle birçok ünlü yatçıyı marinanın müdavimleri arasına kattı. Son yıllarda yaklaşık 80 teknenin katıldığı Ayvalık Regatta’yı düzenliyor. Bu yarışlara Rahmi Koç, Bülent Bulgurlu gibi tanınmış simalar katılıyor. Komodorluğu Necati Zincirkıran üstleniyor, Sadun Boro şeref misafiri oluyor. Bu yıl tur ağustosun ilk haftasında başladı, kuzey Yunan adalarını dolaşarak Ayvalık’ta bitti.

Ayvalık’taki marinada denizde yaşayan, bilgi ve tecrübelerini paylaşmaktan zevk alan birçok deniz tutkunuyla karşılaşacaksınız. Örneğin Abracadabra’nın sahibi Dr. Ergun Gürpınar, internette Denizde Yaşayanlar web sitesini kurup deniz tutkusunu yaymaya çalışan Avukat Murat Sezmiş bu mekanın müdavimleri arasında.

CUNDA’NIN UNUTULMAZ LEZZETLERİ

Ayvalık çevresi irili ufaklı adalarıyla ünlü. Çıplak, yuvarlak, yumurta, tımarhane, yalnız, maden gibi isimler taşıyan 23 adanın en ünlüsü Cunda. Günümüzde Alibey adını alan, karaya otoyolla bağlandığı için yarımada niteliğine bürünen yerleşimin merkezi eski Rum evleri, taş sokakları, meyhaneleri ve kilisesiyle gezilmeye, görülmeye değer. Kıyısındaki meyhanelerde kabak çiçeği dolması, tavada papalina, kelle peyniri gibi unutulmaz lezzetler tadabilirsiniz. Restoran sahipleriyle sohbet ettiğinizde bölge ve mutfağı hakkında birçok ilginç bilgi edinebilirsiniz. Örneğin, zeytinyağlı dolmada kullanılan çam fıstığının en kalitelisi, Ayvalık’ın Kozak Yaylası’nda yetişiyormuş. Dolmanın lezzetli olması için herbirinde en az 12 adet fıstık kullanılması gerekiyormuş.

Ayvalık’tan Midilli’ye hergün teknelerle sefer düzenleniyor. Ancak Yunanistan’dan Türkiye yönüne daha fazla yolcu geldiği için sefer saatleri ve fiyat uygulaması biraz garip: Jale Tur’un tekneleri saat 18.30’da Ayvalık’tan Midilli’ye, sabah 08.30’da Midilli’den Ayvalık’a sefer yapıyor. Ayvalık’ta bir gidiş dönüş bilete ödenen ücretle, Midilli’den birkaç gidiş dönüş bileti almak mümkün... (www.seturmarinas.com, Telefon: 0266 312 26 96)

Bölgede gezilecek yerler

ÇAMLIK KOYU

Ayvalık limanının güney ucunda Tımarhane Burnu’nun karşısında. Ayvalık - Sarımsaklı yolu da bu bölgeden geçiyor. Çanak şeklindeki koy, göl görünümünde. Su kayağı yapmak için ideal. Kuzeyinde Cennet Koyu bulunuyor. Kayalık ve sığlıklar nedeniyle seyir sırasında dikkatli olmak gerekiyor. Koydaki delikli kaya, deveyi andıran görüntüsüyle ilgi çekiyor.

KUMRU KOYU

Tımarhane Burnu’nun yaklaşık bir mil güneyinde. Diğer adı Cennet Koyu. Yuvarlak bir göl görünümünde, çevresi çam ormanlarıyla kaplı. Tehlikeli rüzgarlara kapalı. Yerleşim olmadığı için huzur dolu bir bölge. Derinliği 3-7 metre arasında.

