Erdem Cürgen

Eurobasket 3.defa ülkemizde

31 Ağustos 2017
40.Avrupa Basketbol Şampiyonası Perşembe ve Cuma günü Avrupa’nın 4 şehrinde oynanacak maçlarla başlayacak.

A Grubunda; Fransa, Yunanistan, Finlandiya, Slovenya, Polonya, İzlanda Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de

B Grubunda; Litvanya, İtalya, İsrail, Gürcistan, Almanya, Ukrayna İsrail’in Tel Aviv şehrinde

C Grubunda; İspanya, Çekya, Hırvatistan, Macaristan, Karabağ, Romanya Romanya’nın Kaloşvar şehrinde

D Grubunda ise A Milli Takımımız; Sırbistan, Letonya, Rusya, Belçika ve Büyük Britanya ile İstanbul Fenerbahçe Arena’daki grup maçlarında karşı karşıya gelecek.

Son 16 turundan itibaren tüm takımların İstanbul’a taşınacakları Avrupa Basketbol Şampiyonasında, bu aşamadan sonraki tüm maçlar Ataköy’deki Sinan Erdem Spor Salonunda yapılacak. Sinan Erdem Spor Salonu 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonasına ev sahipliği için yapımına başlanmış, fakat salon yetişmediği için şampiyonaya Abdi İpekçi Spor Salonu ev sahipliği yapmıştı. 2010’da Dünya Şampiyonasının da yapıldığı salonlardan birisi olan Sinan Erdem Spor Salonu, böylece 16 yıl gecikmeyle Eurobasket finaline sahne olacak.

1959 ve 2001’den sonra 3.defa ev sahipliği yapacağımız şampiyonada, 2001 yılı öncesindeki o coşku, o hepimizin hala belleğinde olan, Haydarpaşa’da çekilen 12 Dev Adam reklam filmiyle başlayan heyecan, Rusya maçına saatler kala henüz ortalarda gözükmüyor.

Bunun önemli bir sebebi, son 3 şampiyonadaki başarısız sonuçlar ve kadro olarak son yıllardaki en düşük profilli kadro ile şampiyonaya katılacak olmamız. 2001 öncesi Eurobasket 97 ve 99’da A Milli Takımımız çeyrek final oynama başarısı göstermişti.

Yazının Devamını Oku

TFF TV ne oldu

24 Ağustos 2017
Geçtiğimiz sezonun devre arasında Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği (TPFD) basına bir TFF TV projesi açıklamıştı.

Bu projenin esası; yayın ihalesinde yer almayan profesyonel ligler olan 2. ve 3.Liglerin tüm maçlarının spiker, logo vs. bulunmadan 1 yönetmen ve çift kamera tarafından TFF tarafından çekilmesi; bu yayınların da yerel kanallara, antrenörlere, menejerlere, scoutlara, oyuncu ailelerine, taraftarlara, meraklılarına da paketler halinde servis edilip, hem federasyona, hem kulüplere ufak da olsa bir gelir getirmesi sağlanacaktı. Alt liglerdeki oyuncuların göz önünde olması, hakem hatalarının kontrol altına alınması ve kurullarca verilen cezaların daha adil değerlendirilmesi gibi yan faydaların da sağlanabileceği de öngörülmüştü.

Aradan 7 ay geçti. Haftasonu 2. ve 3.Liglerde de sezon başlıyor. TFF TV konusunda somut bir gelişme olmadığı gibi, gündemden de düşmüş gözüküyor. Türkiye Basketbol Federasyonu ve Türkiye Voleybol Federasyonu tüm maçları yayınlamasalar da bazı maçlarda, alt liglerde bu uygulamayı yapıyorlar. Özellikle voleybolda, oyunun oynandığı alanın çok daha ufak olması, belli şehirlerde belli salonların kullanılması gibi teknik açıdan işi çok daha kolaylaştırıcı faktörlerin de olduğunu görmek gerekir.

Yine de bu projeyi ortaya atan TPFD’den en azından yaşanan süreçle ilgili bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Geçmiş sezonlarda olduğu gibi kulüpler, iç saha maçlarının yayın haklarını pazarlama hakkına sahipler. Gümüşhanespor Çay Tv ile anlaştığını açıklayarak bu adımı atan ilk takım oldu. Yine ilk hafta maçlarından Yeni Nazillispor – Kahramanmaraşspor maçı da Cumartesi günü TvDen’den canlı yayınlayacak.

