Şu çok önemli istihbaratı, Saray’ın, Başbakanlığın, Dışişleri Bakanlığı’nın ve MİT’in bilgisine sunuyorum.
* * *
Olay geçen eylül ayında meydana geldi.
Ama benim bilgime bu hafta sonu Davos dönüşü ulaştı.
Aynen aktarıyorum.
Ama onun siyasi dehasını, siyaseti okuma biçimini, ekonomideki kararlılığını ve bir de “liderlik duruşunu” hayranlıkla izliyorum.
Elimde değil...
Bazen öyle bir adım atıyor, öyle bir altın vuruş yapıyor ki, bütün kızgınlığıma rağmen kenara çekiliyor ve kendi kendime soruyorum:
“Helal olsun diyorsun değil mi...”Cevabını da kendim veriyorum:
“Helal olsun arkadaş...”
* * *
Allah’tan Las Vegas için geçerli olan bu kural, Davos’ta geçerli değil.
O yüzden yazabiliyorum.
“Davos’a gelip de seks yapmadan döner miyim?”
Beni biraz tanıyorsanız, cevabı siz de bulabilirsiniz.
Dönmem tabii...
Bakın nasıl oldu, size bütün ayrıntıları ile anlatayım. Perşembe akşamı Google’ın partisi var...
Kurumun genç yöneticilerinden biriyle sohbet ediyoruz.
Çünkü önde gelen işinsanları, siyasetçiler ve gazetecilerin pek çoğu o gece, Aziz Zapsu’nun Başbakan Ahmet Davutoğlu için verdiği yemeğe davetliydi.
Doğan Grubu’ndan Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Vuslat Doğan Sabancı ile Mehmet Ali Yalçındağ yemekteydi.
* * *
Gazeteci olarak Hürriyet’ten Gila Benmayor vardı.
Oraya davetli olmadığım için, davetli olduğum başka bir yemeğe katıldım.
DAVOS’a katılan insanlar çeşitli gruplar altında toplanıyor.
“Ortaklar”, “İş insanları”, “Yeni yükselenler” gibi...
Bir grup da “Dünya medya liderleri” adı altında katılıyor.
Sekiz yıl önce, yaptırdıkları bir anketle dünyanın her yerinden 100 medya lideri seçtiler ve bunları her yıl davet ediyorlar.
Bunlardan biri de benim.
* * *
Bu yıl Davos günlerim kafa karışıklığı ile başladı.
Kafamı karıştıran buradaki toplantılar değil, cebimdeki paranın hesabı.
Her yıl olduğu gibi, tepedeki Schatzalp Oteli’ne yerleştikten sonra ilk işim aşağıdaki süpermarkete gidip, odadaki eksiklikler için birkaç şey almak oldu.
* * *
Daha mağazaya girerken bir şey dikkatimi çekti.
Sebze ve meyve reyonunun önü acayip kalabalıktı.
Biraz sonra her İsviçreli vatandaşın öğrendiği büyük haberi öğreniyorum.
* * *
Yer: Geçen hafta Bağdat...
Amerikalı yetkililer, geçen hafta Irak’taki “güvenilir bir arabulucu” ile Beşar Esad’a şu net mesajı iletti:
“IŞİD mevzilerini bombalayan Suriye jetleri, aynı bölgede uçuş yapan Amerikan jetlerinin hedefi değildir...”Hemen belirteyim.
Bu mesaj, Amerikan yönetimi ile Esad yönetimi arasındaki güven arttırıcı ilk adımdı.
Esad’a iletilen bu meajın ilk somut yansıması, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin konuşmasıyla geldi.
Amerikan hükümeti içinde Esad’a en karşı konumdaki bakan, geçen günkü konuşmasında ilk defa “Çözüm için Esad ayrılmalıdır” ifadesini kullanmadı.
* * *
Viyana’da şaşaalı bir salon. Tavanlar Vatikan’ın Sistine Şapeli’ni andırır freskolarla kaplı.
Altında devasa bir dörtgen masa.
Etrafında insanlar oturmuş...
Ayrıntıları Vahap Munyar’dan okuyorum.
-Toplanıtının adı “Fikir Sofrası”ymış...
“Fikir” kelimesi, hayatının son 7 yılı “Kurtlar Sofrası”na döndürülmüş bir ülkenin insanının kulaklarına iyi geliyor.
-Toplantıyı Arslan Şirketler Grubu düzenlemiş.