MİDİLLİ ADASI

Besteci Mikis Teodorakis ve kadın şair Saphoo’nun adası Midilli, küçük köyleri, herbiri çiçekle süslü taş evleri, ıssız kumsallarıyla görülmeye değer. Merkez yerleşim Mitilini’deki çarşıda yürürken Ayvalık sokaklarında dolaşıyormuş hissine kapılacaksınız. Molivos’un kartal yuvasını andıran tepesindeki daracık taş sokaklardan deniz manzarasını, restoranlarındaki ahtapot ızgarasının tadını unutamayacaksınız. Sigri’nin ıssızlığına, milyonlarca yıl önce volkanik patlamayla taşlaşan ormanına şaşıracaksınız.
Yazının Devamını Oku

Ekincik'te şöhretlerin mekanı My Marina

13 Ağustos 2007
Marmaris’in Ekincik Koyu’nda, çam ağaçlarının arasına saklı. Bir kuş yuvasını andırıyor. Karayelden kaçan yatlar için sığınak, lezzet tutkunları için bir tapınak. Her ne kadar ismi My Marina olsa da, 68 teknelik kapasitesiyle bir marinette. Restoranı son yıllarda Dustin Hoffman, Sting, Uma Thurman gibi birçok ünlüyü ağırladı.

Köyceğiz Limanı’nın kuzey ucundaki Ekincik Koyu, mavi yolculuğun en gözde uğrak yeri. Türkiye’yi ziyaret eden VIP’lerin gözde mekanı. Dünyanın önde gelen turizm yayınlarında, yat dergilerinde sık sık adı geçiyor, fotoğrafları yayımlanıyor. Süper yatlara ev sahipliği yapıyor. Son yıllarda Fransa’nın St. Tropez’i ile yarıştığını söylersek abartmış olmayız.

MADEN İSKELESİYDİ

Yüksek tepelerle çevrili Ekincik Koyu, girişindeki heykel görünümlü kayalar ve çam ormanlarıyla bir doğa harikası. 1990’lardan bu yana, Dalyan’ın şifalı olduğu söylenen çamuru sayesinde bölge epeyce ün kazındı. Sting, Dustin Hoffman gibi ünlülerin çamura bulanmış fotoğrafları dünya basınında yer aldıkça bölgeye ilgi arttı.

My Marina’nın kurucusu, Dalyan çamurlarını turizme kazandırmayı ilk akıl eden işadamı İrfan Tezbiner. 1986’da Ekincik Koyu’nun girişindeki eski maden iskelesinde bir restoran açan Tezbiner, iki yıl sonra Dalyan çamurunun bulunduğu araziyi 910 milyon liraya satın aldı. "Paris’te mükemmel bir ev alacağıma paramı turizme yatırdım" diyen Tezbiner kısa sürede işletmesini turizm rotasının vazgeçilmezleri arasına sokmayı başardı.

Tezbiner, Ekincik’e karadan üç kilometre uzaktaki restoranında uzun yıllar teknelere hizmet verdi. Restoranın önündeki rıhtıma yatlar kıçtan kara yanaşabiliyordu. Üç yıl önce rıhtım elden geçirildi, T iskele yapıldı. Tesis mini marinaya dönüştürüldü. Sit alanına kurulduğu için daha fazla genişleme imkanı bulunmayan My Marina’ya şu anda 68 tekne yanaşabiliyor.

GÜZEL VE TEHLİKELİ

My Marina, bölgeye hakim olan güçlü güney rüzgarına kapalı. Karayelden de pek etkilenmiyor. T şeklindeki iskelesinin çevresinde su derinliği 6,5 metre. Rıhtımda ise 3 metre civarında. Teknelere elektrik, su bağlantısı yapılıyor. Sintineleri, çöpleri alınıyor. Yakıt ikmali yapılamasa da teknelerde makine ya da elektrik aksamıyla ilgili teknik sorunlar çıktığında dışarıdan teknik destek sağlanıyor. Marinetta, Ekincik’e yarısı toprak, yarısı asfalt bir karayoluyla bağlanıyor.

My Marina’nın ünlü restoranı 270 kişilik. Mönüsü Akdeniz mutfağının, deniz ürünlerinin seçkin örneklerinden oluşuyor. Sahile kuşbakışı konumumdaki Çardak Club House’un manzarası sabah erken saatlerde ve ikindi vakti nefes kesici.