KUPAMIZIN FORMATI DEĞİŞTİ, DEĞERİ DÜŞTÜ.

Türkiye Kupası ve Süper Kupa maçlarının 3 sezonluk yani yayın ihalesi geçtiğimiz hafta pazartesi günü yapıldı. Kupaların yayın hakkını yeniden ATV, A Haber, A Spor, A2 kanallarını da bünyesinde bulunduran Turkuvaz Medya Grubu kazandı. İhaleye ilgi ve ortaya çıkan fiyat ise beklentinin biraz altında kaldı.

Turkuvaz Medya Grubu dışında ihaleye katılmak için şartname alan medya kuruluşları olsa da, Kupa maçlarının yayın hakları için sadece Turkuvaz Medya Grubu teklif yaptı. 3 yıl önce Federasyon payı ve KDV hariç yıllık 13.5 Milyon Dolar’a aldıkları ihaleyi, bu sene yıllık 10 Milyon Dolar’a aldılar.

Bu hafta Salı günü yapılan 1.Tur maçlarından 5 tanesini de, dönüşümlü olarak canlı yayınlandı. Hakkını vermek gerekir ki, Turkuvaz Medya; Sinop, Iğdır, Tavşanlı, Turgutlu ve Kırıkkale’den yaptığı canlı yayınlarla, bu takımların ve futbolcuların isminin duyulmasına aracılık ederek, kalplerde taht kurdu.

Yazının Devamını Oku

Devşirme meselesi

17 Ağustos 2017
Londra’da geçtiğimiz hafta sonu, tarihimizin en başarılı Dünya Atletizm Şampiyonası’nı  geride bıraktık.

 

Ramil Guliyev’in altın, Yasmani Copello Escobar’ın gümüş madalya aldığı şampiyonada (2 hafta önce yaptığımız ankette iki atletimiz de %29 oy alarak en iyi derece beklenen atletlerimiz olmuştu) Eda Tuğsuz’un 5.liği, 4*100 metre erkek bayrak takımımızın final koşup 7.olmaları bizi memnun eden derecelerdi.

Azeri asıllı Ramil ve Küba asıllı Yasmani’den gelen madalyalar sonrası, devşirme meselesi yeniden tartışılmaya başladı. Bir grup devşirmeden kendi sporcularımızı yetiştirmemiz gerektiğini savunurken, karşı grup sporcu devşirmenin başarıya ulaşmak için önemli olduğunu ve o sporcuların da, bizim kadar Türk olduklarını iddia ediyor.

Ben burada sporcu devşirmenin doğru ya da yanlışlığından ziyade; doğru sporcuyu devşirmenin önemli olduğunu düşünüyorum. O sporcu kazandığı bir şampiyonlukla; Anadolu’da bir köyde, kasabada, Çerkeş’te, Erbaa’da, Bulancak’da, Horasan’da, Muradiye’de, Kahta’da, Meram’da, İskenderun’da, Tavşanlı’da, Narlıdere’de, Çorlu’da bir gencin, ben de şampiyon olabilirim ya da ben de hedeflerime ulaşabilirim özgüvenini kazanmasını sağladıysa, o spor dalının gelişiminde katalizör rolü oynadıysa, bence doğru bir iş yapılmıştır.

Geride bıraktığımız Atletizm Dünya Şampiyonasında kazanılan 2 madalyanın yanına, bizim ülkemizde doğup, büyümüş, bizim yetiştirdiğimiz sporcular da 6-7 tane madalya koyabilseydi, belki de devşirme konusunu tartışıyor olmazdık. Aslolan sorun sporcu devşirmek değil, kendi sporcumuzu yetiştirememek, bugün neredeyse her ülke sporcu devşiriyor ancak yanlarına kendi yetiştirdikleri sporcuları da ekleyebilenler, olimpik anlamda başarılı olabiliyorlar.

Sporcu devşirme olayının da yeni olduğunu söylemek pek mümkün değil, ülkemizin bazı devşirme sporcularına bir göz atalım isterseniz, ondan sonra da sporcu devşirmenin doğru ya da yanlış olduğunun cevabını herkes kendisine versin.

