Hayat Erbabı

Hayat Erbabı

2 Haziran 2013
Sevgilisinin ‘evet/hayır’larını deşifre etmekte zorlanan delikanlı, kadınların erkekleri kaynatmasına fazla takan genç ve nişan öncesi tuhaf paranoyalara kapılan adam...

Dertlerinize deva mı aramıştınız? Buyrun...

Anlamaya çalışma, tadını çıkar!

Soru: “Kadın ‘hayır’ derse ‘belki’; ‘belki’ derse ‘evet demektir” derler ya hani, sevgilimin neye hayır, neye evet dediğini iyice şaşırmış durumdayım. Kadınların verdiği tek cümlelik cevapları anlama kılavuzuna ihtiyacım var. Öneriniz? (Ahmet D., İstanbul)

Yanıt: Önerim şu: Tadını çıkar! Tek kelimelik yanıtlarla yetinen bir kadın bulmuşsun da bunuyorsun sanırım! Her sorduğun soruya ağız dolusu yanıt yetiştiren pabuç dilli bir kadınla birlikte olmayı mı isterdin yoksa? Ayrıca anlamaya da çalışma, bu konudaki önerim de şudur: Tadını çıkar!

Her erkek biseksüelliği tadar mı bilemem ama...

Soru: Hocam, geçenlerde sevgilim kız arkadaşlarıyla yemekteyken yanlarına uğradım. Bütün gece hangi erkeklerin gay, biseksüel olduklarını kaynattılar durdular. Neden kızlar bunun dedikodusuna yapmaya bu kadar meraklı? Bu biseksüellik dedikoduları nereye varacak? Her erkek bir gün biseksüelliği tadacak mı? (Cengiz A., İstanbul)

Yanıt: Her erkeğin bir gün neyi tadacağını bilmem ama bence sen bu kıza dikkat etsen iyi olur. Sence bir erkeğin gay mi, biseksüel mi olduğunu nereden biliyor olabilirler?

Yazının Devamını Oku

Hayat Erbabı

26 Mayıs 2013
Eşinizin anlam veremediğiniz tuhaf davranışları ya da ailenizdeki kan emiciler karşısında kendinizi çaresiz ve yalnız hissediyorsanız, dert etmeyin, bir mail atın, bakalım çaresine.

Kaç erkek kadınlara karşı zafer kazanmış ki!

Soru: Vasfiye Teyze tiplemesinden farkı olmayan bir kayınvalide var hayatımda. O nur yüzüyle, tatlı tatlı, çaktırmadan nasıl da moral bozuyor, kan emiyor! Kimseye derdimi anlatamıyorum. Nasıl başa çıkılır böyle bir kadınla? (Ahmet A., İzmir)

Yanıt: Ahmet Bey kardeşim, dünyanın en kısa kitabının ‘Kadınlara Karşı Zafer Kazanan Erkekler’ isimli kitap olduğunu hiç duymuş muydun? Kitap diyorlarsa da sözün gelişi, onu gerektirdiği için! Aslında o hacimdeki bir metin için risale demek daha doğru olurdu. Böyle bir kayınvalideyle başa çıkamazsın, keyfine bakmaya çalış. Kadının kaç yaşında olduğunu, miras bırakıp bırakmayacağını yazmadığın için başka bir öneride bulunamıyorum!

“Kafamı dinleyeyim”den kasıt şu...

Soru: Eşim geçenlerde kendine bir ev tutmak istediğini söyledi. Yanlış anlamayın. Kavga yok, ayrılık yok, boşanma yok. Arada kafasını dinlemek, biraz okuyup biraz yazmak için istiyormuş. Sizce bir tuhaflık yok mu bunda?
(Ayşe T., İstanbul)

Ayşe hanımcığım, “Yanlış anlamayın” diyorsunuz ama ben bunun nesini yanlış anlayayım ki? Korkarım yanlış anlayan, daha da acımasız söyleyecek olursam hiçbir şey anlamayan sizsiniz. Her okuyup yazmak isteyen ayrı bir eve çıkacak olsaydı, bu ülkede kiralar ne kadar yükselirdi, farkında mısınız? Ben sana söyleyeyim: Eşin senden uzakta biraz takılmak istiyor, büyük olasılıkla da bir sevgilisi var. Sana doğrudan “Ayrılalım” diyemediği için de şimdi “Kafamı dinleyeyim” gibi gerekçeler uyduruyor. Sonra döner mi, dönmez mi, kimse bunu bilemez. Sevgilisi fettan bir şeyse dönmez, yoksa merak etme döner ama sen o saatten sonra bu dönen kocayı ne yaparsın, bilemeyeceğim.