Ekincik’in batı yakasında, Dalyan turları yapan teknelerin yanaştığı bir iskele bulunuyor. Piyade adı verilen, sayıları 1000’i bulan bu tekneler yaz aylarında mavi renkleri, kırmızı bayraklarıyla denizde renk cümbüşü oluşturuyor. Bu tekneler güzel olmakla birlikte çevre açısından başlıbaşına birer tehlike. Gürültülü motorlarıyla ses kirliliği yaratıyorlar. Turistler kadar, Dalyan deltasındaki deniz canlılarını, kuşları da rahatsız ediyorlar. Dileğim en kısa zamanda tur teknelerinin hafif, çevreye zarar vermeyen katamaranlara dönüşmesi.

Çevrede gezilecek yerler

DELİK ADA

Dalyan deltasının karşısında. İsmi gibi delik bir kaya kütlesi. Üstünde bir fener var. Denizi, kumsalı çok güzel. Günlük tur teknelerinin rotası üzerinde.

DALYAN

Batı bölümünde dünyanın sayılı plajlarından İztuzu bulunuyor. Mavi bayraklı plaj Carretta Caretta kaplumbağalarının üreme alanı. Plajın arkası muhteşem dağlarla çevrili. Dalyan’ın güneybatısında lagun, yakınında Kaunos antik kentinin kalıntıları var. Dalyan deltası Köyceğiz Gölü’ne bağlı. Sığ kanaldan sadece bir metre su hattı bulunan tekneler geçebiliyor. Kimi zaman su düzeyi iyice düşüyor. Dalyan balıkların ve ünlü mavi yengeçlerin üreme alanı. Çandar Koyu’ndaki sıcak su çamurunun cilt için faydalı olduğu söyleniyor. Çamuru cilde sürüp, kurumasını bekliyorsunuz, sonra yıkıyorsunuz. Cildiniz parlaklık kazanıyor, lekeler kayboluyor. İztuzu sahil şeridinin sonunda, aniden yükselen dağların eteğinde Dişibilmez Burnu yer alıyor. Manzarası etkileyici olan burun denizcilerin korkulu rüyası.

AŞIİÇİ LİMANI

Dişibilmez Burnu ve koyunun 2 mil kuzeyinde. Dik iki yüksek burnun arasında. Çok az bilinen bu bölgede, vahşi dağ manzarasına karşı yüzmek gerçek mutluluk. Günübirlik gezi için Göcek’ten hızlı teknelerle buraya ulaşmak, Ekincik ya da Marmaris’te gecelemek mümkün.

NAR ADA

Dişibilmez ile Kurtoğlu burunlarının arasında. Yaklaşık 20 metre yüksekliğinde bir kaya kütlesi. Etrafı derin sularla çevrili. Bu nedenle, tedirgin olmadan tekneyle yakınlarına sokulmak mümkün. Dalış için ideal bölgelerden biri.

BABA ADASI

Sarıgerme kıyılarının karşısında. İki hörgüçlü deve görünümündeki adanın denizi pırıl pırıl. Dalış yapanların tercih ettiği adada bazı antik kalıntılar bulunuyor.
Yazının Devamını Oku

Portakal ve sedir kokulu marina FİNİKE SETUR

6 Ağustos 2007
Setur’un Finike Marinası, hırçın dalgaların mekanı, denizcilerin korkulu rüyası Gelidonya Burnu ile Kekova Adası arasında. Baharda dağlardan gelen portakal çiçeği, yazın sedir ağacı kokuları, pırıl pırıl deniziyle büyüleyici. Tesiste 270 denizde, 150 çekekte olmak üzere 420 tekne konaklayabiliyor.
/images/100/0x0/55eb505bf018fbb8f8b943ac
Finike uzun yıllar tarım bölgesi olarak korundu. Portakalıyla ünlü ilçede şimdilerde bağcılık, buna bağlı olarak şarapçılık hızla gelişiyor. Bahçelere nar dikiliyor.

Finike’de aralık ayında, güneşli havalarda, karlı dağların eteklerinde denize giren turistlere rastlarsınız. Sokaklarda tişörtle dolaşılacak kadar sıcaktır havası. İlkbaharda dağlardan gelen narenciye, sedir kokuları birbirine karışır. Yatçılara büyüleyici manzara eşliğinde, büyüleyici bir doğal parfüm şöleni sunar.

