"Twitter 'er meydanı' değildir"

Güncelleme Tarihi:

Twitter er meydanı değildir
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2014 11:27

Son dönemlerde siyasi tartışmaların Twitter üzerinden devam etmesi ve birçok kesimin Twitter'dan gelen hakaretlerden şikayetçi olması, Twitter'ı toplum olarak ne kadar doğru kullandığımız sorusunu gündeme getirdi.

Haberin Devamı

Twitter kullanımını değerlendiren iletişimci ve sosyal medya uzmanları, bu mecranın sadece tartışmalar için bir "er meydanı" olmadığına işaret ederek, paylaşımların çok fazla ciddiye alınmaması gerektiğini dile getirdi.

Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Polat "Türk Twitter kullanıcıların ağırlığını 30 yaş altı gençlerin oluşturduğunu göz önüne almamız lazım. Bunların da Sosyal Medya'yı kendi özgürlük alanı olarak gören ve burada kendisi için avatarından paylaşımlarına ideal kimlik inşa etmeye çalışan bir karakteristiği var. Yaratılan bu sanal karakterin temelinde sosyalleşme ve statü kazanma arayışı yatmakta" dedi.

İletişim çağıyla oluşan paylaşım kültürünün farklılaşmayı da beraberinde getirdiğini aktaran Polat, "Sosyalleşme ve statü kazanma arayışının sonucu olarak paylaşımlarıyla farklılaşmaya çalışan, lafını esirgemeyen, popüler kişi ve kurumlara 'çakmaya' meraklı bir iletişimi benimsiyor çoğunluğu. Sosyal medyanın yarattığı paylaşım bombardımanı altında çok fazla derinleşemeden her duruma göre yüzeysel yaklaşım geliştiren hatırı sayılır bir kitle de olduğu gibi kendi uzmanlık alanındaki birikimini paylaşanlar da var. Sözün özü Twitter, gökkuşağı misali her rengi görebileceğimiz bir dünya" değerlendirmesini yaptı.

Polat, toplumda etki gücü ve saygınlığı yüksek kimselerin attığı twitlerle gündemi haftalarca oyalayabildiği bir gündem yoğunluğunda, paylaşımlarda ölçünün ne olması gerektiğini, "Bana göre Twitter'da ölçüyü belirleyen, tutarlı ve istikrarlı paylaşımlardır. Bu arttıkça, etki gücü ve saygınlık da artıyor. Aksi durumda ise tepetaklak aşağıya iniyor. Özetle, sosyal medyada saygınlık çok zor ve uzun vadede kazanılıyor ama bir anlık gafletle bile tepetaklak olabiliyor" sözleriyle yorumladı.

Polat, "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ile sosyal medya kullanıcılarına paylaşımlarında daha dikkatli olmalarını gerektiren yaptırım ve yükümlülüklerin getirildiğini söyledi.

"Özgürlük ve hakaret arasındaki ayrım özellikle konu politika olduğunda göz ardı edilebiliyor"

Dijital İletişim Uzmanı İbrahim Yörük ise, Türk Twitter kullanıcılarının manipülasyona çok çabuk kapıldığını belirterek, "Türk Twitter kullanıcısının hakim özelliklerinden en önemlisi çok çabuk yönlendirilebilir olması. Bir de sanırım tüm dünyada olduğu gibi Türk Twitter kullanıcısı da yanlış bilgiyi, doğru bilgiden daha çok kullanıyor" dedi.

Twitter'ın daha çok politik yorum ve eleştiri için kullandığına işaret eden Yörük, "Özgürlük ve hakaret arasındaki ayrım özellikle konu politika olduğunda göz ardı edilebiliyor. Bu, aslında sosyal medyanın suç olanı takip etmenin zor olması, bireysel kullanıcıların fake hesaplar, sahte hesaplar üzerinden gerçek kişilere hakaret edebilmesi ya da hakaret eden kişilerin kimliklerinin ispat edilememesi gibi sebeplerden kaynaklanıyor" diye konuştu.

Toplumda etki gücü ve saygınlığı yüksek kimselerin attığı twitlerle gündemi uzun süre oyalayabildiği bir sürecin yaşandığını dile getiren Yörük, şunları aktardı: "Ölçü, haberin gerçekliği ve büyüklüğü olmalı. Ama onun yerine haberi paylaşan kişinin takipçi sayısı, yalan ya da saptırılmış gerçekliği şüpheli haberin aldığı retweet (rt) sayısı etkileşimi bu noktada ölçü kabul ediliyor. Özellikle internet medyası bu noktada sosyal medyadan haber yapmak gibi bir basitliğe ve aynı zamanda hataya düşüyor. 'Başbakan konuştu sosyal medya çalkalandı şeklinde' atılan 5-10 tweeti alıp sanki uzman görüşüymüş şeklinde haber yapılması maalesef son zamanlarda en çok karşılaştığımız haber formatlarından..."

"Yazdıkları kimseyi bağlamayacak şekilde bir sistem yok artık"

İnternette kötü niyetli kullanımı önlemeye yönelik düzenlemeler içeren torba yasa tasarısıyla ilgili görüşlerini paylaşan Yörük, şunları kaydetti: "(5651 sayılı İnternet Kanunu'nun Değiştirilmesine Dair Teklif) Gayet yerinde ve gerekli bir düzenlemedir. Daha önceleri yapılması gerekmekteydi. Ama düzenlemelerin suistimal edilmemesi için özellikle çokç sıkıntı yaşanan teknik konularda karar mercileri ve hukuki mercilerin eğitime ihtiyaçları var. Örneğin uygunsuz bir durumda ibrahim.blogspot.com sitesinin erişime kapatılması yerine, komple blogspot.com'u erişime kapatmak gibi durumlarla karşılaşılmamalı. Sosyal medya kullanıcısına daha gerçekçi ve karakterize olmuş bir kullanım yolu sunuyor, daha bağlayıcı, eskisi gibi yazdıkları kimseyi bağlamayacak şekilde bir sistem yok artık. Sosyal medya kullanıcılarının bir kısmının 'özgürlükler gidiyor, internet sansürü geliyor' diye feryat etmeleri bu yüzden."