Yazının Devamını Oku

Hayat Erbabı

19 Mayıs 2013
Eski sevgiliden gelen nişan davetiyesi ne anlama geliyor? Düğünlerde bekar kadınları bekleyen tehlike ne? Buyrun, siz sordunuz, ben cevapladım.

Nişana cenaze çelengi yollamaya ne dersin?

Soru: Eski erkek arkadaşımdan nişan davetiyesi aldım. Üstelik tek kişilik bir davetiye. Bir, insan neden eski sevgilisine düğününe davet eder? İki, neden tek kişi gelmemi ister? Üstelik pek de yakın arkadaş olmayı da becerememiştik.
(Sevil G., İstanbul)

Yanıt: Nedeni belli! Aslında gelmeni istemiyor, sadece evleneceğini bil istiyor. Yakın arkadaş olamadığınız buradan da belli, seni üzmek istiyor durduk yerde. Belli ki tamamlanmamış bir hesap kalmış içinde. Ben senin yerinde olsam bir cenaze çelengi yollarım düğününe.

Unutma! Orta yaşlı bekar erkeklerin av sahasındasın

Soru: 34 yaşındayım, tüm yakın arkadaşlarım tek tek evlenmeye başlamasına rağmen bende ‘tık’ yok. Bu yaz 4 koca düğün var beni bekleyen. Şimdiden gerilmeye başladım, tek başıma nasıl gideceğim diye. Yaz düğünü fobisi olan orta yaş kadınlarına ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
(Aslı Y., İzmir)

Yanıt: Düğünler aynı zamanda yeni maceralar arayan orta yaşlı bekâr erkeklerin de av sahasıdır. Senin gibi bir türlü evlenemediği için bunalıma giren ve yakın arkadaş düğünlerinde iyice gerilen kızlar, bu tipler için ideal hedeftir. İyi giyin, makyajına, saçına başına dikkat et, etrafında dönmeye başlarlar, hele bir de dans faslına geçilince! Dikkat et, bunlar çok ustadır, bakışlarından içinde bulunduğun ruh halini kavrar ve harekete geçerler. Biraz eğlenmeye itirazın yoksa tadını çıkar, yok ille de canının sıkılmasını istiyorsan, öteki kız arkadaşlarınla geyiğe takıl, kadınların kıyafetini çekiştir filan!

Yazının Devamını Oku

Hayat Erbabı

28 Nisan 2013
Aşk meşk meselelerinde ne kadar kafa yorsanız da işin içinden çıkmak zordur. Kendinizi daha fazla yormayın, Hayat Erbabı’na açılın, derdinize deva bulun.

Gerçek aşk her şeyi affeder

Soru: Sevgilimle birbirimize çok aşığız. O hayatımın sonuna kadar birlikte olmak istediğim insan. Fakat son zamanlarda ilişkinin ona iyi gelmediğini söylüyor, bir süredir beni hayatından çıkarmaya çalışıyordu. Fakat o da çok sevdiği için bunu beceremiyor, birlikteliğimiz devam ediyordu. Gel-gitli bu süreçte ayrı kaldığımız bir ara, onun bana “Uzak dur benden, git, başka bir hayat kur kendine” demelerine dayanamayıp eski sevgilimle buluştum. Daha sonra tam tekrar barıştık ki bu buluşmayı öğrendi. Zaten insanlara zor güvenir, hep bir şeyler karıştırdığımı iddia ederdi, şimdi de “Artık her şey bitti” gözüyle bakıyor. Oysa ben çok aşığım ona. İlişkimiz boyunca bırakın aldatmayı, kimseyi aklımın ucundan bile geçirmedim. Sizce birbirimize duyduğumuz aşk bunun üstesinden gelir mi, ayrıyken yaptığım bu hatayı kaldırmaz mı? Tek umudum birbirimize duyduğumuz aşk çünkü. Ve kararlıyım onu mutlu etmek için her şeyi yapmaya. Sevgiler... (Veli S., İzmir)

Yanıt: Veli Bey kardeşim, aşk senin aklını başından almış, işin zor. Yalnız şunu unutma: Gerçek aşk her şeyi affeder, eski sevgili tuzağına hem de onun yüzünden düşmüş olmanı haydi haydi affeder. Yalnız sözlerin birbiriyle çelişiyor, hem sana âşık olduğunu iddia ediyorsun, hem de ‘bu ilişkinin ona iyi gelmediğini’ söylediğini yazıyorsun. Hatırlatayım, gerçek aşk bazen kendinden bile vazgeçmeyi gerektirir.