Naim Süleymanoğlu : 1988 Seul Olimpiyatlarında Dünya rekorları kırarak Halterde ilk altın madalyamızı kazanan Cep Herkülü, Dünya Şampiyonu etiketi olan Bulgaristan vatandaşı bir Türk’tü. Turgut Özal’ın girişimleriyle 1 milyon dolar gibi bir ücret ödenerek Türk yapılmış ve 88 Seul’den sonra, 92 Barcelona ve 96 Atlanta’da da olimpiyat altınını boynuna geçirmiş, sakatlıklarla boğuşup halterden ayrı kalmış, geri dönüşü pek parlak olmamıştı. 2000 Sydney Olimpiyatlarında sıfır çektikten sonra kariyerini sonlandırmıştı.

Kendisinden sonra devşirilen Hafız Süleymanoğlu neredeyse tüm önemli şampiyonlarda sıfır çekerek Halter sporuna hiçbir katkı verememiştir.

Yazının Devamını Oku

Yeni sezona başlarken

10 Ağustos 2017
Süper Lig 2 aylık aranın ardından yeniden start alıyor. İlhan Cavcav sezonu adıyla oynanacak sezonda, açılış maçı Cuma akşamı 21:45’te Başakşehir ile Bursaspor arasında olacak.

Uzun bir aradan sonra 1.Lig’e dönen iki takım Ankaragücü ve Erzurumspor ise aynı akşam saat 20’de 1.Ligin açılışını yapacaklar.

Süper Lig, geçen sezon içerisinde yapılan ihaleyle 5 yıl boyunca yine eski adıyla Digitürk yeni adıyla Bein Sports Türkiye’de olacak. Daha önce TRT’de şifresiz olarak izlemeye alışık olduğumuz 1.Lig maçları da son yapılan ihaleyle Bein Sports Türkiye’ye geçti.

1.Lig maçlarının Bein Sports Türkiye’ye geçmesi yeni bir sorunu da beraberinde getirdi. Süper Lig’deki 9 maçla beraber, İspanya, İtalya, Fransa Liglerinin de yayın hakkını elinde bulunduran yayıncı kuruluş, 1.Lig’deki 9 maçı TRT’nin yayınladığı gibi yayınlayabilecek mi? Ekim ayında başlayacak Basketbol Ligi yayınlarını da eklediğimizde, yayıncı kuruluşun aynı saat diliminde, bu kadar canlı yayını yapacak teknik olanağı var mı?

İlk hafta canlı yayın programının açıklanmasıyla beraber, bu soru işaretleri yerini endişeye bıraktı. Bein Sports Türkiye bu hafta oynanacak 9 tane 1.Lig maçının, sadece 5 tanesini canlı yayınlayacak. Geçen sezonun ilk haftalarını saymazsak (anlaşmanın gecikmesi nedeniyle, ilk haftalarda 1.Lig maçları hiçbir kanaldan yayınlanamamıştı) haftanın tüm maçlarını, en kötü ihtimalle Web Tv’den izlemeye alışık olan 1.Lig tutkunları için, hem ücretli üyelik alıp, hem tüm maçları izleyememek büyük bir hayal kırıklığına neden olacak.

Yaz sıcakları nedeniyle 13:30 – 16:00 seanslarına maç koyulamaması, tüm maçların 19:00 – 21:45 arasına sığdırılmasından da kaynaklanmış olabilecek bu durum, 13:30 – 16:00 seanslarının devreye gireceği Eylül ortasından sonra düzelir mi, ya da en azından Bein Connect üzerinden tüm maçların canlı yayını sağlanır mı, TRT gibi bir kurumla, bazı 1.Lig maçların yayınlarının devredilmesi gibi bir görüşme yapılır mı, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Aylık 25TL’ye satın alınabilen (Kredi Kartı ile yıllık 240 TL) en düşük paket olan Ailenin Yıldızı ile izlenebilecek 1.Lig maçlarında ilk haftanın canlı yayın programı şimdilik şu şekilde olacak gibi görünüyor:

Cuma 20:00 Ankaragücü – BB Erzurumspor (Bein Sports 2 HD)

Cumartesi 19:00 Rizespor – Manisaspor (Bein Sports 3 HD)

Yazının Devamını Oku

Usain Bolt özgürlüğe koşuyor

3 Ağustos 2017
Usain Bolt; 8 Olimpiyat, 11 Dünya Şampiyonası altın madalyası kazanmış gerçek bir efsane. 100 ve 200 metrenin Dünya rekortmeni, günümüzün en büyük sporcularından biri olan Bolt, içinde bulunduğumuz Ağustos ayında kariyerini sonlandırmayı planlıyor.