"Sosyal medya konusunu gerçekten çok ciddiye aldık"

Medya Derneği Genel Sekreteri ve teknoloji yazarı Deniz Ergürel de Türk toplumunun Twitter kullanımını abarttığına işaret ederek, şunları söyledi: "Bugüne kadar bir çok ülkenin sosyal medyayı seçim dönemlerinde kullanmasıyla ilgili olarak araştırmalar yapıldı. Şu an Türkiye'de yaşanan tartışmalar ya da kavgalar gibi olaylara şahit olmadım. Sosyal medya konusunu gerçekten çok ciddiye aldık. Yaşadığımız süreç bunun bir göstergesidir. Sanal ekipler kuruluyor, gruplar oluşturuluyor normal hayatta yaşanan kavgalar, sosyal medyaya taşınıyor, hatta daha şiddetli kavgalar oluyor."

Sosyal medyanın, yapısı gereği her yönlendirmeye açık bir alan olduğunu, sosyal medyada herkesin istediği her şeyi yazabildiğini belirten Ergürel, "Sosyal medya kullanıcılarının sosyal medyayı kullanırken dikkat etmesi gereken şey, ekranda her gördüğü fotoğraf, yazı, tweet doğru olmayabilir. Çünkü sosyal medya herkese açık bir alan. Ayrıca bir kişinin hesabında herhangi bir partiyi, grubu ifade eden bir yazı, sembol olsa bile o kişi gerçekten o gruba ait olmayabilir. Sosyal medyanın doğası gereği bu tür şeylere açık bir alan. Öncelikle kullanıcılar, sosyal medyanın bir sanal ortam olduğunu ve bu ortamda çok farklı karakterde insanların yalan yanlış bilgileri paylaşabileceğini bilmesi gerekir" diye konuştu.

Gezi Parkı sürecinin ardından Twitter'ın Türkiye'deki birçok hesabı da içeren kapsamlı bir temizliğe gittiğini anımsatan Ergürel, şunları kaydetti: "Spam savaşlarıyla ilgili olarak Twitter'ın Türkiye'ye özel bir mekanizma geliştirebileceğini zannetmiyorum. Twitter, doğası gereği insanların fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam. Twitter, kişiye yönelik saldırılar ya da hak ihlalleri olması durumunda birtakım mekanizmalar geliştirmiş durumda... Örneğin Twitter'da bir şahıs ya da marka adına sahte hesap açılamaz. Böyle bir durumda adına sahte hesap açılmışı kişi veya kurumlar Twitter'a başvurarak bu hesapların kapatılmasını talep edebilir ve Twitter bu tür durumları ciddiye alıyor.

Kişilere veya kurumlara karşı düzenlenen itibar saldırılarını da Twitter ciddiye alıyor. Böyle bir saldırı olduğuna dair şikayet olduğu anda Twitter mesajları inceleme altına alıyor ve gerekirse itibar saldırısında bulunan hesabı kapatabiliyor. Twitter spam olarak şikayet edilen hesapların bir çoğunu kapattı. Ancak Twitter global bir şirket. Türkiye'ye özel bir düzenleme yapacağını zannetmiyorum."

"Twitter'ı bir kavga vesilesi yapıyoruz"

Twitterdan zarar gören insanlar olduğu gibi Twitter'la işini büyüten, yeni iş fırsatları yaratan bir çok insanın da bulunduğuna dikkati çeken Ergürel, "Biz Twitter'ı kullanmayı öğrenemedik. Sosyal medyanın doğasında farklı insanlarla bağlantı kurabilme vardır. Ama bizde bu platform bir kavga aracı olarak kullanılıyor. Siz 'bir söylediğinizi sosyal medyada binmiş gibi' gösterebilirsiniz. Böyle olunca bu kavga daha da büyüyor" dedi.

Fazla takipçiye sahip olan saygın kimselerin paylaşımlarına özen göstermeleriyle gereksiz tartışmaların birçoğunun başlamadan sona ereceğini anlatan Ergürel, "Siyasilerin bu konuda hassas olması gerekiyor. Çünkü sosyal medyada verdiğiniz mesaj çok daha büyükmüş gibi gözükür. Atılan bir mesaj bir anda çok büyük olaylara sebep olabilir. Gezi olaylarında biz bunun örneğini gördük. Sanatçılar, kendi çaplarında birtakım mesajlar attı ve bir anda bu durum bir sosyal patlamanın simgesi haline dönüştü.

Twitter'ı bir kavga vesilesi yapıyoruz. İnsanlar bir anlamda da kızgınlıklarını buraya yazarak içini döküyor. Ancak şu anda sosyal medyada bir ötekileştirme var ve bu durum tehlikeli. Bazı tweetleri görünce ateşe benzin döken insanlar gözümün önüne geliyor" ifadelerini kullandı.

Ergürel, "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"ne ilişkin ise şunları kaydetti: "Teklif şu anda komisyon aşamasında. Komisyonlarda son hali verildi sonra Meclis Genel Kurulu'na gelmesi bekleniyor. Yeni yasa tasarısıyla birlikte internetteki suçlara yeni bir madde daha eklenecek "nefret suçu". Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak aşağılama unsurunun yer aldığına karar verilen yayınlara erişimin engellenmesine imkan verilecek."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!