Gerçekten senin için süslendiğini mi düşünüyordun?

Soru: Kız arkadaşımla dört yıldır birlikteyim. Son zamanlar kendine hiç bakmıyor. İyice kilo da aldı. Saldı biraz anlayacağınız. Onu çok sevmeme rağmen son zamanlarda canım hiç sevişmek istemiyor. İşin aslını söylemeye de çekiniyorum. Çaktırmadan nasıl anlamasını sağlamak lazım? Bir yandan da acaba nasıl olsa yıllardır beraberiz ve onu bırakacağım yok diye mi kendini böyle saldı diye düşünmeden edemiyorum.
( Mehmet A., Ankara)

Yanıt: Kardeşim Mehmet, galiba şu gerçeği daha önce sana söyleyen olmadı: Kadınlar erkekler için değil, hemcinsleri için süslenir püslenir, giyinir kuşanır. O elbisenin içine girme dertlerinin, saç modelini değiştirme telaşının seninle bir alakası yok, üzgünüm. Senin deyiminle kız ‘saldıysa’ emin ol etrafında kendini kıyasladığı kız kalmadığındandır. Kızın hafif göbeği çıktı, makyaj yapmayı bıraktı diye canın sevişmek istemiyorsa ya rüyanda fazla modeller âleminde yüzüyorsun ya da seni fazla heyecanlandıran birileri belirmiştir etrafında.

Yazının Devamını Oku

Hayat Erbabı

21 Nisan 2013
Orta yaşın 60’lara kayması, patronla arkadaşlık kurmanın incelikleri, eski sevgiliyle yakın arkadaşın tehlikeli yakınlaşmaları... Millette dert bol, bu hafta konuşacak mevzu çok.

Bunlar Özkök’ü mutlu etmek için uydurulmuş

Soru: Gerçekten 50’li yaşların yeni ‘orta yaş’ olarak kabul edildiği bir dönemde mi yaşıyoruz yoksa bu 50’sine merdiven dayayanların uydurduğu bir saçmalık mı? Yeni düzende şu meşhur orta yaş krizlerinin neler olduğunu çok merak ediyorum. Daha ‘kadın dergisi’ dilinde soracak olursam: 2013’te bir insan orta yaş krizine girdiğini nereden anlayabilir? (Nevin S., Ankara)

Yanıt: Bu Ertuğrul Özkök’ü mutlu etmek için uydurulmuş bir şeydir, insan ortalama ömrü uzamışda, onun için orta yaş 60 – 65’e kaymışda, filan falan! Tabii o orta yaşlı olunca bu durumda Mehmet Y. Yılmaz da genç oluyor ki, bunların bu fikirleri yazıp durmasının nedeni budur. Bunlar boş laf, evet insan hissettiği yaştadır ama unutmayın ki en komik görüntü de kendisini 25 yaşında zanneden 50’lik bir kadın ya da erkeğin görüntüsüdür. ‘Kadın dergisi diliyle’ bir soru da ben sorayım: Günümüzde kadınlar kaç yaşında menopoza giriyorlar?

Patronu kendine sevdirmen için...

Soru: Hocam, patronun adam kayırmasından bıkmış durumdayım. Sırf aynı takımı tutuyorlar, aynı okuldan mezunlar diye işe benden daha az katkı sağlayan iş arkadaşımı yerlere göklere sığdıramıyor. O raporunu yetiştiremeyince sorun olmaz ama ben yetiştiremeyince kıyamet kopar. İlle de çocuk gibi kendimi sevdirmem mi gerek koca adama? (Kemal M., Ankara)

Yanıt: Bu yaşa gelmişsin hâlâ öğrenememişsin, ‘algı gerçektir!’ Arkadaşın patronunda ‘arkadaş’ algısı yaratmış, tadını çıkarıyor. Sen de dene. Patronuna kendini sevdir elbette, adam sevmediği biriyle niye vakit geçirsin ki? Eli yüzü düzgün bekâr bir kız arkadaşını tanıştırarak işe başlayabilirsin, kanka olursun iki haftada.

Saflar gününde doğmuş olabilir misin?