Efsane atletin en değer verdiği madalyası hangisi bilemiyoruz ama ne Olimpiyat, ne de Dünya şampiyonlukları için kullanmadığı “o benim en iyi anım” tamlamasını henüz 15 yaşındayken ülkesinde yapılan 20 Yaş Altı Dünya Şampiyonasında 200 metre yarışı ve kazandığı altın madalya için kullanıyor. Hikayenin başlangıcı tam da burası; henüz 15 yaşında zayıf, kahve tarlasında çalışan emekçi bir babanın üç çocuğundan biri; kırsaldan gelip; Başkent Kingston’daki ulusal stadyumun dolu tribünlerinin heyecanından, ayakkabılarını yanlış giyen çocuk, belki de son şampiyonası için Londra’da ve yıllardır hayalini kurduğu özgürlüğüne hazırlanıyor.

(Usain Bolt'un henüz 15 yaşındayken, ülkesinde yapılan 20 Yaş Altı Gençler Dünya Şampiyonası'nda kazandığı altın madalyanın hikayesini anlatan kısa çizgi filmi izlemek için tıklayabilirsiniz http://www.dailymotion.com/video/x5vj9d8)

Kaybetmeye tahammülü olmayan Bolt için zirvede kalmak ciddi bir mücadele, kariyeri boyunca uğraştığı sakatlıklar, zaman zaman baş gösteren tükenmişlik sendromu ve motivasyon problemi, sürekli olarak hayalini kurduğu tatil; geceleri eğlenmek, geç yatmak, istediği saatte kalkmak, istediği yemeği yiyebilmek, hiç antrenman yapmadan ayaklarını uzatıp dinlenebilmek, Dünyanın en hızlı adamı unvanıyla beraber, aylık ortalama 2 milyon dolar kazanıp, normal bir insan gibi yaşayabilme hayali.

Bolt; Osaka’da 2007’de yapılan Dünya şampiyonasında, günümüzün en iyi atletlerinden; aynı şampiyonada 100 metreyi de kazanarak, Dünya şampiyonaları tarihinde bunu 3.kez başaran Tyson Gay’in, 200 metre yarışında arkasında kalarak ikinci olur. Kaybetmek ona çok ağır gelir, buna bir daha asla izin vermeyeceğim diyerek, 1 yıl sonra Pekin’deki yaz olimpiyatlarında ilk kez yarıştığı 100 metreyle beraber, 200 metre yarışında da altın madalya kazanacak ve sonradan fenomen olan o pozu verecektir.

2009’dan sonraki 4 Dünya şampiyonasında da 200 metre altınını alan (3 Dünya şampiyonasında 100-200 duble yapan) Usain Bolt’un, 4 Dünya şampiyonasında da duble yapmasını engelleyen 2011’deki hatalı çıkışı ve vatandaşı Yohan Blake’in kazandığı altın madalya olacaktı.

2012 Londra Olimpiyatları öncesinde Yohan Blake, Jamaika olimpiyat elemesinde Usain Bolt’u hem 100, hem 200 metre yarışında geçecektir. Londra’daki oyunlar öncesi kamuoyunda Bolt’un Pekin’deki başarıyı tekrarlayabileceğine dair şüpheler vardır. Hürriyet gazetesi oyunlara yaklaşık 3 hafta kala bu durumu “Ne oldu sana Bolt” başlığındaki haberle okuyucularına duyurmuştur. (

Yazının Devamını Oku

Avrupa'ya kötü başlangıç ve 10. sıraya tutunmak

27 Temmuz 2017
Liglerin başlamasına, 3 hafta kala geri sayım son hız devam ediyor, liglerin başlangıcını müjdeleyen; Avrupa Kupaları Elemeleri ile beraber Rusya, Avusturya, İsviçre, Polonya, Romanya gibi ligler de birer ikişer başladı.