FİYATLARI MAKUL

Finike’de uzun yıllar yatçılara hizmet veren basit bir mendirek vardı sadece. 1997’de mendireği kiralayan Setur, Finike Marinası’nı kurdu. Tesis sayesinde ünlü İtalyan yat yazarı Antonio Coppi gibi birçok tanınmış yatçı Finike’nin sürekli konukları arasına katıldı.

Marinanın su derinliği beş metre. Dibi tonoz kaplı olduğu için demir atılmıyor. 70 metreye kadar uzunluktaki tekneler yanaşabiliyor. Denizde yat kapasitesi 270, çekeklerinde 150 tekne kışlayabiliyor. Teknelere su, elektrik ve telefon bağlantısı yapılıyor.

80 tonluk vinci olan tesisin teknik hizmet veren atölyelerinde her türlü boya, yelken, branda, metal, ahşap işlerini yaptırmak mümkün. Makine bakımı, onarımı, elektronik ekipman tamir ve montaj hizmeti de veriliyor. Marinanın ücret tarifesi makul düzeyde. 24 saat palamar servisi mevcut. TV odası, tuvalet ve duşları bulunuyor.

KIŞ AYLARINDA HAREKETLİ

Finike Setur Marinası özellikle kış aylarında tur yapan yatçıların gözdesi. Antalya Havaalanı’na karayoluyla yaklaşık 2 saat, Dalaman Havaalanı’na 3 saat mesafede. Bu avantajı kullanan İstanbul ve Ankaralı yatçılar, tesisten kış boyunca yararlanıyor. Türkiye’nin en temiz sularındaki marina mavi bayraklı. Çevresinde dalış yapılabilecek birçok alan bulunuyor. Bir başka önemli özelliği önemli antik kalıntılara yakınlığı. Noel Baba’nın yaşadığı Demre’ye, antik Olympos ve Chimera kentlerine karayoluyla 30 kilometre mesafede.



Bölgede gezilecek yerler

GELİDONYA BURNU

Gelidonya Feneri’nin bulundugu antik bölge bir yarımada. Ucunda beş adalalar bulunuyor. Sıldanlar adı verilen bu adaların çevresinde daima şiddetli rüzgar eser. Ters rüzgarlar havada ve suda akıntılar yaratır. Anaforlar gemicilerin, alçak irtifada uçan pilotların korkulu rüyasıdır. Buna karşın yelkencilerde adrenalin yükseltici etkisi vardır. Adalar dalış için elverişli bölgelerden biridir.

KEKOVA

Bir başka ismi Geyikova. SİT alanı olmasına karşın sürekli yeni yapılaşma tehlikesiyle yüzyüzedir. Yasadışı yapıların yıkılması, sahipleri hakkında dava açılması bu gelişmeyi durdurmaz. Bölgede bu konuda mahkemelik olmayana rastlamak zordur. Kekova doğal bir limandır. Üçağız, Kaleköy, Gökkaya limanı arasında seyir harikadır. Kaleköy’ün Simena Surları, lahitler, su altındaki antik kalıntılar görülmesi gereken yerler arasında.

KARALOZ KOYU

Kekova’nın hemen arkasında saklı, çok korunaklı, az bilinen bir koy. Vahşi bir güzelliğe sahip. Akdeniz’in en güzel koyu olduğu söylenebilir. Girişi saklı. Birkaç tekne alabilir. Denizi boncuk mavisi. Dik dağların arasında olması kuzey ülkelerindeki fiyord görüntülerini anımsatır.

PORTO CENEVİZ KOYU

Sazak Koyu ile sırt sırta. Karadan ulaşım olmadığı için sadece tekneyle görebilirsiniz. Akdeniz’in en korunaklı koylarından biri. Girişinde kayalar var. Dağlardan sert rüzgarlar iner aşağı. Kış aylarında koya palamut sığınır. Baharda kelebekler uçuşur. Rüzgarın sesi çoğu kez kayalarda, taşlara tutunmuş ağaçlarda farklı tonlar kazanarak bir senfoniye dönüşür. Ekim ve kasım aylarında büyüleyici bir özellik kazanır.
Yazının Devamını Oku