Soru

Yazının Devamını Oku

Hayat Erbabı

14 Nisan 2013

Oğlundan dert yanan, 40 yıllık karısının şivesine takan... “Memlekette dert çok, deva yok” demeyin, bir mail atın, bakalım beraber çaresine.

40 yılda yapmayı unuttuklarını tekrar hatırlaman için...

Soru: Ben 70 yaşındayım. Karım 60. Kendisi köy kökenli, kız enstitüsü mezunu. Ben üniversite lisans mezunu serbest meslek sahibiyim. Küçük menfaat işlerinde kendince kurnaz. Ama köy görgüsüyle yetişme birisi. Aklı fikri gösterişte ve bazı  kimselere yalakalıkta. Kardeşlerininki daha düzgün olduğu halde şivesi bir parça bozuk köylü şivesi. Zaten bu yüzden nişanı bozacaktım. Yakınlarının yatıştırması nedeniyle bozmadım. 40 yıl önce evlendik. Ama köylü huylarını ve şivesini bir türlü düzeltemedi. Bu şive konusu beni çok rahatsız ediyor. Mesela bir teşekkür bile etse sanki sövüyormuş gibi konuşuyor. Zamanında  bir hediye alsam bir defa bile teşekkür etmez. Eline alıp bakmaz. Uzaktan, kaç liraya aldığımı sorardı. Bu yüzden hediye almayı kestim. Şimdi de aynısını yapacak. Şehirde evleri vardı ama konuştuklarının  çoğu köylü. Onların şivesi eşiminki gibi bozuk değil. Sadece iki konuştuğu var şivesi bozuk olan. Görgüsüz tavırları çok. Beğenmediğim yönleri güzellikle söyledim fayda etmedi. Üstüne biraz fazla varsam daha fazla bocalıyor. Ben beğenmediğim hallerini söyleyince konuşması kabalaşıyor. Örnek alsın, düzelsin diye ve durumu daha ağırlaşmasın diye kendisine çok iyi davranıyorum Ama fayda etmiyor. Zorlasam mı acaba? Ama kafayı bozar diye korkuyorum da. Kanser başlangıcı geçirdi. Erken olduğu için kurtuldu. Rahimi alındı. Görgü farkımız fazla. “Şimdi ne yapayım?” diye sizin fikrinizi soruyorum.
(Ergin E.)

Yanıt: Eh madem öyle, zararın neresinden dönsen kârdır, boşan keyfine bak. Sence adam gibi eğlenceli bir kadınla geçirecek kaç yazın kaldı? Etraf 50’lik ama sana göre çıtır sayılacak kadınla dolu. Hem böylece geçmiş 40 yılda yapmayı unuttuklarını da tekrar hatırlama olanağın olur. Yolun açık olsun, iyi şanslar.

Sophie’nin kemikleri ne sızlıyordur!

Soru: İnsan çocuklarından birini daha çok sevdiği için kendini suçlu hissetmeli mi, bunu bir vicdan meselesi haline getirmeli mi sizce? Ben kendime yediremiyorum da bunu. Ama kızım şahane bir hayat sürerken, oğlum haylazlık peşinde koşup başıma dert üstüne dert açıyorsa ben ne yapabilirim ki? (Sevil A., Antalya)

Yanıt: Sevil, belli ki Sophie’nin Seçimi filmini daha önce hiç duymamışsın! Sophie rolünde kariyerinin performansını çıkarmış Meryl Streep’i tanıdığını bile zannetmiyorum. Filmde Sophie, İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından hapsedilmiş ve iki çocuğuyla birlikte kampa gönderilmiştir. Sophie askerlere bir yanlışlık olduğunu, kendisinin Hıristiyan olduğunu söyleyince Nazi subayı ancak çocuklarından birinin öldürülmesini kabul ederse bırakacağını söyler. Sophie “Bunu yapamam” diye defalarca çığlık atsa da subay iki çocuğunu da alma ya kalkınca bir seçim yapmak zorunda kalır. İşte Meryl Streep’in “Yapamam” diye bağırdığı, ufacık kızın “Anne” diye çığırdığı o sahneyi otur tek başına izle. Baktın, oğluna karşı hissin değişmiyor tekrar izle. Ve tekrar ve tekrar...