Bu hafta bu kervana, geçtiğimiz hafta sonu Süper Kupa finalini seyrettiğimiz Belçika Ligi katılıyor.

Belçika Ligi demişken NTV Spor’un bu sezon da Belçika Ligi maçlarını şifresiz olarak canlı yayınlayacağını müjdeleyelim. NTV Spor ilk hafta Belçika Liginde 3 canlı maç yayını yapacak. (Cuma 21:30 Antwerp – Anderlecht / Cumartesi 19:00 Lokeren – Club Brugge / Pazar 15:30 Mechelen – Standard Liege)

Şifresiz canlı yayınlardan bahsetmişken Tivibu Spor’un şifresiz kanalının da bu hafta sonu Rusya Liginin 3.haftasında 2 maç yayını planladığını hatırlatalım. (Cumartesi 15:00 CSKA Moskova – SKA Energiya)

Belçika ve Rusya Ligleri bu sene şifresiz olarak takip edebileceğimiz, ender ligler arasında yer alıyor. Her ne kadar bazı sporseverler bu liglere burun kıvırsa, iki ülkenin ligi de UEFA sıralamasında bir hayli üstümüzde yani takımları Avrupa Kupalarında bize oranla çok daha başarılılar.

Şampiyonlar Liginde gelecek sezondan itibaren, ilk 4 sırayı kapan ülkelerin, ilk 4 takımının elemeler harici tutularak, direkt lige alınması, direkt katılım hakkının 12.sıradan, 10.sıraya yükselmesine neden oldu. Üstelik 10.sıraya tutunsak bile lig ikincimiz artık 2 yerine 3 ön eleme oynayacak.



Yazının Devamını Oku

Sinan Erdem ve olimpiyat

20 Temmuz 2017
Basketbolla biraz haşır neşir olan herkesin adını sıkça duyduğu Sinan Erdem Spor Salonuna adını veren, büyük spor adamı Sinan Erdem’i önümüzdeki Pazar günü 14.defa, aramızdan ayrılışının yıl dönümünde anacağız.

Bu vesileyle bu hafta Sinan Erdem’in hayatınının son dönemini vakfettiği olimpiyatlardan konuşmak istiyorum.

Sinan Erdem, belki de hiç kimsenin aklında olmayan, ihtimal vermediği bir hayale doğru yelkenleri doldurma gayretine giren ilk isim oldu ülkemizde. 2000 Yaz Olimpiyatları adaylığıyla cılız adımlarla başlayan yolculuğumuzda, Hasan Arat önderliğindeki ekiple 2020 olimpiyatlarında hedefe yaklaştık, fakat finalde Tokyo’ya kaybetmemiz, uzun bir süre daha bu hayalden ayrı kalmamız sonucunu doğurdu.

2020 Olimpiyat oyunlarının kaybedilmesinin ardından İstanbul 2024 için adaylık başvurusunda bulunmadı. Los Angeles, Roma, Paris, Hamburg, Budapeşte gibi 3ü daha önce olimpiyat yapmış 5 aday şehrin ev sahibi olmak için yarıştığı sürecin finali önümüzdeki sonbaharda olacak, ben 1924 olimpiyatlarının 100.yılında Paris’in bir adım önde olduğunu düşünsem de, Roma’nın 2024 oyunlarını kazanması da pek sürpriz olmaz.

Los Angeles da her ne kadar güçlü bir aday olup, daha önce 2 kere olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmış olsa da, 1896’da başlayan modern olimpiyat tarihinde, olimpiyat oyunlarının Avrupa kıtasından arka arkaya 3 olimpiyatta uzak kaldığı hiç olmamıştı. 2016 Rio ve 2020 Tokyo’dan sonra 2024 olimpiyatlarının da Avrupa kıtası dışına çıkması pek mümkün görünmüyor.

IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) Delegelerinin yaptıkları seçimlerde, bugüne kadar net bir şekilde denge mekanizmasının işlediğini görmemizi sağlayacak birkaç örnek sıralayım.