Yazının Devamını Oku

Hayat Erbabı

7 Nisan 2013
İşte güçte, aşkta meşkte dert tasa ne varsa, gelin beraber bakalım çaresine.

Senden korkması gerektiğini bilsin
Soru: Sevgili Hayat Erbabı.15 yıllık evli olduğum kocam başına buyruk yaşamak istiyor. Zaten hep öyleydi ama son bir yıldır bariz arttı ve evliliğimiz etkilenmeye başladı. Şimdi kalkmış bana “Canımın istediğini yaparım, sana mı hesap vereceğim? Senden mi korkacağım” diyor. Mahkemelere düşmeden bu adamı kendine getirmenin bir yolu yok mudur? (Zehra A.)

Yanıt: Bence yok. Buna şimdi göz yumarsan tepene iyice çıkar, haberin olsun. Ona açıklıkla senden neden korkması gerektiğini anlat. Baktın olmuyor, mahkeme iyi bir çözüm olur o zaman.

“Kadınlar komik adamlardan hoşlanır” lafının aslı şu...
Soru: Hocam, merhaba. İzmir’den Veysel. Kadınlara ne yapsam yaranamıyorum. Komik adam oluyorum, olmuyor. Olaylara mantıklı yaklaşıyorum bu kez de sinirli somurtkan oluyorum. Ayrıca, “İzmir’in kızlarına ve havasına güven olmaz” diyorlar ya çok haklılar! Fikirlerini paylaşabilirse sevinirim kolay gelsin. (Veysel A.)

Yanıt: Anlayamadım, İzmir’in havasına neden güvenilmiyormuş? Meteoroloji ne derse çıkıyor, İzmir’in havasına bu güvensizlik niye? Kadınlara ne yapsam yaranamıyorum diyorsun ama gördüğüm kadarıyla yapabildiğin tek şey ‘komiklik’ ya da ‘mantıklılık’! Belli ki onları da iyi yapamamışsın, suçu İzmirli kızlara atıyorsun. Belli ki bir yerlerden duymuşsun “Kadınlar komik adamlardan hoşlanırlar” diye ama bu o kadar doğru sayılmaz. Komik değil, eğlenceli insanlardan hoşlanırlar, eğlenceli olmayan komikler ise zavallı muamelesi görürler, haberin olsun.

Çiçekten çiçeğe uçmak iyidir

Yazının Devamını Oku

Hayat erbabı

7 Nisan 2013
İşte güçte, aşkta meşkte dert tasa ne varsa, gelin beraber bakalım çaresine.

Senden korkması gerektiğini bilsin
Soru: Sevgili Hayat Erbabı.15 yıllık evli olduğum kocam başına buyruk yaşamak istiyor. Zaten hep öyleydi ama son bir yıldır bariz arttı ve evliliğimiz etkilenmeye başladı. Şimdi kalkmış bana “Canımın istediğini yaparım, sana mı hesap vereceğim? Senden mi korkacağım” diyor. Mahkemelere düşmeden bu adamı kendine getirmenin bir yolu yok mudur? (Zehra A.)

Yanıt: Bence yok. Buna şimdi göz yumarsan tepene iyice çıkar, haberin olsun. Ona açıklıkla senden neden korkması gerektiğini anlat. Baktın olmuyor, mahkeme iyi bir çözüm olur o zaman.

“Kadınlar komik adamlardan hoşlanır” lafının aslı şu...
Soru: Hocam, merhaba. İzmir’den Veysel. Kadınlara ne yapsam yaranamıyorum. Komik adam oluyorum, olmuyor. Olaylara mantıklı yaklaşıyorum bu kez de sinirli somurtkan oluyorum. Ayrıca, “İzmir’in kızlarına ve havasına güven olmaz” diyorlar ya çok haklılar! Fikirlerini paylaşabilirse sevinirim kolay gelsin. (Veysel A.)

Yanıt: Anlayamadım, İzmir’in havasına neden güvenilmiyormuş? Meteoroloji ne derse çıkıyor, İzmir’in havasına bu güvensizlik niye? Kadınlara ne yapsam yaranamıyorum diyorsun ama gördüğüm kadarıyla yapabildiğin tek şey ‘komiklik’ ya da ‘mantıklılık’! Belli ki onları da iyi yapamamışsın, suçu İzmirli kızlara atıyorsun. Belli ki bir yerlerden duymuşsun “Kadınlar komik adamlardan hoşlanırlar” diye ama bu o kadar doğru sayılmaz. Komik değil, eğlenceli insanlardan hoşlanırlar, eğlenceli olmayan komikler ise zavallı muamelesi görürler, haberin olsun.

Çiçekten çiçeğe uçmak iyidir

Yazının Devamını Oku