Almanların 1.Dünya Savaşıyla Beraber Olimpiyatları kaybetmesi:

1914-18 yılları arasında devam eden 1.Dünya Savaşı nedeniyle, 1916 Berlin Olimpiyat Oyunları yapılmaz, savaş bittikten sonra sırasıyla olimpiyatlar 1920de Antwerp 1924de Paris 1928de Amsterdam ve 1932de Los Angeles da yapıldıktan sonra, 1936da Berlin’e tekrar sıra gelir. Dünya 2. Büyük savaşa koşar adım giderken, Berlin Olimpiyatlarının açılış töreni Adolf Hitler ve Naziler için tam bir gövde gösterisine dönüşür.

Yazının Devamını Oku

Kırkpınar

13 Temmuz 2017
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin 656.sı önümüzdeki Haftasonu Edirne Saray İçi’nde yapılacak.

Açıkçası birkaç yıldır ben bu güreşleri büyük hüzünle takip ediyorum.

Olimpiyat dışı kalma tehlikesi ve televizyonda izlenirliğinin olmaması bahane edilerek son 10-15 yıl içerisinde, minder güreşinde devamlı olarak yapılan ucubik değişiklikler, yer yer güreşi bir güç sporu olmaktan öte bir şans sporu haline getiriyordu. 2005 yılında getirilen Zorunlu Bağlama kuralı bir çok kişi gibi bana göre de, bizim çocukluğumuzda severek izlediğimiz; Mehmet Akif Pirim, Mahmut Demir gibi efsanelerin altın madalyalarıyla coştuğumuz ata sporumuzdan bizi git gide uzaklaştırıyordu.

Tarihi Kırkpınar Güreşleri de maalesef bu değişikliklerden nasibini aldı. 15-20 yıldır yapılan değişiklikler, ki bir dönem eşitlik durumunda kura çekilmesi kuralı bile gelmişti, Kırkpınar’ın tarihine adeta ihanet gibiydi.

655 yılı geride bırakmış bir spor organizasyonu olan Kırkpınar’ın en büyük özelliği, rakibini yenmek için tuş etme gerekliliğiydi yani öyle tesadüfen, bacağından yakaladım bastırdım 1 puan aldım ile başarılı olamıyordun, güçlü ve gözü pek olman gerekiyordu. Tabir yerindeyse rakibini tartışmasız, eze eze yenmen gerekiyordu. Şimdi ise yarım saatlik klasik yağlı güreş; ki çeyrek finalden sonra bu yarım saatte pek sonuca gidilmiyor, daha sonra da uzatmalarda klasik minder güreşi; 2 puan alan kazanıyor, orada da sonuç çıkmazsa ilk puanı alan kazanıyor. Efsanelere konu olmuş, sabahtan başlayıp akşama kadar devam eden, bir günden fazla süren, galibi çıkmadığından başpehlivan seçilemeyen güreşler çoktan bitti.

Aliçoların, Adalı Halillerin, Koca Yusufların, Kurtdereli Mehmetlerin, Tekirdağlı Hüseyinlerin kemiklerini, 1990-97 arası 8 organizasyonun 7sinde Başpehlivan olan Ahmet Taşçı’nın yüreğini sızlatan Yeni Kırkpınar’da kurallar, yeni efsane pehlivanlar çıkarmayacak gibi görünüyor. Son 5 yılda 5 farklı ismin Başpehlivan olması da bunun bir göstergesi (Ali Gürbüz, İsmail Balaban, Fatih Atlı, Orhan Okulu, Recep Kara) bu sefer de şanslı kura çekip, fazla yıpranmadan finale kadar gelen, puanlama oyununda da şansı yaver gidenin kazanacağı güreşler bizleri bekliyor.

Kırkpınar’ın son yıllarda en istikrarlı ismi şüphesiz Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim. Son 9 yılda 8 kez Kırkpınar Ağası olan Seyfettin Selim’i açık arttırmada geçebilen tek isim 2014 yılının Kırkpınar Ağası olan Süleyman Mercek’ti. 2014 yılının Kırkpınar Ağalığını 807.000 TL gibi rekor bir ücretle alan Süleyman Mercek bir daha ağalık yarışında boy göstermedi, o rekora ise şu an bir hayli uzağız. (Seyfettin Selim sırasıyla 2015-16-17 ağalıklarını; 200.000, 361.000 ve 400.000TL’ye almıştı.)

Herşeye rağmen, babalarımızdan bize vazgeçilmez bir hatıra olan Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin finalleri için Pazar öğleden sonra NTV Spor karşısında olacağız.

Yazının Devamını Oku